Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben cumhurbaşkanı olarak 7 Haziran'da seçime girmiyorum ama Türkiye için, milletim için, 7 Haziran için de hedeflerimi ifade ediyor, projelerimi kamuoyu ile paylaşıyorum. 7 Haziran seçimlerinin gündemi yeni Türkiye olmalıdır, yeni Türkiye olacaktır. Yeni Türkiye'nin inşası için de yeni anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyacımız var" dedi.
Erdoğan, Çınar Meydanı'nda düzenlenen Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, 7 Haziran seçimlerinin gündeminin yeni Türkiye ve başkanlık sistemini de içeren yeni anayasa olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin buna ihtiyacı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz 2023 dedik her alanda, hedeflerimizi ortaya koyduk. Bu hedeflere ulaşmak için projelerimizi geliştirdik. Bunları milletimizle, sizinle paylaştık. Bununla yetinmedik Türkiye'nin daha büyük bir vizyona ihtiyacı var diyerek, çocuklarımız için torunlarımız için 2053 dedik, 2071 vizyonlarını gündeme getirdik.
Ben cumhurbaşkanı olarak 7 Haziran'da seçime girmiyorum ama Türkiye için, milletim için, 7 Haziran için de hedeflerimi ifade ediyor, projelerimi kamuoyu ile paylaşıyorum. Benim anlayışıma göre ülkeye hizmet böyle yapılır. Biz tribünde seyirci olamayız. Bizim sorumluluğumuz var, boş duranı, boş oturanı Allah sevmez, benim milletim de sevmez. Biz dertliyiz, bizim milletimize sözümüz var, ahdimiz var, biz çalışıyoruz, çalışacağız, milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz.
7 Haziran seçimlerinin gündemi yeni Türkiye olmalıdır, yeni Türkiye olacaktır. Yeni Türkiye'nin inşası için de yeni anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyacımız var. Anayasa konusu benim çok uzun zamandır üzerinde durduğum, hayata geçirmek için teşebbüslerde bulunduğum bir meseledir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 seçimlerinde millete yeni anayasa sözü verdiklerini ve ardından TBMM'de komisyon kurduklarını anımsatarak, yeni anayasanın ortak bir şekilde hazırlanması için 4 partiden komisyon oluşturduklarını ancak Anamuhalefetin bu çalışmada "ipe un serdiğini" söyledi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi yeni bir seçimin arifesinde Türkiye yine bu ihtiyacı konuşuyor, bu ihtiyacı hissediyor. Benim milletime teklifim gayet açık, ben şu parti, bu parti için demiyorum gelin 400 milletvekili verin, bu dönem, bu işi parlamento bitirsin diyorum. Görüldüğü gibi bu mesele başka türlü hallolmayacak. Yeni anayasa konusunda zaten her partinin hazırlığı mevcut. Üniversitelerimizden meslek kuruluşlarımıza, sivil toplum örgütlerimize kadar toplumun her kesiminin bu konuda ciddi bir birikimi oluştu. Dolayısıyla bu meseleyi çok süratli bir şekilde çözüme kavuşturacak altyapıya sahibiz. Şimdi sadece Meclis'te bu işi kararlılıkla hayata geçirecek bir çoğunluğa ihtiyaç var. Nedir o? 400 milletvekili. 7 Haziran'da bu mesele de çözüldü mü Türkiye yeni anayasasına kavuşacak demektir.
Yeni anayasa ile birlikte başkanlık sisteminin de gündeme gelmesi gerekiyor. Mevcut sistem, eski Türkiye'ye göre kurulmuş. Eski Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış bir sistem. Bugünkü Türkiye demokrasiden ekonomiye kadar her alanda çok farklı bir yere geldi. Artık bu gömlek, bu bedene dar geliyor. Bedeni küçültemeyeceğimize göre ne yapacağız, gömleği yenileyeceğiz. Darbelerle, muhtıralarla, vesayet rejimleriyle iyice hırpalanmış, iyice yıpranmış olan artık Türkiye'nin ihtiyacını karşılayamayan bu sistemi bir kenara bırakıp yeni bir sisteme, başkanlık sistemine geçmeliyiz.
Ben büyükşehir belediye başkanıyken bile başkanlık sistemi deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyordu. Bugün de öyle. Hemen başlıyorlar 'diktatörlük' demeye, 'tek adamlık' demeye, 'padişahlık' demeye. ya siz hangi devirde yaşıyorsunuz? Bu ülkede diktatörlüğe benim milletim müsaade eder mi? Darbecilere geçit vermemiş, vesayet rejimlerini yerle yeksan etmiş bu millet diktatörlük heveslilerine eyvallah mı diyecek? Bizde tek adamlık olmaz, onu geçmişte Anamuhalefetin öncüleri yaptılar. O, 'Milli Şef' olarak onların kültüründe var. Biz her işimizi istişare ile yürütürüz. Aslında onların derdi başka, başkanlık sisteminden diktatörlük çıkmayacağını onlar da gayet iyi biliyor. Amerika'da, Meksika'da, Brezilya'da, Fransa'da diktatörlük mü var? Bunların derdi, korkusu bu.
