Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, "Finansal kapsayıcılık, dünyadaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmanın panzehiri olabilir" dedi.
Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) düzenlediği "Türkiye Başkanlığındaki G20 Gündemi" konferansının "Finansal Kapsayıcılık ve Yeni Teknolojiler" oturumu, Finansal Kapsayıcılık İttifakı Yetkili Yöneticisi Alfred Hanning'in moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Burada konuşan Ateş, bu işe ilk girdiklerini ve banka olarak oyun değiştiren teknolojileri kullandıklarını, finansal kapsayıcılığın, dünyadaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmanın panzehiri olabileceğini söyledi.
2000'li yıllardan sonra finansal kapsayıcılık ve yoksulluk arasında bir korelasyon görüldüğünü dile getiren Ateş, "Sermaye piyasaları ve bankalar bence bu tür değişimi yapmakta önemli birer katalizör. Çünkü, her şeyden önce milyonlarca kişiye ulaşıyoruz. Bankalar da artık aslında bir bina ve şubeden ibaret değil cebinizdeki uygulamadan ibaret olmaya başladı. Her türlü finansal hizmeti toplumun düşük gelirli ve dezavantajlı segmentlerine götürebiliyoruz; makul bir maliyetle güvenli şekilde bu hizmetlere ve kurumlara erişim sağlayabiliyorlar. İyi denetlenen ve sürdürülebilir bir finansal sisteme erişim sağlıyorlar" ifadelerini kullandı.
Ateş, Türkiye'de banka hesap sahiplerinin oranının yüzde 58, dünya ortalamasının yüzde 49 olduğunu, yüksek gelirli ülkelerde bu oranın yüzde 90'a kadar çıkabildiğini, ancak Türkiye'de bunun ortalarda olduğunu aktardı.
Yine de büyük bir asimetri olduğunu vurgulayan Ateş, Türkiye'de 15 yaş üstü kadınların yüzde 33'ünün, erkeklerin de yüzde 83'ünün banka hesabı bulunduğunu, ancak insanların yüzde 42'sinin banka hesabına sahip olmadığını söyledi.
Bunun çeşitli sebepleri olabileceğine değinen Ateş, şöyle devam etti:
"Birincisi yeterli paraları olmayabilir. Pahalı olabilir ya da uzakta olabilirler. Birincisi eşitsizliklerle bağlantılı ancak 2. ve 3. sebeplere çare bulunabilir. Bu tür oyun değiştirici teknolojileri getirerek bu konulara eğilmeye çalışıyoruz. Türkiye'de 100 bin kişiye 18 banka şubesi düşüyor. Bu rakam gelişmiş ülkelerde 35 kadar yükseliyor. Kredi kartı olan erişkinlerin sayısı ise Türkiye daha yüksek. Ortalamanın üstünde kalıyoruz.
Peki sisteme dahil olmayanları nasıl kapsayıp davet edeceğiz? Mobil bankacılık artık ön planda. Geçen yıl 2,2 milyar akıllı telefon, 260 bin adet masaüstü bilgisayar satılmış. Sadece yüzde 1'i kadar. Demek ki insanlar artık finansal sistemlere erişirken mobil cüzdanlarından ulaşacak. Türkiye'de satılan telefonların yüzde 90'ı ise akıllı telefon."
Bu konuda devletle iş birliğinin çok önemli olduğunu, Türkiye'de çok sağlam iyi sermayesi olan son teknolojiyi kullanan bir bankacılık sistemi bulunduğunu dile getiren Ateş, şunları kaydetti:
"Akıllı olmasa bile bir telefonunuzun olduğunu böylece finansal sisteme dahil olabildiğinizi düşünün. Bu karlı şekilde yapılabilir. Bu cüzdandaki hizmetler şu anda ücretsiz. Hizmetler önce ücretsiz başlıyor. Şuna inanıyorum, bu müthiş bir hızla yapılan işlemlerin sayısını katlayarak artacak. Çapraz satışlar bunun arkasından gelecek. Herkes birer banka hesabı açacak ve bu hizmetlerinden yararlanacak diye düşünüyorum. Öngörülerimizi gelecek 5 yıl için yaptık. 77 milyon nüfus var 80 milyondan fazla kredi kartı var."
"Hükümet mobil cüzdana yükleme yaparsa ölçek büyür"
Citi Küresel Kurumsal ve Yatırım Bankacılığı Başkan Yardımcısı Jay Collins de G20 kapsamında prensipler raporu hazırladıklarını, mobil ve dijital devrimi bunun içine dahil etmek için çalıştıklarını anlattı.
Mobil, dijital finansal kapsayıcılık ekosisteminde dünyada çok büyük bir patlama olmadığını, ölçek konusunda sıkıntı bulunduğunu belirten Collins, "Kişiden kişiye dijital cüzdanlar aracılığıyla yapılan işlemlere hükümetler de dahil olursa sistemin büyüklüğü değişir. Eğer hükümet de mobil cüzdana yükleme yaparsa ya da çoklu bankalar arası işlem yapılabilirlik gelirse o zaman ölçek müthiş büyür" diye konuştu.
Ekosistemlerin iyi çalışırsa senfoni orkestrasına benzeyeceğini dile getiren Collins, insanlar aynı anda aynı stratejiye getiremezse yatırımların çoğunun boşa maliyet anlamına gelebileceğini anlattı.
Bu orkestrayı en iyi hükümetlerin yönetmesi gerektiğini vurgulayan Collins, sonuçta birinin masada oturup gündemi biraraya getirmesi, bankaları, maliye bakanlarını ve devletin ilgili birimlerini biraraya getiren yapısı olması, özel sektörün de bunu yapabilmesi gerektiğini söyledi. Collins, başarılı olabilmek ve istenen ölçeklere ulaşabilmek için koordinasyona ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Collins, Türkiye'nin G20 dönem başkanlığında beklenen şeyleri finansal kapsayıcılık sürecini kucaklamak, hükümetlerin de mevzuat dışında neler yapabileceğini ele almak olduğunu söyledi.
"Avrupa'da 93 milyon kişinin banka hesabı yok"
BBVA Küresel Ekonomik Düzenlemeler ve Kamuyla İlişkiler Yönetim Kurulu Üyesi Jose Manuel Gonzalez-Paramo ise Meksika'daki sorunlarla Türkiye'dekilerin birbirine benzemediğini dile getirdi.
Türkiye'deki çalışmalara çok önem verdiklerini belirten Paramo, Garanti Bankası'nın da etkin şekilde teknolojiyi kullandığını söyledi.
İnsanların ihtiyaçlarını karşılayacak finansal ürünlerin bulunmasının önemine işaret eden Paramo, Meksika'da cep telefonu numarası ve kimliğiyle limitli bir hesap açılabildiğini, bu sayede 2 yılda 3 milyon hesap açabildiklerini aktardı.
Hükümetlerin dijital kimlik kullanımını kolaylaştırmadıkları yerler olduğunu belirten Paramo, özellikle gelişmekte olan ülkelerde kapsayıcılık sorunlarının sistemlerin kayıtdışı olmasının altında yatan faktörlerden kaynaklandığını vurguladı.
MasterCard Dünya Başkanı Javier Perez de kendilerini teknoloji şirketi olarak gördüklerini, insanların daha hızlı ve güvenli ödeme yapabilmesini sağladıklarını ve herkese yararlı şeyleri ticarileştirebileceklerini söyledi.
Avrupa'da 93 milyon kişinin banka hesabı bulunmadığını, İtalyanlar'ın yüzde 25'inin banka hesabı olmadığını, bunun herhangi bir ülkenin değil dünyada herkesin sorunu olduğunu vurgulayan Perez, "Güney Afrika hükümetinin sorunu vardı. Biz de bu çerçevede her vatandaşa kart verme projesi geliştirdik. İnsanların biyometrik bilgilerini alarak kart verdik. Bunu yapınca hükümet insanların peşinde koşmak zorunda kalmadı. Kartı kimlik olarak kullanabildiler" ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan Merkez Bankası Başkanı Dr. Fahad Almubarak ise kriz sonrasında merkez bankalarının iletişiminin para politikalarının ayrılmaz parçası haline geldiğini söyledi.
Bankaların bir kredi oluşturma sorumluluğu bulunduğunu belirten Almubarak, "Kredi verme konusunda bankalar döngüsel bir yaklaşım izliyor. Bankalar en iyi uygulamaları ve risk yönetimini kurumsallaştırmalı. Son dönemdeki kriz umarım bankalacılık sektöründe bir şeyleri kalıcı olarak değiştirir" diye konuştu.
"KOBİ'lerin cari açığı ülkenin cari açığından daha olumlu durumda"
"KOBİ'ler İçin Finansman Nasıl Sağlanacak" konulu panelde konuşan Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Grup üst Yöneticisi (CEO) Ömer Aras, KOBİ'lerin istihdam, inovasyon ve müteşebbisliği temsil ettiğini belirtti.
KOBİ'lerin aynı zamanda sosyal istikrar ve büyümeyi de ekonomi içinde temsil ettiğini ifade eden Aras, "Türkiye'de 3,2 milyon civarında KOBİ var. Bunlar muhtelif sektörlerde iş yapıyor ve genellikle toptan ve perakende ticarette yoğunlar. İstihdamın da yüzde 60'ını sağlıyorlar. Bu oran İngiltere ve ABD'den daha yüksek. Aynı zamanda ticari cironun büyük bir kısmını, ihracatın yüzde 59 ve ithalatın yüzde 38'ini KOBİ'ler gerçekleştiriyor. KOBİ'lerin cari açığı ülkenin cari açığından daha olumlu durumda" dedi.
Aras, KOBİ'leri teşvik etmek ve büyüme ekonomisini KOBİ'ler yoluyla yapabilmenin üzerinde durulması gereken önemli bir konu olduğunu vurguladı.
Panele, Commerzbank Yönetim Kurulu Başkanı Martin Blessing, Unicredit Genel Müdürü Roberto Nicastro katıldı.
Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) İstanbul'da gerçekleştirdiği "Türkiye Başkanlığı'nda G20 Gündemi" Konferansı'nın ilk gününde sonbaharda Türkiye'de düzenlenecek "G20 Liderler Zirvesi"nin gündemindeki konular masaya yatırıldı.
Uluslararası Finans Enstitüsü'nün "Türkiye Başkanlığı'nda G20 Gündemi" Konferansı'nda, dünyanın her yerinden finans sektörü temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen panellerde, büyüme, istihdam yaratma ve altyapı yatırımları için özel sektörün desteklenmesi konuları gündeme getirildi. - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Türkiye Başkanlığındaki G20 Gündemi' Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?