'En Azından O Sokağa Adı Verilmeli' - Son Dakika
Güncel

'En Azından O Sokağa Adı Verilmeli'

\'En Azından O Sokağa Adı Verilmeli\'

Ramazan Avcı'nın Eşi Gülistan, 'Ramazan Avcı Adı Irkçılığa Karşı Bir Sembol Olarak Cinayetin İşlendiği Sokağa Verilmeli' Dediler.

15.12.2010 14:03

Yaklaşık 25 yıl önce uğradığı neonazi saldırısında öldürülen Ramazan Avcı'nın eşi Gülistan Ayaz-Avcı ve eşinin ölümünden 10 gün sonra dünyaya gelen ve babasının adını taşıyan oğlu, ?Ramazan Avcı adı ırkçılığa karşı bir sembol olarak cinayetin işlendiği sokağa verilmeli? dediler.

MÖLLN ve Solingen vahşetlerinden çok önce, Almanya'da en büyük yankı uyandıran ırkçı cinayet olarak tarihe geçen 25 yıl önceki Ramazan Avcı'yı katledilişinin 25. yılında anma hazırlıkları sürürken, Avcı'nın halen Hamburg'da yaşayan eşi ve oğlu Ramazan Avcı adının cinayetin işlendiği sokağa verilmesini istediler.

Hürriyet'e konuşan Gülistan ve babasının ölümünden 10 gün sonra dünyaya gelen ve babasının adını taşıyan 25 yaşındaki oğlu Ramazan Avcı, ?Ramazan Avcı adı ırkçılığa karşı sembol olarak o sokağın adında yaşamalı? dediler.

DİNMEYEN ACI

Gülistan Ayaz-Avcı, eşinin saldırıya uğradığı 21 Aralık 1985 gününün hiç silinmemek üzere hafızasına kazındığını belirterek, ?Kendisi otomobil tamircisiydi. Bir arkadaşını otomobilinin işi için 21 Aralık günü 'hemen geleceğim' diyerek misafirlikte bulunduğumuz komşumuzun evinden çıktı. İki saat sonra kardeşi Veli telefon açtı 'gecikeceğiz, Ramazan hafif bir kaza geçirdi' dedi. İnanmadım. Ama bekledim. Yine iki saat sonra gece 02.00'de Veli eve geldi, 'Ağabeyim hastanede,ama kötü bir şey yok' dedi. Ben hamile olduğum için benden neonazilerin saldırısına uğradıklarını gizlediler önce. Sabah St. Georg Hastanesine gittik. Kaldığı odanın önünde üç-beş doktor içeri girmeme izin vermek istemedi. Ben ısrar edince izin verdiler. Üç doktor eşliğinde içeri girdim. Başı sarılıydı, ama yüzünde bir şey yoktu. Uyuyor gibiydi. Doktorlar 'korkma bir şey yok dediler' ama Ramazan'ın elini tuttum. Eli elimden düştü. O zaman durumun anladım. Doktorlar beni dışarı çıkardı. Haftalarca girdiğim şoktan çıkamadım. Hastanede ilk müdahaleyi yapan doktor daha sonra Veli'ye 'şans yok, 25 yıldır bu hastanede doktorum, böyle vaka görmedim. Kafatası, beyni paramparça olmuş, beyni ezmişler' demiş. Üç gün sonra gece yarısı hastaneden telefon geldi, 'Ramazan Avcı öldü' dediler. Ben kendimi kaybettim? dedi.

?ALMAN VATANDAŞLIĞINA GEÇMEK İÇİME SİNMEDİ?

Gülistan Ayaz-Avcı, eşinin memleketi Isparta- Gönen'de toprağa verildiğini belirterek, ?Kendisi 5-6 yıldır Almanya'daydı. Bu sürede hiç Türkiye'ye gitmedi. Hep çalıştı. Çok iyi Almanca öğrenmişti. Akıllı, çalışkan ve çok yardımseverdi. Herkes tarafından sevilirdi. Isparta'da ev yaptırıyordu, bir tek pencereleri ve kapılar kalmıştı. Onları da yaptırıp ilk kez izine gitmeyi düşünüyordu. Türkiye'ye cenazesi döndü. Aradan 25 yıl geçti ama acımız hiç dinmedi. Cinayetten sonra üç ay eve gidemedim korkudan. Bir arkadaşta kaldım. Bu süre içinde çok kez Türkiye'ye temelli dönmeyi düşündüm. O dönemin Hamburg Başkonsolosu Mehmet Nuri Ezen bana çok destek oldu. Onun bana 'Dönme kızım. Burada kal, burada eşin öldürüldü. Onu öldürenlere inat çocuğunu burada yetiştir, gitme' dedi. O sözler kalmamda etkili oldu. Irkçıların istediği bizim buraya terk etmemizdi, onlara inat kaldım. Daha sonra bana Alman vatandaşlığı teklif edildi, ama almadım. Almayı içime sindiremedim. Kin ve nefretten değil, yaşadığım acı bu ülkeye ısınmamı engelledi. Oğlum Alman vatandaşlığı için başvurdu? dedi.

