Şifalı Taş Uzmanı Belgin Dal, dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronovirüsün yaydığı korkuyla insanlarda bağışıklık sisteminin bozulduğuna işaret etti. Dal, "Bağışıklık sisteminizi canlandıran kehribar veselenit taşlarınızıyanınızdan ayırmayın" tavsiyesinde bulundu.
Git gide korku salan koronavirüs, insanları 'koronavirüse mi yakalandım', 'Ya çocuğuma bir şey olursa', 'annem babam uzakta ya hasta olurlarsa' gibi düşüncelere sevk ediyor. Peki 'hayatın içinde sıkışmış' hissi veren bu korkuyla nasıl yaşarız? Şifalı Taş Uzmanı Belgin Dal bu ve bunun gibi tüm soruların yanıtını verdi.
Bu tip korkuların panik atak ya da anksiyete bozukluğuna yol açtığının altını çizen Dal, "Her birimiz korkmaya başladık. Bugünlerde insanların sevdiklerini kaybettiğini görüyoruz ancak yine de bu korkuları bırakarak zihin, beden ve ruhumuzu dengede tutmalıyız" dedi.
Halk arasında 'negatifi çağırmak' olarak bilinen korku titreşimi üzerinde duran Dal, "Bizler yaşamımızda her neyi düşünürsek onu yaşarız. Sevdiklerimizi kaybetmekten korkuyorsak sevdiğimizi kaybederiz. Zihin bilinçaltına yerleştirdiği kodu aktive eder. Bu kodun gerçekleşmesini sağlar. Korku titreşimi en hızla yayılan frekanstır. Frekans bir olayın birim zaman (genel olarak 1 saniye) içinde hangi sıklıkla, kaç defa tekrarlandığının ölçümüdür" ifedelerini kullandı.
Korku titreşiminden ancak pozitif enerjiyle kurtulunabileceğini dile getiren Dal, "Her şeyin özü enerjidir. Düşünce enerjidir. Enerji sürekli titreşerek bir salınım oluşturur. Bizler de insanoğlu olarak sürekli titreşen enerjileriz. Bundan dolayı sürekli 'bana koronavirüs bulaşacak' korku frekansını yayarsanız bu kaçınılmaz olacaktır. Zihin bu titreşimi düşüncenizi gerçekleştirmek için frekans yayacak ve bedenin bağışıklık sistemini düşürecektir" dedi.
Koronavirüsün görünmez bir düşman olduğunu belirten Dal, "Bizler evrene yaydığımız korku frekansını zihin, beden ve ruhun denge frekansına getirebiliriz. Kendimize sesli olarak verdiğimiz telkinler, meditasyonlar, yaydığımız şifa frekansı, sosyal mesafe, maske ve içeriğinde çinko ile selenyum minerali taşıyan bağışıklık sistemini güçlendiren taşlar kullanabiliriz" diyerek uzman görüşü sundu.
Kehribarın önemini örnek vererek anlatan Dal, "İbni Sina zamanında kullandığı ve kitabında geçen kehribar bağışıklık sistemini güçlendren taşlardan bir tanesidir. Kanı sulandırma özelliği olan kehribar Avrupa'da özellikle Almanya'da çocuk doktorları tarafından reçeteye yazılır ve süt dişi çıkaran çocuklar için eczanelerde satılır. Nasıl ki kainattaki hiçbir zerreyi bilinçsiz kullanmıyorsak taşları da bilinçsiz kullanamayız. Edirne Selimiye Külliyesi'nin duvarında ilaç tabletlerinin kehribardan yapıldığı anlatılsa da kehribarı kanı pıhtılaşmayan kişiler kullanamaz" şeklinde konuştu.
Bir diğer şifalı taşın da selenit olduğunu söyleyen Dal, "Selenyum minerali içeren selenit taşı da deri gözeneğinden içeri girerek bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek vermektedir. Selenyum minerali ayrıca kist ve alerji problemlerinde de yardımcı olmaktadır" diyerek bu taşların gönül rahatlığıyla kullanılabileceğini ifade etti.
Son Dakika › Yaşam › Kehribar ve selenit taşlarının virüs korkusuna karşı önemi - Son Dakika
Yorumlar (1)