Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Suriyeli mülteciler konusundaki görüşmesine ilişkin, "Bu mutabakatın, bu görüşmelerin karşılıklı iki tarafın yaptığı bir müzakere, çetin bir müzakere gibi algılanmamasını rica ederim. Bu, ortak bir meseleyle mücadele etme bilinciyle birlikte yürüttüğümüz bir çaba" dedi.
Davutoğlu ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki çalışma yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, "3 milyar avroluk yardımla ilgili olarak, Türkiye'ye ayrılan fondan mı bu para aktarılacak? Bu talepler karşılanmazsa Suriyeli mülteciler mutabakatı konusu askıya alınabilir mi? Türkiye'nin, İlerleme Raporu'nun 1 Kasım sonrasına ertelenmesi talebi oldu mu?" sorusu üzerine, mülteciler sorununun yalnızca Türkiye'nin, Almanya'nın ya da Avrupa'nın sorunu olmadığını söyledi.
Bunları karşılarken, tek başına bir ülkenin sorumluluğuymuş gibi davranılamayacağının altını çizen Davutoğlu, bir küresel sorunla karşı karşıya olduklarını vurguladı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin, özellikle de 5 daimi üyenin, Suriye'de çözüm konusunda uzlaşamamış olmasının getirdiği ağır tabloyla karşı karşıya olduklarını aktaran Davutoğlu, şimdiye kadar Türkiye'nin, bu ağır tablonun maliyetini, tarihi, dostluk, kardeşlik ilişkileri bağlamında Suriyeli kardeşlerini misafir ederek ödediğini ve ödemeye devam ettiğini kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu bizim insani görevimiz. Ancak insani görevimizi yerine getirirken de bütün dünyanın duyarlılık göstermesi talebimiz de haklı bir taleptir. Son dönemde artan duyarlılıktan memnuniyet ifade ediyoruz. Dolayısıyla bu mutabakatın, bu görüşmelerin, karşılıklı iki tarafın yaptığı bir müzakere, çetin bir müzakere gibi algılanmamasını rica ederim. Bu, ortak bir meseleyle mücadele etme bilinciyle birlikte yürüttüğümüz bir çaba, nelerin yapılması gerektiği konusunda... Yani bir tarafta Türkiye- Avrupa Birliği veya Türkiye-Almanya karşılıklı olarak çetin müzakereler yapıyor diye bir düşünceye kapılmak doğru değil. Bir mesele var ve bunu ortak bir mesele olarak ele alıp, ortak bir şekilde çözmeye çalışıyoruz. O bağlamda da ben kesinlikle bir mutabakata ulaşacağımız konusunda şüphe taşımıyorum. Güzel gelişmeler oldu. New York'ta görüştüğümüzden bu yana bile çok güzel, yani karşılıklı anlayış içinde atılan adımlar ve yapılan görüşmeler oldu. Eminim bu anlayış birliği içinde bu meseleyi birlikte çözme konusunda irade sergileyeceğiz. İlerleme Raporu ise tamamıyla teknik bir süreç olarak Avrupa Birliği içinde yürüyen bir süreçtir. O konuda Avrupa Birliği gerektiği zaman İlerleme Raporu'nu hazırlar, ama önemli olan İlerleme Raporu'nda objektif değerlendirmeler olması ve Türkiye'nin Avrupa Birliği katılım sürecine katkı yapacak bir nitelikte olması. Zamanlaması ikinci bir husustur."
"Türkiye demokratik bir ülke"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir gazetecinin, "Merkel, çok hassas bir dönemde Türkiye'ye geldi. İki hafta sonra seçimler yapılacak. Bu sizce nasıl algılanacak?" sorusu üzerine, Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu söyledi.
Seçim sonuçlarının, dostları olan şu veya bu ülkenin başbakanının ziyaretiyle etkilenmeyeceğini ifade eden Davutoğlu, Türkiye'de kampanyanın demokratik süreç içerisinde, kendi doğası içinde devam ettiğini aktardı.
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben de buradan bir ilimize kampanyaya gideceğim. Ama daha önemlisi şu; seçim şartları ve hangi şartlar olursa olsun, Türkiye-Almanya arasında herhangi bir diplomatik temas için bir zamanlama şartı öngörülemez. Türkiye ve Almanya dost ve müttefik iki ülkedir. Her an bir araya gelebilirler, konuyu konuşabilirler. Daha da önemlisi şudur ki; bir tek insanın canı söz konusuysa, bir tek mültecinin canını kurtarabileceksek, bir kez daha Aylan Kurdi gibi 3 yaşındaki bir çocuğun cansız bedeninin sahillere vurmasını engelleyebileceksek, hiçbir siyasi hesap söz konusu edilemez. Orada konuştuğumuz insanların canları. Sayın Merkel'in bu ziyareti herhangi bir siyasi hesapla yapılan bir ziyaret değildir. Türk-Alman dostluğunun bir gereğidir ve bu çaresiz insanlara yardım etmek için yapılan insani bir ziyarettir. Bunun böyle siyasi bir takım mülahazalara Türkiye'de, Almanya'da veya uluslararası basında çekilmesini ben her şeyden önce bu insani boyuta bir ihanet olarak, bir karşı duruş olarak görürüm. O bakımdan Sayın Merkel çok doğru bir zamanlama ile ve tamamıyla insani ve Türk-Alman dostluğunun doğasının gereği olarak Türkiye'yi ziyaret etmiştir. Bu, şu veya bu partiye destek anlamına gelmez. Bizimle görüşmesi de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile görüşmesidir. İnsan hayatı, canı söz konusu olduğunda da başka hiçbir mülahazayı biz kabul etmeyiz. Ziyaretleri dolayısıyla da bu insani duruşu dolayısıyla da kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum. Bu eleştirileri de bu mülteciler sorununa duyarsızlığın bir yansıması olarak görüyorum."
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Davutoğlu-Merkel Ortak Basın Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?