AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan: (4) "Sanata ve sanatçıya mahalle baskısı uygulanmasına izin vermeyeceğiz.

15.07.2014 14:44

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sanata ve sanatçıya mahalle baskısı uygulanmasına izin vermeyeceğiz. Sanatçılarımızın da bundan mağdur olmalarına elbette müsaade etmeyeceğiz. Türkiye için ne hayırlıysa sanatçılarımız cesaretle hiç çekinmeden, korkmadan gitsinler, destek olsunlar, katkı versinler. Bu onları asla küçültmeyecek. Onları da, sanatlarını da daha da büyütecektir" dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, medyada, sosyal medyada sanatçılara karşı son derece edep dışı, insaf dışı, insanlık dışı saldırılar yapıldığını belirterek, "Bazen şer gördüğümüz şeylerde hayır vardır. Kılıçdaroğlu'nun toplantısına, davetine gidiyorsa alkış, eğer Erdoğan'ın davetine gidiyorsa yuh" diye konuştu.

"Böyle bir mantık olabilir mi? Sen ne zamandan beri sanat dünyasının, sanatçının iradesine ambargo koyma kabiliyetini kendinde bulabiliyorsun? Böyle bir şey olabilir mi?" diye soran Erdoğan,  sanatçılara yapılan bu saldırının aslında mahalle baskısını kimin yaptığını, kimin dikta yanlısı, kimin baskı, faşizm yanlısı olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.

Hem o sanatçıların hem de Türkiye'nin bu linç girişimi vesilesiyle düşen maskeleri görme ve tanıma fırsatını bulduğunu kaydeden Erdoğan, "Sanatçılarımıza buradan bir kez daha sesleniyorum. Hiç tedirgin olmasınlar, çekinmesinler, rahatsız olmasınlar. Eski Türkiye'nin kapıları kapanırken o eski tekellerde artık tek tek tarihe karışıyor. Sanat hiç kimsenin tekelinde değildir" dedi.

Erdoğan, bu CHP zihniyetinin Nazım Hikmet'i istismar eden ama Nazım Hikmet'in ölene kadar sürgünde kalmasına yol açan zihniyet olduğunu savundu. Erdoğan, "Tek lafını duydunuz mu? Nazım Hikmet'e vatandaşlık hakkını iade eden AK Parti iktidarı olmuştur. Aramızdaki fark budur. Şu anda ki CHP zihniyeti Sabahattin Ali'yi katleden CHP'ye tek laf edebildi mi? Hayır. Ahmet Kaya'nın ülkesini terk edip, gurbette ölmesine yol açanları hep görmezden geldiler? Şu anda omuz omuza yürüyorlar, dayanışma içinde yürüyorlar. Nice kitabı yasaklayan, yakan, nice yazarı hapislere mahkum eden CHP'yi ve tek parti zihniyetini asla eleştiremezler. Ama Nazım Hikmet'e itibarını iade eden, Türkiye'de her alanda özgürlükleri geliştiren AK Parti'ye hiçbir zaman sahip olmadıkları bir özgürlük içinde saldırmayı marifet bilirler. Bunun modası artık geçti" diye konuştu.

"Mahalle baskısına izin  vermeyeceğiz"

Sanata ve sanatçıya mahalle baskısı uygulanmasına izin vermeyeceklerini, sanatçıların bundan mağdur olmasına müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Türkiye için ne hayırlıysa sanatçılarımız cesaretle hiç çekinmeden, korkmadan gitsinler, destek olsunlar, katkı versinler. Bu onları asla küçültmeyecek. Onları da, sanatlarını da daha da büyütecektir. Esasen Orhan Gencebay tüm bunlara şu şekilde gereken cevabı verdi; Türkiye Cumhuriyeti denen bu muhteşem yer bizim ülkemiz, bizim vatanımız, burası bizim doğduğumuz toprağımız, buraya sahip çıktığımız sürece, birbirimize sevgi, saygı duyduğumuz sürece bize hiç kimse bir şey yapamaz. Ben bu sözün üzerine daha başka bir şey söylemeyi  gereksiz görüyorum."

- İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları

Ramazan ayına bölgede yaşanan acı hadiselerle girildiğini vurgulayan Erdoğan, Suriye'de katliam ve zulmün, Irak'ta süren kavganın can almaya devam ettiğini, Libya ve Mısır'da da aynı şekilde olduğunu söyledi.

"Ramazan hürmetine zalimlerin zulümlerine ara vermelerini elbette beyhude bekledik" diyen Erdoğan, İsrail'in Filistin'de son günlerde yaptıklarının hiçbir şeyle izah edilemeyeceğini kaydetti.

İsrail'in terör estirdiğini ve bunun bireysel terörün ötesine geçtiğini, bir terör devleti anlayışıyla bunu yaptığını ifade eden Erdoğan, İsrail'in her ramazan ayında yaptığı gibi Gazze'deki müslümanların üzerine ölüm yağdırdığını belirtti. Erdoğan, "Bugün sabah itibariyle Mısır'ın girişimiyle bir ateşkes kararı güya onaylandı. 2012'de de bir ateşkes kararı verilmişti. Temenni ederim ki bu ateşkes sağlanır. Elbette ateşkes girişimi son derece olumludur ve değerlidir. Ancak öyle anlaşılıyor ki Ortadoğu'nun kirli siyasetinde bir kez daha Filistinli masum çocukların kanı kullanılmıştır" dedi.

Erdoğan, 8 gün devam eden İsrail saldırılarında 200'e yakın Gazzeli'nin şehit olduğuna, 2 bine yakın Gazzeli'nin yaralandığına, şehit olanlar arasında çok sayıda çocuk ve kadın bulunduğuna işaret etti.

Gazzeliler'in önceki ramazanlarda olduğu gibi maalesef oruçlarını birkez daha şehadetle açtıklarını, iftar sofralarında, sahur sofralarında, okullarda, camilerde masum insanların acımasızca katledildiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Filistin'de Gazze'de yaşanan katliamın en acı boyutlarından biri de insanlığın büyük bölümünün bu katliama sessiz kalıyor olmasıdır. Maalesef Filistin'de çocukların havadan yağan bombalarla katledilmesi insanlık için bir anlam ifade etmiyor. Bir şehrin en ileri silahlarla, en ağır silahlarla acımasızca bombalanması, 400 ton, 500 ton bombanın oraya yağdırılması başka bir şey ifade etmiyor. Batı başta olmak üzere dünya ülkeleri nezdinde bunun hiçbir anlamı bulunmuyor. Batı sadece 'endişeliyiz' diyor. Gazzeli çocuk ise ölüyor. 1948'den beri olduğu gibi bugün de bu mübarek ramazan ayında hem insanlık hem de halkı müslüman ülkelerin pek çoğu trajediyi seyretmekle yetiniyor. Hatta artık insanlık seyretmeyi de bıraktı, sırtını döndü. Olanları görmüyor, duymuyor, hissetmiyor. İsrail son derece şımarık bir biçimde bugünkü gazetelerde gördünüz tanklar bir tarafta ölüm kusuyor, onlar ise bir tarafta halay çekiyor. Bu nasıl insanlıktır. Uluslararası hukuku çiğneyerek, insani değerleri ayaklar altına alarak bölgede devlet terörü estirmeye devam ediyor ve bizim dışımızda bir tek ülke  çıkıp buna 'dur' diyemiyor. Tarihin bize öğrettiği çok yalın bir gerçek var. Hiçbir zulüm ebedi değildir. Zalim er ya da geç zulmünün bedelini ödemiştir. Tarihte hiçbir devlet, hiçbir millet zulüm ile abad olmamıştır. Filistin'de 1948'den bugüne kadar devam eden sistemli zulüm, katliam ve soykırım girişimi emin olun hesapsız kalmayacaktır. Bunun bedeli er ya da geç mutlaka ödenecektir. O çocukların melekleri ağlatan feryatları karşılıksız kalmayacaktır. O kadınların yavrularının başında arş-ı alayı inleten çığlıkları inanın karşılıksız kalmayacaktır. Çocuk katilleri de, çocukları katledenlere karşı sessiz duranlar da bunun bedelini öderler ve göreceksiniz ödeyeceklerdir."

"Biz onlara da insanlık öğretmeye devam edeceğiz"

İsrail Parlamentosu'ndaki bir milletvekilinin sözlerine de değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Birkaç gün önce İsrail'de bir kadın çıktı aynen şunları söyledi; Filistinliler'in hepsi bizim düşmanımız ve onların kanı bizim elimizde olmalı. Buna öldürülen teröristlerin anneleri de dahil. Filistinli annelerde öldürüldü. Bunu söyleyen bir kadın milletvekili. İsrail Parlamentosu'nun bir üyesi. Allah aşkına soruyorum, bu zihniyetin Hitler'in zihniyetinden ne farkı var. Eğer buna benzer sözler Filistinli anneler için değil, başkaları için söylenseydi dünya ayağa kalkar mıydı, kalkmaz mıydı? Bunu bir görelim.

Irkçılık, faşizm, ayrımcılık Filistinli annelere yönelikse dünya bunu umursamıyor. Avrupa'ya sesleniyorum; neden susuyorsunuz, batıya sesleniyorum; bu zulme daha ne kadar destek vereceksiniz, İslam dünyasına sesleniyorum; kardeşleriniz alçakça öldürülürken birkaç ülke dışında daha ne kadar tepkisiz kalacaksınız. Dünya bu şımarıklığa daha ne kadar seyirci kalacak. Dünya bu devlet terörüne daha ne kadar tepkisiz kalacak. Filistin'de sadece Filistinli çocuklar ölmüyor. Filistin'te küresel adalet ölüyor, küresel vicdan ölüyor, Filistin'de insanlık can çekişiyor. Susan bu zulmün ortağıdır. Zulme rıza gösteren bu zulmün ortağıdır. Biz susmadık ve susmayacağız. Kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin. Biz Filistin'deki acı gerçeği dünyanın yüzüne bir tokat gibi çarpmaya devam edeceğiz. Varsın birileri bundan rahatsız olsun. Varsın içeride ve dışarıda birileri tavrımızdan tedirgin olsun. Ecdadımız gibi biz de zalimin değil, mazlumun tarafında olmaya devam edeceğiz.

Biliyorum ki bölgemizde bizim Filistin ile ilgili sesimizi yükseltmemizden rahatsız olanlar var. Biz onların vicdanına hitap etmeye devam edeceğiz. Sadece bölgemizde değil, içeride de rahatsız olanlar var. Ana muhalefette rahatsız, yavru muhalefette rahatsız. İşte buyurun Suriye'den ülkemize sığınmış olan insanlardan dolayı Kahramanmaraş'ta yapılan eylemler bu ülkenin evladına yakışan eylemler değildir. Adana'da yapılanlar bu milletin evladına yakışan eylemler değildir. Bu millet ensar olmayı kendisinin vazgeçilmez özelliği olarak kabul etmiştir. Ama bunu yapanlar ne yazık ki nasipsiz tiplerdir. Ama biz onlara da insanlık öğretmeye devam edeceğiz."

-"Filistin'in hak, adalet mücadelesini savunmaya devam edeceğiz"

Mavi Marmara konusunda CHP'nin "genel müdürünün" kendi milletinin, kendi şehitlerinin yanında değil, İsrail'in yanında durduğunu savunan Erdoğan, Pensilvanya ile CHP "genel müdürünün" Filistin davasına ihanet konusunda aslında tam bir fikir birliği içinde olduklarını iddia etti.

2012'de Sosyalist Enternasyonel'de CHP'nin Filistin davası ile Türkiye'deki terörist örgütü aynı kefeye koyan bildiriye imza attığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz ne zaman Tel Aviv'e bir eleştiri getirsek cevabını oradan değil, CHP genel müdüründen aldık. İşte en son malum monşer Cumhurbaşkanı adayları da bu meselelerde tarafsız olmak gerektiğini, Suriyelilere kapıyı açmamak gerektiğini söyleyerek yeni efendisi gibi oda CHP'nin gözüne girmeye çalışıyor. Hale bak. Bunların vicdanları kurumuş, bunlar da bir tarih şuuru yok, bir medeniyet bilinci yok, bunlarda ecdadın hatırasına saygı yok. Biz yarın ruz-i mahşerde 'zalime karşı elimle, dilimle, kalbimle yapılması gerekeni yaptım' diyebilmenin huzuru içinde olmak istiyoruz. Filistinli çocukların karşısında boynumuz yere eğilmesin istiyoruz. Çanakkale'deki Filistinli şehitlerin karşısında mahcup olmamak istiyoruz. Filistin için adalet mücadelesi veren Yavuz Sultan Selim, Sultan Abdülhamid'e kadar oradaki Osmanlı şehitlerine kadar hiç kimseninin önünde yüzümüz kızarmasın istiyoruz. Sizlerin de, milletimin de benimle aynen bu hissiyatı paylaştığınızı biliyorum. Onun için son nefesimize kadar inşallah Filistin davasını savunmaya, Filistin'in hak, adalet ve insanca hayat mücadelesini savunmaya devam edeceğiz."

- TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement