28 Şubat Davası - Son Dakika
Güncel

28 Şubat Davası

28 Şubat Davası

Emekli Albay Kalelioğlu: "Sayın Turgut Özal'ın mezarı açıldı ne çıktı? Alparslan Türkeş, Adnan Kahveci, Muhsin Yazıcıoğlu... Bunların çoğu eceliyle vefat etti. Şimdi kafalar karmakarışık edild...

04.12.2013 17:15
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

28 Şubat Davası sanığı dönemin Genelkurmay Psikolojik Harekat Daire Başkanı emekli Albay Oğuz Kalelioğlu, "Sayın Turgut Özal mezarı açıldı ne çıktı? Alparslan Türkeş, Adnan Kahveci, Muhsin Yazıcıoğlu... Bunların çoğu eceliyle vefat etti. Şimdi kafalar karma karışık edildi. Bu psikolojik harp yöntemidir" dedi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıklar savunmalarını yapmaya devam ediyor.

Kalelioğlu, Kıbrıs harekatında Gazimağusa'nın savunmasını yaptığını, 10 bin kişinin hayatını kurtardığını, Güneydoğu Anadolu'da da bölücü terör örgütüne karşı görev aldığını söyledi.

Genelkurmay Psikolojik Harekat Dairesinin, Yunanistan'ın, bölücü terör örgütünü desteklemesine yönelik psikolojik harekat faaliyetlerinde bulunduğunu belirten Kalelioğlu, Batı Çalışma Grubu (BÇG) ile bir ilgilerinin olmadığını savundu.

Yaklaşık 18 ay tutuklu kaldığını ifade eden Kalelioğlu, rahatsızlığından dolayı kendisinin ve ailesinin perişan olduğunu kaydetti.

Genelkurmay Psikilojik Harekat Dairesinin 1995'te kurulduğunu anlatan Kalelioğlu, "Amerikalılar bana birlikte çalışmayı teklif etti. Ben bunu kabul etmedim. Ben vatanımın tozlu yollarına aşık bir insanım" dedi.

Genelkurmay Psikolojik Harekat Dairesinin görevinin, Yunanistan ve Rum kesimi ile bölücü terör örgütü PKK'ya karşı psikolojik harekat olduğunu ifade eden Kalelioğlu, psikolojik harekatın Türkiye içinde halka karşı uygulanamayacağını savundu.

Kalelioğlu, "Bizim yaptığımız bir talimatta özellikle kendi halkımıza psikolojik harekat uygulanamayacağını birinci madde olarak koyduk. Genelkurmay Psikolojik Harekat Dairesi, 28 Şubat ve irtica konusuyla ilgili hiçbir çalışmaya katılmamıştır" diye konuştu.

BÇG ile asılsız şekilde irtibatlandırıldıklarını iddia eden Kalelioğlu, proje subaylarının hiçbirine, BÇG'de görev almaları yönünde talimat vermediğini öne sürdü.

-"Din görevlisi gönderilmesini sağladık"

Emekli olduktan sonra Diyanet İşleri Başkanlığında danışman olarak görev aldığını belirten Kalelioğlu, şunları kaydetti:

"Burada görev almam, BÇG kapsamında ya da dini konularda yaptığım çalışmalardan dolayı değil. Hiç para almadan, tamamen gönüllülük esasına göre Diyanet İşleri Başkanlığının talebi üzerine görev aldım. Genelkurmay Başkanlığının emekli bir personeli, bir devlet kurumunda görevlendirmesi mümkün değildir.

Diyanet İşleri Başkanlığı çalışmam için bir ücret sözleşmesi yapması gerektiğini söyledi ve 150 liralık temsili bir ücret konuldu. Kendi cebimden araç tutarak, Diyanet İşleri Başkanlığına gidip geldim. Allah korkusu olmadan iftira ediyorlar. OHAL bölgesinde 8 bin 500 din görevlisi boşluğu olduğu, PKK'nın 'Türk devleti dinsizdir' diye propaganda yaptığı, ölülerin bile kaldırılamadığı bilgisi gelmiştir. OHAL bölgesine 8 bin din görevlisi gönderilmesini sağladık. Diyanet İşleri personeliyle ilgili hiçbir çalışma yapmadım. Diyanet İşleri Başkanlığındaki irticayla mücadele konusundaki notlar da bana ait değildir. Kur'an kursları konusundaki görüşler de bana ait değildir."

Kalelioğlu, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın ve personel daire başkanının tanık olarak dinlenmesini talep etti.

-"DYP için adeta paralandım"

Genelkurmay ikinci Başkanı Çevik Bir'in verdiği takdir belgelerinin, BÇG'deki çalışmalarından dolayı olmadığını savunan Kalelioğlu, Psikolojik Harekat Dairesinin başarılı çalışmaları nedeniyle takdire layık görüldüğünü söyledi.

Kalelioğlu, BÇG'nin faaliyet gösterdiği alana hiç gitmediğini, giriş kartı almadığını, BÇG telefon rehberinde de isminin bulunmadığını öne sürdü.

BÇG'nin psikolojik harekat planının, Psikolojik Harekat Dairesinde hazırlanmadığını savunan Kalelioğlu, emekli olduktan sonra 1997'den beri DYP'ye üye olduğunu, partisinin iktidarda kalması için "adeta paralandığını" kaydetti.

- Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesi

Kalelioğlu, iddianamede, ikamet adresinde bulunduğu iddia edilen "suikaste kurban giden sivil ve askerlerin isim listeleri"yle ilgili ise şunları kaydetti:

" Lice'de şehit edilen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın samimi arkadaşımdı. Şehit olunca, ailesini himayeme aldım. Şehidin oğlunun Kıbrıs vatandaşı olmasına, orada üniversite bitirmesine ve işe girmesine yardımcı oldum. Bir gün şehidin eşi ve oğlu yanıma geldi ellerinde Tuğgeneral Aydın'ın kendi askerlerince vurulduğuna yönelik haberler vardı. Bu haber onları Aydın'ın şehit olma haberinden daha çok üzmüştü. Kendilerini ikna etmek için konuşmalar yaptım. Sözlerimin doğruluğunu kanıtlamak için de bugüne kadar teröristler tarafından şehit edilen ve kaza sonucu şehit olan asker ve sivilleri bir kağıda yazdım. Yıkıcı, bölücü akımların, devletimize güven duygusunu sarsmak ve kafaları karıştırmak için devamlı böyle propagandalar yaptıklarını, çizdiğim şekille anlattım. Bu müsvetteyi atmıştım, evraklarımın arasında kalmış. Bunun gerçekliğe kavuşması için hem şehidin eşinin hem de oğlunun dinlenmesini istiyorum."

-"Bizler de suçsuz yere tutuklandık"

Savunmasını tamamlayan Kalelioğlu'nun daha sonra sorgusuna geçildi.

Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "Biz soruşturma sırasında evde bulunan tüm belgeleri imzalatıyoruz. Size de imzalatıldı mı" sorusu üzerine Kalelioğlu, "Tek tek imzalamadım, genel bir evrak tutuldu. Birkaçını imzaladım" dedi.

Savcı Çetin'in, "Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesine ilişkin yakın zamanda dava açıldı. O tarihte bu olayla ilgili yakın bir bilgi sahibi olarak mı açıklamaya gittiniz" sorusuna Kalelioğlu, "Benim konum psikolojik harekat ve halkla ilişkiler. Bir dış merkez, ülkeyi parçalamak için silahlı kuvvetlerini hedef alır ve onu karalamaya gider. Sayın Turgut Özal mezarı açıldı ne çıktı? Alparslan Türkeş, Adnan Kahveci, Muhsin Yazıcıoğlu... Bunların çoğu eceliyle vefat etti. Şimdi kafalar karma karışık edildi. Bu psikolojik harp yöntemidir. Bir kez orduya güven sarsıldığında o ordu da ülke de iflah olmaz" cevabını verdi.

Çetin'in, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili soruşturma derinleştiriliyor. Tutuklamalar var" demesi üzerine, Kalelioğlu "Bizler de tutuklandık suzçsuz yere, herkes tutuklanıyor" karşılığını verdi.

Savcı Çetin de "Tabii ki... Yani savunmanıza saygım var" dedi.

-"Bunlar yıkıcı propaganda"

Bahtiyar Aydın'ın vurulması esnasında yanında bulunanlarla tek tek konuştuğunu belirten Kalelioğlu, "Askerleri,' gitmeyin komutanım vurulacaksınız' demesine rağmen, Aydın gidiyor ve vuruluyor. Kendi birliğinden atılan kurşunla şehit oldu diye hiç ipe sapa gelmez iddialar ortaya atılıyor. Bunlar tamamın yıkıcı propaganda" diye konuştu.

Müşteki avukatı Emrullah Beytar'ın,"Hükümeti yıkma çalışmaları bir psikolojik harekat mıydı" sorusuna Kalelioğlu, "Psikolojik harekat kendi vatandaşına yapılmaz, savaş zamamında sempatizan kazanmak için yapılır" cevabını verdi.

Müşteki avukatı Cüneyt Toraman'ın, "BÇG elamanlarına psikolojik harekat eğitimi verildi mi? Hükümet düştükten sonra irtica haberlerinin kesilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Kalelioğlu, "Haberlerin kesildiğine inanmıyorum" yanıtını verdi.

Mahkeme, duruşmaya bir süre ara verdi. - Ankara

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement