Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "8 Mart'ta seçimler öncesinde kadınların arkasına saklanarak adeta siyasi bir kumpanya düzenlemeye kalktılar ve bu özgürlük değil, biz buna tabii ki dedik ki 'Asla müsaade etmeyiz ve etmeyeceğiz.' Eğer siz bir yerde bu işi açık tutarsanız, ondan sonra da bunun önüne geçemezsiniz." dedi.
Erdoğan, Show TV, Bloomberg HT ve HaberTürk TV ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
HDP'li milletvekillerinin konuşmalarının da izletildiği programda Erdoğan, "Şimdi şu izlediğiniz videoda gördüğünüz gibi, bir defa bölücü terör eylemlerinden dolayı cezaevinde olan ve çok daha ileri gidiyorum, Diyarbakır'da 53 vatandaşımızın ölümüne neden olan bir kişi var." dedi.
Erdoğan, şu anda bu kişinin Edirne'de cezaevinde olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"İşte benim terörist dediklerim bunlar. Öbür tarafta ne diyor, 'Biz sırtımızı YPG'ye, PYD'ye, YPJ'ye dayadık.' Kim bunlar? Terör örgütleri. Bunu söyleyen kim, bu da aynı eş başkan. Öbürü ne diyor, 'Bize kaleş uzatanlara şunu yaparız, bunu yaparız.' Bir diğeri ne diyor? 'Terörle mücadele yasası eğer 1 Temmuz'a kadar kaldırılmazsa savaş kapıdadır' Bakın savaş çığırtkanlığı yapıyor. Bir diğeri ne diyor? 'Kürdistan'da oylar işte malum yere.' Batı'da da oylar AK Parti'ye ve MHP'ye değil, onlar da işte kendilerinin belirlediği yere. Türkiye'de Kürdistan var mı? Kürdistan nerede? Irak'ın kuzeyinde. Kürdistan'ı çok seviyorsan buyur Kürdistan'a git ama benim ülkemi sen bölemezsin."
Bunların bütün hedefinin ülkeyi bölmek olduğunu ifade eden Erdoğan, "Halbuki biz Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü için canımızı vermeye hazırız. Nitekim bizim anayasamızda da bu yok mu? Bu var. Bunlar bir defa anayasa falan tanımıyorlar. Bu kadar açık ve net konuşuyorum. Anayasayı tanımayan bu adamlar, bu ülkede cirit atıyorlar. İşte ben bunlara terörist diyorum. Yoksa bunlara dahi oy verenlere ben terörist demem. Niye? Çünkü biz o bölgenin bir zamanlar bir numaralı partisiydik. Şu anda da yarışıyoruz. Yine geçeceğiz onları. Ama bir zaman gerekecek, çünkü çok ciddi bir bölgede bu noktada hakikaten korkuya dayalı oluşmuş bir yapı var. Diğer taraftan yine aynı şekilde bakıyorsunuz tamamen terör çığırtkanlığı yaparak, içeride olduğu halde daha önce söylediği laflar, bölücü terör örgütünün başının heykelini dikecekmiş. Öbürü kalkıyor 'oyunuzu verirken filancayı hatırlayın' diyor. Ben bunlara terörist diyorum." şeklinde konuştu.
"Yaratılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz"
"Bölgede korku siyaseti bitti mi?" sorusuna da Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Biter mi? Daha henüz var ama şunu söylemekle bir sinyal verebilirim. Nedir? Diyarbakır mitingi, muhteşemdi. Oraya eskiden bu insanlar giremezdi. Balkonlarda, caddelerde insanların ilgisi çok çok farklıydı. Eskiden bunlar yoktu. Gençlik yıllarımda Diyarbakır'a gittiğimde, o zaman biz orada seçim kazanmıştık o zamanki partim olarak, o heyecan neyse Ama bir ara dönem, bir fetret devri geçti. Şimdi biz bu fetret devrini tekrar inşallah aslına rücu ettireceğiz. Şırnak, Siirt, Hakkari, Mardin öyle. Ama tabii Güneydoğu dediğimiz zaman sadece bunlar değil. Gaziantep, Şanlıurfa var. Şanlıurfa'da muhteşem bir miting yaptık. Yarın Gaziantep'e gidiyorum. Gaziantep'de de aynı havayı göreceğime inanıyorum. Malatya, tek kelimeyle muhteşem."
Erdoğan, bölgenin genelini Doğu, Güneydoğu olarak ele aldıkları zaman yine oralarda birinci parti olduklarını ifade ederek, çünkü ayrım yapmadıklarını, kendileri için Kürt, Türk, Arap, Çerkez, Laz, Roman diye bir ayrım olmadığını, yaratılanı yaradan ötürü sevdiklerini, bölgeye de hiçbir zaman çekinmediklerini, gittiklerini söyledi.
"Bu milletin kırmızı çizgisi ezandır, bayraktır, vatandır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Taksim'de olanı kasıtlı mı görüyorsunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"İki kere iki dört. Twitlerde, bazı mesajlarda garip garip şeyler var. Bir defa şu gerçeği göreceğiz, ana muhalefetin sözcüsü diyor ki çok ilginç 'bu polislere karşı yapılmış bir tepkidir' diyor. Bir defa bu hazırlık nereden? Hepiniz düdüklerinizle, her şeyinizle oraya geliyorsunuz, ezan okunuyor bunlar öttürülmeye başlıyor. Şunu bir defa bileceğiz, bu milletin kırmızı çizgisi ezandır, bayraktır, vatandır. Bundan taviz yok. Bu değerlerimize yönelik her türlü saldırı beka tartışmasından bağımsız düşünülemez. Bu olayı duyunca Ankara'daydım. Hemen valimizle bağlantı kurdum. Dedim ki 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle alakalı bir müracaatları var mı?' Dediler ki, 'yok'. Bunlarda zerre kadar dürüstlük olmuş olsa hemen valiliğe müracaatını yaparsın, valilik de size uygun yerlerde yürüyüş, toplantı için size izini verir, orada toplantınızı, gösterinizi, yürüyüşünüzü yaparsınız. 'Ama yok ben istediğim yerde yaparım' dersen, hayır. O bir defa kamu düzenini bozmaya yönelik bir eylemdir. O gün mesela, İstiklal Caddesi'nin değişik yerlerinden girişler var. Bu değişik yerlerden buralara girmeye çalıştılar. Geçmişte bunu Gezi olaylarında da yaptılar. Naptılar? Bütün dükkanların cam, çerçeve her şeyi kırdılar, döktüler. Belediye otobüslerini, otomobillerini, Türk bayrağını yaktılar. Biz şimdi bayrağımızın yakılmasına eyvallah mı diyeceğiz? Buna olumlu mu bakacağız?"
"Aynı meydanda bayrağımız yakıldı"
Ezan okunduğu sırada protestonun devam ettiği yönündeki yorumların hatırlatıldığı Erdoğan, şöyle konuştu:
"O yorumları yapanlar bir defa buna hazırlıklı tipler. Zaten onların ezana, bayrağa saygısı yok. Ben meydanlarda da gösteriyorum. Gezi olaylarında CHP'nin bayrakları ile diğer malum şimdi kol kola gezdikleri siyasi hareketin paçavraları yan yana Taksim Meydanı'na çekildi. Atatürk Anıtı'nın olduğu yere çekildi. Bunları görmeyelim mi? Bunlar yapıldı zaten. Aynı meydanda bayrağımız yakıldı. Bunları görmeyelim mi? Orada da o dediğiniz saat zaten ezan saati. Bunlar o saatte de bunu planlıyorlar. Bunu planlamanın ötesinde de müracaatın yok, bu şekilde gösteri ve yürüyüşlere müsait olmayan bir yerde bunu yapıyorsunuz. Dikkat edin akşam 19.00 civarında bunu yapıyorsunuz. Eğer bu ülke hukuk devleti ise hukuk devletinde de her şeyin hukuk içerisinde yürütülmesi gerekir. Bu hukuk bana hangi hakları tanıyorsa vatandaş olarak buna uymak zorundayım. Eğer ben hukuka uymazsam, o zaman bu ülkede kimse huzur içinde yaşama fırsatını bulamaz. İşte ondan sonra Deli Dumrul gibi birileri çıkar meydana istedikleri gibi orada at oynatırlar. Ondan sonra da yaralananlar mı olur, Allah göstermesin ölenler mi olur, bu tür şeyler olur. Ben burada bir şeyi özellikle düşünüyorum, polis, jandarma niye var? Bunlar için var. Niye? Vatandaş daha huzur içinde yaşamı sürdürsün diye var."
Erdoğan, sosyal medyada bazı çevreler tarafından mesajlar paylaşıldığını, "Evet protesto ettik, iyi ki de ettik" dendiğini ifade ederek, "Onlar tabii malum çevre. Şimdi orada mesela CHP'li bir kadın, geçmişte ezana karşı birçok tivit atmış bir kişi, burada yine aynı şekilde patlatıyor. Niye? Ezan düşmanı da onun için. Bunlar bayrak, ezan düşmanı. 8 Mart'ta da seçimler öncesinde kadınların arkasına saklanarak adeta siyasi bir kumpanya düzenlemeye kalktılar. 'Bu özgürlük değil, biz buna asla müsaade etmeyiz ve etmeyeceğiz' dedik. Siz bir yerde bu işi açık tutarsanız ondan sonra da bunun önüne geçemezsiniz." dedi.
