Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, darbe girişimine ilişkin, "2007 yılından bu yana Fetullah Gülen'in casus çetesi bir takım dizi, İslam'a yönelik yaptırım ve projelerle milletin millet olma şuurunu, güven duygusunu, devlete olan inancını, birliktelik ruhunun zedeleyecek ve boşa çıkartacak bir operasyon gerçekleştirdi" dedi.
Yüreğir Belediyesi tarafından Yüreğir Kültür Merkezi'nde düzenlenen "15 Temmuz ve Demokrasi" konulu konferansta konuşan Bağlı, darbe gecesinde vahşi katliamlar yapan, son derecede profesyonel cinayetler işleyebilen bir şebekeyle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Türkiye'nin bu belaya karşı inanılmaz bir direnç gösterdiğini ve bu yapı tarafından çökertilmek istendiğini anlatan Bağlı, PKK terör örgütünün toplumun farklı kesimlerini birbirlerine karşı düşmanca bir tutum içerisinde olmasını ve bir iç çatışma çıkması için inanılmaz mizansenler sergilendiğini ileri sürdü.
Türkiye'de 40 yıldır vahşi cinayetler işleyen bir şebekenin varlığına rağmen ülkede toplumsal iç çatışmanın çıkmadığını vurgulayan Bağlı, "2007 yılından bu yana Fetullah Gülen'in casus çetesi bir takım dizi, İslam'a yönelik yaptırım ve projelerle milletin millet olma şuurunu, güven duygusunu, devlete olan inancını, birliktelik ruhunun zedeleyecek ve boşa çıkartacak bir operasyon gerçekleştirdi" diye konuştu.
Bağlı, kendisine göre 15 Temmuz darbe girişimine karşılık milletin gösterdiği direncin bazı kesimlerin maskesini düşürdüğünü savunarak, "Bunların başında PKK geliyor. Ama gördük ki 15 Temmuz'da Türkiye'nin demokrasi çeteresini tutanlar Suudi Arabistan'dan 12 saat sonra, İran'dan 18 saat sonra darbe karşısında olduklarını belirten beyanat verdiler. Dolayısıyla onların 'Türkiye'de demokrasi yoktur' dediklerinde sahtekarca bir yalan olduğu açıkca görülmektedir. Bundan sonra karşılaşabileceğimiz ülkemizin varlığına, milletimizin bütünlüğüne kast eden bu yapılanmaların ne tür tehlikeler içerdiğini bileceğimiz için şanslıyız. Ama aynı zamanda da bunlara karşı aynı anda hep beraber mücadele vermemiz gerektiği içinde yükümüzün ağır ve işimizin büyük olduğunu bilmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) İç Politika ve Demokratikleşme Koordinatörü Dr. Murat Yılmaz ise aslında 15 Temmuz'da vatandaşın kendi değerlerine, kendi aşuresine sahip çıktığını söyledi.
15 Temmuz'dan sonra memleketi koruyan manevi bir zırhın oluştuğun ifade eden Yılmaz sözlerini şöyle devam ettirdi:
"Bu manevi zırhla bundan sonraki saldırılara karşı daha güçlenmiş durumdayız. Darbe gecesi ve onun öncesinden itibaren başlayan memleketimize yönelik bir saldırılar var. Bu saldırıların amacının birincisi müşterek milli kimliğimizi tahrip etmektir. Bunun içerisinde dini kimliklerimizde vardır. Saldırıları yapan grup kendisini dini bir kisve altında soktu. Sağda solda bomba atan Türkiye'yi saldırılarda bulunan ve ülkemizdeki iç savaş çıkarmak isteyen bu DEAŞ denilen grup bir dini kisve adı altında saldırdı. İkincisi Türkiye'deki demokratik yönetimi tahrip etmek, ortadan kaldırmak ve Türkiye demokrasiyle yönetilmiyor algısını oluşturmaktır. Bu algı oluşturulduğunda kendilerince hazırladıkları darbeler ve diktatörlükler geçerlilik kazanacaktır. Üçüncü olarak bu saldırı devlet kapasitesine yönelik saldırıdır."
Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan 15 Temmuz akşamında Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) mensupları ve onun destekçileri olan diğer terör grupları, ağa babalarına milletin gerekli dersi verdiğini, artık darbe gecesini unutmadan unutturmadan milletin üstüne düşüne fazlasıyla yapmaya başladığını ifade etti.
Öte yandan etkinlikte katılımcılara aşure ikramı yapıldığı konferansa konuşmacıların yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Son Dakika › Güncel › 15 Temmuz ve Demokrasi' Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?