SEMRA ORKAN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki göstermek için meydanlara koşan demokrasi aşıklarından Osman Çelebi, 24 yaşındaki oğlu ve komşularıyla birlikte Boğaziçi Köprüsünde verdiği mücadele sırasında darbecilerin attığı kurşunla bacağından yaralandı.
Aldığı darbeye rağmen sabaha kadar mücadeleye devam eden Çelebi, o gece Boğaziçi köprüsünde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Çelebi, bir bankada üst düzey yönetici olduğunu, pazarlama konusunda iki kitap yazdığını, askerliğini yedek subay olarak yaptığını ve alay komutanının da eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ olduğunu söyledi.
Çelebi, darbe girişiminin olduğu akşam namaz sırasında bir arkadaşının sürekli cep telefonuna bakıp durduğunu, bu yüzden kendisine "Neden namazda cep telefonuna bakıyorsun?" diye tepki gösterdiğinde, "Ağabey ihtilal oldu" şeklinde cevap aldığını ifade etti.
Namazdan sonra arkadaşlarıyla bir araya gelip ne yapılabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını aktaran Çelebi, şöyle devam etti:
"Oturduğumuz site Boğaziçi köprüsüne çok yakın olduğu için siteden 5 -6 arkadaşla birlikte köprüye gittik. Köprüde tankları gördük ve bu bizi rahatsız etti. Sonra bize yaklaşık 75 kişi daha eklendi. Boğaziçi köprüsüne gitmemiz gece yarısını buldu. Köprüde tankların bazı otobüsleri ezdiğini gördük. Daha sonra silah sesleri duyduk. 50-60 kişilik bir grup tanklara doğru yürümek isteyince gerçek mermilerle atış yapıldı. Etrafımızda insanların vurulmasına ve ölmesine tanık oluyorduk. Yaşanan gergin anlardan sonra vatandaşlar köprüye akın etmeye başladı. Bunun üzerine darbeci askerler ağır silahlar kullanmaya başladı. Çok fazla yaralı ve ölü gördük. Bir doktor arkadaşımla yaralıları ambulanslara taşıdık."
-"Namaz kılarken bile ateş açtılar"
Sabah namazına kadar köprüde kaldıklarını hatta namaz kılarken bile kendilerine ateş açıldığını aktaran Çelebi, hak gasbına karşı insanların ortaya koyduğu kararlılığı görmenin mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.
Çelebi, namazdan sonra bir polis TOMA' sının gelmesiyle tanklardan silah seslerinin yükseldiğini o sırada bir can pazarı yaşandığını vurgulayarak, "Gözümün önünde insanlar yere düştü. Bacağımda bir acı hissiyle ateşten kaçmaya çalıştım. Bu arada birisi 'bacağın kanıyor' dedi. Pantolonumun yırtıldığını ve bir şarapnel parçasının bacağımı deldiğini gördüm. Yoğun kanama vardı bir arabadan bulduğum ilk yardım çantası ile bacağıma pansuman yaptık. O arada tekrar ateş açıldı. Arkadaşlar beni eve göndermek istediler ama kabul etmedim." dedi.
Bu sırada tekrar 100-150 kişilik bir grubun köprüyü aşmak için harekete geçtiğini, ancak üzerlerine ateş açıldığını ve gözlerinin önünde bir sürü insanın yere düştüğünü anlatan Çelebi, polise ait "kirpi" denen aracın, tankların arasından geçiş yapmasından cesaret alan kalabalığın, bir anda tanklara doğru yürüdüğünü ve o anın heyecanıyla kendini tankların üstünde bulduğunu söyledi.
-Y ve Z kuşağı onurlarını korumak için mücadele etti"
Tankların üzerine çıkan ilk grupta olduğunu ifade eden Çelebi, "Tankın üstüne çıkmayı bizim yaşımızda insan için söylemenin çok bir anlamı yok ama kendi hakkımı korudum, bir vatandaş olarak oyumu verdim ve birisini seçtim. Köprü üstündeki 6-7 saatlik mücadeleyi seçtiğim, göreve getirdiğim hükümeti korumak için yaptım." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telefon üzerinden verdiği mesajın köprüde büyük bir coşku yarattığını vurgulayan Çelebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Cumhurbaşkanımızın mesajını görmeden hareke geçtik ama onun mesajıyla katılım daha da arttı? Liderin etkisi çok büyük, lider toplumun önünde cesurca durabildi. Mesaj veremeyecek durumda da olabilirdi? O yüzden liderimiz bize mesaj vermese bile bir hukuksuzluk varsa yasalar önünde mücadele etmek bizler için farzdır. Toplumun sorunlarına duyarlı olmamız lazım.
Ayrıca polislerimiz de köprüde çok iyi bir mücadele verdi ama vatandaşlar olmasaydı polisin direnci de böyle fazla olamazdı. Bu meselenin bir Tayyip Erdoğan, bir hükümet meselesi veya kişisel bir mesele olduğunu düşünmüyorum. Bu hepimizin meselesi. Bu meselenin de içerideki bir takım olumsuzluklardan kaynaklandığına inanıyorum. Yasalar çerçevesinde başkasını incitmeden, silaha başvurmadan hakkımızı korumamız lazım. 'Bunu bir başkası yapar benim yapmama gerek yok, televizyon karşısına geçeyim ah vah' demenin doğru olduğuna inanmıyorum. Herkes 'hakkımı korumak için mücadele etmeliyim' demeli. Bu vahim olayda, ilk kez millet, devleti kurtardı. Millet sadece kendini kurtarmadı. Herkesin alaya aldığı, zorluğa dayanamayan kuşaklar olarak gördüğü Y ve Z kuşağı inisiyatif aldı. Kişisel onurlarını korumak için mücadele etti. Köprüye 24 yaşındaki oğlumla beraber gittim ve sabaha kadar, o ve arkadaşları bizlerle kaldı. Mücadelemizin sonunda haklı direncin karşısında kimsenin duramayacağını gördük."
-"Sosyal medyada olayların çarpıtılması çok ahlaksızca"
Sosyal medyada, darbecilere karşı mücadele veren vatandaşları töhmet altında bırakacak haber ve görüntülere yer verilmesinin çok büyük haksızlık olduğunu belirten Çelebi, şunları söyledi:
"Gözlerimle gördüm, köprüdeki yaya yolunda bir asker yerde yatıyordu. Etrafında sakallı bir adam onu korumaya çalışıyordu. Oysa olay medyada 'sakallı adam askeri boğuyor', diye haberleştirildi. Bu çok ahlaksızca. Ayrıca 'oradaki er masumdu' sözü de beni mutlu etmiyor. Çünkü, biz köprüye gece yarısında varabildik ama oradaki faaliyet 22.30 'da başlamış. Ne zaman tankların üzerine çıktık 6.30'da. Arada 8 saat var. 8 saat savunmasız olan kendi vatandaşınızın üzerine nasıl silah sıkarsın? Görüyorsunuz adam vuruluyor, ölüyor siz hala ateş ediyorsunuz. Buna emir komuta zinciri deniyor bir de. Fatih Sultan Mehmet köprüsünde silah sıkmayan adam asker değil miydi? Asker benim silahımla başkasından emir alıp, beni vuruyor. Bu askeri hoş göremem, ben hoş görsem bile toplumun geneli görmez. Toplumun ahlakı ve devamlılığı açısından, o adam cezalandırılmalı. Halkımıza mermi atan insanla fotoğraf çekinenleri kınıyorum."
Çelebi, Türkiye'nin darbelerden bir fayda görmediğini hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Birbirimizi yemeyi bırakalım, Anadolu'da ırkçılık yoktur, olmamalı. Irak bölündü, Suriyeliler bize sığındı. Biz nereye sığınacağız. Siyasi, ideolojik savaşlar ilkel toplumun özellikleridir, bunlardan sıyrılmamız lazım. Savaşla, ihtilalle değil de topluma üretimle ahlakımızla, mesaj vermeliyiz."
Son Dakika › Güncel › Erdoğan'ın Mesajı Büyük Bir Coşku Yarattı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?