Kayseri - Uluslararası Selçuklu Sempozyumu Kayserı'de Başladı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sempozyuma Gönderdiği Mesajda; "Selçuklular Dünyaya Barış Ve Sevgi Mesajları Verdi"

ERCİYES Üniversitesi ve Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen "I. Uluslararası Selçuklu Sempozyumu Kayseri'de başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sempozyuma gönderdiği mesajda, Ahlat ve mücavir alanlarını "Selçuklu Bölgesi Kültür Temalı Gelişme ve Eylem Planı" kapsamında himayesine aldığını belirterek, "Mevlana ve Yunus Emre gibi Selçuklu düşünürleri, insanı her türlü değerin üzerinde gören, farklılıkları zenginlik kabul eden, sevgi ve toleransı temel alan düşünceleriyle dünyaya barış ve hoşgörü mesajları yaymışlardır" dedi.

Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Sitesinde 28 ülkeden bilim adamının katıldığı sempozyumun açılışında konuşan Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, toplantının önemini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesine alması ve mesajıyla yol haritası çizmesinin anlattığını söyledi. Sempozyum Eş Başkanı Prof. Dr. Abdulkadir Yuvalı ise, Selçuklunun sempozyuma katılan 28 ülkenin tarihinin, kültürünün ve coğrafyasının ortak paydası olduğunu vurguladı. Selçuklu dönemini kapsayan 350 yıllık süreçte insanların daha mutlu ve daha huzurlu yaşadığını anlatan Yuvalı, "4 asır bilmin yıldızlarını yetiştiren toprağın bugünkü sahiplerinin bilim adamlarını biraraya getirdik" diye konuştu.

SELÇUKLU DÜŞÜNÜRLERİ DÜNYAYA BARIŞ MESAJLARI VERDİ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Erciyes Üniversitesi ve Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen "1.Uluslararası Selçuklu Sempozyumu"na gönderdiği mesajda 1071 Malazgirt Zaferiyle kapılarını Türklere açan Anadolu'nun, burada büyük bir medeniyetin doğup gelişmesine de tanıklık ettiğini, Selçukluların Anadolu'ya yerleşmesi burayı, dünyanın en müreffeh bölgelerinden biri durumuna getirdiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, mesajında "Selçuklular döneminde İlim ve düşünce hayatındaki zenginlik, Farabi ve İbni Sina gibi birçok önemli alimin yetişmesine ve bugün de değerini koruyan seçkin eserlerin yazılmasına imkan vermiştir. Anadolu bu dönemde medeniyetler arası uyum ve hoşgörünün en güzel örneklerinin sunulduğu sembol merkezlerden biri haline gelmiş ve bu konumuyla tüm insanlığa örnek olmuştur. Şüphesiz bu durum milletimizin insanı seven ve değer veren hayat felsefesinin, yüzlerce yıllık kültürel birikiminin, engin sağduyusunun ve bilgeliğinin bir yansımasıdır. Anadolu'nun manev¯ ikliminde yetişen MevlÔnÔ ve Yunus Emre gibi düşünürlerimiz, insanı her türlü değerin üzerinde gören, farklılıkları zenginlik kabul eden, sevgi ve toleransı temel alan düşünceleriyle dünyaya barış ve hoşgörü mesajları yaymışlardır. Evrensel düşünceleriyle insanlığa barış içinde yaşayan bir dünyaya ulaşmanın yolunu göstermişlerdir" sözlerine yer verdi.

SELÇUKLU BÖLGESİ GELİŞME VE EYLEM PLANI

Selçukluların başarıları felsefe, astronomi, tıp, mimari gibi alanlara da yansıdığını ,kültür ve sanattaki zenginlik ve seçkin mimari eserlerin Selçuklu medeniyetinin görkemini kudretli şekilde ortaya koyduğuna değinen Abdullah Gül, mesajında şöyle dedi:

"Sadece milletimizin değil, tüm insanlığın ortak zenginliğini teşkil eden nadide eserlere ve tarihi mirasa sahip çıkılması, gelecek kuşaklara aktarılması için gerekli ilgi ve ihtimamın gösterilmesi önemli sorumluluğumuzdur. Bu kapsamda, Selçukluların ilk yerleşim yerlerinden olan Ahlat ve mücavir alanlarındaki tarih¯ dokunun korunması amacıyla "Selçuklu Bölgesi Kültür Temalı Gelişme ve Eylem Planı" oluşturulmuş ve bölge, himayem altına alınmıştır."

Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de şehirlerin geçmişte aldığı genetik mirasla ayakta kaldığını, Anadolunun boyasını vuranın ise Selçuklu medeniyeti olduğunu anlattı. Kayseri'de 'Selçuklu Müzesi açılması için çalışma başlattıklarını, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile birlikte başlattıkları çalışmayla Selçukluyu anlatan eserleri müzede toplamayı amaçladıklarını kaydetti.

MİNİK MUSTAFA SEMPOZYUMUN MASKOTU OLDU

Kazakistanlı Doç. Dr. Nursulu İmashova'nın 1 yaşındaki oğlu Mustafa Çetin, sempozyumun maskotu oldu. Eşi Hasan Çetin'in de sempozyuma geldiğin ve minik Mustafa'yı bırakacak yerleri olmadığı için yanlarında getirdiklerini söyleyen İmashova, oğlu ağladığı için sık sık dışarı çıkmak zorunda kaldı.

30 Eylül'e kadar devam edecek sempozyumda sunulan bildiriler daha sonra kitap haline getirilecek.