Şöyle bir düşünelim. İşlemcilerin performanslarını belirleyen şeyin bir saniyede ne kadar fazla aritmetik işlem yapabilecekleri, bir diğer deyişle saat hızları olduğu zamanların üzerinden pek de fazla vakit geçmedi, değil mi?
Belki hız tespiti için kullandığımız Megahertz'leri günümüzde Gigahertz'ler ile değiştirdik, ancak işlemciler aşırı hız yaparken aynı anda problem çözebilen bir silikon levha'dan ibaret değiller artık. En azından ne kadar hızlı olduklarını söylerken artık başka detayları da göz önüne almak zorundayız. Bu günlerde her şey Intel gibi yonga üreticilerinin görevleri birden fazla işlemciye pay ettikleri çekirdeklere bağlı. Bu çoklu çekirdeklerin avantajlarını maksimize etmek üzere geliştirilen yazılımlar (oyunlar, çizim programları ve hatta işletim sistemleri) ile birlikte bu çekirdekler hiç bir zaman karşılaşmadıkları kadar ağır yüklerin, her zamankinden daha hızlı biçimde üstesinden gelebiliyorlar.
PC'nizi etrafına kuracağınız işlemciyi seçmek sadece en yüksek çalışma hızına sahip en fazla çekirdekli işlemciyi seçmekten biraz daha karışık bir işlem. Biraz da, fiyat/performans denkleminin üzerinde durmamız gerekiyor.
Bu yazımızda, hem PC hem de Mac OS X tabanlı sistemlerde pazar lideri konumunda bulunan Intel'in ürettiği işlemcileri inceleyeceğiz. Sevin ya da sevmeyin; bugün bilgisayar işlemcisi dendiğinde, piyasaya yön veren isim Intel.
En büyük rakibi AMD'yi de tabii ki küçümsemek olmaz. Ama AMD'nin çok iyi zamanlar geçirmediği bilinen bir gerçek. Bir diğer gerçek ise, AMD işlemcilerin, kağıt üzerinde dengi Intel modellerine göre çok daha ucuz oldukları. Ucuz bir PC toplamak isteyenlerin Intel yerine AMD modellerine yoğunlaşmalarına, işte bu yüzden şaşırmamak gerekiyor. Ama dediğimiz gibi, bugün piyasanın hakimi Intel ve AMD, onu geriden takip etmekle yetiniyor...
Intel, sunucular, özel amaçlı sistemler ve taşınabilir cihazlar için işlemciler üretiyor olsa da (Xeon, Atom) biz Intel'in en iyi bilindiği pazarda, yani masaüstü PC'ler ve notebook'lar için ürettiği işlemcilerin (Core i3, i5 ve i7) üzerinde ağırlıklı olarak duracağız. Tabi diğer modellerden de kısaca bahsetmeyi de ihmal etmeyeceğiz.
Pentium işlemciler bir neslin çocukluğuna damga vurmuş olsalar da Intel'in muhtemelen gelmiş geçmiş en popüler işlemcileri şu an Broadwell mimarisi ile beşinci nesile ulaşan "i" serisi. 2006 yılında piyasaya çıkan ve kendileri gibi çok başarılı olan selefleri Core2Duo'nun yerini alan "i" serisi işlemciler de kendi içlerinde üçe ayrılıyorlar.
i3, i5 ve i7 serisi işlemciler bilindiği gibi çekirdek sayısı ile alakalı bir isimlendirmeye sahip değiller. Intel'in daha önce kullandığı yıldız sisteminin yerini alan bu rakamsal biçimlendirmeyi örneklemek gerekirse i7 tipi işlemciler yüksek işlemci gücüne ihtiyaç duyan hardcore oyuncular ve grafik tasarımcılara hitap ediyorken, benzer işleri layıkıyla yapabilecek güce sahip i5 işlemciler bu işlemcilerin daha ekonomik türevleri. i3 işlemciler ise giriş seviyesi sistem toplamak isteyenlerin tercihi durumunda.
Örneğin masaüstü ve notebook modellerinde i5 ve i7 işlemcilerini kullanan Apple, i3 işlemcisi kullanan herhangi bir modele sahip değil, ancak pek çok OEM masaüstü ve notebook üreticisinin ürün gamı i3 işlemcili modeller ile başlamakta. Bir şekilde, eğer gerçekten fiyatı sudan ucuz bir modeli gözünüze kestirdiyseniz i3 işlemciye sahip olması çok büyük ihtimal.
Intel'in "i" serisi en üst seviye işlemci ailesi olan i7, 2008 yılında minimum 1.6Ghz hızında piyasaya sürülmüştü ve günümüzde 4.4Ghz düzeyini aşmış durumda, kendi içinde de amaca uygun olarak iki ayrı aileye ayrıldığını söylemek mümkün. Düşük güç tüketimine sahip (45-130W) dört çekirdekli modeller ve (130-150W) güç tüketimine sahip, ağırlıklı olarak masaüstü sistemleri hedefleyen altı ve sekiz çekirdekli modeller.
i7'den bir sene sonra piyasaya sürülen orta sınıf işlemci ailesi i5 ise iki ve dört çekirdekli, 1.06Ghz'den 3.6 Ghz'e kadar uzanan modellere sahip ve (17-95W) güç tüketimiyle oldukça verimli ve tutumlu olduğunu söylemek mümkün.
Ele avuca sığmaz i3 modeli ise i5'ten bir sene sonra, 2010'da raflarda yerini aldı ve 2.4Ghz ile 3.7Ghz arasında değişen çift çekirdekli işlemcilerden oluşan bir işlemci ailesi. Düşük güç tüketimiyle (35-73W) notebook'lar için olduğu kadar giriş seviyesi masaüstü sistemlerin de gözdesi durumunda.
Elbette "i" serisi Intel'in ilk göz ağrısı değildi. 1993 yılında 60Mhz'lik hızıyla piyasaya çıkan ve o sıralarda babalarına yalvar yakar güçlükle birer 486DX aldırabilmiş olan bizlerin rüyalarını süsleyen Pentium işlemcisi yıllar içinde defalarca yenilenmesine rağmen, 2005 yılında multi-threading destekleyen çift çekirdekli işlemci ailesi Pentium D/ Extreme Edition satışa sunulana dek, Intel'in geniş kullanım tabanlı işlemci ailesi olarak hayatını sürdürdü.
2006 yılında piyasaya sürülen Core (Core2Duo/Core2Quad) serisi işlemciler Pentium'un tabutuna bir çivi çakarken, 2009 yılında yerini "i" serisi işlemcilere bırakana kadar üretilmeye devam etti ve i3/i5/i7 öncesi çok büyük bir ileri adım oldular Intel için.
Daha önce bahsettiğimiz gibi Pentium serisi işlemciler zaman içinde pek çok kez hem mimari hem de yapısal olarak yeniliklere uğradı. Bunları sırasıyla Pentium Pro (1995-1998), Pentium MMX (1996-1999), Pentium II (1997-1999), Pentium III (1999-2003), Pentium 4 (2000-2008) ve notebook'lar için geliştirilen Pentium M (2005-2008) olarak sayabiliriz.
Tüm bu karmaşa arasında diğerlerini de unutacak değildik elbette. Bunlardan Celeron ve Atom daha ucuz sistemleri hedeflerken, Xeon daha çok sunucular ve iş istasyonlarına hitap etmekte.
Milenyum'dan hemen önceyi hatırlarsanız, bu çağdan en fazla zarar gören, adı internette gezmek dışında pek bir şey yapamayan Celeron'u da hatırlayacaksınız demektir. 1998 yılında satışa sunulan ve haksız ünü üzerine yapışıp kalan bu ekonomik model, 266Mhz ile başladığı yolculuğunu halen sürdürüyor, evet yanlış duymadınız, 3.6Ghz'lik tek çekirdekli Celeron halen Intel ürün gamının bir üyesi konumunda, yine de i3 ailesinin en ekonomik modelleri tarafından dahi gölgelenmeye devam ettiğini söylememiz gerek.
"Akıllı kaplumbağa" rolüne savunan Atom işlemcileri ise çok düşük güç tüketimi ve bir o kadar düşük performansları ile kendisine netbook'lar, network depolama üniteleri, deneysel robotlar ve medikal cihazlarda yer buldu. 2008 yılında piyasaya çıkan Atom ailesi 800Mhz'den 2.13Ghz'ye kadar uzanan seçeneklere sahip.
Ve tabii ki Xeon... Intel'in sunucular ve iş istasyonları kadar, Apple Mac Pro gibi en üst seviye bilgisayarları da hedefleyen bu çözümü 1998'den beri piyasada ve 400Mhz ile başladığı yolculuğunda bu gün ulaştığı üst nokta 4.4Ghz.
Çekirdek sayısı konusunda da Xeon'da seçenekler sınırsız; tek, çift, dört, altı veya sekiz çekirdekli Xeon'lar tüm dünyada kullanılmaya devam ediyor.
En temel özellikten başlayarak kafa karıştırmadan devam edelim isterseniz. DualCore bilindiği gibi 2, QuadCore 4, HexaCore 6 ve OctaCore işlemciler ise 8 çekirdeğe sahipler, ki bunlar dünya üzerinde şu an ulaşılabilecek maksimum işlemci gücünü sağlamakta.
QuadCore işlemciler artık dünya genelinde bir standart halini aldı ve eğer cüzdanınız biraz daha kalın veya işlemci gücüne olan ihtiyacınız daha yüksekse bakmanız gerekenler HexaCore veya OctaCore işlemciler. Elbette performans konusunda sisteminizde fark yaratabilecek tek şey işlemciler değil (SSD sürücülerin klasik hard diskler ile aralarındaki farkı da düşünecek olursak), ancak hala çok kuvvetli bir performans çarpanı durumunda ve en basit haliyle işlemcinizin çekirdek sayısı ne kadar çoksa potansiyel performans çarpanı da o kadar büyümekte.
Elbette ihtiyaçlar önemli, örneğin konu üzerinde çalıştığınız basit Office dokümanları veya web'de sörf yapmak olduğunda i3, hatta daha önceki Core2Duo serisi işlemciler bile işinizi fazlasıyla görecektir. Eğer oyun oynamak veya Photoshop, 3D Max gibi programlar kullanıyorsanız size hitap edebilecek minimum işlemci ailesi i5 demektir.
Müzik çalışmaları yapıyor, video encode ediyor veya hardcore seviyesinde oyuncuyum diyorsanız size uygun modelin i7 ailesi olduğunu söyleyebiliriz.
Elbette işlemcileri birbiriyle karşılaştırırken başvurabileceğimiz başka değişkenler de var, Intel'in kullandığı ve aynı anda iki ayrı direktifi (threading) işleyebilen HT (Hyper-Threading) teknolojisi gibi... Böylece birbirine senkron çalışan iki ayrı işlemci varmış gibi bir performans alınabiliyor.
Core i7 işlemcileri en az dört çekirdekli işlemcilerde HT özelliğini destekliyor ve bu şekilde, örneğin aynı anda 8 ayrı direktifi işlemek mümkün oluyor. Buna daha geniş sistem cache'i avantajını ve muhtemelen tercih edilecek RAM miktarının daha yüksek olacağı gerçeğini de eklerseniz Core i7'nin neden üst sınıf performansa ihtiyacı olan kullanıcıların tercihi olduğunu daha iyi anlayabilmek mümkün.
