Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, Eylül ayında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) yapısında bir değişim olduğunu belirterek, "Ancak söylendiği gibi DEİK'i devletleştirme, kamulaştırma veya vergi koyma, bir takım kuruluşların birbirine el koyması gibi bir değişiklik olmadı" dedi.
Türkiye Genç İşadamları Derneği'nin (TÜGİAD) 15. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Yıldırım, bugünün iş adamlarının gelecekteki hedeflerin gerçekleştiricileri olduğunu ifade etti.
Yıldırım, TÜGİAD'ın 1986 yılında kurulduğunu anımsatarak, şimdiye kadar gerçekleştirilen faaliyetlerin yer aldığı raporu gördüğünü ve bunların kendisini çok mutlu ettiğini dile getirdi.
TÜGİAD'ın Türkiye'nin, hatta dünyanın birçok yerinde çalışmalar yaptığını anlatan Yıldırım, "Engelsiz Türkiye" projesinde güzel mesajların verildiğini, 2023 hedefleri bakımından da bu faaliyetleri anlamlı bulduğunu kaydetti.
Yıldırım, TÜGİAD tarafından DEİK'in yeni yapısıyla ilgili dile getirilen endişe ve öneriler olduğunu anımsatarak, şunları söyledi:
"Eylül'de DEİK'in yapısında bir değişim oldu ama söylendiği gibi DEİK'i devletleştirme, kamulaştırma veya vergi koyma, bir takım kuruluşların birbirine el koyması gibi bir değişiklik olmadı. Hatta tam tersine bir değişiklik oldu. Bir kere her şeyden önce DEİK'in kanunda yazılı özel hukuk tüzel kişiliği statüsü aynen devam ettirildi. Buna hiç dokunulmadı. İkinci olarak DEİK'in 42 kurucusundan hiçbiri çıkartılmadı. Bunların yanına diğer kuruluşlar, ağırlıklı olarak sanayi ve ticaret odaları ve ihracatçı birlikleri eklenerek 99 kurucuya yükseltildi. Yani katılım genişledi. DEİK kurucularının sayısı 42'den 99'a çıktı.
Bunlar arasında herhangi bir devlet dairesi yok. Daha önemli olanı da DEİK'in yönetim yapısı. DEİK'in 25 kişilik bir yönetimi vardı. Bunların 13'ü için otomatik bir atama şekli vardı, TOBB tarafından atanıyordu. Kalan 12'si de dolaylı olarak atanıyordu. Yeni yapısında, şu anda DEİK'in İş Konseyleri, 99 kurucusu ve 25 diğer temsilcisiyle beraber zannediyorum 243 genel kurul delegesi var. 35 kişilik yönetimin tamamı Genel Kurul tarafından seçilecek. Yani bunların hiçbiri atanmayacak."
DEİK'in önceki yapısında İcra Kurulu'nun eksik olduğunu, fiilen çalışmadığını aktaran Yıldırım, sonuç olarak etkili ve koordinasyon içinde çalışılan bir yapı oluşturulduğunu ifade etti.
Yıldırım, DEİK'in kamulaştırılmasının söz konusu olmadığını vurgulayarak, "Daha özel sektörcü bir yapıda, daha etkin ve koordinasyon içerisinde geniş bir tabanda çalışmasına ve o geniş tabanın da yönetimlerde temsil edilmesine imkan sağlandı. DEİK'te yapılanın özeti budur" diye konuştu.
Ekonomi Bakanlığı olarak TTIP (Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması) görüşmelerinde önemli bir çalışma yürüttüklerini belirterek, ayrıca Avrupa Birliği'nin (AB) yaptığı serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye'nin bulunmadığını ve orada karar mekanizmalarında yer alma çabası içinde olduklarını ifade etti.
Yıldırım, teşvikler konusuna da değinerek, "Bizim teşvik rejimimiz sadece bölgesel bir teşvik rejimidir diye bir algı var. Bizim teşvik sistemimizde bölgesel teşvikler sadece bir bileşendir. 5 programdan sadece biridir. Daha yüksek seviyede teşvik edilen stratejik ve öncelikli yatırımlara dikkati çekmek istiyorum. Öncelikli ve stratejik yatırımlar hangi bölgede yapılırsa yapılsın, en üst seviyede teşvik ediliyor" şeklinde konuştu.
İhracatı önemli ölçüde teşvik ettiklerini de dile getiren Yıldırım, her türlü faaliyetleri desteklediklerini sözlerine ekledi.
- "Farklılıkları kucaklamamız gerekiyor"
CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay da toplantıda yaptığı konuşmada, TÜGİAD'ın "Türkiye, genç ve iş adamı" olmak üzere 3 önemli kelimeden oluştuğunu kaydetti.
Güçlü iş adamlarının güçlü ekonomi, güçlü ekonominin ise güçlü Türkiye anlamına geldiğini ifade eden Tunay, üreten ve ülkeye katkı sağlayan iş adamlarının yanında olunması gerektiğini vurguladı.
Tunay, Turgut Özal'ın 1986 yılında gayrimüslim bir işadamına gidip TÜGİAD'ı kurmasını söylediğini, asıl vizyonun bu olduğunu belirterek, şunları aktardı:
"Hepimiz şunu söylüyoruz: 'Farklılıklara saygı duyalım. 'Bütün siyasi partiler bunu söylüyor ama artık 21. Yüzyılda farklılıklara saygı duymanın da ötesine geçip, farklılıkları kucaklamamız gerekiyor. Hiçbir siyasi parti ayrımı yapmıyorum kendi partimi de bunun içine dahil ediyorum, bugün ülkenin yaşadığı en büyük sıkıntı, siyasetçilerin arasındaki kutuplaşma, kavga ve küfür ortamıdır. Başbakan ana muhalefet partisi liderine çatıyor, ana muhalefet partisi lideri de başbakana çatıyor. Bir anlayış, empati, sevgi yok. Bu sonra topluma yansıyor ve insanların okuduğu gazeteler, izlediği televizyon kanalları ayrılıyor.
Bunun için bir milletvekili olarak ricam; hangi partiye gönül verirseniz verin, siyasilerle girdiğiniz ortamlarda onlara şunu söyleyin: 'Hiçbir siyasetçinin bu ülkeyi germeye, kutuplaştırmaya, kavga çıkarmaya hakkı yok'. Türkiye Cumhuriyeti Devleti batarsa, bunun altında hepimiz kalırız ve hepimiz kaybederiz. Onlarca iktidar geldi geçti, aslolan Türkiye Cumhuriyet Devleti, aslolan ekonomimiz. Kutuplaşmaya biran önce son vermemiz gerekiyor. "
İstenilen her şeyin dile getirilemediğini, televizyon kanalları ve gazetelerin bile ayrıma tabi tutulduğunu belirten Tunay, bunu iktidarıyla muhalefetiyle herkesin yaptığını dile getirdi.
Tunay, siyasetçiler olarak herkesin bu ayıbın içinde bulunduğunu kaydederek, "Ben iktidarı suçlamıyorum, onların da bizi suçlamasına müsaade etmiyorum. Her şeye sahibiz; insan gücü, bilgi, birikim, sermaye, iklim, genç nüfusumuz var ama eksik olan bir şey var birlik ve beraberlik" diye konuştu.
Toplantıya, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Başkanı Veli Sarıtoprak, Junior Chamber International (JCI) Dünya Başkanı İsmail Haznedar ve TÜGİAD şube başkanları katıldı. - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Tügiad'ın 15. Olağan Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?