Koronavirüs salgını dünyada hızla yayılırken çok sayıda test yapan Batı ülkeleri, virüsün en fazla görüldüğü yerlerin başında geliyor.
Öte yandan en düşük kişi başı gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) sahip 20 ülkeden 18'inin bulunduğu Afrika kıtasında çoğu ülkenin test kapasitesi bile kısıtlı.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) salgının yayılmaya devam etmesi durumunda Afrika ülkelerinin halihazırda zor durumda olan sağlık sistemlerinin yetersiz kalacağı, özellikle kırsal kesimlere tedavi götürmenin çok zor olacağı uyarısında bulunuyor.
Avrupa'da bir milyon kişiye 4 bin yoğun bakım yatağı düşerken Afrika'da bu sayı beş.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Afrika'nın test kitleri, maskeler, solunum cihazları, koruyucu kıyafetler gibi çok sayıda malzemeye ihtiyacı olduğunu diyor ve ekliyor:
"Afrika için büyük bir seferberliğe ihtiyaç var. Aksi takdirde milyonlarca insan ölecek."
Öte yandan gelişmiş ülkeler de bu malzemelere erişebilmek için birbiriyle yarışıyor.
Bu nedenle Afrika Birliği Dönem Başkanı ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, dünyanın geri kalanından alabilecekleri desteğin sınırlı olduğunu söylüyor:
"Koronavirüse karşı halihazırda mücadele vermekte olan ülkelerin bizimle işbirliği yapmasını mutlulukla karşılasak da kendi özerk görev timlerimizi oluşturmamız lazım.
"Diğer ülkeler Covid-19 nedeniyle ağır bir bedel ödüyor ve bize yapabilecekleri yardım sınırlı olacaktır. Bu yüzden Afrika sermayesi ve Afrikalı uzmanları harekete geçirmeliyiz."
BM Genel Sekreteri Guterres'e göre yoksul ülkelerde salgını yavaşlatmak için en az 3 trilyon dolara ihtiyaç duyuluyor.
Bu miktar, dünya GSYH'sinin yüzde 10'una yakın.
İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam ise yoksul ülkelerin 1 trilyon dolarlık borçlarının iptal edilmesi çağrısında bulunuyor.
BBC News Afrika Prodüktörü Mike Onyiego'ya göre kıtadaki belirsizliğin içinde kesin olan bir şey var: Afrika ülkeleri artış hızını yavaşlatamadı ve bunun yapmak için önlerindeki imkan azalıyor.
WHO Afrika Acil Durum Programı Başkanı Dr. Michel Yao'ya göre bazı ülkeler salgını kontrol alma imkanını çoktan kaçırdı:
"Bazı ülkeler virüsün ülke geneline yayılma aşamasına geliyor. Üstelik buna karşı harekete geçmekte de gecikiyorlar. Daha fazla insanı görevlendirmeleri, eğitmeleri ve kapasitelerini artırmaları gerekiyor."
Yao, yeterli önlem alınmaması durumunda her hafta vaka sayısının üçe katlanabileceği uyarısında bulunuyor.
Güney Afrika'da Mart'ın son iki haftasında vaka sayısı 20 kat arttı.
Sokağa çıkma yasağı uygulayan Güney Afrika, test sayısını da arttırarak 60 bine yükseltti. Fakat benzer nüfusa sahip olan İtalya'da test sayısının 700 bin olduğu göz önüne alınınca bu sayının yetersiz olduğu anlaşılıyor.
Üstelik Güney Afrika kıtada en fazla test uygulayan ülkelerden biri.
200 milyona yakın nüfusa sahip Nijerya ve 50 milyonluk Kenya'da 11 Nisan itibariyle yapılan test sayısı beşer bindi.
Küresel test üretiminin talebi karşılayamaması nedeniyle bu sorunun çözülmesi kolay olmayacak.
Afrika Nüfus ve Sağlık Araştırma Merkezi'nden araştırmacı Dr. Abdhallah Ziraba, "Testlerin üretimi, maliyeti ve lojistiğinde sorunlar olduğunu biliyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor diye insanların ölmeyeceğini düşünemeyiz" diyor.
Önümüzdeki haftalarda Afrika'nın yanıt arayacağı soru, salgına karşı hangi adımların daha çok işe yaradığı olacak.
Güney Afrika'nın sokağa çıkma yasağı stratejisi umut vadediyor.
Afrika'nın en büyük nüfusa sahip ülkesi Nijerya, en büyük kenti Lagos'ta benzer bir sokağa çıkma yasağı ilan etti. Senegal'in Dakar ve Kenya'nın Nairobi kentlerinde de geceleri sokağa çıkma yasağı, gündüzleri ise sosyal etkinliklerin yasaklanması uygulaması var.
Fakat tam zamanlı bir sokağa çıkma yasağı ihtimali, kıtada ekonomik aktiviteleri durdurmak anlamına gelecek.
Kıtadaki nüfusun üçte biri açlık sınırının altında. Bunların bir kısmı kırsal bölgelerde kendilerini doyurabilecek kadar gıda üretme imkanına sahip insanlar olsa da yüzde 20'si kentlerde yaşıyor ve eve ekmek götürmek için işe gitmek zorundalar.
Bu insanların işe gidemeyeceği türden bir sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi durumunda açlıktan ölecek kişilerin sayısını tahmin etmek mümkün değil.
Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu'ndan salgın hastalıklar profesörü Francesco Checci "Ekonomik küçülme ve gelir kaybı bu insanlar için yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişememe ve sonuç olarak hayatlarının sonlanması riskini barındırıyor" diyor ve ekliyor:
"Bu durumda sadece yaşlılar değil çocuklar ve gençler de ölür. Bu yüzden bu çok zor bir denklem."
Ruanda gibi bazı ülkelerde devlet halka gıda dağıtımına başlarken Güney Afrika'nın Cape Town kentinde sokak çeteleri benzer faaliyetler yürütüyor.
Kenya'da sivil toplum örgütleri yoksullara dağıtmak için para ve gıda toplarken olağanüstü hal ilan eden Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed "Biz gelişmiş ülkeler gibi sokağa çıkma yasağı uygulayamayız çünkü çok sayıda vatandaşımızın bir evi bulunmuyor" diyor.
Kıtadaki diğer ülkelerin salgına karşı planları da net değil.
Çoğu ülkenin işinden olacak vatandaşlarına dağıtacak parası olmadığı için salgının kontrol altına alınması her şeyden önemli.
Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House'un salgın hastalıklar uzmanı Dr. Ngozi Erondu, Afrika'nın kırsal bölgelerinde bazı köylerdeki insanların kasabalardaki pazarlara belli günlerde gidebilmesi gibi daha önce denenmemiş kısıtlamaların, daha az kaynak harcayarak daha fazla kişinin hayatını kurtarabilecek basit adımlar arasında olabileceğini söylüyor.
Dr. Erondu, "Hükümetlerin bu konuya yatırım yapması gerekiyor. Bir yandan insanlara işe gitmeyin ve hijyene dikkat edin deyip diğer yandan bunu sağlamaları için bir yol sunmamanız kabul edilemez" diyor.
Son Dakika › Dünya › Koronavirüs: Afrika Covid-19 salgınıyla nasıl mücadele edebilir? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?