Birleşmiş Millerlerin (BM) Kıbrıs meselesinin çözümüne dair iki senaryo hazırladığı, ancak müzakere sürecinin Güney Kıbrıs'ın içerisinde bulunduğu ekonomik kriz sebebiyle Eylül ayından önce başlamasının uygun görülmediği iddia edildi.
Fileleftheros Gazetesi, "BM'den İki Alternatif Senaryo - Eylül'de Doğrudan Müzakerelerin Başlaması ya da 'Ciddi Güven Yaratıcı Önlemlerin' Hayata Geçirilmesi" başlıkları altında verdiği haberinde, BM'nin Güney Kıbrıs'ta seçimleri Nikos Anastasiadis'in kazanmasının ardından Kıbrıs müzakereleri konusunda iki senaryo üzerinde çalıştığını iddia etti.
Gazete, Güney Kıbrıs'ın içerisinde bulunduğu ekonomik kriz ve tüm dikkatlerin krizin çözümüne yoğunlaşmış olmasından ötürü BM'nin yeni girişimin ancak Sonbaharda, Eylül ayından önce başlamasını öngörmediğini belirtirken Rum hükümetinin de bu görüşü taşıdığını yazdı.
Haberde, Anastasiadis'in, kendisini tebrik etmek için arayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'na da hükümetinin bu görüşünü ilettiği belirtilirkenAnastasiadis'in, 11 Mart'ta adaya gelerek kendisi ve Eroğlu'yla görüşmesi beklenen BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı AleksanderDowner'e de bu görüşü bildireceği ifade edildi.
BM'nin, müzakere sürecinde bir nevi hareketlilik olması açısından Anastasiadis ve Eroğlu arasında Eylül ayına kadar bir ya da iki görüşme yapılması ihtimalini göz ardı etmemesine karşın, müzakere sürecinin Eylül'den önce başlamasını öngörmediğini yazan gazete, Eylül ayı sonrası için ise BM'nin iki senaryo hazırladığını iddia etti.
Habere göre, BM'nin daha çok ikincisini olası gördüğü senaryolar şu şekilde:
"Birinci Senaryo: Müzakerelerin Eylül ayında, resmen takvimler öngörülmeden başlaması. Hedef sürecin 2014 yılı sonuna kadar tamamlanması. BM, uzlaşı ve anlaşmazlık noktalarının yer aldığı belgeler hazırlamasına karşın, belgelerin içeriğine itirazlar bulunması durumunda, tarafların bunları benimsemesinde ısrarcı olmayacak. Ancak müzakerelerin sıfır zeminden başlamasını da kabul etmeyecek.
İkinci Senaryo: Bu senaryoda 'ciddi güven yaratıcı önlemlerin' ileri götürülmesi öngörülüyor. Müzakerelerin başlamasının mümkün olmaması ya da henüz sürecin başında çözüme gidilemeyeceğinin ortaya çıkması halinde bu senaryonun uygulanması düşünülüyor. Bu senaryoya göre, Mağusa'nın (kapalı bölge Maraş kastediliyor), limanın ortak kullanımıyla birlikte açılması ve buna eş zamanlı olarak Timbu (Ercan) Havaalanının tanınması öngörülüyor. BM kaynakları bu senaryonun ileri götürülebileceğine dair göstergeler bulunduğunu belirtiyorlar. Aynı kaynak, Türk tarafının da bu senaryodan haberdar olduğunu ancak görüşü istendiğinde ne fikir beyan ettiğini söylemekten kaçındı."
Gazete, ikinci senaryoda yer alan unsurların hiçbirinin yeni olmadığını ve geçmişte de görüşüldükleri belirterek ancak bunların uygulamaya konabilmesi için siyasi bazı konuların yanı sıra, öze ilişkin bazı teknik konuların da görüşülmesinin gerekeceğini vurguladı.
Buna örnek olarak FIR hattının kontrolü konusunu gösteren gazete, Ercan Havaalanı'nın faaliyete geçmesi durumunda FIR hattının bölünemeyeceğini belirtti. Bu güven yaratıcı önlemlerin amacının "doğrudan uçuşların yasallaşması olduğu" ifade edildi.
ABD VE İNGİLTERE DOĞALGAZ MESELESİNİN GÖRÜŞÜLMESİNİ İSTİYOR
Öte yandan gazete, ABD ve İngiltere'nin Güney Kıbrıs'ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) yer aldığı iddia edilen doğalgaz yataklarının çıkarılması meselesinin iki toplumlu seviyede görüşülmesini istedikleri, bu maksat için çeşitli senaryoları ele aldıklarını iddia etti.
Habere göre, diplomatik bir kaynak, doğalgaz meselesinin "önemli bir mevzu olduğunu ve milletlerarası toplumu ilgilendirdiğini" belirterek ancak Türkiye'nin tepkisinin ne olacağının bilinmediğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun doğalgaz meselesinin görüşülmesine dair teknik komite kurulmasını teklif ettiğini, arabulucuların da bu fikri makul gördüklerini öne süren gazete, bunun gerçekleşmesi halinde "doğalgazın iki toplumlu müzakerelerin esiri haline geleceği ve Kıbrıs meselesi çözülmeden ilerlemeyeceği" yorumunda da bulundu. Gazete ayrıca, doğalgazın iki toplumlu müzakerelerin mevzusu haline gelmesini isteyen çevrelerin doğalgazın Türkiye üzerinden geçen borularla taşınması fikrini benimsediklerini de iddia etti.
"YA ŞİMDİ YA 2015'DEN SONRA"
Öte yandan Politis Gazetesi, Downer'in adaya ziyareti ve Anastasiadis'le görüşmesi sonrasında müzakere sürecinin gidişatının belli olacağını, Anastasiadis'in Downer'e söyleyeceklerine bağlı olarak müzakere sürecinin ya hemen ya da ancak 2015 sonrasında başlayabileceğini iddia etti.
Gazete, BM'nin, Anastasiadis'in, müzakerelerde şimdiye kadar gerçekleşenlerin iptal edilmesini istemesi durumunda müzakere sürecinin, Türkiye'deki seçin dönemi sebebiyle, ancak 2015 yılı ortalarında yeninden başlayabileceği görüşünü taşıdığını öne sürdü.
Downer'in Anastasiadis'le görüşmesi sonrasında BM Güvenlik Konseyi'nin bir sonraki bilgilendirmesini gerçekleştireceğini ve Konseye, özlü müzakerelerin ne zaman başlayabileceğine dair bilgi vereceğini belirten gazete, müzakerelerde esaslı ilerleme sağlanmasının ya da en azından hakim havanın değişmesinin ancak bu yılın sonuna kadar mümkün olabileceğini iddia etti.
Gazete ayrıca, Downer'in Güvenlik Konseyi'ni bilgilendirmesinin tipik mi yoksa bir yol haritası ya da takvim içeren esaslı bir bilgilendirme mi olacağının Anastasiadis'le görüşmesine bağlı olduğunu, ayrıca Downer'in adaya bir kez daha gelip gelmeyeceğinin ve bu ziyaretinin Yunanistan, İngiltere ve Türkiye'yi ihtiva edip etmeyeceğinin de bu görüşmeyle şekilleneceğini ileri sürdü.
Kathimerini Gazetesi ise, mevzuya dair haberini: "Kıbrıs Meselesi Eylül Ayından İtibaren Ağır Adımlarla - Günümüz Şartları Sadece Üst Seviye Temasların Başlamasına İmkan Veriyor" başlıkları altında verdi. Gazete, Güney Kıbrıs'taki ekonomik sıkıntılar sebebiyle, BM'nin esaslı müzakerelerin başlaması için Eylül ayı sonrasını makul gördüğü, ancak bu zaman zarfında liderler arasında "Kıbrıs meselesinin esaslı mevzularının ya da emniyet verici tedbirleri ele alınacağı iki-üç görüşme de gerçekleştirilebileceğini" yazdı.
Gazete, Amerika ve İngiltere'nin de 2014 yılına kadar esaslı bir ilerleme beklemediklerini kaydederken, ABD'nin Güney Kıbrıs Büyükelçisi John Koenig'in geçtiğimiz hafta Washington'da temaslarda bulunduğunu ve Rum Dışişleri Bakanı İoannis Kasulidis'in ABD'ye davet edilmesi çabalarının başladığını yazdı.
Gazete ayrıca, 11 Mart'ta adaya gelmesi beklenen Downer'in liderlerle yemekte buluşma ihtimalinden söz ederken, Downer'in BM Güvenlik Konseyi'ni bizzat bilgilendirmeyeceğini öne sürdü.
Habere göre Downer, temasları konusunda New York'a giderek Güvenlik Konseyi'ni bilgilendirmek yerine, BM Genel Sekreteri'ne telefonla ve yazılı belge sunarak bilgi vermekle yetinecek.
Alithia Gazetesi ise, Downer'in çözüm müzakerelerine hemen başlamayı arzuladığını, ancak Anastasiadis'in birinci hedefinin ekonomik krizi aşmak olduğunu yazdı.
Gazete, Anastasiadis'in ilk önce Milli Konseyin seviyesini yükseltmeyi, müzakereci tayini ve Kıbrıs Rum tarafının bütünlüklü teklifini oluşturmayı hedeflediğini belirtirken, Anastasiadis'in beş yıllık hükümet programında ayrıca, 2006 yılında Maraş'ın açılmasına dair takdime edilen, Kıbrıslı Türklerin doğrudan ticareti, Türkiye'nin AB müzakerelerinin serbest bırakılması ve Güney Kıbrıs - Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesi gibi güven verici tedbirleri öncelikli olduğunu iddia etti. - LEFKOŞA
Son Dakika › Dünya › G. Kıbrıs'ın Ekonomik Sıkıntıları Kıbrıs Müzakerelerinin Hemen Başlamasına Mani Oluyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?