Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Eğer Avrupalı, Hollandalı, Alman ve Fransız isen insan hakları var senin için. Değilse zaten insan olarak görülmeyen başka bir şey olarak görülen birisi. İfade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, siyaset özgürlüğü bunların hepsi ayaklar altına alınmıştır." dedi.
Kaynak, Kafkas Kültür Derneğinde yaptığı konuşmada, 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması ve Suriye'deki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.
Fırat Kalkanı Harekatı, DEAŞ ve PYD'den arındırılan bölgeyle ilgili yapacakları çalışmaları koordine etmek üzere Gaziantep ve Kilis valileriyle bir araya geldiğini dile getiren Kaynak, "Gaziantep Sağlık Müdürümüz çıkarken bir şey söyledi dedi ki 'Cerablus'ta 550 tane kürtaj vakası yaşandı' Niye? Namusları kirletilmiş kızlarımızın. Onlar insan, yani Arap da olsa, Türkmen de olsa, Kürt de olsa insan." dedi.
Kaynak, Türkiye'ye demokrasi ve insan hakları dersi, özgürlük dersi vermeye çalışanlardan Hollandalıların Bosna'da en büyük zulmün sebebi olduğunu belirterek, 8 bin kendilerine sığınan masum insanı "Sırp kasabına" teslim ettiklerini söyledi.
Avrupa Birliği'nin o şanlı devletlerinin geçen hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya karşı ortaya koydukları tablonun bütün makyajlarını döktüğüne işaret eden Kaynak, şöyle devam etti:
"Bizim milletimiz bizim ecdadımız Çerkez'i ile Türk'ü ile asla soykırım ile anılmamıştır. Asla emperyalizm ile anılmamıştır. Asla bilime karşı engizisyon mahkemeleri ile anılmamıştır. Asla yüzlerce yıl süren mezhep savaşları ile anılmamıştır. Ama Avrupa bir tek hadise ile bütün makyajları ortaya dökülmüştür. Biz de bir tabir vardır 'Kendine Müslüman', kendine demokrat. Eğer Avrupalı, Hollandalı, Alman ve Fransız isen insan hakları var senin için. Değilse zaten insan olarak görülmeyen başka bir şey olarak görülen birisi. İfade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, siyaset özgürlüğü bunların hepsi ayaklar altına alınmıştır."
Başbakan Yardımcısı Kaynak, Suriye'de şu anda Halep'in tahliyesinden sonra İdlib'in civarına yerleşen bir buçuk milyon insanın tepelerine bomba yağmayacağının garantisi olmadığını belirterek, şunları kaydetti.
"Biz bu coğrafyada güçlü ve adil devlet olmadıkça kendimizi emin hissedemeyiz. Çok zengin bir coğrafyamız var. Çok stratejik bir yerde bulunuyoruz. Dünyanın enerji kaynaklarının üçte ikisi bizim doğumuzda, petrolün ve doğal gazın ama tüketicilerin üçte ikisi de batıda dolayısıyla biz geçiş güzergahında olduğumuzdan stratejik öneme sahibiz. İstanbul'dan dünyanın en fazla uçulabilen bir noktada İstanbul. Demiş ki Napolyon, 'Eğer dünya bir tek devlet olsaydı başkentinin İstanbul olması gerekirdi' öyle bir yerde. Ama bu aynı zamanda tehlikelerle üzerine hesap yapanlarla da karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyar. Düşün ki bizim tarihimiz kitlesel sürgünlerle, soykırıma varan uygulamalarla karşı karşıya oldu. Ama 786 bin kilometre karelik bu vatan toprakları bizim sığınacak son limanımızdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bizim son devletimizdir. Tekrar tekrar söylüyorum güçlü bir devlete adil bir devlete ihtiyaçımız var. Bunu istikrarlı bir devlet olması gerekir."
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Kaynak Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?