Rusya'dan, Bosna Hersek ve Moldova'ya kadar her yıl birçok ülkeden yüzlerce insan farklı nedenlerle Türkiye'ye geliyor. Farklı bir hikayeleri bulunsa da hepsinin ortak isteği daha iyi bir yaşam koşuluna sahip olmak, bunun için de iyi bir eğitim almak.
Moldovalı 28 yaşındaki Nadejda Aladova, 8 yaşındaki oğlu Maxim Patraman'ın daha iyi bir okula gidebilmesi için Türkiye'ye yerleşen göçmenlerden biri.
Yaklaşık 11 yıl önce Türkiye'de yaşayan Alexandra Uslu'nun yanına tatil için gelen ve Türkiye'yi çok seven Aladova, eşinden ayrılınca eğitimin kalitesinin iyi olmasından dolayı 4 yıl önce Türkiye'ye yerleşme kararı aldı.
Oğlu Maxim'i devlet okuluna gönderen Aladova, Moldova'da Hukuk Fakültesinden mezun olmasına rağmen diplomada eşitliğin olmaması nedeniyle turizm sektöründe faaliyet gösteren bir şirkette rezervasyon bölümünde çalışmaya başladı. Aladova'nın Türkiye'ye adaptasyonu sürecinde, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü görevlileri yardımcı oldu.
AA muhabirine, ilk zamanlarda Türkçe'yi iyi bilmedikleri için zorlandıklarını söyleyen Aladova, "Oğlumla sürekli kavga ediyorduk. Oğlum bana, 'Anne niye beni buraya getirdin, beni kimse anlamıyor, ben de onları anlamıyorum' diyordu. Şimdi ilkokul ikinci sınıfa gidiyor ve çok mutlu. Okulunu ve arkadaşlarını çok seviyor" dedi.
Türkiye'ye çok kısa sürede adapte olduklarını dile getiren Aladova, Türklerin sıcakkanlı, dost canlısı ve yardımsever bulduklarını kaydetti.
Kendisinin masa tenisi, oğlunun da basketbol ile ilgilendiğini anlatan Aladova, evlerinde bir tavşan, bir muhabbet kuşu ve 3 japon balığı beslediklerini, bunların bakımından oğlu Maxim'in sorumlu olduğunu belirti. Aladova, Türkiye'de vatandaşlık alıp, avukatlık yapmak istediğini söyledi.
Antalya'ya alıştı, bir daha Moskova'ya gidemedi
Tatil için geldiği Antalya'nın sıcak iklimine aşık olan 38 yaşındaki Tatar asıllı Rus Liliya Yüzmeeva da kızı Asiya Davletzyanova'nın eğitimi için Türkiye'yi tercih eden annelerden biri.
Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde eğitim hayatını sürdüren kızı ve "Skotik" isimli 6 yaşındaki kedisi ile Antalya'da yaşamlarını sürdüren Yüzmeeva, bir firmada grafiker olarak görev yapıyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesince açılan kurslarda Almanca ve gitar eğitimi alan Yüzmeeva, zamanını Kur'an-ı Kerim okuyarak, kızıyla gitar çalarak, Antalya'nın doğa güzelliklerini keşfederek geçiriyor.
Türkiye'ye alışmakta hiç zorlanmadığını vurgulayan Yüzmeeva, özellikle Antalya'nın sıcak iklimini ve denizini çok sevdiklerini kaydetti. Birkaç yıl önce Moskova'ya gittiklerinde soğuktan duramadıklarını anlatan Yüzmeeva, "Antalya'ya yerleştikten sonra Moskova bize çok soğuk geldi, Moskova'ya bir daha gidemedik" diye konuştu.
Türkiye'de vatandaşlık almak isteyen Yüzmeeva, ölünce Demre ilçesi yakınları Kaleköy ve Üçağız açıklarındaki Kekova'da eski bir mezarlıkta gömülmeyi istediğini ifade etti.
Türkiye onun memleketi oldu
İstanbul'da düzenlenen Türk Mutfakları Kongresi'ne katılarak Türkiye ile tanışan Moldovalı 34 yaşındaki Ekaterina Kotenko da üniversite eğitimini Türkiye'de tamamlamak istedi.
Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü'nden mezun olan Kotenko, 2004 yılında turizm sektöründeki bir firmada daha önce hiç yapmadığı işle göreve başladı. 2007 yılından itibaren de aynı firmada operasyon müdür yardımcısı olarak görevini sürdüren Kotenko, ilk etapta zorlandığını ama artık Türkiye'yi çok sevdiğini belirtti.
Türkiye'yi memleketi gibi gördüğüne dikkati çeken Kotenko, özellikle içli köfteyi çok sevdiğini, kendisinin de çok iyi yapabildiğini söyledi.
Yoğun şekilde çalıştığını, boş vakitlerinde ise spor yaptığını ve dans ettiğini bildiren Kotenko, en kısa zamanda vatandaşlık almak istiyor.
Arkadaşlarına Boşnak yemeklerini tanıtıyorlar
Abida Bukvic ile Amela Sero adlı iki Bosnalı kız, Yükseköğrenimde Mevlana Değişim Programı kapsamında Akdeniz Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümü'nde eğitim görmek için geldi.
Aynı evde yaşayan Bukvic ile Sero, kısa sürede Türk arkadaşlarıyla uyum sağladı. Türkiye ile Bosna'nın yaşam kültürlerinin birbirine çok benzediğini, bundan dolayı Türkiye'yi tercih ettiklerini anlatan Bukvic, Türkleri de çok sevdiklerini ifade etti.
Yemek yapmayı çok sevdiklerini söyleyen Bukvic, Bosna yemeklerini yapıp, arkadaşlarına ikram ettiklerini belirtti.
Göç İdaresi
TBMM'de kabul edilen yasayla geçen yıl, İçişleri Bakanlığına bağlı olarak kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, ülkenin göç sistemini yeniden inşa ediyor.
Yabancıların ülkeye giriş, çıkış ve kalışları, uluslararası ve geçici koruma ile insan ticareti mağdurlarının korunmasıyla ilgili bütün iş ve işlemleri yürüten idare, kısa süre önce kurulmasına rağmen Irak ve Suriye'den gerçekleşen kitlesel insan akını karşısında başarıyla görev yaptı.
Genel müdürlüğünü Atilla Toros'un yaptığı, yurt içi ve dışında temsilcilikleri bulunan idare, özellikle Suriyelilerin çoğunlukta olduğu göçmenleri kayıt altına alıp, sorunlarıyla ilgileniyor.
İdare, Türkiye'nin insan ticaretiyle mücadele etme konusundaki çalışmalarını kararlılıkla yürütüyor. - Antalya
Son Dakika › Güncel › Daha İyi Yaşamak İçin Türkiye'yi Seçiyorlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?