MAKYAJIN TARİHİ VE İLGİNÇ BİLGİLER
Kozmetiğin bir alt dalı olan makyaj, en genel anlamı ile, yüz ve cildin, daha güzel görünmek ve bazı fiziki kusurları örtmek için çeşitli kozmetik ürünlerle boyanmasıdır. Makyajın tarihi milattan binlerce yıl öncesine kadar gitmektedir. 5000 yıl öncesine kadar uzanan kazılardan edinilen bilgilere göre ilk olarak Mısır ve Asur uygarlıklarında hem kadın hem de erkeklerin özellikle gözlerini belirginleştirmek için gözlerine sürme çektikleri ve saçlarını sarı nişasta ile boyayarak görünümlerini değiştirdikleri görülmektedir.Ünlü Mısır kraliçesi Kleopatra bilinen en eski, güzelliğine düşkün ve makyaja meraklı kadınlardan biridir.
Zaman ilerledikçe makyaj genelde kadınların yaptığı ve güzelleşmek için uyguladıkları bir işlem haline gelir. Yanakları ve dudakları renklendirmenin daha sağlıklı bir görünüm kazandırdığı farkedilir ve uygulanmaya başlar. Doğudan baharat ve ipek taşıyan kafilelerle, bu gelenekler Avrupa'da önce Antik Yunan ve Roma Uygarlıkları'na yayılmıştır.
Eski Mısır'da kadınlar kurşun,antimon ve bakırtaşı gibi madenleri öğütülüp karıştırılarak toz halindeki bu karışımla göz makyajlarını yaparlardı.Kırmızı toprak boyasını ise hayvan yağları ile karıştırıp ruj olarak kullanmaktaydı.O dönemde oje olmadığı için, ellerine kına yakıyorlardı.Yüzlerini beyazlaştırmak için pudralar yaygınlaşmıştı,pudra yapımında en çok kullanılan malzemeler; beyaz kurşun, tebeşir veya alçı taşı gibi maddelerdi.
İlk ojeyi keşfedenler ise Çinliler olmuştur. Çinliler M.Ö. 3000 tarihinde balmumu, renkli tozlar, sakız ve yumurta beyazı kullanarak ilk ojeyi yapmış ve kullanmışlardır.
Amerika'daki Aztek ve İnka uygarlıkları dudaklarını ve tırnaklarını boyamak için kırmızı böceklerden elde ettikleri bir tür boya kullanmışlardır.
Hindistan'da Hinduların meşhur Kama Sutra kitabında kadınlara ; dövme yapma ve dişleri, giysileri, saçı, tırnakları ve vücudu boyayarak renklendirme sanatını öğrenmeleri tavsiye edilmekte ve göz kapaklarının boyanması,yüz ve kolların safran tozu ile sarartılması, ayak tabanlarının kına ile kızıllaştırılması gibi öğütler verilmektedir.
Müslüman ve Türk kadınları için sürme ve kına asırlarca başlıca süslenme malzemesi olmuştur.
1400'lü yıllarda kadınlar esasında kurşun karbonat olan üstübeç adlı bir boyayı fondöten şeklinde kullanarak ciltlerinin rengini açıyorlardı.Çok zararlı bir madde olan üstübeçin uzun süreli kullanımı ölüme bile neden olabiliyordu
Kozmetik kullanımı ve makyaj uygulamalarındaki sıçrama ortaçağ döneminde İngiltere ve Fransa'da meydana gelmiştir.
İtalya'da 17.yy'da kadınlar, çok zehirli bir bitki olan güzelavrat otu adında bir bitkiyi kullanarak gözbebeklerini büyütüyorlardı. Bu bitki uzun süre kullanıldığında ise göze zarar vererek körlüğe neden oluyordu.
17. yüzyıldan itibaren makyaj asillere özgü kullanımından dışarı taşarak, tüm sosyal sınıflar arasında yaygınlaşmaya başladı.
Kozmetik endüstrisinin günümüzdeki anlamıyla büyümeye başladığı dönem, 20.yüzyılın başlarıdır. 1910'ların sonunda kadınlar hem toplumsal hem de ekonomik açıdan özgürleştiler. Sinemanın bulunuşu ve özellikle renkli filmlerin geliştirilmesi, kozmetik endüstrisi açısından bir dönüm noktası oldu. İkinci Dünya Savaşı sırasında naylon çorap kıtlığı nedeniyle çıkan ortaya çıkan "bacak makyajı" modasının ardından,1950'lerde, televizyonun yaygınlaşmaya başlamasıyla kozmetik ürünlerinin reklamları yaygınlaştı ve günümüzde "Kozmetik Sanayi" adında bir sanayi dalının ortaya çıkmasına yol açtı.İnsanoğlunun güzelleşme arzusu sonuunda bugün dünyada küresel hacmi 2013 yılı sonu itibarıyla 175 milyar euro ya ulaşan ve her türlü ekonomik krize rağmen buyumesini sürdüren bir kozmetik sektörü oluşmuştur…
Son Dakika › Genel › Makyaj Hakkında Her Şey ve Makyajın Tarihi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?