Tüsiad Başkanı Boyner, Zekai Baloğlu'na İlişkin Raporu Değerlendirdi

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, " Türkiye'nin hem demografik yapısı hem de öncelikleri çok değişti. 1990'daki rapor, tek referansımız olamaz" dedi.

Brüksel'deki temaslarının ardından İHA'ya açıklamalarda bulunanTÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın bugünkü görüşmesinde "Medya aracılığı ile ithamlarda bulunuyorsunuz" çıkışıyla ilgili olarak "Sayın Bağış ile başta birbirimize takıldık sadece biraz, gayet doğal. Aslında güzel ve olumlu bir görüşmeydi. Karşılıklı fikir alış-verişinde bulunduk" dedi.

"Başbakan'ın bugünkü grup toplantısında hatırlattığı Zekai Baloğlu raporunun tekrar gündeme getirilmesi ve bu rapordaki değerlendirmelerin bugün de arkasında mısınız?" sorusuna yönelik Boyner, "Bu rapor çok eski bir rapor. Türkiye'de hem zaman hem eğitimin öncelikleri değişti diye düşünüyoruz. Bizim şu an daha çok üzerinde durduğumuz konu Türkiye'deki meslek eğitiminin rekabeti arttırıcı şekilde yeniden yapılandırılması. Esasen odaklandığımız nokta bu. Yoksa 1990'daki rapor tek referansımız olamaz. Hem

Türkiye'nin demografik yapısı hem de öncelikleri çok değişti diye düşünüyoruz" dedi.

İki gün boyunca pek çok temasta bulunan TÜSİAD heyetinin ziyaret amacına ve Brüksel'de verilen mesajlara da değinen Boyner şöyle konuştu:

"Olumlu görüşmeler yaptık. Önümüzdeki dönem Türkiye için büyümesini devam ettirmesi açısından çok önemli. Hem AB ile ilişkilerin geldiği noktada ticaretin, karşılıklı yatırımın ve üçüncü ülkelerle yapılan ticaretin potansiyeline ulaşmak için biraz aslında ilişkilerin daha sıcaklaşması gerektiğine inanıyoruz. Aynı anlayışlı Avrupalılarda da gördük. Bir pozitif gündem dedikleri çalışma şekline geçmek için bir irade var. Bunu özellikle vize rejimi konusunda kolaylaştırma ve muafiyet getirme konusunda

çalışıyorlar. Burada biz de bunun Türkiye'deki çok insanın hayatını olumlu yönde etkileyeceğini belirttik. İkinci ana gündemimiz enerjiydi. Bu konuda çeşitli projeler geliştiriliyor. Belki fasılları açmıyoruz ama Türkiye'nin ve Avrupa'nın geleceğinde birçok teknik konuda birlikte çalışmak için hazırlıklar yapılıyor. Diğer taraftan serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye'nin sorunlu bir pozisyonu bulunuyor. En son Güney Kore ile AB bir serbest ticaret anlaşması imzaladı ve biz masada

oturamadığımız için de aslında çok dezavantajlı bir duruma düştük. Şimdi de sırada Japonya var ve otomotiv sektöründeki konumumuz nedeniyle bu anlaşmanın içerisinde olmamız gerekli mutlaka. Esas olan burada bu sürecin tekrar canlılık kazanması. Avrupa şimdi kendi içindeki sorunları biraz halletme yoluna girdikten sonra onlar da buna daha etkin bir şekilde yaklaşıyor gibi görünüyor. Bütün bunlar pozitif gelişmeler diye düşünüyorum." - BRÜKSEL