Avrupa devlet ve hükümet başkanları, AB'de yeni bir sınır ve sahil muhafız birliğinin kurulması ile Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların AB'ye kabul edilmesini öngören planları 'hızlı bir şekilde ele alma' konusunda anlaşırken, sığınmacı krizi konusunda alınan kararların uygulanmasında eksiklik yaşandığını vurguladılar.
Brüksel'de iki gün süren AB zirvesinde üye ülkelerin liderleri, ağırlıklı olarak sığınmacı krizi, terörle mücadele, Suriye ve İngiltere'nin AB'deki geleceği konularını ele aldı. Sığınmacı meselesinde, krizin çözümüne dair alınan kararların uygulanmasında yaşanılan eksiklikler ve AB Komisyonu tarafından kurulması önerilen sınır ve sahil muhafız birliği öne çıktı.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, AB'ye, üye devletin rızası olmasa da birliğe müdahale hakkı tanıyan maddenin tekliften çıkarılmasını isterken, liderler bu konuda nihai kararın Ocak 2016'da başlayacak Hollanda'nın dönem başkanlığında alınması üzerinde anlaştı.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, zirvede liderlerin sığınmacı krizine dair daha önce alınan kararların uygulanmasında eksiklikler yaşandığı konusunda hemfikir olduğunu söyledi.
Liderlerin ortak bildirisinde ise, "AB Konseyi'nin Avrupa'nın karşı karşıya olduğu öngörülemez sığınmacı akışını durdurmak için bir strateji geliştirdiği" ifade edilerek, "Bununla beraber, uygulama yetersiz ve hızlandırılmalı. Schengen birliğinin güvene alınması için, dış sınırlarda kontrolün yeniden sağlanması zaruri. Özellikle sığınmacı kayıt merkezleri, yeniden yerleştirme, geri dönüşlerdeki eksiklikler hızlı bir şekilde ele alınmalı" denildi.
Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların AB'ye yerleştirilmesi
Zirvede ayrıca, AB Komisyonu tarafından açıklanan Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların AB'ye yerleştirilmesini öngören plan da gündeme geldi. Bildiride liderler, gönüllülük esaslı planı 'hızlı bir şekilde' ele alma konusunda anlaştı.
Zirve sonunda konuşan planın sahibi AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, konu ile ilgili bir soru üzerine, "Plan tamamlanacak" dedi.
AB Konseyi Başkanı Tusk ise, "Kesinlikle tamamlanacak. Bu devam eden bir süreç. Planı destekliyorum. Belki de en önemli şey, Türkiye, Yunanistan ve iki ülke arasındaki sınırda duruma dair raporlar. Kesinlikle bu raporlar konusunda iyimser olmak için çok erken. Yani, Türkiye'nin eylemlerinin yeteri kadar etkili olup olmadığını görmek için çok erken" diye konuştu.
AB, Türkiye'den Avrupa'ya olan sığınmacı akışını çok büyük ölçüde kesmesini istiyor.
Planın içeriği
Komisyon'un hafta içinde aldığı tavsiye kararında, Türkiye üzerinden gelen düzensiz göçün azalmasına bağlı olarak, üye devletlerden Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıları alması isteniyor. Ancak bunda 'gönüllülüğün' esas olacağı ifade edilirken, AB üyesi olmayan 4 Schengen ülkesinden de ( İsviçre, İzlanda, Norveç ve Lichtenstein) plana destek vermesi talep ediliyor.
Komisyon, alımlarda BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin tavsiyesi ve Türkiye'nin referansını esas alan hızlandırılmış bir süreç önerirken, kabul edilecek kişilerin kimlik, güvenlik ve sağlık kontrollerinin yapılacağı, mevcut aile bağlarının dikkate alınacağı vurgulanıyor. Hızlandırılmış süreç ilk kabullerin 6 ay içinde olabileceği anlamına geliyor.
Plana göre, kabul edilecek kişi sayısı ise, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin çalışma kapasitesi ve Türkiye'deki yerinden edilmiş kişilerin toplam sayısına göre aralıklarla değerlendirilerek belirlenecek. Eğer, AB'ye Türkiye'den gelen düzensiz göçte, dikkate değer bir azalma yoksa, plan askıya alınabilecek.
Türkiye, AB'nin çok sayıda sığınmacıyı yasal yollardan almasını isterken, böylece denizde can kayıplarıyla sonuçlanan insani dramların önüne geçilebileceğini savunuyor.