"O günden bugüne İstanbul'un ciddi bir su sıkıntısı yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç'in eski halinin gösterildiği video üzerine, burada burada gerçekleştirdikleri çalışmaları anlattı.
Şu anda İzmir Körfezi'nin kokudan, pislikten geçilmediğini, mevcut belediyenin de orada böyle bir temizlik harekatına girmediğini aktaran Erdoğan, Haliç'in temizlenmesinin ardından balık tutulabilir hale geldiğini kaydetti.
Erdoğan, Haliç'in eski halinde, sandalların Eyüp Sultan'dan Sütlüce'ye geçemez halde olduğunu hatırlatarak, o dönemde kesimhane olan alana da Sütlüce Kongre Merkezi'ni yaparak, çevrede süratle kentsel bir dönüşüm yaşadığını belirtti.
İstanbul'da görevi devraldıklarında kentte susuzluk, çöp dağları ve hava kirliliği gibi durumlar olduğunu dile getiren Erdoğan, kente Istranca ve Melen'den su getirdiklerini anımsattı.
Erdoğan, "O zamanlar şu sözü verdik dedik ki '2040'a kadar İstanbul'un su sorunu olmayacak'. Şimdi bu ruh oradan geliyor. O günden bugüne İstanbul'un ciddi bir su sıkıntısı yok. Hatırlayın o günleri, hani küvetlerin içine suları doldurduğumuz günler. CHP zihniyeti ne yapıyordu? Tankerler getiriyordu. O tankerlerle benim garip vatandaşım oradan su kapabiliyorsa su kapıyordu. Hatta hatta o zamanki CHP'nin belediye başkanı bulutları bombalamayı kafaya koydu. Yalova'dan su getirmeyi düşündü. Senin Yalova'dan tankerlerle getireceğin su Kuruçeşme'ye anca yeter. Ama biz dedik ki 'Bu böyle olmaz, bunun için Istranca dağlarını deleceğiz. Oradan Avrupa Yakası'na, Melen'den de Anadolu Yakası'na suyu getireceğiz.' Biz bunları getirdik, bunları başardık." şeklinde konuştu.
"Denizin altında da Avrupa ve Asya'yı birbirine bağladık"
Çöp dağlarını kaldırdıklarını, o zaman vahşi depolama olduğunu, kendilerinin vahşi depolamadan modern depolamayı geçtiklerini aktaran Erdoğan, hava kirliliği nedeniyle gazetelerin maske dağıttığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cezaevine girdiğinde 1 milyon 250 bin haneye doğal gazı ulaştırdıklarını ancak görevi devralırken bu sayının 50 bin hane olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ümraniye'de çöp dağı patladı, 39 vatandaşımız orada öldü. Onun için çöp, çukur, çamur diyoruz. Sadece bu değil ki CHP yönetimi yerelde, yolsuzluk var, yokluk var, yasaklar var. Bu CHP zihniyetinin tanımıdır. İşte bunların tam aksine bizim yerel yönetimdeki belediyecilik ruhumuzdur. Bu da yaptıklarımızdır. O günden bugüne attığımız adımlar ortada. En basitinden Allah rahmet etsin, merhum Demirel ile 1. köprü, merhum Özal'la 2. köprü, biz üçüncü köprüyü yaptık. Ama bir de 'Biz denizin altına yine girmiyoruz' dedik. Marmaray'ı denizin altına yaptık. 'Sadece raylı sistem olmaz, lastikli sistem için de Avrasya Tüneli'ni yapalım.' dedik. Bir de Avrasya Tüneli'ni yaptık. Denizin altında da Avrupa ve Asya'yı tüp geçitlerle iki şekilde birbirine bağladık. Bu AK Parti'nin yerel yönetimdeki ruhudur. Osmangazi Köprüsü aynı şekilde ve düşünün şimdi İstanbul-İzmir arası 3 saat 15 dakikaya düşecek. Çanakkale Köprüsü de devam ediyor. Şu anda hızla devam ediyor. Kanal İstanbul'la ilgili olarak inşallah bu yıl içerisinde ihalesini yapacağız. Projeler vesaire hazır durumda. O da İstanbulumuza ayrı bir zenginlik katacak. Bir de üç katlı hat. Lastikli iki, raylı bir kat. Kanal İstanbul adeta Suveyş, Panaman'dan sonra dünyada çok daha farklı bir proje olarak hazırlandı. Proje muhteşem. İnşallah her iki tarafıyla ayrı bir zenginlik katacak ve tabii planlı bir yapılanmanın da olacağı bir proje olduğu için İstanbulumuza ayrı bir güzellik katacak."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Erdoğan, Canlı Yayında Soruları Yanıtladı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?