Yeni Sulama Kotu, Beyşehir Gölü'ndeki Kirliliği Azaltacak

Doğal sit alanı ve milli park statüleri ile koruma altında olan Beyşehir Gölü için Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun belirlediği yeni sulama kotu, Beyşehir Gölü'ndeki kirliliğin azalmasına da katkı sağlayacak.

Beyşehir Gölü Havzası Belediyeler Birliği ve Konya'nın Beyşehir İlçe Belediye Başkanı Nazif Tekinöz, göldeki su seviyesinin yükselmesi ile birlikte yaşanan kirliliğin de zaman içerisinde doğal yollarla kendiliğinden azalacağını belirtti. Tekinöz, yaptığı açıklamada, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun aldığı kararla, Beyşehir Gölü sulama suyu kotunun yeniden tesbit edildiğini söyledi. Yöre halkının sosyo-ekonomik durumunu göz önünde bulunduran Koruma Kurulu'nun bu kararı 2008'den itibaren kademeli olarak hayata geçirmeye başladığını hatırlatan Tekinöz, bu yıl su alma kotunun 1122.40 olarak belirlendiğini, 2009'da 1122.10 olacak sulama kotunun 2010 yılında ise 1122.40 seviyesinde uygulanacağını kaydetti. Bu yıl gölde 1121.80 kotunun geçildiğini ve karar neticesinde regülatör kapaklarının bugüne kadar açılmadığını belirten Tekinöz, 1121.80 kotunun üzerinden tarımsal alanlar için su alımı yapılabileceğini ifade etti.

KİRLİLİK SORUNUNA DOĞAL NEŞTER Beyşehir Gölü için belirlenen yeni su alma kotu ve Gembos Derivasyonu ile Derebucak ilçesinden göle aktarılmaya başlanan taşıma suyunun Türkiye'nin en büyük doğal su kaynağına su seviyesi yönünden önemli katkılar yapacağını vurgulayan Tekinöz, su miktarının yükselmesinin ise yıllardır yakınılan kirlilik sorununa neşter vuracağına söyledi. Beyşehir Gölü'ndeki kirliliğin ortadan kaldırılması için belediye olarak bugüne kadar birtakım girişimlerde bulunduklarını ancak yasal mevzuatlardan dolayı henüz bunun hayata geçirilemediğini belirten Tekinöz, bu yüzden doğal yöntemlerle yapılacak çalışmaların daha doğru bir karar olacağı yönünde düşünceler içerisine girdiklerini aktardı. Bu konuda, İstanbul Haliç'te geçtiğimiz yıllarda yapılan temizlik çalışmalarını örnek gösteren Tekinöz, denizdeki temizlik için dipte çamur taraması yapıldığını ve deniz suyunun temizlenmesi için fıskiyeler oluşturulduğunu hatırlattı. Tekinöz, Beyşehir Gölü'nde doğal sit ve milli park alanı statüleri nedeniyle bu tip bir çalışmanın önünde yasal engellerin olduğunu belirterek, yapılması düşünülen dip çamur taramasının ise tabandaki canlı organizmalara zarar verebileceğinden endişe ettiklerini ifade etti. Başkan Tekinöz, "Bunun için biz diyoruz ki, Beyşehir Gölü'ndeki kirlilik doğal yollarla bertaraf edilsin. Yani göl kendi kendini temizlesin. Bu da su seviyesinin yükselmesi ve dalga boyunun artması ile birlikte mümkün olabilir. Beyşehir Gölü'nde 1121 kotu seviyelerinde 10-15 santim dalga yüksekliğini bulamazsınız. 1122 ve daha yüksek değerlerde ise 1-1,5 metrelik dalga boyu görebilirsiniz. Dalga boyunun yükselmesi ise bir okditasyondur. Sudaki sirkülasyonun artmış olması ile birlikte göldeki kirlilik yapan unsurlar oksitlenip tabana çökerken, dalganın gücüyle tekrar bunlar kenara kıyıya çıkarılıp atılabilmektedir. Beyşehir Gölü'ndeki kirliliğin kendiliğinden bertaraf olmasını düşündüğümüz için de sulama kotunun yeniden belirlenmesini istedik. Kotun yükselmesi kirliliğin önlenmesine çok büyük katkılar sağlayacaktır. Bu açıdan Konya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'na vermiş olduğu bu karar nedeniyle minnettarız. Beyşehir halkı da minnettardır" şeklinde konuştu.

BEYŞEHİR GÖLÜ, KONYA HAVZASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ Beyşehir Gölü'nün Konya Kapalı Havzası için önemli bir tarımsal su kaynağı olduğunu da belirten Tekinöz, bu nedenle sahiplenilmesi ve çok iyi korunması konusunda tüm bireylere ve kurum kuruluşlara büyük görevler düştüğünü söyledi. Tekinöz, şunları kaydetti:

"Beyşehir Gölü, Konya Kapalı Havzası içerisinde en büyük su rezervuarına sahip bir doğal göldür. Türkiye'nin en büyük doğal tatlı su gölü olması bir yana Konya için özel bir yeri vardır. Beyşehir Gölü, Konya'nın yıllık ortalama olarak kullanmış olduğu sulama suyu ihtiyacının yaklaşık 250-300 milyon metreküplük bir bölümünü karşılamaktadır. Ayrıca Beyşehir Gölü, Isparta bölgesindeki tarım alanlarına yılda ortalama 200 milyon metreküp su verirken, yeni devreye giren Kıreli Sulama Projesi kapsamında çevresindeki arazilerin ise yaklaşık 60 milyon metreküplük su ihtiyacını karşılamaktadır. Toplamda gölümüz tarımsal sulama ihtiyacı olarak ekili arazilere yıllık ortalama 450-500 metreküplük bir katkı sunuyor. Tarıma büyük hizmetler veriyor. Bu suyun milli ekonomimize yaklaşık katkısı 450-500 milyon dolar civarındadır. Bunu görmek ve bu katkı adına Beyşehir Gölü için kalıcı iyileştirme çalışmaları yapmak lazımdır" diye konuştu.

Tekinöz, Türkiye'nin tarım ambarı olan Konya Ovası'na böylesine önemli bir katkı sağlayan Beyşehir Gölü'nün çok iyi korunarak, koruma-kullanma dengesinin iyi oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.

(ARÖ-FM) 13.03.2008 15:12 TSİ