Diablo 3: Reaper Of Souls (Pc) - Son Dakika
Teknoloji

Diablo 3: Reaper Of Souls (Pc)

Diablo 3: Reaper Of Souls (Pc)

Blizzard, Diablo 3'ün yaralarını sardıktan sonra şimdi de yeni bir hikayeyle karşımızda.

20.04.2014 01:03
Mahmut Saral - -

Çok değil, daha 2 sene evvel çıkmıştı Diablo 3. "Çok" olarak nitelendirilebilecek tarafı ise, yaklaşık 12 yıllık bir sürecin ardından oyuncularla buluşmasıydı. Bu gerçekten uzun bir süreydi ve bu süreçte canından bezenler olduğu gibi beklentileri katbekat artanlar oldu.


Diablo 3, bu 12 yıllık bekleyiş sürecinin büyük bir kısmında pasif tarafta yer alsam da benim için önemli bir oyun. Özellikle çıkışına son 2 yıl kala bu heyecana ben de dahil olmuştum. Çıkış tarihi henüz duyurulmamışken 15 Mayıs'ta çıkacağına dair bir tahmin yürütmüş ve bu tahminim doğru çıkınca da bir anda arkadaşlarım arasında "Diablo 3'ün çıkış tarihini bilen adam" olmuştum. Çıkış günü Taksim meydanında düzenlenen özel etkinlik, Türkiye'de bir video oyunu için yapılmış en kapsamlı etkinliklerden bir tanesiydi. Saat gece yarısını vurunca başlayan satışlar, birkaç dakika sonra koleksiyonluk sürümlerin bitmesi, alınan ürünlerle çekilen fotoğraflar ve yıllarını Diablo'ya teslim etmiş fan topluluklarının sohbetleri, video oyunlarının yalnızca video oyunu olmadığını bir kez daha göstermişti. Hem de Türkiye'de!


Ve birkaç gün sonra, Blizzard'ta grafiklerden sorumlu kişi, sevgili Giray Özil, bana tüm Diablo 3 ekibinin imzaladığı bir Diablo 3 kutusu yollamıştı. Harikaydı!



12 yıl mı demiştik, vay be...


Bir oyun, film veya müzik albümü için yüksek beklentilere girmek, genellikle insanları hayal kırıklığına uğratabiliyor. Nitekim bir kesim oyuncu için Diablo 3 de böyleydi. Diablo heyecanına sahip diğer bir kesim ise, oyunu Diablo 2'yle kıyaslayarak memnun kalmamıştı. Ancak bana göre bu yanlıştı. Çünkü Diablo 2, çıktığı dönemin şartları göz önüne alındığında gayet sağlam bir oyundu, hala da öyle. Diablo 3 ise, yeni nesil oyun kavramının, yani kitlelerin genişlemesine yönelik hazırlanmış, daha sade ve oynanışı basitleştirilmiş bir oyundu. Şimdilerde "zamana ayak uydurmak" denilen şey bu işte. Görselliğindeki geliştirmeler tabii ki kaçınılmazdı! Yine de bazı şeyler daha iyi olabilirdi.


#Sayfa#


Mesela Auction House sistemiyle karşımıza çıkmıştı Blizzard. Bu, hem altınların, hem de gerçek para akışının olduğu bir satış sistemiydi. Oyuncular, oyun esnasında buldukları kıymetli silah ve ekipmanları, buraya getirip satışa sunabiliyordu. Kısa süre sonra 5 dolara 5 milyon oyun içi altın (rakamı örnek olarak verdim) sistemi yaygınlaşmaya başlayınca, oyunda item ve altın toplamak için geçirilen onlarca saatin hiçbir anlamı kalmıyordu. Ayrıca zaten en zor boss'lardan bile çok iyi item'lar düşmüyordu. Bir de PvP modundan bahsetmişlerdi, ama oyunda ona da yer verilmemişti.


