Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, " Suriye'de yaşanan sorun çözülmeden bölgede yaşanan diğer sorunların üstesinden gelinebilmesi, huzur ve güven ortamının yeniden tesisi mümkün değildir. Suriye nüfusunun yarısı evlerinden edilmiş, bu şekildeyken göçmen sorunu çözülemez" dedi.
Resmi temasları çerçevesinde Ekvador'un başkenti Kito'da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ulusal Yüksek Eğitim Enstitüsündeki "Türk Dış Politikası ve Latin Amerika" konulu konferansta konuştu.
Türkiye'nin Karadeniz ve Güney Kafkasya'daki hadiseleri yakından takip etmek zorunda olduğunu ifade eden Erdoğan, Kafkasya ve Orta Asya kökenli milyonlarca Türk vatandaşının bulunması nedeniyle bölgedeki gelişmelerin etkilerinin doğrudan hissedildiğini söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin diğer vasıflarının yanı sıra bir Avrupa ülkesi olduğunu da hatırlatarak, 2008 yılından beri süren küresel mali krizin Yunanistan ve pek çok Avrupa ülkesini önemli sorunlarla karşı karşıya bıraktığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sahip olduğumuz sıkı ekonomik ilişkilerin yanı sıra bir kısmı halen vatandaşımız olan 5 milyon Türkiye kökenli insanımızın yaşadığı Avrupa'daki gelişmeler bizi doğrudan etkiliyor. Bu durum bölgemizdeki ve küresel düzeydeki tüm tartışmaların bir şekilde içinde yer almamızı kaçınılmaz kılıyor. Biz bu gelişmeleri mümkün olduğunca olumlu yöne sevk etmeye çalışıyoruz. Bu tablo içerisinde Suriye meselesi gündemimizde öncelikli bir yere sahiptir. Her şeyden önce Suriye ile 911 kilometrelik bir sınırımız bulunuyor. Canlarını ve onurlarını kurtarmak için rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan 2,5 milyon Suriyeliye kapılarımızı açtık. Kendilerini yıllardır misafir ediyoruz. Çeşitli şehirlerimizde kurmuş olduğumuz ve yüksek standartlarda 270 bin Suriyeli kardeşimizi barındırıyoruz."
Türkiye'nin dört bir yanındaki şehirlerde hayatlarını sürdürmeye çalışan Suriyelilere sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra vatandaşların da ciddi yardımları olduğunu anlatan Erdoğan, "Bugüne kadar sadece kamplarda misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimize verdiğimiz hizmetler için yaptığımız harcama 9 milyar doları aşmıştır. Bu rakama sivil toplum kuruluşlarımızın ve vatandaşlarımızın yaptıkları doğrudan yardımlar dahil değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 5 yıllık dönemde aldığı uluslararası katkının sadece 455 milyon dolar olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkililerine göre, Türkiye şu anda dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkedir. Yine Türkiye dünyada en fazla insani kalkınma yardımı yapan miktar olarak üçüncü, bu yardımın milli gelire oranı bakımından ise birinci ülkedir. Bu bakımdan ilk defa 2016 yılında düzenlenecek olan BM Dünya İnsani Zirvesi'ne ev sahipliği yapmamız da önemlidir. Türkiye olarak gerek sınırlarımıza gelen gerekse kendi yaşadıkları yerlerdeki tüm mazlumların, mağdurların yanında olmayı imkanlarımızı onlarla paylamayı sürdüreceğiz. Bu çerçevede Suriye meselesi önemli ve öncelikli bir konu durumundadır. Suriye'de yaşanan sorun çözülmeden bölgede yaşanan diğer sorunların üstesinden gelinebilmesi, huzur ve güven ortamının yeniden tesisi mümkün değildir. Suriye nüfusunun yarısı evlerinden edilmiş, bu şekildeyken göçmen sorunu çözülemez. Birçok terör örgütünün alanı haline dönüşen bu ülkede devlet siyasi ve kurumsal olarak yeniden yapılandırılmadan güvenlik sorunları ortadan kaldırılamaz. Küresel güç mücadelesinin arenası haline getirilen Suriye'nin yeniden bu ülke halkının hayat alanı haline dönüştürülmesini sağlamayız. Kucaklarındaki evlatlarıyla kendilerini Akdeniz'in soğuk sularına atan anneler ve babaların dramından, bu meselenin çözümüne katkı sağlamayan herkes sorumludur. Biz, Suriye'de halkın meşru talepleri ve beklentilerini karşılayacak şekilde gerçek bir siyasi geçiş sürecinin süratle hayata geçirilmesini tek çözüm olarak görüyoruz"
Terör örgütü ile mücadele
Türkiye'nin terör örgütü ile mücadelesine ilişkin bilgi de veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirleri adeta kan gölüne çeviren bu terör örgütlerine karşı bugüne kadar verdikleri mücadeleyi bundan sonra da kararlı bir şekilde sürdüreceklerini ifade etti.
Bir devletin, insanının can, mal ve akıl ile bunun yanında güvenliklerini de sağlamakla görevli olduğunu anlatan Erdoğan, "Yaptığımız da budur ve bunu yapmaya da devam edeceğiz" dedi.
Erdoğan Suriye'de siyasi çözüm çabalarının başarılı olması isteniyorsa terör örgütlerine karşı daha ilkeli bir tutum takınılması ve muhalefetin de adil bir şekilde sürece dahil edilmesinin şart olduğunun altını çizdi. Türkiye'deki terör örgütlerinin 40 bin vatandaşı öldürdüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu insanlarımızı öldüren terör örgütlerine karşı biz elimiz kolumuz bağlı mı duracağız. O terör örgütlerine karşı gerekli cevabı vermeyecek miyiz? ve geç kalındı. Bundan sonra çok daha kararlıyız ve bu terör örgütlerine karşı sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye dünyada giderek daha önemli bir sorun haline gelen terörizmle mücadele konusunda çok ciddi bir birikime sahiptir. Şundan emin olunuz, Ankara'daki, İstanbul'daki terör saldırıları karşısında ne hissettiysek, Paris'teki, Beyrut'taki, Burkina Faso'daki, Şarm El Şeyh'teki terör saldırıları karşısında da aynısını hissettik. Yarın Ekvador'da da gönlümüz asla kabul etmez, böyle bir şey olacak olsa da aynı şeyi hissederiz. Bu anlayışla DAEŞ karşıtı koalisyona önemli katkı sağlıyoruz. Hava üslerimizi koalisyon güçlerinin kullanımına açtık ve hava harekatlarına da katılım sağlıyoruz"
-"Tüm ülkelerin sıkı denetim mekanizması kurması şarttır"
Erdoğan, Türkiye'nin Terörle Mücadele Küresel Formu ve Yabancı Terörist Savaşçılar Çalışma Grubu'nda da çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini aktararak, "Bugüne kadar 37 bine yakın kişiye terörizmle mücadele kapsamında ülkeye giriş yasağı koyduk. Terör örgütleriyle ilişkili olarak ülkemize giriş yapan yabancıları tespit ederek sınır dışı ediyoruz. Bunların sayısı da 3 bin 100'ü buldu. Ancak kendi ülkelerinden çıkışları kısıtlanmayan kişilerin ülkemize yasal yollardan giriş ve çıkışlarında yakalanmalarının beklenmesi de adil değildir. Tüm ülkelerin, vatandaşlarının radikalleşmesini önlemek için çaba göstermesi, yurt dışına çıkışlarda da sıkı denetim mekanizması kurması şarttır" diye konuştu.
Türkiye'nin egemenlik hakları ve sınırlarının güvenliği
"Suriye krizinin bölgemizde yol açtığı güvenlik sorunları gerçekten endişe verici boyutlara ulaşmıştır" diyen Erdoğan, bu ortamda Türkiye'nin egemenlik haklarını ve sınırlarının güvenliğini korumada daha hassas davranmak mecburiyetinde olduğunu kaydetti.
Kendi çıkarları adına bölgede terör yöntemleri kullanan rejimlerin ve örgütleri destekleyen ülkelere karşı uluslararası toplumu çok daha güçlü bir tepki ortaya koymaya davet eden Erdoğan, "Biz Türkiye olarak insani sorumluluklarımızın bilinciyle sonuna kadar mağdurların ve mazlumların yanında olmayı sürdüreceğiz. Biz sınırlarımızı ve topraklarımızı hiçbir çıkar kaygısı gütmeksizin sığınmacılara açmaya devam ediyoruz" ifadesini kullandı.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan Ekvador'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?