?NOEL GÜNLERİ İÇİM KAN AĞLIYOR?

Olaydan sonra Ezen yanı sıra Almanya Türk Toplumu'nun kurucusu ve eski başkanı olan Prof. Hakkı Keskin ve eyalet parlamentosu CDU milletvekili Wolfgang Kramer'in kendilerine çok destek olduğunu ve kendilerini hiç yalnız bırakmadığı söyleyen Ayaz-Avcı, ?Onların desteği bana teselli oldu. Ama acım hiç azalmadı. Her yıl arttı. Her yıl Noel günleri insanlar neşelenip, bayram havasına girerken benim içim kan ağlıyor. Dışarı çıkmıyorum. O acıyı ancak yaşayan bilir. Başına gelmeyen bilemez. Yolun düşse bile cinayetin işlendiği Landwehr'e gitmiyorum. Sırf oradan geçmemek için yolumu uzatıyorum. çok destek oldu. Hiç bizi yalnız bırakmadılar? dedi.

?ADI YAŞATILMALI?

Eşinin cinayete kurban gittiği Landwehr sokağına ırkçılığa karşı bir sembol olarak ?Ramazan Avcı Strasse? adı verilmesini istediği söyleyen, ?Aradan 25 yıl geçti. Yeni nesil Ramazan Avcı cinayetini bilmiyor. Adı bir sokağa verilerek yaşatılmalı. Cinayetten hemen sonra böyle bir fikirler ortaya atıldı. Ancak daha sonra unutuldu. Kimse üzerinde durmadı. Göçmenler için Almanya sadece cennet değildi. Cehennemi de yaşadık. Bugün siyasetçilerin göçmenler üzerine konuşmalarını izleyip, okuyunca tüylerim ürperiyor. Sanki ırkçılık hiç yaşanmamış gibi konuşuyorlar, yine göçmenleri adeta hedef gösteriyorlar.

?DÜNYAMIZ BAŞIMIZA YIKILDI?

Ağabeyinin öldüğünde 11 yaşında olan kardeşi Süleyman Avcı (36), ?Ben daha çocuktum. Ailemle Isparta'daydım. Ağabeyim öldüğünü haberini Hürriyet'ten okuma-yazması olmayan annem bana okutup, ağıt yakarak dizleri dövdüğünü asla unutamam. Ben çok küçüktüm her şeyi anlamıyordum ama ağabeyimden çok bahsedilirdi evde. Almanya'da olduğu için bizim için bir idoldü. Almanya'ya gitmişti ve çalışıyordu. Almanya'ya gittikten sonra hiç izine gelmemişti. Öldürüldüğünü yıl gelecekti. Hasretle kendisini beklerken, tabutu geldi. Dünyamız başımızı yıkılmıştı? dedi.

NE OLMUŞTU

25 yıl önce, 21 Aralık 1985'de Ramazan Avcı (26) Landwehr tren istasyonunun yakınındaki otobüs durağında ağabeyi ve ve bir arkadaşıyla beklerken, ırkçı dazlakların buluşma yeri olarak bilinen tren istasyonunun altındaki bir birahaneden çıkan 30 kadar dazlak kendilerine saldırdı. Ağabeyi ve arkadaşı son saniyede bir otobüsüne binmeyi başararak kurtuldular. Neonaziler otobüsü de saldırdı. Panik içinde kaçmaya çalışan Ramazan Avcı caddeye fırlayınca bir araba kendisine çarptı. Dazlaklar çarpmanın etkisiyle yere düşen Avcı'nın yanına koşarak kendisini beysbol sopaları, balta sapları ve tekmelerle öldüresiye dövdüler. Avcı, girdiği komadan uyanmadan 24 Aralık Noel gecesi hastanede öldü. 30 kadar neonaziden sadece Ralph Axel Lach, Uwe Podein, René Wulff ve Volker Kummrow yargılandı ve 3 ile 10 arasında değişen gençlik cezası aldı.

Ramazan Avcı cinayeti Prof. Hakkı Keskin'in başını çektiği ve bugün Almanya Türk Toplumu olarak tanınan Almanya'daki ilk büyük göçmen sivil toplum örgütlenmesinin başlangıç noktası oldu.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel 'En Azından O Sokağa Adı Verilmeli' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement