Farklı din, dil ve ırka mensup vatandaşların bir arada kardeşçe yaşadığı "hoşgörü kenti" Mardin'de terör örgütü PKK'nın saldırılarından rahatsızlık duyan sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar, Çözüm Süreci'ndeki huzur ortamının özlemini duyuyor.
Çözüm Süreci ile sağlanan huzur ikliminde adı turizmle ön plana çıkan, yatırımlarda hedef büyüten Mardin'de terör örgütü PKK'nın yol kesme, yola patlayıcı yerleştirme ve hendek kazma eylemleri büyük mağduriyet yarattı.
Kentin sakinleri, hayatın normalleştiği, huzur ve güven iklimi sayesinde geleceğe umutla baktıkları Çözüm Süreci'nin yeniden başlamasını istiyor.
-"Bölge halkı, Çözüm Süreci'ni sahiplenmişti"
Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu (MTDF) Başkanı Mehmet Şerif Öter, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 30 yıl süren terör ve şiddet eylemlerinin ardından yaşanan Çözüm Süreci'nde bölgede ekonomi, güvenlik ve huzur anlamında çok olumlu mesafeler alındığını söyledi.
Çözüm Süreci'nde Güneydoğu'da birçok kentin yatırım merkezi haline geldiğini ifade eden Öter, turizm, inşaat ve nakliyat sektöründe önemli gelişmeler yaşandığını vurguladı.
Öter, 7 Haziran'daki seçimin ardından bölgede şiddetin ve terörün yeniden başladığını, huzurun yerini huzursuzluğun aldığını kaydederek, şöyle dedi:
"Bölgede huzur kalmadı. Bölgemiz güvenli liman olmaktan çıktı. Kimse yatırım yapmak istemiyor. Yatırımı olanlar da bir şekilde elden çıkarmak istiyor. İş adamları kredi almakta zorlanıyor. Nakliyat sektöründe çalışan şoförler, bölgeye gelemez oldu. İnsanlar endişe içinde. İnsanların tek beklentisi, 1 Kasım seçimlerinden sonra bu şiddet ortamının son bulması çünkü bölge halkı Çözüm Süreci'ni sahiplendi. 30 yıldır akan kan ve ölümler durmuş, huzur gelmişti ama şu anda insanların gözünde endişe, korku ve panik var."
-"Büyük destek gören bu süreç sürdürülmelidir"
Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Derneği (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 yıl önce büyük bir kararlılıkla başlattığı Çözüm Süreci'nin bölgede karşılık bulduğunu, silahlı saldırı ve çatışmaların sona ereceğine dair umutlanan bölge insanının süreci sahiplendiğini söyledi.
Patlama seslerinin, yol kesme haberlerinin, adam kaçırma olaylarının sona ereceği ümidiyle her kesimin bu sürece dahil olarak desteğini sunmaya çalıştığını ifade eden Akgül, 30 yıldır çatışmalardan muzdarip olan herkesin elini taşın altına koymaya çalıştığını anımsattı.
Akgül, bu sürecin Anadolu'nun dört bir köşesi için ayrı bir önem, ayrı bir anlam taşıdığına işaret ederek, şu değerledirmelerde bulundu:
"Batıda yaşa yaşayan Türk, Çerkez, Laz bir anne için yürekleri dağlayan şehit haberlerinin duyulmayacağı, Doğu'da yaşayan Kürt anne için her gün evinden yükselen ağıtların kesileceği bir süreçti. Mütedeyyin kitlelerin dinini, diyanetini güvenle yaşayabileceği düzenlemelerin yapılacağına dair beklentinin adıydı bu süreç. Azınlıkların kültürel mirasını yaşatma imkanını bulacakları fırsattı bu süreç. Çözüm Süreci'ne halkın verdiği destek, sürecin gerçek sahibi Sayın Erdoğan'ın 100 yıldır kaybettiğimiz kardeşliği bize yeniden bulduracak hamlede gösterdiği samimiyete verilen destekti. Büyük destek gören bu süreç sürdürülmelidir."
Akgül, Çözüm Süreci'nin akamete uğramasından duydukları üzüntüyü dile getirerek, "Çözüm Süreci yara almışsa bunun sorumluluğu samimiyetine yürekten inanılan Sayın Erdoğan'da değil, sürecin uygulayıcıları ve ön şartlarını yerine getirmekten kaçınan muhataplarında aranmalıdır" ifadelerini kullandı.
Çözüm Süreci'nin silahsızlanma, demokratikleşme ve normalleşme olarak 3 ayağı olduğunu vurgulayan Akgül, şöyle devam etti:
"Demokratikleşme adımları hızla atılmasına rağmen silahsızlanma yerine daha fazla silahlanmaya ve hatta şehirlere silah yığmaya devam eden örgüt, süreci sabote etmek istemiştir. Bu yüzdendir ki hem silahsızlanma konusunda örgütün samimiyetsizliğini gören hem süreç içerisinde bölgede yaşanan olumlu durumlara bizzat şahit olan bölge insanı her türlü ayaklanma çağrısına karşılık vermemiştir."
-"Her türlü terörü kınıyoruz"
Mardin'de yaşayan vatandaşlar da terör saldırılarının son bulması ve huzurun yeniden hakim olması taleplerini dile getirdi.
Sema Nur Yücesoy, her insanın, yaşadığı bölgenin güzelliklerle anılmasını istediğini, bölgede yaşanan terör olaylarının her kesimi olumsuz etkilediğini belirtti.
Olaylardan en çok etkilenen kesimlerin başında esnafın geldiğini vurgulayan Yücesoy, esnafın iş yerini gönül rahatlığıyla açamaz hale geldiğini söyledi.
Can kayıplarının telafisinin mümkün olmadığına işaret eden Yücesoy, "Biz ülkemizde ve bölgemizde huzuru, barışı, demokrasiyi istiyoruz. Her türlü terörü kınıyoruz" dedi.
Esnaf Uğur Alka da bölge halkı olarak yaşanan son olaylardan büyük rahatsızlık duyduklarını kaydetti.
Mardin'in hoşgörü kenti olduğunu belirten Alka, yörede farklı etnik yapıların yıllarca bir arada kardeşçe yaşadığını, bölge halkının barış, huzur ve kardeşlik istediğini vurguladı.
Alka, yaşadıkları tedirginliği ifade ederek 1 Kasım seçimlerinden sonra bölgede yeniden huzur ve güvenin tesis edilmesi talebini dile getirdi.
Son Dakika › Yerel › Hoşgörü Kenti'Nde 'Çözüm Süreci' Beklentisi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?