Kültür ve rakamlar üzerine: Toronto Raptors

Milyarder girişimci ve şirket yöneticisi Tobias Lutke, Times’a verdiği bir röportajında, “Kültür, herhangi bir şirket için başarının en temel yoludur. Onu çıkarlarınız için düzeltmeli ve istikrarı korumalısınız.” demişti. Alman milyarder bu sözünü inovasyon şirketlerine ithaf ediyordu fakat kültür ve başarının ilişkisini geçtiğimiz sezon NBA’de Toronto Raptors’ın şampiyonluğuyla da görmüştük.

Raptors o şampiyonluğun ardından en önemli parçasını kaybetmişti. Kawhi Leonard, yaz arasında Los Angeles Clippers’la sözleşme imzaladı. Süper yıldız adeta bir melek gibi gelmiş, yüzüğü getirmiş ve sonrasında ortadan kaybolmuştu.

2019 NBA Draftı’nda 59. sıradan Dewan Hernandez’i seçen Raptors ön bürosu, Kawhi’ın ayrılma sinyallerinden sonra harekete geçmek için planlar yapıyordu. Kimilerine göre Tobias Harris gibi bir yıldızla, kimilerine göre Bojan Bogdanovic ve Ed Davis gibi orta seviyeli parçalarla sözleşme imzalanmalıydı. Masai Ujiri ve ekibinin aklında ise bambaşka bir plan vardı.

Son NBA şampiyonu, gözünü ilk olarak draft edilmeyen oyuncu havuzuna çevirdi. Kolejdeki performansıyla ümit veren fakat takım içi disiplini konusunda “sorgulanabilir” olan Terence Davis ve adı sanı pek duyulmayan Matt Thomas’la kontrat imzalandı. Ardından OG Anunoby, Patrick McCaw ve Kyle Lowry’nin kontratları uzatıldı.

Dış transferde ise Stanley Johnson ile Rondae Hollis-Jefferson dışında önemli bir hamle yapılmazken sezonun başlamasına üç gün kala takımın genç yıldızı Pascal Siakam’la dört yıl 130 milyon dolarlık yeni bir kontrat yapıldı.

Bu hamleler sonrası Toronto Raptors’ın yeni sezonda play-off potasında olacağı fakat alt sıralardan play-off’a girebileceği düşünülüyordu. Fakat takımın yapılanmasını iç imzalarla çözen Ujiri ve Koç Nurse, yarattıkları kültürün ve birkaç teknik detayın yardımıyla şu ana dek 36 galibiyet ve 14 mağlubiyet alarak konferansında ikinci sıraya yerleşmiş durumda.

Peki, bu başarıyı rakamlarla nasıl açıklarız?

Kategori

İstatistik

Lig sıraları

Sayı

112,3

12

Asist

25,7

9

Ribaund

45,6

13

Üçlük yüzdesi

% 37,4

3

Maç başına hücum

101

13

Verimli şut yüzdesi

% 53,9

6

Kanada ekibinin yukarıda yer alan hücum ağırlıklı verilerinden anlaşılacağı üzere onlar, ligin elit hücum takımlarından biri değiller. Yukarıdaki verilerin yanı sıra izolasyon, post up, catch&shoot, kat setleri gibi oyun tarzlarında da ligin ilk beş sırasında yer almıyorlar. Ama üçlük kullanımlarındaki doğru şut oranının %87 olması, savunma performansları ve kolektif verim işin rengini değiştiriyor.

Savunma istatistikleri – Rakamlar ve lig sıraları, rakiplerinin ortalamalarına aittir.

Kategori

İstatistik

Lig sıraları

Sayı

105,9

3

İki sayılık yüzdesi

% 49,7

4

Üç sayılık yüzdesi

% 33,5

2

Verimli şut yüzdesi

% 50

2

Yukarıdaki istatistiklere ek olarak Raptors, maç başına 8,7 top çalmayla bu alanda lig ikincisi. Zira ligin en az sayı yiyen üçüncü takım olmaları, rakiplerinin içeriden ve dışarıdan denediği şutları kısıtlamanın yanı sıra Raptors; hareketli savunma felsefesi, 1-2-2 savunma düzeninde ortadaki kısanın tepeye çıkarak 3-2 düzenini yaratması ve fizik avantajı sayesinde işin bireysel yaratıcılık kısmında da efektif bir savunma takımı.

Bu savunma düzenlerine en iyi örneği Cleveland Cavaliers’la oynadıkları maçtan bir savunma sekansıyla vermek mümkün.

1. Pascal Siakam (43 numara) ve Serge Ibaka (9 numara) ikilisi topsuz alanda adamlarına mesafe vererek boyalı alandaki olası kat koridorlarını kapatıyorlar. Toplu alanda ise üçgen savunma düzeni hâkim.

2. Top, Cedi Osman’a (16 numara) indikten sonra Ibaka boyalı alandaki korumacı sabit savunma oyuncusu olarak rakibini karşılıyor ve ilk pozisyondaki kat alanını daha da kapatıyor. Siakam ise Tristan Thompson’ın (13) savunmasına çıkarak pick&roll opsiyonunu kapatıyor. Diğer taraftaki üçgen düzen içeriye kayıyor.

3. Penetreyle sayı üretemeyen Cavs, topu güçlü kanadındaki forvete aktarıp başka bir opsiyon arıyor fakat bu sefer de oradaki üçgen tepeye açılarak rakiplerinin şut açısını kapatıyor. Fred VanVleet (23) ve OG Anunoby (3) toplu kanada baskı yaparken Siakam ve Ibaka aynı savunma düzenine devam ediyorlar.

4. Top yeniden Cedi’ye inip penetre başladığında hücumun sona ermesine beş saniye kalmış durumda. Tek doğru opsiyon, kariyeri boyunca en büyük defosu üçlük atmak olan Tristan Thompson’ın şut atması. Siakam’ın Ibaka’ya yardıma gitmesi ve zayıf taraftaki üçgenin birbirinden ayrılıp olası ekstra pas opsiyonlarına baskı yapması, Cavs’in hücum repertuvarında bocalamasına neden oluyor.

Bu yalnızca bir maçtaki sayısız hücumdan kısa bir kesit. Buna benzer örnekleri neredeyse her Toronto Raptors maçında görmek mümkün. Tabii savunma ve hücum rakamlarının yanı sıra Koç Nurse’ün bireysel oyuncu gelişimindeki marifetine de göz atmalı.

Chris Boucher, geçtiğimiz sezon draft edilmedi. 6,4 sayı ve 4,5 ribaund ortalamalarıyla oynayan Boucher, 20,57 verimlilik puanı yakalayarak bu alanda lig 40.’sı olmayı başardı. Ayrıca savunma hareketliliğine verdiği katkıyla göz dolduruyor.

Terence Davis, bu sezon draft edilmedi. 7,7 sayı ortalamasıyla oynayan Davis, bu sezon genelde bench’ten gelip takımına çift haneli skor katkısı vermesiyle X Faktör” olmayı başardı.

Geçtiğimiz sezona dek ortalama altı bir bench oyuncusu olarak kabul gören Norman Powell, geçen sene gelen şampiyonlukta mikro yıldız olurken bu sezon -15,3 sayı ortalamasının da belli ettiği gibi- takımın önemli bir oyuncusu oldu.

Matt Thomas, bu sezon draft edilmedi. Iowa State’in efsanesi olan fakat kolej çevrelerinde adı sanı pek duyulmayan Thomas, bu sezon 4,5 sayı ve 12,12 verimlilik puanıyla oynuyor. İlk bakışta bu rakamlar göz kamaştırıcı görünmese de Thomas’ın %46’yla üçlük atıp alan yaratma katkısı yapması fazlasıyla önemli.

Sistemler, analizler, rakamlar, olasılıklar… Toronto Raptors, bütün matematiksel işlemlerin önderliğinde ama çok daha önemli bir kültürün temelinde yapılanmaya ve gelişmeye devam ediyor. Tabii ki şaşırtmaya da!