TRT Çocuk kanalı tarafından bu yıl 5'incisi düzenlenen TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı "Çocuğun Algısına Dokunmak" temasıyla 6 Aralık Salı günü, Conrad İstanbul Bosphorus'da başladı.
Konferansı'nın ilk gününde "Çocuk Medyası İçin Uygun Anlatım Dili" konulu birinci oturumda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emrah Akbaş yetişkin sorunları ve çocuk ilişkilerine değinirken, Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan ise çocuk ve insan beyninin önemine değindi. Yardımcı Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı'nın modaretörlüğünde gerçekleşen oturuma Skype ile Florida'dan canlı bağlanan Florida Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Anastasia Ulanowicz ise "Çocuk Kavramının Tarihsel ve Kültürel Göreceliği" konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emrah Akbaş, aslında çocuk ve çocukluk kavramlarını ele alırken bunların birer sosyal inşa olduğunu düşünerek Avrupa merkezli bir anlatının karşılığı olduğunu söylemenin yanlış olmadığını ifade etti: "Bugün çocukluğu tarihsel ve sosyolojik perspektiften ele alan çalışmalar ve çocuk çalışmalarına da ihtiyacımız var. Biz, bugünden yola çıkarak geçmişi ele alıyoruz. Geçmişe baktığımızda ise Protestanlık ile birlikte çocukluk ve çocuk anlayışı değişmeye başlıyor. Sevgi nesnesi, disiplin ve bedensel ceza uygulamaları ile eğitilmesi gereken bir varlık haline geliyor."
"Yetişkin sorunlarından kopararak çocukları koruduğumuzu zannediyoruz"
Jean Jack Rousseau ve John Locke'un çalışmaları ile modern çocukluk paradigması oluşmaya başladığının altını çizen Akbaş, "Matbaanın icadı ile birlikte çocukluk fikri, yetişkine dayalı enformasyondan kaynaklı olarak müstakil bir kategori olarak ortaya çıkıyor ve bu dönemde çocukluğun öne çıktığı ve çocukluğu anlamaya dair çalışmalar da yapılıyor. Bugünse modern çocukluk dediğimiz şey Avrupa merkezli ancak orta sınıf değerlere de yaslanıyor. Sosyal bir kategori olarak ele alırken çocukluluğu sınıfsal farklılıklar bağlamında da görmek önemli" dedi. Sanayi Devrimi ile Fransız Devrimi ile yani de üretim ve yönetim anlayışları ile de çocuğa ve çocukluğa olan yaklaşım ve davranışın değiştiğini hatırlatan Akbaş, "Özellikle çocuk hakları sözleşmesinin de imzalanmasıyla beraber 20. Yüzyılda koruma, korunma kavramının öne çıkıyor. Bugünse çocuklar tüketim unsurları çerçevesinde birbirlerine benziyor ve yetiştin sorunlarından kopararak çocuklarımızı koruyarak yetiştirdiğimizi zannediyoruz" dedi.
Canan: Eğitimde sadece sözel hafıza üzerinden ilerlenmemeli
İnsan beyninin yüzde 70'inin görmeden geldiğini, bu nedenle TRT Çocuk'un misyonunun çok önemli olduğunu belirten Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan, "Çocuk beyninin gelişimine baktığımızda, çocuğun neden bir şeyi istediğine veya bir şeyi neden istemediğine motor hareketlerimizle anlayabiliriz: 1. Hareket etmek, az ve aralıklı yemek yemek, 3. olumlu sosyal ilişki kurmak, 4. Düşük strese maruz kalmak. Yani bu fabrika ayarlarımız çocukların isteyip istemediğinin gerekçeleri" dedi.
Anne karnında insanın en hızlı gelişen ve bebek hayata geldikten sonra ne yapması gerektiğini bilmeyen tek organın beyin olduğunu belirten Canan, "İnsan beyninin dışa vurumunu anlamak için insanın anne karnındaki günlere dönmemiz yeterli. Beyindeki bağlantılar ise kumsalda arkanızda bıraktığınız gibi iz bırakır ama dayanıksızdır yani kalıcı değildir. Ancak duygusal olarak önemliyse özellikle yer edinir" dedi. Türkiye'de eğitimde sadece sözel hafıza üzerinden ilerlenmeye çalışıldığını belirten Canan, beynin duyguya dokunan, zihinsel ödül sağlayan, günlük yaşamla bağlantı kuran ve deneyim yaşatan şeyleri daha çabuk öğrendiğini ifade etti.
1. Dünya Savaşı ile çocuk yetiştirme biçimini nasıl etkilendi?
Amerika'dan konferansa canlı olarak bağlanan Florida Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Anastasia Ulanowicz ise "Çocuk Kavramının Tarihsel ve Kültürel Göreceliği" üzerine sunumu gerçekleştirdi. Resim üzerinden çocuklara olan yaklaşımı ve bunun yansımasını anlatan Ulanowicz, Ortaçağ'da çocukların yetişkinler gibi giydirildiğini ve bugünün çocuklarına göre daha farklı aranjmanları olduğunun altını çizdi: "Bugün çocukların kendi odaları, bahçeleri var. Bu süreç okur-yazarlığın dönemler boyunca artması ile bugüne geldi. 1700'lerin sonunda Masumiyet Çağı isimli tabloda da olduğu gibi ortam daha renkli, resmedilen çocuklar bugünkü anlamıyla bildiğimiz çocuk imajına benziyor. Çocuk doğaya ne kadar yakın olursa mükemmeliyeti kendisini o kadar gösterir, inancı yaygınlaşıyor."
Ulanowicz, eğitimde de değişimler yaşandığını, çocuğu disipline etmek, vücudunu disipline etmek yerine eğitimin çocuğun sezgisel zekasını kullanmasına yöneldiğini belirtti: "18'inci ve 19'uncu yy sonrasında çocuğun bugün sahip olduğu duygusal nosyonlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Çocuk odaları oluşmaya başlıyor. Artık daha şefkat ifade eden isimler çocuklara veriliyor ve çocuk ölümlerinde de azalma oluyor. Çocuklarının yetişkinliğe varabileceği izlenimine kapılmaya başlıyorlar ebeveynler."
20'inci yüzyıl ile birlikte Peter Pan gibi hiç büyümeyen çocukların algısının yaratılmaya başladığını belirten Ulanowicz, 1. Dünya Savaşı'nda bu algının değiştiğini hatırlatarak şunları ifade etti: "Yetişkinlerin çocuklarını yitirmesi, çocuklukla ilgili kurdukları hayalleri değiştiriyor. Artık çocukluk ayrı bir alan, ayrı bir uzam olarak görülmeye başlanıyor. Yani yetişkinlerin çocuklarını nasıl görmek istiyorsa onlara öyle davranma süreci… Bugünse daha dahiliyetçi ve çeşitliliği olan bir çocuk yapısından bahsediyoruz."
İki gün boyunca sunum ve panel oturumlarıyla eş zamanlı atölye çalışmaları şeklinde planlanan, ülkemiz ve dünyanın çeşitli ülkelerinden alanlarında uzman konuşmacıların katılacağı TRT 5'inci Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı'nda, tüm yönleriyle çocuğun medyayı algılaması, çocuk medyası için uygun anlatım dili, dijital medya ve güvenlik sorunu gibi konular ile çocuk medyasında özgürlük/güvenlik ikilemi konuşulacak.
'Çocuklar için daha sağlıklı ve iyi bir medya yaratmak mümkün mü?', 'Çocuklar neden süper kahramanlara ihtiyaç duyar?', 'Medya kaynaklı şiddet çocukları nasıl etkiler?' gibi konu başlıkları iki gün boyunca sunum ve panel oturumlarıyla yerli ve yabancı akademisyenler, içerik sağlayıcılar ve sektör temsilcileri tarafından paylaşılacak.
Son Dakika › Güncel › Çocuğa ve çocukluğa yaklaşım zamanla nasıl değişti? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?