İslam Dünyası STK'ları Birliği (İDSB), Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı'nın (TGTV) iş birliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle düzenlenen ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren 2. Uluslararası STK Fuarı başladı.
Yenikapı Gösteri Merkezi'nde iki gün boyunca sürecek fuarın açılışında konuşan İDSB Genel Sekreteri Ali Kurt, birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu içinde bir araya gelindiğini söyledi.
Kurt, önlerinde çok zorluklar bulunduğunu ancak İslam dünyasının bu engelleri de birlik ve beraberlik içerisinde aşabilecek bir potansiyele sahip olduğunu dile getirerek, birçok ortak noktaya sahip tevhit dininin mensupları olarak kadim medeniyetin temel dinamiklerini yeniden tesis etmek ve değerlere sahip çıkmak zorunda olduklarını kaydetti.
Gerek İDSB'nin gerekse de TGTV'nin bu istikamette şekillenen hizmet hareketleri olduğunu dile getiren Kurt, şöyle devam etti:
"Bu bir kardeşlik yürüyüşüdür, birlik seferberliğidir. Bizler birbirimizi tanımalı, aramızda dayanışma, paylaşma, yardımlaşma ve iş birliği içerisinde sürdürülebilir projeler ve mekanizmalar geliştirmeliyiz. Kendi bahçemize sahip çıkmaya hem muhtaç hem mecburuz. Bu noktada 2. Uluslararası STK Fuarı'nı, dünyanın muhtelif bölgelerinde birinden değerli faaliyetlerde bulunan sivil toplum kuruluşlarımızı istişari bir zeminde içinde bir araya getiren önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Bu etkinlik vesilesiyle İslam dünyanın hemen her bölgesinden 160'ı aşkın sivil toplum kuruluşu arasında bir tanışma, sinerji ve etkileşim oluşturmayı, nitelikli bir iş birliğini hedefliyoruz."
Katılımcıların fuar boyunca proje ve faaliyetlerini stantlarında diğer katılımcılarla paylaşabileceğini, diğer yandan da değişik ülke, bölge ve sektörel konularda düzenlenecek çalıştaylarda da bilgi birikimlerin, kurumsal tecrübelerin diğer kuruluşlarla paylaşılabileceğini aktaran Kurt, etkinlikle sivil toplum merkezli konuların da panellerle ele alınacağını vurguladı.
Ali Kurt, İslam dünyasının başta Kudüs olmak üzere, Suriye, Irak, Arakan, Keşmir, Doğu Türkistan, Yemen, Mısır, Afrika ve Balkanlar gibi değişik bölgelerdeki gelişmelerin değerlendirilme imkanı bulunacağını dile getirerek, "Geleceğimizin şekillendiği bu kritik dönemde, coğrafyamız üzerinde oynanan tüm bu oyunları bozmamız ve tehditlere karşı direnebilmemiz, bu ümmetin aynı maksat, aynı hedef istikametinde bir araya gelmesine bağlıdır." dedi.
Bu noktada bir asra yakın işgal altında ve her türlü hukuksuzluğa sahne olan İslam dünyasının ilk kıblesi olan Kudüs'ün ABD tarafından " İsrail'in başkenti" olarak tanıması asla kabul etmediklerini dile getiren Kurt, şöyle devam etti:
"Uluslararası hukuka ve BM'nin bugüne kadar aldığı tüm kararlara ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine tamamen aykırı olarak yapılan bu girişimin telafisi imkansız sonuçlar doğuracağı açıktır. 1900'lü yılların başından bu yana giderek kartelleşen bu işgal hareketi sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünya barışını tehdit etmekteyken atılan bu son adım açıkça ateşle oynamaktır. Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa bizimdir ve ebede kadar böyle kalacaktır. Kudüs, bize sadece Efendimizin değil, Hz. İbrahim'in, Hz. Davut'un, Hz. Süleyman'ın, Hz. İsa'nın emanetidir ve bu ümmet omzuna yüklenen bu Peygamber emanetine sahip çıkacak kudrettedir. İslam ümmeti bu oldu bitti karşısında asla sessiz kalmayacaktır. Bütün uyarılara rağmen gelinen bu noktada İslam Dünyası STK'ları Birliği olarak, uluslararası etkili karar alma mekanizmalarını bir an evvel bu haksızlığa ve işgal politikasına açıkça karşı çıkmaya, gereken her türlü tedbiri almaya davet ediyoruz."
"Amacına uygun işler yapabilecek, güçlü vakıflar oluşturmalıyız"
TGTV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut da yaptıkları çalışmalara değinerek, vakıfların önemine ilişkin bilgi verdi.
Akbulut, Osmanı döneninde akla gelebilecek her alanda vakıflar kurulduğunu dile getirerek, Kur'an-ı Kerim'de, Ayet ve Hadis-i Şeriflerde vakıf kurulmasına yönelik teşvikler olduğunu söyledi.
"Bizim medeniyetimiz vakıf medeniyetidir." diyen Akbulut, medeniyetin bir inancın, düşüncenin kurumsallaşarak toplum tarafından yaşanması olduğunu aktardı.
İnsanların vakıf kurmasına ebedilik duygusunun da sebep olduğunu belirten Akbulut, yardımlaşma ve paylaşma duygusunun da insanların vakıf bırakmasına sebep olduğunu anlattı.
Akbulut, "İnşallah bundan sonra Cumhuriyet döneminde de tarihimizde olduğu gibi güzel vakıflar, eserler bırakırız. Bu bizlere nasip olur. Milletimiz bu konuda çok arzuludur. Günümüzdeki vakıfların sayısı henüz daha yeterli sayıda değildir. 5 bin civarında vakfımız vardır ki Osmanlı ile mukayese ettiğimiz zaman bu vakıflar tabiri caizse devede kulak. Bugünkü vakıfların problemleri var. Yeterli mal varlığına sahip vakıfların kurulması lazım. Bu şekilde kurulmuş vakıflarımız fazla sayıda değil. Çünkü eğer yeterli mal varlığına sahip olan vakıf yapmazsanız o zaman işletme giderleri, kira, personel gideri bunların giderlerinin karşılanmasında güçlük çekildiği gibi amacına uygun hizmet yapmak da mümkün olmamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'deki vakıfların ABD ve Avrupa'daki vakıflarla kıyaslandığında hem sayı hem de bütçe olarak geride kaldığını aktaran Akbulut, "Bu yüksek bütçelerle ne yapıyorlar? Dünyanın her tarafından okullar açıyorlar. Amaçlarını gerçekleştirmek için dünyanın her tarafında bu vakıfların faaliyetleri var. Bizim de köklü, amacına uygun işler yapabilecek, güçlü vakıflar oluşturmamız gerekmektedir." dedi.
Son Dakika › Güncel › 2. Uluslararası Stk Fuarı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?