Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık Açıklaması

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Elde silah, ağızda demokrasi bir arada olmaz. Silahla demokrasi yan yana yürümez. 'Bunu biz yaparız' dediler. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin büyüklüğünü ve sabrını bunlar zaaf olarak algıladılar. Ama nasıl bir cevap aldıklarını ve almaya devam ettiklerini sizler görüyorsunuz" dedi.

Işık, partisinin il başkanlığınca Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen, İl Danışma Meclisi'nde, Türkiye'nin çok kritik bir süreçten geçtiğini söyledi.

Türkiye'nin yoğun bir şekilde terörle mücadele yürüttüğünü vurgulayan Işık, bu mücadele sırasında şehit düşen güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet, ailelerine, tüm sevdiklerine ve ülkede yaşayan herkese "başsağlığı" dileğinde bulunduklarını belirtti.

Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın önemine işaret eden Işık, "Dünyadaki en önemli problem alanının 9-10 tanesinin tam kesişim alanındayız. Şöyle etrafımıza bir bakalım. Bir elin parmaklarından fazla komşumuzda devlet otoritesi yok. Böyle bir coğrafyada Türkiye Allah'a şükürler olsun her şeye rağmen bir istikrar abidesi" diye konuştu.

"Ateşin Türkiye'ye sıçramaması için gayret gösterdik"

Bölgede son dönemde yaşanan olayların Türkiye'ye sıçramaması için hükümet olarak bugüne kadar olağanüstü gayret gösterdiklerini ifade eden Işık, şunları söyledi:

"Medeniyetimizin bize yüklediği sorumluluktan kaçmadan, ülke bazlı bölgenin huzurunun, barışının tesisi için gayret gösterdik. Şunu her zaman söyledik; dedik ki özellikle küresel güçlere 'Ey küresel güçler, bölgemizde kalıcı huzur ve barış istiyorsanız yapmanız gereken şey zor değil. Nedir? Kendi halkınıza layık gördüğünüz demokrasiyi bölgedeki tüm halklara layık göreceksiniz. Mısır'da da demokrasi olsun Suriye'de de demokrasi olsun Irak'ta da bütün bölgede demokrasi olsun. Halk kendi idarecilerini kendisi doğrudan seçebilsin. Ama maalesef küresel güçler halkın iradesi değil de kendi çıkarlarını ön plana aldı. ve on yıllardır takip edilen politika maalesef bölgemizi tam bir ateş çemberine dönüştürdü. Bu ateşin Türkiye'ye sıçramaması için çok ciddi gayret gösterdik. Çok ciddi mücadele ettik ama nasıl kurulduğu çok belli olmayan, kimler tarafından finanse edildiği çok ciddi soru işaretlerine sahip bir terör örgütü, düşünebiliyor musunuz 2 yıl içerisinde geldi ve bölgede inanılmaz büyüklükte toprak sahibi oldu; DEAŞ terör örgütü. Biz bunu anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Bir örgüt nasıl olur da 2 yıl içerisinde gelir bütün bu bölgede büyük bir toprak parçasında hakimiyet almaya çalışır. Biz bunun kendi güçleri olduğunu düşünmüyoruz."

Işık, DAEŞ'İ hep "en tehlikeli terör örgütü" olarak nitelendirdiklerini vurgulayarak. "Bunu niçin söylüyorum; birileri ısrarla ve inatla Türkiye'nin DEAŞ terör örgütüne en hafif tabirle sempatiyle baktığını hatta yardım ettiği iddiasını sürekli hem içte hem dışta vurgulamaya çalışıyor. Vurgulayanların başında da paralel yapı geliyor. Halbuki bizim için DEAŞ terör örgütü, dünyada en tehlikeli terör örgütlerinden biri" ifadelerini kullandı.

Suruç'taki terör olayı

Türkiye'nin 30 yıldan fazla, PKK ve diğer sol terör örgütleriyle mücadele ettiğini, son dönemde Paralel Yapı'nın musallat olduğunu belirten Işık, ancak özellikle PKK'nın Suruç'taki terör olayını fırsat bilerek Türkiye'yi "dize getirmeye" çalıştığını söyledi.

Paralel Yapı'nın büyük bir ihanet içinde olduğunu vurgulayan Işık, "Ama daha büyük bir ihanet var o da ne biliyor musunuz? Bunların kanallarından bir tanesinde bir dönem benim de çok saygı duyduğum bir isim, bir cümle kullanıyor, diyor ki 'iki tane polis şehit edildi diye Kandil'e operasyon mu yapılır' Ne yapacaktık?" diye sordu.

"Bu sorunu öldürerek değil yaşatarak çözelim"

Işık, Çözüm Süreci'nde, "Biz öldürerek değil yaşatarak bu Türkiye'nin en önemli kronik problemini çözelim" yönünde yol izlendiğini, bu yolda çok sabırlı hareket edildiğini ancak bu durumun " AK Parti'nin teröre tavizi" olarak sunulduğunu belirtti.

Bakan Işık şöyle devam etti:

"Siyaset mi yapmak istiyorsun gel meydana. Ama şunu HDP ve onun uzantıları göremediler. Elde silah, ağızda demokrasi bir arada olmaz. Silahla demokrasi yan yana yürümez. 'Bunu biz yaparız' dediler. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin büyüklüğünü ve sabrını bunlar zaaf olarak algıladılar. Ama nasıl bir cevap aldıklarını ve almaya devam ettiklerini sizler görüyorsunuz. Bu noktada gösterdiğimiz sabır zaaf değildir. Tüm imkanların tüketilmesi sürecidir.

Bugün geldiğimiz noktada dünyadan da Türkiye'nin terörle mücadelesine çok büyük destek geliyor. Artık dünyada 'Türkiye yanlış yapıyor' diyen yok. Bazı içerideki ve dışarıdaki kalemlerin özellikle Kandil gönüllüsü yazar çizer ve yorumcuların yorumlarına çok itibar etmeyin. Onların tek derdi var; Tayyip Erdoğan düşmanlığı. Onlar 'ne yaparız da hangi olayı Tayyip Erdoğan'a fatura ederiz' onun derdindeler. Ama her insanın bir insaf sınırı olur değil mi? Türkiye'de 'siyasi hayatıma mal olsa bile ben bu kardeş kavgasını bitireceğim' diyerek Çözüm Süreci'ni başlatan lider kim; Recep Tayyip Erdoğan. Bu noktada hiç kimsenin cesaret edemediği adımları atan kim; Recep Tayyip Erdoğan. Şimdi Cumhurbaşkanımız Çözüm Süreci'ni bitirmekle, baltalamakla suçlanıyor. Çözüm Süreci'ni baltalamanın tek sorumlusu PKK ve onun siyasi uzantısı HDP'dir."

Türkiye'nin bugüne kadar olduğu gibi bu süreçten sonra da demokrasinin dışına çıkmadan Çözüm Süreci'ni tamamlayacağını dile getiren Işık, "Ama kiminle tamamlayacağız; Kürt kardeşlerimizle tamamlayacağız. Teröre bulaşmamış insanlarımızla tamamlayacağız. Bu süreçte kardeşliğimizi güçlendireceğiz" şeklinde konuştu.

"Öyle silahlar ürettik ki PKK düşünsün"

Işık, Türkiye'nin 12, 20, 30 sene önceki Türkiye olmadığını, terörle mücadele ederken silahını kullanmak için başka ülkelerden icazet almadığını kaydetti.

Türkiye'nin şu anda kendi insansız hava araçlarıyla PKK hedeflerini belirleyip, kendi akıllı bombaları ve mühimmatıyla bu hedefleri vurduğunu anlatan Işık, "Biz barıştan yana olduk hiç savaştan yana olmadık. Bugün artık öyle silahlar ürettik ki PKK düşünsün. Türkiye Cumhuriyeti'ne kafa tutmanın bedelinin ne olduğunu bir kaç gündür çok iyi anladılar, bundan sonra da inanıyorum ki anlayacaklar. Anlayana kadar bu devam edecek" değerlendirmesinde bulundu.

Koalisyon görüşmeleri

Işık, koalisyon görüşmelerine de değinerek, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hükümeti kurmak için elinden gelen gayreti gösterdiğini söyledi.

Görüşmeler çerçevesinde CHP'nin "Eğer anlaşabilirsek bir koalisyon kurabiliriz" karşılığını verdiğini belirten Işık, MHP'nin ise baştan kapıyı tamamen kapatmasına karşın, şu anda da "şartlar, falan filan" demeye başladığını kaydetti.

Işık, AK Parti'nin büyük bir samimiyetle hükümeti kurmak için çalıştığını, olumsuz bir durumda ise emaneti millete iade edeceğini sözlerine ekledi.