Onların endişesi, başkanlık sisteminin doğrudan milletin iradesine dayalı yapısıyla vesayete, koalisyona, azınlığın çoğunluğa tahakkümüne izin vermiyor olmasıdır. Şu anda çünkü onu yapıyorlar işte Meclis'te gördünüz, haftalardır azınlık çoğunluk olan iktidara tahakküm etmek istiyor. Yeri geldi kavga ettiler ve yasa çıkarması gereken Meclis, kavga çıkardı, kavga, bunu yaptılar. Çünkü onlar mevcut sistemin bu zaafları içinde hayat buluyorlar. Kendilerine orada bir gelecek görüyorlar. Güçlü bir başkanın, bakınız altını çizerek söylüyorum, güçlü bir Meclisin olduğu yerde bugün yaptıkları gibi sistem kilitlenmeyecek. Bunu çok iyi biliyorlar. Onun için meseleyi çarpıtıyor, ipe un seriyorlar."
Türkiye'ye özgü başkanlık sistemi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin başkanlık sistemini başka ülkeden almak yerine kendi ihtiyaçlarına göre oluşturabileceğini söyledi.
Erdoğan, şunları vurguladı:
"Şimdi de birileri çıkıyor 'Türkiye'ye has başkanlık sistemi olmaz' diye tutturmuşlar. Niye olmasın? Bu millet kendine has bir yönetim modeli oluşturamaz mı? Soruyorum biz kendi kültürümüzle güçlendirilmiş bir başkanlık sistemini oluşturamaz mıyız? Bu milletin ferasetine, kabiliyetine güveniniz o kadar mı az? Başkanlık sistemi bizim tarihimize, kültürümüze asla yabancı değil. Esasen dünyada doğrudan model alınabilecek bir başkanlık sistemi uygulaması da yok. Her ülkede farklı. Herkes bu sistemi kendi ihtiyaçlarına, geleneğine, kültürüne uygun şekilde uyarlayarak alıyor, hayata geçiriyor. Bizim de yapmamız gereken budur.
ABD'deki veya bir başka ülkedeki başkanlık sistemi uygulamasını niye aynen kopyalayalım? Oradan da alacaklarımız olabilir, diğerlerinden de alacaklarımız olabilir. Fransa'daki yarı başkanlık veya diğer ülkelerdeki benzer uygulamalardan herhangi birini niye olduğu gibi tercüme edip kullanalım? Geçmişte bu hazırcılık, bu tercüme ile kanun çıkarma, sistem kurma işini defalarca yaptık ve sancılarını da uzun süre çektik. Halen çekiyoruz. İşte Medeni Kanun'u İsviçre'den tercüme yoluyla alıp uygulamaya kalktık. Ceza kanununu, ceza hukukunu Roma'dan almışız aynen uygulamaya koymuşuz. Açık konuşmak lazım bizim milletimiz uzun süre medeni kanuna göre değil kendi örfüne, kendi kültürüne, kendi anneannesine göre günlük hayatını yürüttü, bu kanunu zamanla değiştire değiştire bir parça kendimize uydurabildik. Halbuki en başından kendi şartlarımıza uygun bir kanun yapsaydık bu sancıların çoğunu çekmeyecektik. Diğer pek çok konuda da aynı sorunu yaşamışız.
Müslümana aynı delikten iki defa ısırılmak yakışmaz. Aynı sistemi maalesef bir daha aynı şekilde almaya gerek yok. Başkanlık sistemi konusunda şimdi soruyorum aynı yanlışı bir daha yapalım mı? Mecburiyetimiz mi var? Öyleyse bu tür kompleks ürünü, kendine güvensizlik ürünü tartışmaları bir kenara bırakıp asıl işimize odaklanmalıyız."
-Nevruz-
Baharın ve ümidin müjdecisi Nevruz Bayramı'nın kutlandığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Nevruzun ülkemizdeki tüm vatandaşlarımız, bölgemizdeki tüm kardeşlerimiz için huzurun, barışın, uhuvvetin vesilesi olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Nevruz inşallah ağlayan annelerin son gözyaşı olsun, nevruz inşallah barışın, dayanışmanın bir miladı olsun. Ama bizde geçmiş yıllarda olduğu gibi değil, unutmayın havai fişekleriyle, molotofkokteyleriyle, sapan taşlarıyla her tarafın yakılıp yıkıldığı bir nevruz değil, aşkın, heyecanın, birbiriyle hakikaten bütünleştiği bir milat olsun. Bunun için tekrar nevruzunuz, nevruzumuz mübarek olsun diyorum. Barış için, kardeşlik için hayırlı olsun diyorum."
Konuşmasının ardından Erdoğan, alandakilerle Rabia işareti yaparak, "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" şarkısının sözlerini söyledi.
Notlar
Konuşmaların ardından Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Adalet Bakanı Kenan İpek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Denizli Valisi Şükrü Kocatepe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve diğer protokol üyeleriyle temsili kurdele keserek toplu açılışı gerçekleştirdi.
Protokol üyeleri kurdele kesimi için sahnede yerini aldıktan sonra, açılış için ezanın bitmesini bekledi.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören alanına Cumhurbaşkanlığa ait otobüsle halkı selamlayarak ve çocuklara oyuncak dağıtarak geldi.
Lise Caddesi'nde bekleyen vatandaşlar da Erdoğan'ın otobüsüne çiçekler atarak sevgi gösterilerinde bulundu.
-Erdoğan'a mektup
Cumhurbaşkanı Erdoğan, protokoldeki yerine oturduktan sonra bir vatandaşın koruma polisi aracılığıyla ilettiği mektubu okudu. Erdoğan, Pamukkale Üniversitesi ile ilgili olduğu öğrenilen mektubu, daha sonra Ekonomi Bakanı Zeybekci'ye iletti.
(Son)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli'de - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?