Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Ortaç: "Biz, Kendimize Yetecek Bir Ülkeyiz, Ama Yanlış Politikalardan Kaynaklı Sıkıntı Çekiyoruz" - Son Dakika
Yerel

Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Ortaç: "Biz, Kendimize Yetecek Bir Ülkeyiz, Ama Yanlış Politikalardan Kaynaklı Sıkıntı Çekiyoruz"

Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Halef Ortaç, et ve süt üretimi konusunda yaşanan sorunların çözümü ve üreticinin içinde bulunduğu darboğazdan çıkması için devletin üreticiye teşvik ve kredi vermesi gerektiğini söyledi. Ortaç, "Biz, kendi kendimizi idare edebilecek pozisyonda bir ülkeyiz, ama ne yazık ki yanlış politikalar, tarımdaki bazı yanlış politikalardan kaynaklı olarak bazen sıkıntı çekiyoruz. Türkiye’nin de şansıdır, 5-6 yılda bir mutlaka ette ithalata ihtiyaç duyuluyor. Ki biz ihracatçı olmamız gereken bir ülkeyken bu şartlarda yurt dışından hayvan getirelim diyorlar" dedi.

03.07.2023 11:38  Güncelleme: 12:24

Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Halef Ortaç, et ve süt üretimi konusunda yaşanan sorunların çözümü ve üreticinin içinde bulunduğu darboğazdan çıkması için devletin üreticiye teşvik ve kredi vermesi gerektiğini söyledi. Ortaç, "Biz, kendi kendimizi idare edebilecek pozisyonda bir ülkeyiz, ama ne yazık ki yanlış politikalar, tarımdaki bazı yanlış politikalardan kaynaklı olarak bazen sıkıntı çekiyoruz. Türkiye'nin de şansıdır, 5-6 yılda bir mutlaka ette ithalata ihtiyaç duyuluyor. Ki biz ihracatçı olmamız gereken bir ülkeyken bu şartlarda yurt dışından hayvan getirelim diyorlar" dedi.

Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Halef Ortaç, bugün yaptığı açıklamada, tarım politikalarında üreticiyi destekleyen önlemler alınmazsa gelecek yıllarda et ve sütte tamamen dışa bağımlı kalınabileceğini söyledi. Üretim maliyetlerinin artması nedeniyle insanların hayvancılıktan çekildiğini ifade eden Ortaç, "Çiftçilikle uğraşanların yüzde 70-80'i küçük aile işletmeleri, çünkü çok büyük işletmeler bizde yok. Bu küçük aile işletmelerini görmezden gelmememiz lazım. İşletmelere verilen desteklerin onlara da verilmesi lazım. Bu yüzden şunu da söylüyorum; tarım, üretim çok önemlidir" diye konuştu.

"HAYVANCILIKLA UĞRAŞAN ÜRETİCİ PARA KAZANAMIYOR"

Halef Ortaç, şunları söyledi:

"Biz, kendi kendimize idare edebilecek pozisyonda bir ülkeyiz, ama ne yazık ki yanlış politikalar, tarımdaki bazı yanlış politikalardan kaynaklı olarak bazen sıkıntı çekiyoruz. Bugün Türkiye'deki süt ve et üretimi ile ilgili şu anda gündem olan konular var ama son 3-5 yılda biriken sorunlar bugün patlak verdi. Yaklaşık bir buçuk yıl önce süt fiyatlarının düşük olması, et fiyatlarının düşük olması nedeniyle üreticilik yapan, süt hayvancılığı ile uğraşan veya besicilik yapan üretici, para kazanamadığı için sektörden kısmen de olsa çekildi. Kısmen de olsa hayvan sayısını azalttı. Bunun temel sebebi, para kazanamaması. 2021 yılının sonlarına doğru, 2022'de dünyada meydana gelen olaylardan dolayı yem fiyatlarında ciddi bir artış oldu. Buna karşılık et ve süt fiyatlarının düşük kalması, hayvancılıkla uğraşan üreticilerin para kazanmamasına neden oldu. Bundan kaynaklı olarak bu sektörde olan çalışanlar, genelde hayvan sayılarını azalttılar. Damızlık hayvanlarını kestiler. Özellikle damızlık çok önemlidir. Damızlık hayvan, doğurma özelliği olan, süt veren bir hayvandır.

"HAYVAN SAYISINDA CİDDİ BİR DÜŞÜŞ OLDU"

Yaklaşık bir buçuk yıl önce gıda enflasyonu oluştu ve gerçekten ciddi bir planlama yapılmadı. Süt fiyatları çok düşük tutuldu. Üretici, para kazanamayınca yem fiyatlarını karşılayamaz duruma geldi. Bundan kaynaklı olarak da hayvan sayısında ciddi bir düşüş oldu. Bu düşüşten kaynaklı olarak da belli bir süre sonra her ülkede olduğu gibi, dünyada olduğu gibi arz-talep meselesidir. Fakat Türkiye'de ette, sütte yüzde 20'lik bir düşüş olduğu zaman piyasaya yansır. Piyasaya yansımayla birlikte yaklaşık bir 6 ay, bir yıla yakındır ette veya sütte fiyat artışı oldu. Bu, tüketiciye de yansır. Şöyle bir bakalım; bir buçuk yıl önce bir litre sütün fiyatı yaklaşık olarak 3 liraydı. Biz bağırdık, bu fiyatlarla bu şartlarda hayvancılık yapılamaz diye ama ne yazık ki sesimizi duyan olmadı. 6 ay önce bir damızlık inek fiyatı 30 bin lirayken şimdi 100 binlere çıktı. Üretici de mağdur oldu, çünkü para kazanamadıkça hayvanını elinden çıkardı. Bugün de biraz para kazanıyorsa yerine hayvan temin etme şansı yok, çünkü ette aşırı bir boşluk oluştu, et talebinde artış oldu. Piyasaları altüst etti. Bu tüketiciye de yansıyor, yani şunun bir planlamasının yapılması lazım. Hayvancılık çok önemlidir. Eğer biz kendimizi tarım ülkesi olarak görüyorsak tarımda, ette, sütte dışa bağımlı kalmamamız lazım, çünkü bizim meralarımız var.

"YANLIŞ POLİTİKALARDAN KAYNAKLI SIKINTI ÇEKİYORUZ"

Biz, kendi kendimizi idare edebilecek pozisyonda bir ülkeyiz, ama ne yazık ki yanlış politikalar, tarımdaki bazı yanlış politikalardan kaynaklı olarak bazen sıkıntı çekiyoruz. Türkiye'nin de şansıdır, 5-6 yılda bir mutlaka ette ithalata ihtiyaç duyuluyor. Ki biz ihracatçı olmamız gereken bir ülkeyken bu şartlarda yurt dışından hayvan getirelim diyorlar. Dövizdeki artış, dünya piyasalarındaki gıdadaki artıştan dolayı gıda piyasasında da bir artış meydana geldi ülkemizde. Çok ciddi bir artış oldu, özellikle ette. Bunu önleyebilmek için, kendi kendine yeterli olabilmek için tarımda, hayvancılıkta, ette, sütte üretime çok önem vermek lazım. Planlamayı çok ciddi yapmak lazım. Eğer bazı sıkıntılar bazı dönemlerde yaşanıyorsa devletin gerekirse destekleriyle bunu sübvanse etmesi lazım. Eğer bunu sübvanse edemezseniz, üreticiyi kendi kaderiyle baş başa bırakırsanız ciddi sıkıntılar yaşanır. Yine dışa bağımlı bir hale geliriz. Yaklaşık olarak, yurt dışından hayvan getirmeye çalışırsak 10 milyar dolarlık milli servetimizi dışarıya götürmüş olacağız. Bu para yerli üreticiye dağıtılmış olsaydı belki üreticilerimiz bu duruma düşmezdi. Bundan dolayı, özellikle söyleyeyim, tarım planlamasının yapılması lazım, üreticinin para kazanabilecek durumda olması lazım.

"BİZ, ET İTHAL EDECEK BİR ÜLKE DEĞİLİZ"

Artık dünya nüfusu artıyor, gıdaya bir ihtiyaç var. Kendi kendine yeten bir ülke, rahat bir ülkedir. Bugün yurt dışından ithal edersek çokça ciddi maliyetlerle getirir. Sütü ithal edersek çok daha ciddi maliyetlerle geçeriz. Bugün ne yazık ki eti ithal etme noktasına geldik. Et ithal edebilecek bir ülke değiliz, inşallah da o duruma geliriz. Benim hükümetten, yöneticilerimizden, bürokrasimizden isteğim, tedbirler alınması. Tarım ve hayvancılık çok önemlidir. Gıdadır. Hadi bir savaş çıktı, her şey allak bullak oldu, biz nereye kadar dışarıdan ithal edebiliriz? Eğer siz kendi kendinize yetebilirseniz savaş da olsa sizi etkilemez. Allah göstermesin ama sonuçta da ülkemiz tarıma elverişli bir ülkedir. Kendi kendimize yetebilecek bir ülke olduğumuz halde bazen yanlış politikalar, planlamanın yapılmadığı, ciddi planlamalar yapılmadığı zaman Türkiye'de bir damızlık hayvan kesimi olur veyahut bazen de çiftçi açısından ürünün para etmediği zaman ne oluyor, üretici ekemiyor. 2 yıl önce gübre fiyatları ciddi bir artış yaptı. Yüzde 300-500 bir artış yapıldı, üretici gübre kullanamadı. Bunlar için önlem alınması lazım. O yüzden diyoruz ki biz tarımı daha profesyonel yapalım.

"DESTEKLER ÇOK BÜYÜK İŞLETMELERE VERİLİYOR"

Üretici de çiftçi de şunu devamlı bekler, devletten beklentisi var. Devletin desteğiyle, hibesi ile vereceği süt primiyle onu kendi yanında hissetmek ister. Biz, bu hibelerin ve primin veya desteklerin artmasını istiyoruz. Üretimin artmasını istiyoruz. Üretimin de artabilmesi için onu cazip hale getirmemiz lazım. Köylerdeki yaşantının düzenlenmesi lazım. Ülkemizde hayvancılık veya çiftçilikle uğraşanların yüzde 70-80'i küçük aile işletmeleri, çünkü çok büyük işletmeler bizde yok. Bu küçük aile işletmelerini görmezden gelmememiz lazım. İşletmelere verilen desteklerin onlara da verilmesi lazım. Bu yüzden şunu da söylüyorum; tarım, üretim çok önemlidir. Üretim kanallarının devreye sokulması lazım. Sulanabilir arazileri artırmamız lazım. 5 yıl, 10 yıl önce bir hayvan başına, karkas başına verilen, 250 liraydı. Aradan 10 yıl geçmiş, etin kilosu 10 lirayken şimdi 200 lirayı geçmiş. Şimdi siz, destek olarak 500 lira veriyorsunuz. İnsanlar 'Bizimle dalga mı geçiyor' diyorlar. Bir tane hayvana, o hayvancılığa destek veremiyorsanız ona vereceğiniz süt primi desteği, yem desteklemelerinin onun bütçesine katkı yapacak miktarda olmalı. Siz üreticisine yetmeyen şeyler verirseniz sizin de işinize yaramaz.

"KÖYDE YAŞAMI CAZİP HALE GETİRECEK DESTEKLER VERİLMESİ LAZIM"

Üreticilik zahmetli, meşakkatli bir iştir. Köylerde yaşam şartları da zordur. Bugün gençleri köylerde tutmak için köyleri cazibe merkezi haline getirmeniz, köylerde sosyal alanları geliştirmeniz lazım, verimliliği artırmanız lazım. Gençlerin önünün açılması lazım. Sübvanse edici krediler verilmesi lazım. Destekler verilmesi lazım. Bu tür destekler olunca tarımla ilgili ciddi gelişmeler olur. Küçük aile işletmelerini unutmamak lazım. Genelde bakıyorsun, büyük işletmeler varsa büyük kredileri onlar alıyor. Bu işletmeleri tabana da yaymamız lazım. Yani insanların, yapabileceği şeyden zevk alması lazım. Eğer üretim yapıyorsa haz alması lazım, para kazanması lazım. Ondan kaynaklı olarak, inşallah bu yeni hükümet döneminde de bakanlarımızdan da beklentimiz, tarımla ilgili ciddi bir planlama yapılmasını bekliyoruz."

Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Ortaç: "Biz, Kendimize Yetecek Bir Ülkeyiz, Ama Yanlış Politikalardan Kaynaklı Sıkıntı Çekiyoruz"
Kaynak: ANKA

Son Dakika Yerel Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Ortaç: 'Biz, Kendimize Yetecek Bir Ülkeyiz, Ama Yanlış Politikalardan Kaynaklı Sıkıntı Çekiyoruz' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement