Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Talip Küçükcan, "İslam dünyasında etkili olabilecek bir aktör varsa bu potansiyelin Türkiye'de olduğunu düşünüyorum" dedi.
Küçükcan, Akyazı ilçesindeki Kuzuluk Termal Tesisleri'nde bu yıl 9'uncusu düzenlenen "Anadolu Buluşmaları Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, uluslararası ilişkiler bakımından 1990 yılından sonra tek kutuplu bir dünyanın oluşmaya başladığını ve bu dönemde İslam coğrafyasında dağınıklık yaşandığını savundu.
Türkiye'nin, 1990-2000 yıllarında ciddi istikrarsızlıklar yaşadığını öne süren Küçükcan, "Bu dönemde Türkiye'nin dış politikada ciddi hamleler yapamadığını görüyoruz. Ne yazık ki Türkiye'nin 1992'den 2000'lere kadar geçen süreci, kayıp yıllarıdır. İşte, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara gelmesi ve yeni bir dış politika vizyonu ortaya koymasına kadar" ifadesini kullandı.
ABD'deki 11 Eylül olaylarından sonra Afganistan ve Irak'ın işgalinin gündeme geldiğini anlatan Küçükcan, Ortadoğu'daki sorunların, derin krizlere dönüştüğünü bildirdi.
Yeni bir Türkiye inşa edildiğinin, Doğuda ve Batıda tüm ülkeler tarafından kabul edildiğini vurgulayan Küçükcan, şöyle konuştu:
"2011'de Arap dünyasındaki gelişmeler başladığında, kökeni Türkiye olan tartışmalar başladı. Türkiye, birçok özelliğiyle Arap dünyasındaki yeni arayışlar çerçevesinde model ülke lanse edildi. Türkiye'de hiçbir politikacı bunu demedi ama Batı, yeni bir Türkiye gördüğünü düşündüğü için 'Evet, Türkiye model ülke' dedi. 'Arap Baharı' ortaya çıktığında Türkiye, ilkesel bir duruş sergiledi. Daha önce model ülke olarak gösterilen Türkiye'ye karşı ciddi bir kampanya başlatıldı. Sanki Türkiye'de meşru bir hükümet ve siyaset yokmuş gibi, siyasi medya ve üniversite çevrelerinde Türkiye'ye yönelik ciddi kampanyalar yürütüldü."
"Müslüman coğrafyasıyla psikolojik barajları aşmaya başladık"
Küçükcan, Türkiye'nin, iç yapısında konseptini sağlaması halinde yakın coğrafyasıyla ilişkilerini daha güçlü sürdürebileceğini belirtti.
Türkiye'nin, yakın coğrafyasındaki ülkelerle ilişkilerinde çok büyük hatalar yaptığını iddia eden Küçükcan, şunları kaydetti:
"Bunların sadece birini saymakta yarar var. Bağdat'ta, Şam'da, Suud'da aldığınız diplomaları, Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu denk olarak kabul etmiyordu ama aynı üniversitelerden alınan diplomalar Harvard'da, Cambridge'de ve Londra üniversitelerinde kabul ediliyordu. Bu sembolik tanınmama meselesi bile 7-8 yıl önce değişti. Yeni yeni Müslüman coğrafyasıyla psikolojik barajları aşmaya başladık. İslam dünyasında etkili olabilecek bir aktör varsa bu potansiyelin Türkiye'de olduğunu düşünüyorum. Bunun için gerçekçi politikalarla insana yatırım yapılması gerektiğine inanıyorum." - Sakarya
Son Dakika › Güncel › 9'uncu Anadolu Buluşmaları Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?