İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Avrupa Birliği (AB) Uzmanı Dr. Serçin Kutucu, Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan gelişmeleri ve vize muafiyeti beklentisinin geleceğini değerlendirdi. Türkiye, yüzüne kapı kapatılacak bir ülke değil diyen Kutucu, "Bazı siyasi çevreler fırsattan istifade Türkiye-AB arasındaki mesafeyi açma çabasında" diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişiminden bu yana yaşanan gelişmeleri hatırlatan Dr. Serçin Kutucu, "AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı Frederica Mogherini, 9 Eylül tarihli AB-Türkiye Üst Düzey Siyasi Diyalog Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada Türkiye ile tam dayanışma içinde olduklarını ve iyi dileklerini iletti. Toplantı 15 Temmuz'dan sonra taraflar arasında gerçekleştirilerin en derin görüşme oldu. Türkiye darbe girişimi sonrası AB yetkililerinin ve Avrupalı liderlerin Ankara'ya destek ziyaretinde bulunmamış olmasından sitemkar. Batılı müttefiklerinden hak ettiği desteği bulamadığını açıkça dile getiriyor. AB tarafının kamuoyuna yaptığı açıklamalar geçikmeli de olsa Türkiye'nin yanında ve destekleyici nitelikte ama bir diğer yandan temkinli ve desteği koşullu. Yapılan her resmi açıklamada 'demokrasi, temel haklar ve hukukun üstünlüğü'ne vurgu yapılıyor, idam cezasının geri getirilmesinin tartışılması ve geniş çapta yapılan tutuklamalar karşısında Türkiye uyarılıyor. AB içinde Türkiye ile yürütülen üyelik müzakerelerinin bitirilmesini isteyenler azımsanmayacak sayıda. Avrupalı siyasiler temkinli. Zira AB'nin iki büyük oyuncusu Fransa ve Almanya'da önümüzdeki yıl seçimler var. Avrupa'nın mesafeli duruşu, AB Türkiye'ye kapılarını kapatıyor mu sorusunu akla getiriyor. Kapıları kapatıyor demek doğru olmaz ama mesafeyi korumak istediği sezinleniyor. Özellikle bazı siyasi çevreler fırsattan istifade mesafeyi açma çabasında. Türkiye konumu itibarıyla açıkça yüzüne kapı kapatılacak bir ülke değil. NATO üyesi ve önemli bir müttefik. Nüfusu 80 milyona yaklaşan önemli bir pazar. Göç sorununda önemli bir aktör. AB'nin Türkiye ile bölgesel güvenliğin sağlanması, enerji işbirliği, ticaret gibi çok önemli müşterek menfaat alanları var" açıklamalarında bulundu.
Türkiye Avrupa'dan, anlaşılmak ve anlayışla karşılanmak istiyor diyen Kutucu, açıklamalarına şöyle devam etti: "Kendi koşullarının özelliğini vurguluyor ve kendine özel bir yaklaşım arıyor. AB'nin prensip ve şartlarında yer yer Türkiye'ye uyumlama yapmasını bekliyor. Bir nevi AB'den müzakere sürecinde kendisine kolaylık yapmasını istiyor. Diğer tarafta eşit muamele görmek istiyor. Kendini ayrımcılığa uğramış hissediyor, gördüğü muameleden rahatsız."
Türkiye'nin AB tarafından açıkça ayrımcılığa uğradığı iddialarını değerlendiren Kutucu, "Türkiye'de genel olarak böyle bir kanı var ama bu yüzeysel bir kanı. Meselelere bir parça daha derinlemesine bakmak lazım. Türkiye'nin şahsına münhasır koşulları inkar edilemez. Gerek kültürel çeşitliliği gerekse jeopolitik konumunun getirdiği önemli meydan okumalar var. Ama bir müzakere sürecinde farklılığın ve özel durumun altını koyultarak çizmek ne kadar faydalı? Bütün üye devletlerin kendilerine özgü koşulları ve sorunları var. Ortak paydalarda, prensiplerde ve uluslararası hukuk standartlarında buluşuyorlar, buluşmaları gerekiyor. AB üyelerinde ve ortaklıklarında uyum arıyor. Bunu da anlamak lazım. Birlik belli dengeler üzerine kurulu, müzakere ve arabuluculuğun metod olarak kullanıldığı bir projedir. Bu projenin devamı için uyum sağlama isteği ve becerisi çok önemli" dedi.
İlişkilerin gelişmesi için AB'nin üzerine düşen görevi tam olarak yapmadığını vurgulayan Kutucu, "AB'nin büyük taraf olarak Türkiye'ye daha fazla destek vermesi beklenir.
Destek derken, daha fazla anlayış göstermeyi kastetmiyorum. Daha samimi olmasını beklerim. Ama özellikle bir yalnızlaştırma politikası yürüttüğünü düşünmüyorum. AB'nin kendisi de şu anda olağanüstü diyebileceğimiz bir dönemden geçiyor. İngiltere'nin üyelikten çıkışı hala belirsizliğini koruyor. AB şu şartlar altında kendisinin içinde bulunduğu bilinmeyene, bir bilinmeyen daha eklemek istemeyecektir. Türkiye'nin sergilediği istikrarsızlık görüntüsü Avrupalı siyasilerde ve Avrupa kamuoyunda tedirginlik yaratıyor. Türkiye demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayalı istikrarlı bir rejimle AB'nin kapılarını kendisi açmalı" ifadelerinde bulundu.
Vize serbestisi konusuna da değinen Kutucu, "Taraflar arasında canlanmış bir müzakere süreci beklemek zor ama ilişkilerin bütünüyle tıkanmasından da imtina edilecektir. Gümrük Birliği'nin modernizasyonu, vize serbestisi, mülteci sorununda işbirliğinin devamı, terör, Kıbrıs görüşmeleri ve Suriye'nin siyasi çözüme ulaştırılması gibi ele alınmayı bekleyen başlıklar var. 2016 yılı içinde bir vize serbestisi beklemiyorum. Önümüzdeki günlerin en önemli başlıkları göç sorunu ve Gümrük Birliği modernizasyonu. Suriye'de kalıcı bir barış ortamı sağlanmadıkça, Türkiye göç sorununa kendi içinde kalıcı çözümler üretmek durumunda. Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesini içeren modernizasyon çalışmalarının özellikle Türkiye cephesinde büyük bir ciddiyet ve titizlikle ele alınması gerekiyor" diyerek sözlerini noktaladı. - İSTANBUL
Son Dakika › Güncel › AB Uzmanı Dr. Serçin Kutucu: 'Bazı Siyasi Çevreler Fırsattan İstifade Türkiye-Ab Arasındaki... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?