Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu
(TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, "Uludağ Ekonomi Zirvesi" ile ilgili, "Davos gibi olacağız' demeyelim. Bence bir ürünün benzeri ne kadar iyi olursa olsun, aslı gibi olmuyor. Bu girişime kendimizden motifler katarak, Davos'un çok ötesinde bir yere getireceğimize inanıyorum" dedi.
Meral, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansının medya sponsoru olduğu zirvenin, "Yeni Girişimler/ Yeni Nesil Liderler" konulu oturumunda yaptığı konuşmada, çok güzel bir organizasyon olduğunu, bir iki ilave ile küresel bir marka haline dönebileceğini söyledi.
Bu zirvenin Davos'a benzetilmemesini isteyen Meral, "Davos gibi olacağız' demeyelim. Bence bir ürünün benzeri ne kadar iyi olursa olsun aslı gibi olmuyor. Biz Türkiye olarak örnekleri kendinden birçok başarı hikayemiz var. Bu çok güzel bir girişim. Bu girişime kendimizden motifler katarak Davos'un çok ötesinde bir yere getireceğimize inanıyorum" diye konuştu.
Türkiye'de sivil toplumun gerçek anlamda 1980'lerde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın teşvikiyle oluşmaya başladığını vurgulayan Meral, Özal'dan önce dernek kurmak, yürütmek ve faaliyet yapmanın çok zor olduğunu bildirdi.
Türkiye'de, 1980'den sonra orta ölçekli ve Anadolu iş dünyasında sermaye birikiminin oluşmaya başladığını ifade eden Meral, "Bunlar tek başına temsilde yeterli olmadıklarını gördüler ve bir sivil toplum çatısı altında buluşma ihtiyacı hissettiler. O dönemde Türkiye'nin birçok şehrinde iş adamları dernekleri kuruldu. 2000'li yılların başında, özellikle tek parti iktidarının getirdiği avantajla Türkiye dışarıya çok hızlı açılmaya başladı" şeklinde konuştu.
Bu dönemde de derneklerin lokal kaldığını ve federasyonların kurulduğunu dile getiren Meral, AB görüşmeleri başlayınca da bir araya gelerek, konfederasyonların kurulduğunu anımsattı. TUSKON'un da böyle bir tabandan gelen 20 yıllık konfederasyon olduğunu belirten Meral, altında 7 federasyon ve 192 dernek bulunduğunu söyledi.
Bu derneklerin, Türkiye'nin 80 ilinde olduğunu, bir tek Tunceli'de bulunmadığını kaydeden Meral, "Maalesef Tunceli'de sivil toplum kuruluşu yok" dedi. Türkiye'nin ihtiyacı olan dışarıya açılmayı, ürünlerin yurt dışında satılmasını kendilerine birinci hedef belirlediklerini ifade eden Meral, kurulduktan yaklaşık 4 ay sonra Afrika'nın 31 ülkesinden 500 iş insanını Türkiye'ye getirerek, Türk firmalarıyla görüştürdüklerini anlattı.
Düzenledikleri toplantıların çok faydalı geçtiğini ve birçok iş bağlantısı ile ihracatın yapıldığını dile getiren Meral, Afrika ile çok sıkı diyaloglarının olduğunu, ciddi anlamda ihracatın yapıldığını bildirdi.
Meral, "Türkiye'nin, 2005'te Afrika'ya 3,6 milyar dolar ihracatı oldu. 6 milyar dolar da ithalatımız varmış. Biz bu toplantıları 2006'da yapmaya başladık. 3 sene sonra yani 2008'de ihracatımız 9 milyar dolara çıkmış ve yüzde 251 artmış" diye konuştu.
-Fiba Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Özyeğin-
Fiba Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin de Finansbank'ı sattıktan sonra bankacılıktan kopmadıklarını, Rusya, Romanya, Hollanda, Ukrayna ve İsviçre'deki bankalarını koruduklarını belirterek, buradaki bankaları yüzde 80 oranında Türkiye'den ihraç ettikleri yöneticilerle yönettiklerini söyledi.
Yurt dışındaki bankacılıktan kopmamış olduklarından dolayı bankacılıktaki yeni ürünleri ve teknolojileri yakından takip etme şanslarının olduğunu vurgulayan Özyeğin, "Hollanda, İsviçre ve Rusya'daki bankalarımızın Türk iş insanlarının ihracat ve ithalatlarıyla alakalı çok fazla finansman projesi içinde bulunduğundan, müşterilerimizden tam anlamıyla kopmamıştık. Bu anlamda bu sektörden tam anlamıyla çıkmamıştık. Ama girerken yaptığımız önemli bir analiz vardı. Neyi yapmayacağımızı çok iyi biliyorduk. Bu saatten sonra Türkiye'de kredi kartı markasını sıfırdan yaratmaya kalkışmak, maceraperestlikten ötürü bir şey olamaz. Çünkü çok büyük bir ölçek söz konusu. O yüzden bizde büyük bankalardan bir tanesi ile anlaşıp, onların kartını kendi bankamızda satıyor olacağız" dedi.
Özyeğin, kurumsal bankacılık, ticaret bankacılığı, KOBİ bankacılığı ve bireysel kredilerde kendi iddiaları ile yola çıktıklarını, şu aşamada iyi bir gidişat sergilediklerini aktardı.
İlerleyen haftalarda Türkiye'de bir ilki gerçekleştireceklerini anlatan Özyeğin, "Üst 15 yöneticimize bankanın hisselerini satacağız. Onların da bizlerle birlikte bankamızda ortak olmasını istiyoruz. Yükseltebilecekleri bir potansiyelle her yılki primlerinin belli bir bölümünü hisse alma hakkıyla bankanın defter değerinden kendilerine imkan sağlayacağız. Bu bizim grup şirketlerimizdeki temel stratejilerimizden bir tanesi. Neyi yapmayacağımızı seçerek, meydan okuma gibi değil büyüyen bir sektörde kendimize yer edinmeye çalışıyoruz. Hem hızlı hem mütevazi bir şekilde ilerlemeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. - BURSA
Son Dakika › Yerel › 'Uludağ Ekonomi Zirvesi' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?