Şimdi bunları saydım diye kafanızda "oyun kötü" diye oluşmasın. Diablo 3 güzel bir oyun, ancak bu saydıklarıma da dikkat edilseydi çok daha iyi bir oyun olabilirdi. Sonradan gelen yamalarla oynanışta düzelmeler sağlandı ve Auction House sistemi kapandı. IV Act'ten oluşan Diablo 3'ün senaryo modu, daha sonda duyurulan Reaper of Souls isimli ek paket sayesinde V numaralı Act'i de görecek ve hikayede yeni bir boyuta adım atılacaktı. Öyle de oldu. Reaper of Souls, oyun sistemi dengeli ve eğlenceli diyebileceğimiz maceralarıyla hem kendini kanıtlıyor, hem de Diablo 3'ü sandalyeden kaldırıp rahat bir koltuğa oturtuyor.



İşte başlıyoruz


Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Bu eklentiyi oynamak için ana oyuna, yani Diablo 3'e ihtiyacınız var. Ek olarak, devamlı bir internet bağlantınız ve doğal olarak Battle.net üyeliğiniz de olmalı. Bilmeyenler için, Battle.net üyeliğinin ücretsiz olduğunu söyleyelim.


Güzel bir açılış videosuyla başlıyor oyunumuz. Bu video zaten daha evvel YouTube'da da yayınlamıştı. Hikayeye dair pek detay vermek istemiyorum, çünkü Diablo gibi kıymetli oyunlarda herkes buna dikkat eder. Her oyuncu, oyundaki her detayı kendisi aramak ve bulmak ister. O yüzden yüzeysel geçip, ek paketle gelenlerden ve kendi oynanış deneyimlerimden bahsedeceğim.


#Sayfa#


Video demiştim, evet. Videoda dikkat çeken birkaç unsur var. Diablo 3'ün finalinde Diablo'yu geldiği yere göndermiş ve tekrar ışığı görebilmiştik. Şimdi ise, karşımızda Malthael var. Malthael, Black Soulstone'u kaçırıp saklama girişiminde bulunan Tyrael ve beraberindeki adamları buluyor. Kısa sürede Malthael'in ne kadar güçlü olduğunu anlıyoruz ve belki de ne kadar sabırlı? Soulstone'u alıyor ve tüm insanlığı ortadan kaldırmak için her geçen zaman biraz daha güç kazanıyor. İşin basitçe özeti, Malthael'i bulup öldürmemiz gerekiyor.


Peki Reaper of Souls ile neler geliyor?


Evvela yeni sınıftan, yani Crusader'dan söz edelim kısaca. Savunması güçlü, kalıbı yerinde, bir elinde kalkan, diğerinde de kalıbıyla uygun bir silahla yol alan bu karakter, oyuncular tarafından ilgi görür mü bilmem, ancak benim ilgimi çekmediğini söylemem lazım. Gerçi ben yakın dövüş ve aksiyondan her zaman hoşlanmışımdır. O yüzden bana daha yakın olan barbarlar her zaman favorilerim olmuştur. Dolayısıyla Reaper of Souls'a da Diablo 3'teki 60 level'lık barbar karakterimle devam ettim. Level oranının da bu eklentiyle 70'i gördüğünü, 70 level olunca pasif skill'lerinize yeni bir slotun daha eklendiğini söyleyelim.



Yeni senaryo modu yaklaşık 4 saatte tamamlanabiliyor. Haritaların kasvetli yapısı ve büyüklüğü dikkatimi çekti. Özellikle zindanlarda uzun vakitler geçirebiliyorsunuz. Her adımda bir karşılaştığınız düşmanlarla girdiğiniz mücadelelerde çalan müzikler, sizi atmosfere iyice sokuyor. Sizle beraber savaşa gelen yoldaşlarınızın zaman zaman Diablo 3'ten kalma aynı cümleleri kurması ise can sıkıcı olabiliyor. Genel hatlarıyla hikaye modunu beğendim, ama açık söyleyeyim, daha da etkileyici bir şeyler bekliyordum. Belki de bu kez ben "yüksek beklentiler" içine girmişimdir, olabilir...


Oyunu keyiflendiren unsurlardan bir tanesi, yeni macera modu. M tuşuna bastığınızda karşınıza gelen haritada, birçok farklı nokta bulunuyor. Bu noktalarda kolay düşmanlar olduğu gibi zor düşmanlar da bulunuyor. Bölgeyi temizlemeniz, birilerini kurtarmanız veya keşfe çıkmanız istenebiliyor. Her seferinde de farklı bir bilinmezliğin içine sürüklendiğiniz için merak duygunuz daima alev seviyesini koruyor. Ayrıca, bu kez item konusunda da fazla cömert davranıldığını görüyoruz.