Liderler, Türkiye'deki sığınmacılar için harcanacak olan 3 milyar avroluk fonun nasıl sağlanacağı konusunda karara varabilmek için diplomatların çalışma yürütmesi konusunda anlaştı. Bu paranın daha önce 500 milyonunun AB'nin, geri kalanının ise üye devletlerin kasasından çıkması istenirken, şimdi AB'nin bir milyar avroluk bir katkı sağlaması üzerinde duruluyor.
İngiltere'nin AB'deki geleceği
Zirvede İngiltere'nin AB'deki geleceğinin ayrı bir toplantıda ele alınmasına ve şubat ayında Londra'nın taleplerinin görüşülmesine karar verildi.
İngiltere Başbakanı David Cameron, AB'den İngiltere gibi Avro Bölgesi dışında kalan ülkelerin çıkarlarına saygılı olunmasını, milli parlamentolara daha fazla rol verilmesini, AB'nin yetki ve sorumluluğunu artıracak adımlardan kaçınılmasını ve İngiltere'ye AB içinden gelen göçmenlerin sosyal güvenlik sisteminden yararlanabilmeleri için ülkede 4 yıl çalışmış olma zorunluluğu getirilmesini talep ediyor. Cameron, taleplerin karşılanmaması durumunda İngiltere'nin AB'den çıkmasını referanduma sunacağını belirtiyor.
Zirveden çıkışta konuşan Cameron, "Şubatta bir anlaşmaya varmak için bir yol olduğunu söyleyebilirim. Çok çalışmak gerekecek. Ancak bu gece, odada, bu konuda iyi niyet ve ivme olduğunu gördüm" diye konuştu.
Buna karşın liderler, özellikle sosyal yardımlar için 4 yıl şartına karşı çıkarken, bunun ayrımcılık içerdiğini savundu. AB Konseyi Başkanı Tusk, "Bazı üye devletler için dördüncü talep yani sosyal yardımlar meselesi, en hassas ve en zor olanı. İngiltere ve David Cameron'ın talep ettiği şeylere saygı duymak zorundayız ama aynı zamanda bazı üye devletlerin ihtiyaçlarına da saygı duymak zorundayız" dedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, "Uzlaşmaya hazır olduğumuzu çok net ifade ettik. Ancak bu her zaman koruduğumuz ayrımcılık karşıtı ve hareket özgürlüğünü içeren AB'nin temel ilkeleri çerçevesinde olmalı" ifadesini kullandı. Merkel, şubat ayında hareket özgürlüğü ve sosyal yardımlar gibi konularda anlaşmaya varmak için çalışmaları yoğunlaştıracaklarını söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da, "Ayarlamalar yapılabilir, uzlaşı olabilir. Ancak Avrupa'nın ilkeleri, Avrupa'nın kuralları ve Avrupa'nın anlaşmalarına saygı gösterilmeli. Bunlar temelinde, görüşmelere devam edebiliriz" diye konuştu.
Terörle mücadele Türkiye ile işbirliği
Zirvede terörle mücadele konusunda da kararlar alındı. Bildiride, 13 Kasım'da Paris'te gerçekleşen saldırıların AB'nin terörle mücadeleye devam etme konusundaki azmini güçlendirdiği ifade edilerek, bu konuda ABD gibi önemli ortaklarla işbirliği dahil her türlü imkanın tam olarak kullanılacağı vurgulandı.
Son terör saldırılarının AB içinde bilgi paylaşımının güçlendirilmesini ortaya koyduğu kaydedilen bildiride, bu çerçevede yabancı terörist savaşçılarla ilgili verilerin Schengen Bilgi Sistemi'ne girmesi, AB içi uçuşlar dahil olmak üzere yolcu isim kaydı (PNR) uygulamasına geçilmesi istendi. AB Konseyi ve Komisyon'un terörizm finansmanı ile ilgili hızlı bir şekilde daha fazla adım atacağı ifade edilen bildiride, "AB, acilen Kuzey Afrika, Ortadoğu, Türkiye ve Batı Balkanlar'daki ortakları ile terörle mücadele işbirliğini güçlendirecek" denildi.
"Esed'le kalıcı barış olmaz"
AB liderleri, Suriye'de siyasi bir çözüm için oluşturulan Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun çabalarına ve DAEŞ'le mücadeleye olan desteklerini yinelerken, "Mevcut rejim altında Suriye'de kalıcı bir barış olmaz" diyerek, Beşşar Esed'in yönetimde kalmasına karşı olan tutumlarının da altını çizdiler.
Son Dakika › Güncel › AB Liderler Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?