"Arap Baharı" - Son Dakika
Güncel

"Arap Baharı"

"Arap Baharı"

"Arap Baharı" AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın moderatörlüğünde Bilgi'de tartışıldı!

24.02.2012 08:40

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin katkılarıyla Küresel Sorunlar Platformu tarafından düzenlenen "Arap Baharı ve Türkiye" konulu konferans, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın moderatörlüğünde İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleştirildi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ak Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Emine Bozkurt, İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan, gazeteci yazar Cengiz Çandar ve Hasan Cemal konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Bakan Egemen Bağış yaptığı konuşmada "Değişim rüzgârlarının önüne farklı setler çekilmeye çalışılıyor. 'Değişmeyen tek şey değişimdir' deme lüksümüz yok. Değişimi yönlendirmek de çok önemli. Enteresandır, bundan yıllar evvel Amerika Birleşik Devletleri, büyük Orta Doğu ve Afrika girişimi başlatmıştı ve başarısız olmuştu. Ama onların başaramadığını Tunus'lu bir bilgisayar mühendisi, interneti kullanarak, insanları sokağa dökerek gerçekleştirdi. Buradan da görüyoruz ki aslında toplumsal hareketler, milletin iradesi hangi ülkede olursa olsun, bütün stratejilerin bütün toplum mühendisliklerinin üzerindedir. Bunda Türkiye'nin de bir rolü var. Çünkü Türkiye kendi değerleriyle barışıp kendi demokrasisini geliştirip ekonomisini güçlendirerek bölgede ilham kaynağı oldu." dedi.

Türkiye'yi bölgedeki diğer ülkelerden ayıran en temel özelliğinin demokrasisi olduğunu aktaran Bağış, Türkiye'nin bu gücü Avrupa Birliği sürecinden aldığını söyledi. "Türkiye bölgesinde parlayan yıldız olmaya çalıştı. Bunu gölgelemek isteyen kesimler oldu ve oluyor. Türkiye'nin önüne set çekmek isteyenler var. Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinden bahsederken bu çok kolay bir süreç değil. Düşünün süreci başlatan başbakanı idam etmiş bir ülkede yaşıyoruz. Ama bu sürecin Türkiye'yi nereden nereye getirdiği de çok önemli." ifadelerini kullandı.

Ak Parti'nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ise, Ortadoğu'da Arap baharı olarak nitelendirilen değişimin 2005 yılında Hamas'ın iktidara gelmesiyle başladığına işaret etti. Çelik, " Arap baharının başladığı tarih 2005 yılında Hamas'ın seçimle iş başına gelmesidir. O günden itibaren batıya şu mesajı verdik. Eğer bir direniş örgütü seçimlere girebiliyorsa ve iş başına gelebiliyorsa bu bir değişime işaret ediyor. Halk artık silahlı örgütlerin seçime girmesi siyaset yapması ve bu yolla iktidarı elde etmesi gibi bir tercihte bulunuyor diye düşünüyor" şeklinde konuştu.

Çelik, "Bu olaylar olduğunda biz şunu gördük ki kapanan içtihat kapısı Tahrir Meydanı'nda yeniden açıldı. Burada twitter üzerinden örgütlenen bir gençlik ve bir yandan da develerin üzerinden bunlara saldıran Mübarek rejimi vardı. Develer ve twitter arasında bir kavga vardı. Bu değişime dönük talebin en önemli unsurlarından biri oldu " dedi.

Ömer Çelik panelde, Başbakan Erdoğan'ın Mısır ziyaretinde verdiği laiklik mesajına da değindi. Başbakanın verdiği laiklik mesajının Mısır'da tartışma yaratmasının sebebinin, baskıcı rejimlerden kaynaklanan geri kalmışlık olduğunu söyleyen Çelik, şöyle konuştu: "Sayın Başbakanımızın Mısır'da 'laiklik' mesajı vermesi, büyük bir tartışma başlattı orada. Onlar Arapça 'Almaniye' diyorlar. Bunu da daha çok dinsizlik olarak algılıyorlar.

Dolayısıyla Müslüman bir liderin laiklik demesi müthiş bir sarsıntı yarattı. Bu nasıl denilebilir gibisinden. Tabi din, laiklik, hukuk devleti, demokrasi, devlet siyaset ilişkisi gibi kavramların gelişmesi konusunda, o baskı rejimleri çerçevesinde büyük bir geri kalmışlık söz konusu. Bu kavramlar özerkleşmemiş. Bunlarla ilgili yoğun bir tartışma yaşanıyor. Ciddi sorunlarda var selefi akımların ortaya çıkması, değişimin yönünün belli olmaması gibi sorunlarda var." dedi.

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Emine Bozkurt panelde, Arap baharında kadının rolünü değerlendirdi. Bozkurt, " Kadınlar erkekler beraber bu devrim için çalıştılar. Hiçkimsenin beklemediği şey oldu. Birkaç haftada bütün Ortadoğu ülkelerine yayıldı. Çok güçlü bir hareket oldu. Tunus, Mısır, Libya olsun uzun yıllar diktatörlerin yönettiği ülkelerdi. Diktatörler varken millet siyasete alışık değildi, zaten özgür de değildi sivil toplum için bir özgürlük yoktu şimdi biz bir günde tamamen demokratikleştiler diyemeyiz " dedi.

Kadınların bu durumdan oldukça fazla etkilendiğini belirten Bozkurt, " Böyle kaoslu durumlarda en büyük mağduru kadınlar yaşıyor. Mısır da tecavüzler devam ediyor. Kadınları güçlendirmek lazım. Şimdi seçimlerden sonra o partiler 'Biz Türkiye'yi örnek olarak görmek istiyoruz' diyor. Bence bu önemli. Türkiye çok uzun zamandan beri demokratik bir ülke. Reformlar yapıldı. On yıl önce durum bambaşkaydı. Türkiye'yi örnek alırken kadının siyasete katılımı, istihdama katılımı bakımından Türkiye'yi örnek alsınlar. Türkiye'nin de örnek bir model olmak istemesi lazım " şeklinde konuştu.

Kaynak: Bültenler

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement