
BDP eşbaşkan adayı Selahattin Demirtaş, "Çocuklarının anadilde daha iyi bir eğitim almasını isteyen bütün velilere sesleniyoruz, yıllardır anadil için mücadele eden herkese sesleniyoruz, asimilasyonu reddedin. Elinizde dilekçelerle milli eğitim müdürlerinin kapısına dayanın, hakkınızı isteyin."diye konuştu. Demirtaş, "Sanatçılar kendi anadillerinde sanat eserleri üretmeye daha fazla ağırlık vermelidir. Bu vesileyle Yılmaz Erdoğan, Mahsun Kırmızıgül gibi sanatçılara da seslenmek istiyoruz. Doğduğunuz ve içinde büyüdüğünüz kültürün hatırına, kendi anadilinizde de sinema filmleri, sanat eserleri üretebilirsiniz" dedi.
BDP eşbaşkan adayı Selahattin Demirtaş, BDP'nin tarihi bir kongre gerçekleştirdiğini belirterek "Bundan sonraki çalışmalarımızla, Partimizi ilk seçimde barajı aşacak düzeye getirmek, bu baskılara verilecek en anlamlı cevap olacaktır."dedi. AKP'nin "demokrasicilik" adına dayattığı şeyin gerçekte statükoyu allayıp pullayarak yeniden üretmekten başka bir şey olmadığını savunan Demirtaş, AKP'nin yeni ve sivil bir anayasa vaadiyle 2002'de seçmenin karşısına çıktığını ancak aradan geçen 8 yıla rağmen anayasa yapmak yerine "cunta' anayasasına herkesten daha fazla biat eder hale geldiğini kaydetti. AKP'nin Kürt sorununa çözüm üreteceğini beklemenin hayal kırıklığı yaşatacağını ifade eden Demirtaş, "Biz halkımızın huzurunda söz veriyoruz, elimize vurulan kelepçeleri çıkarıp AKP zihniyetinin boynuna takacağız. Bu kongremiz AKP'yi Türkiye genelinde yola getirme, güçlü olduğumuz bölgelerde ise silme kongresi olacaktır. Bu ay içerisinde yapacağımız il ve ilçe kongrelerimizle beraber artık yaşamın bütün alanlarında seferberlik ruhuyla yeniden örgütlenecek ve bizi tasfiye etmeye kalkanları ilk seçimde tasfiye edeceğiz. Sokaklarda katlettiğiniz, onlarca yıl cezalar verdiğiniz, hapislere attığınız küçük çocuklarımızın hakkı için yemin ediyoruz ki bunun bedelini size ödeteceğiz" diye konuştu.
-"AKP-CHP TEŞKİLATLARINDAN AYRILIN"ÇAĞRISI-
Demirtaş, "aldatma, kandırma, imha' siyasetine son vermek için halka çağrıda bulunarak "Size dayatılan onursuzluğu, yoksulluğu, imhayı kırabilmek için AKP'nin- CHP'nin teşkilatlarından topluca ayrılın. Tarihin bu kritik döneminde halkınızın yanında yer alın. Halka yönelik bu saldırıların en önemli dayanağı olarak sizleri kullandıklarını unutmayın. Gelin kendi birliğimizi güçlendirelim, her türlü farklılığımızı koruyarak temel ilkeler etrafında mücadele birliğimizi kuralım. Biz BDP olarak sadece partimizin değil, yüreğimizin de kapılarını sonuna kadar açık tutacağız. "dedi. AKP'nin asimilasyon sürecini en fazla hızlandıran ve sonuç alıcı hale getiren hükümet olduğunu savunan Demirtaş, CHP'yi de eleştirdi. Demirtaş'ın "CHP'de Kürtleri en çok seven, görevini en iyi yapandır, O da Onur Öymen'dir. Tam da bu noktada, AKP de CHP'ye diyor ki "benim asıl planım zaten budur. Ama bunu böyle açık açık söylersek Kürtler bunu fark ederler, o nedenle gel kamerasız bir ortamda sana planlarımızı anlatalım' diyor" şeklindeki sözleri üzerine, Öymen partililer tarafından yuhlandı.
BDP olarak Türkiye'de bütün anadiller için özgürlük istediklerini söyleyen Demirtaş, "Devlet eğer çocukların sokaklarda taş atmasını engellemek istiyorsa, cezaevlerine atmak ya da balon, şeker dağıtmak yerine, bu çocukların anadillerinde, bilimsel ve ücretsiz eğitim yapabilecekleri donanımlı okullar açmalıdır. Bunun başka çaresi yoktur. Ya Türkiye'deki bütün taşları toplayacaksınız, ya da çocukların anadillerinde eğitiminin önünü açacaksınız" dedi.
Çocuklarının anadilde eğitim almasını isteyen ailelere seslenen Demirtaş şöyle konuştu:
"Çocuklarının anadilde daha iyi bir eğitim almasını isteyen bütün velilere sesleniyoruz, yıllardır anadil için mücadele eden herkese sesleniyoruz, asimilasyonu reddedin. Elinizde dilekçelerle milli eğitim müdürlerinin kapısına dayanın, hakkınızı isteyin. Ya çocuklarınızın kendi anadillerinde eğitim hakkını tanırlar, ya da bu asimilasyoncu eğitim sistemi kilitlenir. Yine annelere babalara sesleniyoruz. Çocuklarınıza kendi anadilinizi öğretin, evin içinde mutlaka anadilinizi konuşun, çocuklarınıza isim koyarken kendi anadilinizde isimler tercih edin. Radyo ve televizyon yayınlarından, gazeteye kadar evinizde kendi anadilinizi ve kültürünüzü koruyan ve geliştirenleri tercih edin. Üniversite öğrencileri hem dilin korunması için hem de kendi eğitimlerinin ana dilde yapılması için daha güçlü kampanyalar düzenlemelidir. Sanatçılar kendi anadillerinde sanat eserleri üretmeye daha fazla ağırlık vermelidir. Bu vesileyle Yılmaz Erdoğan, Mahsun Kırmızıgül gibi sanatçılara da seslenmek istiyoruz. Doğduğunuz ve içinde büyüdüğünüz kültürün hatırına, kendi anadilinizde de sinema filmleri, sanat eserleri üretebilirsiniz. Anadilinizin bu şekilde göz göre göre erimesine seyirci kalmamalısınız. Esnaflar ve tüccarlar, alışveriş yaparken artık kendi anadilini kullanmalıdır.İş adamlarına ve işverenlere de sesleniyoruz. Kendi doğduğu topraklara çivi çakmayan, yatırım yapmayan hiçbir iş adamı kalmamalıdır. Bu vesileyle bütün halkımıza sesleniyoruz; bu günden sonra sizin dilinize, kültürünüze, işinize, ekmeğinize onurunuza değer vermeyen kim olursa olsun artık siz de ona değer vermeyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki; biz bu politikalarımızın sadece çağrıcısı değil, uygulayıcısı, takipçisi ve destekçisi olacağız.
-"ORTAK İHTİYAÇ DEMOKRASİ"-
Çözüm önerilerini Türkiye'nin her bir noktasında ve herkes için uygulanabilir hale getirmek durumunda olduklarını ifade eden Demirtaş, bunun için Türkiye'nin her yerinde örgütlenmek ve ezilen her kesimi bu çözüm modelleri etrafında buluşturmak gerektiğini dile getirdi. Demirtaş, "Samimi Müslümanlar, demokratlar, liberaller, solcular, Aleviler, Türkmenler ve daha birçok kesim için acil olan ortak ihtiyaç demokrasidir. Bu noktadan hareketle ortak paydalar etrafında bir araya gelebilmenin asgari koşullarını yaratmak zorundayız."dedi.
-"ÖCALAN'IN ROLÜ VE MİSYONU"-
Demirtaş, konuşmasında Öcalan'ın Kürt sorununun çözümü konusunda rolü ve misyonu olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Sayın Öcalan Kürt sorunu konusunda en fazla kafa yormuş ve çözümler geliştirmiş bir şahsiyettir. O'nu Kürt halkı nezdinde bu denli önemli kılan şey, gericiliğe karşı mücadeleci kişiliği ve çözüm üreten düşünsel faaliyetleridir. Sayın Öcalan'ın toplumsal sorunların çözümüne dair geliştirdiği projeler ve fikirler ne kadar anlatıldı, ne kadar anlaşıldı. Bu çok temel bir meseledir. Ben inanıyorum ki eğer bu gün Sayın Öcalan'ın Türkiye ve dünya kamuoyuna düşüncelerinin sansürsüz, çarpıtmadan ulaşması sağlansa, Kürt sorununun çözümü çok daha kolay olacak, barışın sağlanması çok daha hızlanacaktır. Ancak devlet bunu çok iyi bildiği için sürekli olarak bu konuda ciddi engeller ve baskılar geliştirmektedir. Öcalan'a sayın demek bile yıllarca hapis yatmanın gerekçesi olabilmektedir. Sayın Öcalan'ın kendisinin de belirttiği gibi, bu kendi kişisel çıkarları için değil, barış için ve çözüm için gereklidir. Sayın Öcalan'ın Kürt sorunundaki etki gücü de işte buradan kaynaklanmaktadır. Barış için çözümler ve fikirler üretiyor olması ve bu çözüm önerilerinin Kürt halkı tarafından kabul görüyor olması Sayın Öcalan'ı muhatap haline getiriyor. Partimizin bu hususta yaptığı şey ise bu somut gerçeği tespitten ibarettir. Bu nedenle bir kez daha ifade ediyoruz ki Sayın Öcalan; barış arayışları, fikirleri, PKK ve halk üzerindeki birleştirici gücü nedeni ile en etkili aktördür. Sayın Öcalan'ın bu noktada Sayın Başbakana yaptığı bir de çağrı vardı; barışı sağlayacak sadece iki kelimeye ihtiyaç var diyor kendisi; "barış görüşmeleri'. Anaların acılarını, gözyaşlarını dindireceğine dair Türkiye'ye söz veren Sayın Başbakan bu çağrıya kulak tıkayamaz. Filistin'de İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk yapmaya hazır olan, Afganistan'da Taliban ile Hükümet arasında arabuluculuk yapmayı taahhüt eden bir hükümet, kendi ülkesindeki kanı ve gözyaşını durdurmak için barış görüşmelerinden kaçarak anaların gözyaşını nasıl dindirebilir?"
-SALONDA PKK BAYRAĞI AÇILDI-
Demirtaş'ın konuşması sırasında Öcalan'la ilgili sözleri üzerine salonda PKK bayrağı ve Öcalan posterleri açıldı. PKK bayrağı elden ele dolaştırılırken "Biji Serok Apo" sloganları atıldı. Demirtaş'ın ise "İşte realite budur"ifadesi dikkat çekti.
-"ASKER ANALARI"NA ÇAĞRI:ASKERLİK ŞUBELERİNİN KAPISINA DAYANIN-
Demirtaş, çocuğu askerde ya da dağda olan annelere de seslendi. Demirtaş,
"Çocuğu askerde olan veya askere gidecek olan, çocuğu dağda olan bütün ana babalara sesleniyoruz, çocuğunuzun ölümüne seyirci kalmayın. Bu savaşın bitmesini istemek herkesten önce sizin hakkınızdır. Bu hakkınızı arayın. Devletin terörle mücadele adı altında maskelediği savaş politikasını mahkum edin. Barış görüşmelerinin kimseye bir zararı olmaz. Çocuklarınızın bu kadar rahat ölüme gönderilmesine razı olmayın. Bakın, PKK barış görüşmelerine hazır olduğunu söylüyor. PKK'yı buna hazır hale getiren siz anneler, devleti de aynı noktaya çekerek barışın mimarı olabilirsiniz. Çatışma ve savaşın yeniden başlama ihtimalinin giderek yükseldiği tam da bu dönemde gerekirse askerlik şubelerinin kapılarına dayanın, artık çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz deyin"
diye konuştu.
Konuşmasında hükümete de "Kürt sorununun çözümünde BDP olarak da sorunun muhatabıyız, kararlı ve samimi bir yaklaşım görürsek sizlerle siyasal bütün konuları diyalog içinde müzakere etmeye de hazırız" diye seslenen Demirtaş, "Yoksa sizin hükümet olarak şu anda kullandığınız yöntemleri bir zamanlar İsmet İnönü de denedi, Kenan Evren de. Bize inanmıyorsanız gidin Kenan Evren'e sorun, infaz etmekle, işkence etmekle, tutuklayıp cezaevine doldurmakla korkuyor muyuz, teslim oluyor muyuz, en iyi o anlatır size. Olmadı Tansu Çillere, Doğan Güreşe, Mehmet Ağara sorun. Yok eğer yine de ikna olmazsanız, Onların yanında yerinizi şimdiden ayırtın o zaman" diye konuştu.
Demirtaş, konuşmasını Ahmet Türk, Aysel Tuğluk,Emine Ayna, BDP'nin kurucu genel başkanı sayın Mustafa Ayzit'e teşekkür ederek tamamladı. (ANKA)
(EG-HH/HF/BÜN)
Son Dakika › Güncel › 'Asimilasyonu Reddedin' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?