#Sayfa#


Evet, Loot 2.0'dan söz ediyorum. Etrafta bulduğunuz sandıklardan tutun da öldürdüğünüz düşmanlardan düşen item'lar artık daha değerli ve daha işe yarar şeyler. Legendary item'larla daha önce bu kadar sık karşılaşmamışsınızdır büyük ihtimalle. Gem'ler, silahlar, zırhlar, altınlar ve istemediğiniz kadar çok şey toplayabiliyorsunuz. Böylelikle savunma, dayanıklılık, saldırı becerikliliği ve güç seviyelerine göre silahlarınızı belirleyebiliyorsunuz.


Tabii bu kadar fazla item'la işiniz olmayacağı için çoğunu satıp altına çevirebilir, bazılarının işinize yarar özelliklerini saklayabilir, kıymetli gördüklerinizi de Mystic yardımıyla bambaşka bir görünüme büründürebilirsiniz. Evet, bu da yeni bir Artisan, yani zanaatkar. Mystic'in tezgahı sayesinde isterseniz çok önem verdiğiniz bir ekipmanın gereksiz gördüğünüz bir özelliği ortadan kaldırıp istediğiniz bir özelliği onun yerine entegre edebileceksiniz. Mesela güç ya da beceri gibi.



Beraber takılın


Ve clan sistemi. İsterseniz arkadaşlarınızla bir takım oluşturabilir, bir yandan sohbet ederken öte yandan da görevlerinizi bir bir halledebilirsiniz. Oyun böylelikle daha zevkli bir hal alacaktır, ancak tabii ki haritadaki gerçek karakter sayısı arttıkça karşılaşacağınız düşmanların güç seviyeleri de artış gösteriyor. Bu da normal zaten. Bir de, öldükten sonraki seçenekler dikkatimi çekti. Eğer zorlu bir kapışma sonucu ölürseniz; son kayıt noktasından, güvenli bölgeden veya isterseniz cesedinizin hemen dibinden oyuna tekrar dahil olabiliyorsunuz. Bu seçenekler size sunulmuş.


#Sayfa#


Eklentinin müziklerini ve atmosferini beğendiğimi söylemiştim. Gelelim görsel tarafa. Eklenti, doğal olarak Diablo 3'ün motorunun üzerine inşa edilmiş ve ufak tefek düzenlemeleri saymazsak grafiksel anlamda bir sıçrayış bulunmuyor. Bu iyi aslında. Böylelikle Diablo 3'ü rahatlıkla oynadığınız sistemde Reaper of Souls'u da rahatlıkla oynayabileceksiniz. Grafikler zaten tatmin edici düzeyde.


Sonuca gelirken


Bazı oyunlarda inceleme yazılarını zevk için ya da merak ettiğiniz için okursunuz. Ne yazılırsa yazılsın, mutlaka o oyunu denemek, iyi veya kötü olan her şeyi kendiniz görmek isterseniz. İşte Diablo da onlardan bir tanesi. Yıllar sonra gelen Diablo 3'ün milyonlar sattığını göz önüne alırsak, Reaper of Souls'un da milyonlar satabileceğini söyleyebiliriz. Çünkü bu eklentinin en önemli artısı, çıkar çıkmaz düzgün bir sistemle karşımıza geliyor oluşu. Diablo 3 pek böyle değildi. Sürekli yapabileceğiniz birçok görev, rastgele karşınıza çıkan farklı düşmanlar ve item çeşitliliği de Reaper of Souls'la beraber Diablo 3'ün de ömrünü uzatacaktır. Ben, Reaper of Souls'u alıp oynamanızı tavsiye ederim.



Ha bir de, sahi bir PvP modu gelecek deniyordu, ne oldu o? En sonra geçen ay bir röportaj vermişti Blizzard yetkilileri. En iyi dengeyi kurarak tamamlamak istediklerini, ya da buna benzer bir şeyleri dile getiriyorlardı. Halbu ki Diablo 3'ten beri bekleniyor bu mod. Biraz fazla uzun sürmedi mi?



Mahmut Saral - Teknokulis : http://www.teknokulis.com
Kaynak: Teknokulis

Son Dakika Teknoloji Diablo 3: Reaper Of Souls (Pc) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement