
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kürt meselesine değinip, BDP'yi eleştirdi. Arınç, "Onların ağızlarında başka şeyler var. İnsanları birbirleriyle kavga yapmaya, hükümete karşı gelmeye, güvenlik güçleriyle çatışmaya sevk eden anlayış. Onların ağızlarındaki Kürt meselesi çok farklı" dedi. Bursalı Muşlular Platformu'nun merkez Yıldırım Belediyesi Spor Kompleksi'nde düzenlediği yemeğe katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Doğu ve Güneydoğu meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşması sırasında bir an dili de sürçen Arınç, "Geçmişte bütün sorunlar yastığın altına veya halının altına süpürüldü. Biz sorunları kucağımızda bulduk. Bu sorunları inkar etmedik. Çözmeye çalıştık. Ancak bölgenin sorunlarını siyasi malzeme haline getiren siyasetçiler var. Ben o bölgeyi ve taleplerini de çok iyi bilirim. O taleplerin onda birini bile o kavgacı siyasetçiler konuşmuyor. Onların ağızlarında başka şeyler var. Biz halkın dilinden konuşuyoruz. Ancak kürsüye çıkıp da sadece tahrik eden sadece meseleleri çözümsüz hale getirmek için siyasi sloganlara b. k. boğan, insanları birbirleriyle kavga yapmaya, hükümete karşı gelmeye, güvenlik güçleriyle çatışmaya sevk eden anlayış ve onların ağızlarındaki Kürt meselesi çok farklı" diye konuştu.
LÜTFEN HALK ÜZERİNDE BASKI KURMAYIN
Arınç, dün Diyarbakır'a gittiğini ve orada vatandaşlarla bir araya geldiğini söyledi. Bölge halkının endişeleri olduğunu söyleyen Arınç, "Seçimlerde herkes dilediği gibi oy kullanabilmeli. Hiçbir baskı tehdit şantaja maruz kalmadan özgür iradesiyle oyunu kullansın. Ancak maalesef korku var, tehdit var, baskı var. Sandıklara gitmek yada sandık emniyetinin sağlanıp sağlanmayacağı konusunda kuşku var" dedi. Bölge halkına ne olursa olsun sandığa gidin tavsiyesinde bulunduğunu belirten Arınç, "Orada siyaset yapan, hem bağımsız adaylığını koymuş hem de bir başka şekilde aday olmuş herkese de 'lütfen halk üzerinde baskı kurmayın. Bu hiç kimseye yakışmaz. ya siyaset ya şiddet. Biz siyaseti tercih etmeliyiz. Siyaseti tercih eden şiddetten uzak durur. Bağırarak, korkutarak, gerilim meydana getirerek, molotof kokteylleriyle, taşlarla evleri, dükkanları, seçim bürolarını tahrip ederek, hatta insan hayatına mal olacak endişe ve korku yaratarak, bu seçime gidemezsiniz. Halk sizi sevmez. Belki sizden korkar ama sevmek başka bir şey, korkmak başka şey. Siz milletten severek oy alın' dedik" diye konuştu. Diyarbakır
BİR ŞEYLERİN MERKEZİ YAPILMAK İSTENİYOR
Halk üzerinde korku meydana getirmenin hiçbir siyasetçiye yakışmadığını vurgulayan Bülent Arınç, "Diyarbakır'ın bir şeylerin merkezi yapılmak isteniyor. Halk üzerinde korku meydana getirmek hiçbir siyasetçiye yakışmaz. Bütün taleplerin hükümet tarafından dikkate alındığı ve bu taleplerin yüzde 90'ının sonuçlandığını bölgede anlattık. Anlayan anladı. Biz gittiğimiz yerlerde hizmetleri gördük. Ama birileri o hizmetleri hiç görmüyor. Ağızlarında sadece slogan var, ideoloji var sadece kavga var. Mesela Muş- Bitlis yolu adeta kaymak gibi bal dök yala. Türkiye'de ayrımcılığı, bölgesel dengesizliği biz ortadan kaldırdık. Biz bölgesel, etnik kimliğe dayalı siyaset yapmıyoruz. Kimliği ne olursa olsun, bugüne kadar inkarcı politikaları reddediyoruz. Onlarında kimliklerini, hem de kimliklerini sonuna kadar yaşamalarını bir insanlık hakkı olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir zaman cebimizden çıkarıp da 'al bu da senin olsun' demedik. Allah bu insanlara kendi ana dilini vermiş. Bende hükümet olarak onlara bu hakkı vermeliyim. Bu bir lütuf değil. Ana dilini de konuşacak, yazacak, kitap çıkacak, radyo-televizyon yayıncılığı yapacak. Çocuklarına öğretecek" dedi.
Çanakkale'YE HERKES ALLAH RIZASI, PEYGAMBER HATIRINA GİTMİŞTİR
Bin senedir aynı topraklar üzerinde yaşanıldığını vurgulayan Bülent Arınç, "Bizi kardeş yapan da inancımızdır. Bunu söylediğim zaman bazı televizyon ve gazeteler bu neyin nesi diye hayret ettiler. Söylediğim şuydu. Bizi bin yıldır kardeş yapan Müslümanlığımızdır. Başka konularda anlaşamasak bile çoğu zaman, bin yıldır Kelime-i Tevhid etrafında birleştik. Bizi Çanakkale'de birbirimizin kucağında şehit yapan düşünce, aynı bu düşünceydi. Yoksa biz bugünkü kavgaların içerisinde meseleye baksaydık Çanakkale'de gaza edecek, silah kullanacak insan bulamazdınız. Herkes oraya Allah rızası için Peygamber hatırına, hem inancımızı, hem mukaddesatımızı, hem ahlakımızı hem vatanımız hem bayrağımızı yere düşürmemek, gözden düşürmemek üzere gitmiştir. Bugün Çanakkale Şehitliği'nde Diyarbakırlı, Muşlu, Bitlisli Ahmetleri, Mehmetleri birbirinin kucağında şehit olduğunu görürüz. Çok şükür birbirimizi kucaklarken, selamlarken, 'Hudeşte razi be' (Allah razı olsun) derken aynı düşüncelerle hareket ediyoruz" diye konuştu.
TERÖR SEBEP DEĞİL, SONUÇTUR
Türkiye'de artık kavga, çatışma ve gençlerin ölmesini istemediklerini vurgulayan Arınç, şunları söyledi: "Şehit cenazelerinde bize şehitlerin sahipleri şöyle söylüyor, 'Ne yapın yapın bu akan kanı durdurun. Ne yapın yapın artık göz yaşlarımız dökülmesin' o nedenle bugün cenazesine yetişemediğim, yine Çukurca'dan bir şehidimizin gözyaşlı haberi geldi. Artık bunlara yeter. Binlerce insanın canını kaybettiği çatışmadan artık huzura dönmek istiyoruz ama birilerinin tek sermayesi bu. Bu sermayeye ellerinden kaçırmak istemiyorlar. Sorunlar çözülmesin ki biz daha çok konuşalım. Bismil'de ölen, öldürülen gençle burada hayatını kaybeden şehidimizin acısıyla artık anneleri babaları gözyaşlarından kurtarmanın yolunu biliyoruz ve bunu gerçekleştireceğiz. Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin temelinde bu vardır. Artık dağa çıkılmamalı. Dağa çıkmak isteyenlerin sebeplerini ortadan kaldırmalıyız. Terör sebep değil, sonuçtur. Terörü ortaya koyan sebeplerle biz mücadele ediyoruz. Bu yerine göre silaha karşı silahla oluyor ama yeterli değil. Bundan sonra siyaseti de, ekonomiye de toplumsal barışı da devreye koyacağız. Artık silah kullanılmamalı. Örgüt silahtan arındırılmalı. Dağa çıkan gençler dağa çıkmaktan vazgeçmeli, çıkanlar da inmek için her şeyi göze almalı. "
BİZE ÇOK BÜYÜK CEPHE ALANLAR VAR
Hükümet olarak Kürt meselesinin çözümüne ilişkin çalışmaları büyük zorlukla yürüttüklerini dile getiren Bülent Arınç, "Bize çok büyük cephe alanlar var. Başta rakip siyasi partiler bizi ülkeyi bölmekle, şunlara bunlara hizmet etmekle suçluyorlar. Böyle bir niyetimiz yok. Biz ülkede 30 yıldan beri sürdürülen silahlı mücadelenin bugüne kesin bir sonuç vermediğini söylüyoruz. Artık işe insan açısından bakacağız. Eskiden örgüt derdi ki 'Hastaneniz bile yok. Okulunuz bile yok. Sizin için yol bile yapmıyorlar' diye istismar ederlerdi. Şimdi örgütün elinden malzeme gitti. Olanları görmezden geliyorlar. Hatta inkar diyorlar. Başbakanımız temel atmaya gidiyor. Örgüt tehdit ediyor. 'kimse temel atmaya katılmayacak' diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? TRT ŞEŞ'i açtık. Örgüt tehdit etti. 'kimse o kanalı izlemeyecek' diye Reddetti, inkar etti ama baktı ki halk izlemeye başladı. Sonra çevir kazı yanmasın. Sonra ne dediler biliyor musunuz? 'Biz bağırdık çağırdık, mecbur kaldılar Kürtçe kanal açmaya' dediler. İstismar konularını artık ortadan kaldırıyoruz" dedi.
Son Dakika › Yerel › Onların Kürt Meselesi Çok Farklı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?