Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e yönelik sözlerini hatırlatarak, "Bu topraklara küfretmek amacıyla Genelkurmay Başkanımızı hedef almak, güya ona hakaret etmek densizliktir. Değil general, onbaşı bile olmak bu toprakların tamamında gurur, şeref vesilesidir. Git silahlı efendilerine, onbaşıların kahramanlıklarını anlatsınlar sana. Değil onbaşılık, silahlı efendilerin 10 tane koyun bile emanet etmezler" dedi.
Başbakan Erdoğan, Suriye'de şiddetin tırmandığını, toplu katliamların yapıldığını, son intihar saldırısında 25 Suriye vatandaşı hayatını kaybettiğini, Irak'ta da gerilimin had safhaya çıktığını anlattı. 2003'ten bugüne kadar Irak'ta yüz binlerce kişinin öldüğünü belirten Başbakan Erdoğan, "Bir kez daha Irak'taki tüm tarafları aklı selime davet ediyorum. Akla vicdana kalplerine kulak vermeye çağırıyorum. Irak'ta görmek istemediğimiz tek şey; kardeşlik kavgası. Irak'ta barış ve istikrarın sağlanması için gayret sarf etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Şırnak'ın Uludere İlçesi'nin yakınlarında savaş uçaklarının düzenlediği operasyonda 35 kişinin ölmesi olayına yönelik maksadı aşan açıklamaların geçen hafta da devam ettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Uludere'de bu acı hadise yaşandıktan sonra, acıyı fırsata çevirmek için yoğun çaba içine girdiler. Orada yaşanan manzarayı gördük. Terör örgütü, tabutun bir kenarından tutarak, hadiseyi tahrik meselesi haline getirdi. BDP de tahrik gayretleri içine girdi. Dikkat ederseniz bazı tabutların üzerlerine de PKK bayraklarını koydular. CHP, BDP ve PKK ile aynı dili kullanarak o da cenazeler üstünden fırsat devşirme çabası içinde oldu. Bu çabaya bazı medya kuruluşları da eklenerek, yaşanan acı hadise üzerinden yalan ve yanlış bilgilere dayalı yayınlar yaptılar. O bölgede terörden doğan zararları olan, başvuruda bulunan vatandaşlarımızın başvurularını öne aldık. Hak sahiplerine ödemeyi en kısa zaman da yapacağız. Gülyazı Köyü'ne bir gümrük noktası açılması konusunda, Bakanlar Kurulunda geçen hafta görüştük. Bir yandan olayı derinlemesine inceliyor, diğer tarafta vatandaşlarımız için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. Biz istismar yapamayız, acıdan rant sağlayanlardan olamayız. Hayatını kaybedenler bizim kardeşlerimizdir. Biraz önce de ifade ettiğim gibi bu acı hadiseyi fırsat olarak görenler tarafından karalama kampanyası başlatıldı. Bu tahrik girişimleri sadece hükümetimizi değil, hükümetimizin yeniden pekiştirdiği Türkiye'nin kardeşliğini de hedef alıyor. Biz bize yaşatılanları asla unutmadık. Bize yaşatılanların başkalarına reva görülmesine de asla göz yummadık. Attığımız her adımda milletin takdirini asla göz ardı etmedik."
"KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİMİZİN İSTİSMARINI YAPIYORSUNUZ"
Başbakan Erdoğan, bugüne kadar hiç kimsenin aklına Hakkari'de havaalanı yapma veya yaptırma gelmediğini, bu ilde yaptırılacak havaalanın müteahhidinin tehdit edildiğini anlatırken, şöyle dedi:
"Aynı şekilde Şırnak'ta havaalanı yapıyoruz. Onun temel atma törenlerinde bile vatandaşları tehdit ettiler. Doktorları tehdit ettiler, 'Buraya gelmeyeceksiniz' diye. Bir doktor yanıma geldi ve 'Biz devamlı tehdit alıyoruz' dedi. Ey BDP ve uzantısı olduğunuz terör örgütü; Siz bunların hesabını nasıl vereceksiniz? Sizin insan diye kucakladığınız bir şey var mı yahu? Siz sadece Kürt kökenli kardeşlerimizin istismarını yapıyorsunuz o kadar. Sizin elinizden gelen tek bir şey var. Nedir? Dükkanların kepenkleri insin. Siz onların rızkıyla oynuyorsun. Gittiğiniz zaman pislikten geçemezsiniz. Burada belediye var mı yok mu burada belediye bulamazsınız. Bunlar tamamen terör örgütünün gayretlerinden besleniyorlar."
Başbakan Erdoğan, halkın devlet daireleri, okul, hastanelerde insan yerine, birinci sınıf vatandaş yerine konulmadığını anlatırken, bizzat o hastane, karakol, hapishanelerde devletin milletine nasıl davrandığını gördüğünü kaydederken şöyle dedi:
"Bu ülkede şifa için hastaneye gidenler, daha da hasta olarak evlerine dönüyordu. Mahkemeler kendi dertlerine bile çözüm üretemiyordu. Karakollar, işkence iddialarıyla anılıyordu. Vatandaş yolda, sokakta insan muamelesi görmüyordu. Bugün bülbül gibi şakıyan nice kalem, emir- komuta zincirinin bir halkası olmaktan öteye geçemiyordu. Bu ülkede 'Dersim' demek bile suçtu. Biz bugün bırakın Dersim'i, Dersim katliamını bile sorguluyoruz. 12 Eylül darbesinin yargının konusu olması milletimizin beklentisiydi, darbe yargıya intikal etti. 30 yıl sonra yaptığımız anayasa değişikliği sayesinde 12 Eylül darbesi yargıya taşındı. Darbeci, vesayetçi anlayışla hesaplaşmadan demokrasi olmaz. Andıççılar eski Türkiye manzarasıdır. Yeni Türkiye artık ileri demokrasiyle sivilleşmeyle şekilleniyor. Yargıyı etki altına alacak sözlerden herkes imtina etmeli. Bir kısım davalarda ortaya konulan iddialar, siyasi iktidarı alaşağı etmek gibi çok ciddi iddialardır."
Başbakan Erdoğan, BDP Genel Başkanı'nın kendisine "Biz seni tanımıyoruz" dediğini hatırlatırken, şunları söyledi:
"Allah aşkına tanısan ne yazar, tanımasan ne? Bizi millet tanıyor, millet. Bize milletimizin muhabbeti, hayır duası, teşekkürü ziyadesiyle yeter. Sen aynaya bak kendini tanıyamazsın. Çünkü aynaya bakarsan kanını emdiğiniz gençleri, uzantısı olduğunuz terörün kanını döktüğü gençleri göreceksiniz. Bu millette, bu topraklara küfretmek amacıyla Genelkurmay Başkanımızı hedef almak, ona güya hakaret etmek de açık söylüyorum; densizliktir. Değil general, onbaşı bile olmak bu toprakların tamamında bir gurur, bir şeref vesilesidir. Sen onbaşıları tanımayabilirsin. Ama git silahlı efendilerine onbaşıların kahramanlıklarını anlatsınlar sana. Değil onbaşılık, silahlı efendilerin 10 tane koyun bile emanet etmezler. Bunların kendilerine lider, önder hatta peygamber olarak gördükleri Apo bunlar için ne diyor; Zırtapoz, satılmış, şarlatan. Bunları kendi önderleri söylüyor. Peygamberimiz dedikleri Apo. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş."
LEYLA ZANA'NIN SÖZLERİNE CEVAP
Başbakan Erdoğan, BDP'lilerin 'Kandil'deki şeflerinden' onay gelmeden ağızlarını açamayacaklarını öne sürerken, "Diyorlar ki; 'Güvencemiz silahtır.' Savcılar mesaj veriyor. O zaman bu çatının altına neden geldin? Burası demokratik parlamenter sistem. Buraya neden geldin? O zaman sen de dağa çıksaydın. AK Parti'nin hazırladığı demokrasi ortamı vasıtasıyla konuşabilenler kendi terör örgütü şeflerine ağızlarını açamıyor. Neden terör örgütü diyemiyorlar? Çünkü oradan besleniyorlar. Yüreğin varsa, cesaretin varsa çık terör örgütünü eleştir. Yapamazlar, çünkü terör örgütü bunların ipini gevşetmiyor. Bunlar Ankara'da demokrat, Diyarbakır'da faşist. Sen kendin özerk değilsin ki özerkliklik istiyorsun. Tek parti döneminin CHP'si neyse bugünün BDP'si tıpkısının aynısı odur. Ama bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tek parti yok. O bölgelerde de birinci parti AK Parti'dir" dedi.
DHA(MV/İD) - Ankara
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan'dan Demirtaş'a: Silahlı Efendilerin 10 Koyun Emanet Etmezler - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?