Adana Osmaniye Tabip Odası'nca düzenlenen "Hekimlerin Hukuki Sorumlulukları" panelinde TCK ve diğer düzenlemelerde hekimlerin sorumlulukları anlatıldı.
Panele konuşmacı olarak ATO Yönetim Kurulu Üyesi, ÇÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından Prof. Dr. Ahmet Hilal ile ATO Avukatı Ebru Atıcı katıldı.
'Hekimlerin Hukuki Sorumlulukları' konulu panelin açılış konuşmasını yapan Adana Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, "Hekimler fazla çalışma, dinlenememe, hekimlerin hedef gösterilmesinin getirdiği sıkıntılı yükler arttıkça, nihayetinde insan olan bizlerde hata yapabiliriz. İstem dışı oluşabilecek hatalardan hukuki anlamda korunabilmek ve daha fazla bilgi sahibi olabilmek için mesleklerinde uzman olan arkadaşlarımız bizleri aydınlatacaklardır" dedi.
ÇÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından Prof. Dr. Ahmet Hilal ise her meslek grubunda olduğu gibi, hekimlerin de mesleki uygulamalarında yaptıkları ya da yapmadıklarından sorumlu olduklarını söyledi.
Sağlık çalışanlarının yaptıkları tıbbi uygulamalardan sorumlu tutulmamaları için, bulundukları ülkenin ve bilimin gerektirdiği asgari koşullara uyma zorunlulukları olduğunu ifade eden Hilal şöyle devam etti:
"Mesleki uygulamaları sırasında; yürürlükteki yasal düzenlemelere, etik ilkelere, tanı ve tedavi standartlarına, uymadıkları takdirde cezai ve hukuki sorumlulukları gündeme gelecektir. Yasaları bilmemek mazeret kabul edilmemektedir. Malpraktis, kelime anlamı olarak 'hatalı uygulama' demektir. Dünya Tabipler Birliği, tıbbi malpraktisi sağlık mesleği mensubunun tedavi sırasında kusurlu hareketi ile standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği, hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarar olarak tanımlamaktadır. TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları: Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi, hekimliğin kötü uygulanması, tıbbi uygulamalarda sorumlu tutulabilmek için; eylem hukuka aykırı olmalı, kusur bulunmalı, zarar oluşmalı, oluşan zararla kusur arasında sebep-sonuç ilişkisi bulunmalıdır."
Hekim tarafından; yeterince zaman ayrılmadığı, dinlenilmediği, yeterince açıklama yapılmadığı, anlayış gösterilmediği, kendisinin ya da ailesinin anlaşılmadığı, hekimin yetersizliğinden şikayetçi olunduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Hilal, "Hekimin kusurlu davranış nedenleri; baskı altında uzun süre çalışmak, yetersiz dinlenme, çok sayıda hastaya bakmak zorunda olmak ve küçük hataların birikmesi gibi unsurlardır. Bugün hekimleri en çok rahatsız eden konunun sağlık kuruluşunun organizasyon kusurlarının da kendilerine mal edilmesi olduğu belirtilmektedir. Tıbbi hatanın görünür yüzü olarak hekim görülmekte, sistemin ve organizasyonun hataları sorgulanmamaktadır" diye konuştu.
MUHAKKİK AŞAMASINDAKİ İFADE ÇOK ÖNEMLİ
Kesinleşmiş mahkeme kararları, Yargıtay içtihatları ışığında hekimlerin mesleki hatalarından kaynaklı hukuksal ve cezai sorumluluklarını anlatan Adana Tabip Odası Avukatı Ebru Atıcı, TCK ve diğer düzenlemeler ışığında 'Hekim Sorumluluğu' nedir? Hekim sorumluluğuyla kusur arasındaki bağlantı ve kusurun türlerine kesinleşmiş mahkeme kararlarından örnekler verdi. Av. Atıcı, "Kusurun iki türü vardır. Kast ve taksir. Somut olayın özelliklerine göre seçtiği doğru tedavi yöntemini kendisinden beklenen her türlü özeni göstererek tıp bilimi ve uygulamasında genel olarak kabul edilmiş esaslar çerçevesinde uygulayan doktor buna rağmen başarısızlıkla sonuçlanan tedaviden dolayı sorumlu tutulamaz. Memur hekimlerle ilgili yargılamalarda öncelikle mülki amirlikçe muhakkik atanıyor ve soruşturma izni verilip, verilmemesi tartışıldığında hekimler olaya çok ciddi bakmalı. O an muhakkik ve savcının hiçbir farkı olamadığı akıldan çıkmamalı. Ceza muhakemesine gönderilen matbu paragrafta 'avukat isteme hakları hatırlatıldı. Avukat tutmayacağını beyan etti. Savunmamı kendim yapacağım' gibi ceza muhakemesine gönderme yapan matbu bir kısım olur. İfadeyi alan hekim olduğu için rahatlıkla sohbet havasında, samimiyetle verdikleri ifadeler daha sonra aleyhlerine kullanılabilir. Soruşturma dosyasının eksiksiz tam takımının fotokopisini talep etme hakları var. Savunmamı ya da ifademi dosyayı inceledikten sonra yazılı olarak sunacağım denmeli. Bu dosya iyice okunup, incelenmeli ve mutlaka bir avukata danışmalılar. Savcı huzurunda ifade verir gibi muhakkik aşamasında da aynıdır ve çok mühim bir meseledir. Savunmalarını ona göre yapmalısınız. Muhakkak bir bilirkişi raporu konulmalı çünkü 2007 yılında hukuk sulh muhakemeleri yasası değişti. Özel bilirkişilik kurumu da en az resmi bilirkişilik raporu da mahkemelerde eşit değerde esasa etki eder sayıldı. İşi bilen saygınlığı olan o alanda uzman bir hekimden edinecekleri yazılı bir bilirkişi görüşünü de savunmanıza ekleyecek şekilde muhakkike hakiki ifade verilmesi çok önemli. Bu gibi davalar hekimin verimini düşürüyor, meslekten soğutuyor. Bu yüzden hiç tip olaylarla karşılaşılmaması daha iyidir" dedi. - ADANA
Son Dakika › Yerel › Hekimlere Hukuki Sorumlulukları Anlatıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?