Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin kamu mali yapısı güçlü olduğu için finans sektörüyle ilgili vergi uygulamalarının önümüzdeki dönemde makul oranlarda devam edeceğini, dolayısıyla Avrupa ya da ABD finans merkezleriyle karşılaştırıldığında daha düşük vergi oranlarını sürdürebileceklerini bildirdi.
Babacan, 3. İstanbul Finans Zirvesi'nde yaptığı konuşmanın ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.
Önümüzdeki yılların özellikle gelişmiş ekonomiler açısından sorunların hemen düzeleceği yıllar olmayacağının altını çizen Babacan, en iyi senaryoda ABD'de, Avrupa'da gerekli bütün tedbirler alınsa dahi krizin geriye bıraktığı en önemli mirasın çok ağır borç yükü olacağını söyledi.
Bu ağır borç yükünün pek çok ülkenin yıllarca, hatta on yıllarca eski büyüme oranlarına ulaşamamalarını beraberinde getireceğini, bazı ülkelerde düşük büyüme oranlarının gerçekleşeceğini belirten Babacan, bunun bugünkü gelişmiş ekonomiler için geçerli olduğunu ifade etti.
Gelişmekte olan ülkelerde ise çok hızlı bir dönüşümün şart olduğunu, gelişmiş ülkelere bağımlılığı azaltan, kendi aralarındaki ticareti, yatırımı, finansmanı çoğaltmaya çalışan bir çabanın önümüzdeki dönemde görüleceğini anlatan Babacan, Türkiye'nin Avrupa'ya olan bağımlılığının ihracat açısından hızla azaldığını, finansman kanallarında da Avrupa'ya bağımlılığın kademe kademe azalacağı bir dönem öngördüklerini kaydetti.
-"Daha düşük vergi oranlarını sürdürmemiz mümkün"-
Avrupa ve ABD'de iç pazarın eski günlerdeki gibi hızla gelişen, büyüyen pazarlar olmayacağının fark edilmesi gerektiğine işaret eden Babacan, şöyle konuştu:
"Çünkü pek çok ülkede yapılması gereken tedbirlerin birçoğu aslında vergi artışı, harcama kısıtı yönünde tedbirler olacaktır. Borç stokunu, bütçe açığını kontrol altında tutabilmek için... Bu adımlar atıldığı, vergiler yükseldiği zaman, kamu harcamaları azaldığı zaman zorluklar devam edecek demektir. Gelir vergisi, kurumlar vergisi yükseldiği zaman... Özellikle finans sektörü için de geçerli. Biz İstanbul Finans Merkezi'ni o açıdan da önemsiyoruz. Türkiye'nin kamu mali yapısı güçlü olduğu için finans sektörüyle ilgili vergi uygulamalarımızın önümüzdeki dönemde makul oranlarda devam edeceğini buradan rahatlıkla ifade edebiliyoruz. Dolayısıyla Avrupa ya da ABD finans merkezleriyle mukayese ettiğimizde Türkiye'de daha düşük vergi oranlarını önümüzdeki dönemde sürdürmemiz mümkün olabilecek. Bu da Türkiye ve pek çok gelişmekte olan ülke için önemli."
Başbakan Yardımcısı Babacan, her krizin ve programın beraberinde fırsatlar da getirdiğini, 1994 ve 2001 krizlerinin Türk iş dünyasının dışa açılmasına vesile olduğunu, son krizin de Türkiye'ye Avrupa dışındaki pazarlara yönelmek ve sadece Avrupa değil çok daha büyük bir dünyaya hitap edebileceği altyapıyı oluşturmak gibi bir fırsat sunduğunu vurguladı.
-"İslami finans, yumurtaların bir sepete konmamasını sağlıyor"-
Faizsiz finans modelinin dünyada uzun tarihe sahip bir konu olmadığını, asıl 2000'li yıllarda hızla yaygınlaştığını belirten Babacan, son krizin İslami finans modellerinin faizli sisteme göre daha sağlam durduğunu, daha fazla risklerden korunmuş bir tablo ortaya koyduğunu gösterdiğini söyledi.
Standart, geleneksel bankacılıkta karşılıklı taahhütleşme bulunduğunun, faizsiz sistemde ise risk paylaşımının kendiliğinden bir bakıma yumurtaların bir sepete konmamasını ve riskin oyuncular arasında dağılmasını beraberinde getirdiğinin altını çizen Babacan, finans sektörü hareketleri ile reel sektör hareketleri arasında birebir bir bağ bulunduğunu, bu bağın kriz ve türbülans dönemlerinde sistemin daha dayanıklı olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.
Türkiye'de aslında faizsiz, katılım bankacılığının 1980'li yıllardan beri uygulandığına, ancak yıllarca "üvey evlat" durumuna düşürüldüğüne işaret eden Babacan, yeni Bankacılık Kanunu'ndan sonra bu alanın hızla büyüdüğünü vurguladı.
Kira sertifikalarının, sukukun Türkiye için yeni bir enstrüman olduğunu hatırlatan Babacan, "Hazine olarak biz bunun ilk örneklerinden birini teşkil ettik. Hazine bunu yaptıktan sonra, özel sektörün de bu işe daha çok ilgi göstereceğini bekliyorum. Hem katılım bankalarımızın, hem diğer bankalarımızın... Bizim geleneksel bankalarımızın da kira sertifikası ihracının önünde bir engel yok" diye konuştu.
-"Piyasa şartları ve iç şartlar uyum sağladığında yapılır"-
Dünyada şu anda bu tür finansmanın toplam varlık değerinin 1 trilyon doları bulduğunun altını çizen Babacan, sadece dünyada bu yılki kira sertifikası ihracının 130-140 milyar doları bulacağını söyledi.
Hazine Müsteşarlığı'nın bu konularda çok profesyonel bir çalışma içinde olduğunu dile getiren Babacan, hem finansman ihtiyacına, hem piyasanın şartlarına göre uygun zaman bulunduğunda, piyasa şartları ve iç şartları bir bakıma uyum sağladığında bu tür işlemlerin yapıldığını ifade etti.
Ali Babacan, "Ne kadar sıklıkta olur, toplam rakam ne olur- Şu anda fazla bir şey söyleyemiyoruz. Piyasa şartları ne zaman, ne kadar elverirse, kendi borçlanma ihtiyacımızı da dikkate alacak şekilde bir çizgi izlemek istiyoruz. Ama birden piyasayı kira sertifikası kağıtlarına boğacak bir yaklaşımda bulunmak istemiyoruz. Tabir yerindeyse biraz tatlı tatlı satmak istiyoruz" şeklinde konuştu.
(Sürecek)
Muhabir: Medine Taşdelen Yıldırım
Yayıncı: Affan Kulunyar - İSTANBUL
Son Dakika › Ekonomi › 3. İstanbul Finans Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?