Bir diğer teknoloji ise, ihtiyaç duyduğunda işlemcinin saat frekansını arttırabilmesini sağlayan ve bir nevi yazılım-kontrollü overclock gibi çalışan TurboBoost teknolojisi. Bu teknoloji Core i5 ve i7 işlemcilerinde sunulmakta.
i3, i5 ve i7 kodlarını kullanan tüm işlemciler elbette birbirinin aynısı değil, bunun yanında bir de işlemci modelini belirleyen bir uzantı taşıyorlar ve bu numaralar satın aldığınız işlemciden bekleyebileceğiniz performans konusunda da bir referans görevi görmekte.
Core i7-4770K'yı ele alalaım... Baştaki 4 rakamı bu işlemcinin Haswell mimarisine sahip dördüncü jenerasyon bir i7 işlemcisi olduğuna işaret etmekte. Peşinden gelen üç rakam ise (bu örnekte 770) bizlerin ve satıcıların modelleri birbirinden ayırabilmeleri için verilmiş bir üretici kodu.
Numaranın sonundaki K kodu dikkatinizi çekmiştir. Intel işlemcilerinde K kodunu, çarpan kilidi olmayan, overclock potansiyeli yüksek işlemcileri için kullanmayı uygun görüyor; tıpkı standart günlük kullanıma uygun modellerde kullandığı S ve T gibi...
Bir önceki paragrafta bahsettiğimiz gibi, Intel'in her bir işlemci modeli için mimariye göre ayrıştırılmasını sağlayan bir de ürün kodu var. Tıpkı dördüncü nesil işlemcilerin kullandığı Haswell ve beşinci nesil Broadwell gibi. Yaşı biraz daha büyük kullanıcılar Pentium 4'ün efsanevi Northwood mimarisine sahip 3.06 HT modelini hatırlayacaktır aynı şekilde.
Bu ürün kodu (Haswell, Broadwell) yeni bir işlemci ailesini değil, aynı işlemci ailesinin daha yeni, daha modern seleflerini işaret etmekte.
Tıpkı hayat verdiği masaüstü bilgisayarlar, notebook'lar ve mobil aygıtlar gibi, Intel de her yıl işlemcilerini yenilemekte ve daha hızlı, daha az ısınan, daha az güç harcayan (ama her zaman daha ucuz olmayan) işlemcileri piyasaya sürmekte.
Eğer yeterince kaynak ayıra biliyorsanız ve bir kaç yıl güncelliğini çok fazla yitirmeden kullanabileceğiniz bir sistem arayışındaysanız, i5 ve i7 işlemciler bizim önerimiz olacaktır. Elbette bilgisayar bileşenleri söz konusu olduğunda harcanabilecek paranın bir üst limiti yok ve Xeon işlemciler hala orada bir yerde müşterilerini bekliyor olacaklar.
Intel'in, i9 serisini piyasaya çıkarmaya hazırlandığına dair pek çok söylenti olsa da, yakın gelecekte bir işlemciden beklediğimiz her şeyi sunmaya hazır olan i7 ailesinin limitlerini tam anlamıyla zorlamadan önce bu adımın atılacağını düşünmüyoruz.
Son bir öneri... Nasıl bir sistem toplayacağınız tamamen sizin ihtiyacınız ile alakalı. Ama neye karar verirseniz verin daima alabileceğiniz, imkanlarınızı zorlamayacak en hızlı modelde karar kılın. Günün birinde daha büyük, daha hızlı bir SSD almak veya sisteme biraz daha RAM eklemek yeni bir CPU'nun etrafına yen bir sistem toplamaktan çok daha kolay ve ucuz olacaktır.
Peki şu anda en hızlı Intel CPU'lar hangileri? 3D Mark CPU puanlarına göre sıralayalım:
Masaüstü PC:
1. Intel Core i7-5960X (12540)
2. Intel Core i7-4960X (12480)
3. Intel Core i7-5930K (12440)
Notebook:
1. Intel Core i7-4870HQ ya da Intel Core i7-4860HQ (8430)
2. Intel Core i7-4940MX (7170)
3. Intel Core i7-4930MX (7070)
Son Dakika › Teknoloji › İ3, İ5, İ7: Peki Ama Hangisi? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?