Başbakan Ahmet Davutoğlu, ailenin korunması programı çerçevesinde hazırlanan yeni paketi açıkladı. Üç bileşen altında toplanan programda 38 eylem bulunuyor. Çalışma öncesinde Türkiye'nin risk haritası oluşturulacak ve 500 aileye bir sosyal destek uzmanı düşecek. Kurulacak sistem ile aileler tespit edilecek ve aile daha talepte bulunmadan yetkililer ebeveynlere ulaşarak sağlanacak imkanları anlatacak. Program kapsamında 7 bin personel istihdam edilecek. Bu personeller mobil erişim cihazları ile ailelere sürekli ulaşır pozisyonda olacak. Pakette herkesi ilgilendiren iyileştirmeler var ama özellikle doğurganlık hızı en fazla olan Şanlıurfa'yı ilgilendiren konular daha da fazla.
PAKET EN ÇOK URFALI AİLELERE YARAYACAK
Başbakan Davutoğlu'nun açıklamasının ardından gözler Türkiye'de doğurganlık hızının en yüksek olduğu il olan Urfa'ya çevrildi. Zira Urfa genelinde doğurganlık hızı aile başı 4,31 çocuk olarak kayıtlarda geçiyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2013 verilerine göre doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 4,31 çocuk ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa'yı 4,08 çocuk ile Şırnak, 3,9 çocuk ile Ağrı ve 3,66 çocuk ile Siirt izliyor. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,43 çocuk ile Kırklareli. Bunun yanı sıra kaba doğum hızının illere göre incelenmesinde de 2013 yılında kaba doğum hızının en yüksek olduğu il yüzde 33 ile yine Şanlıurfa yer alıyor.
COŞKUN: İNŞALLAH BAŞBAKANIN DEDİĞİ GİBİ GERÇEKLEŞİR
Memur-Sen İl Temsilcisi İbrahim Coşkun, paketin içeriğini olumlu bulduklarını ve aileler adına sevindirici olduğunu kaydederek, "Bu paket gerçekten aileler için sevindiricidir. Dolayısıyla devlet belki olması gerekeni yapıyor.Ailenin korunması konusunda, kadınların çalışma hayatının korunması, genç nüfusun oluşturulması ile ilgili çalışma tüm bunlar olumlu adımlardır. Biz de destekliyoruz. Özelikle doğurganlığın teşvik edilmesinde ailelere ciddi imkanlar sağlanması önemlidir. İnşallah uygulamada da sıkıntılar veya aksaklıklar yaşanmaz. Aynen başbakanın söylediği gibi gerçekleşmesini umuyoruz. Özellikle kadınların çocukları ile zaman geçirmesi, çocuğu iyi yetiştirmesi, ilkokula kadar hazırlama evresi, ailenin çocuğa vereceği önem ve değer oldukça önemlidir. En azından çalışan kadınlar bu sorunu da bu şekilde gidermiş olurlar." dedi.
'GENÇ NÜFUSUMUZUN SAYISI ARTACAK'
Kadınlara yönelik düzenlemenin özel sektörde sıkıntılı olabileceğini ifade eden Coşkun, "Kadının çalışma hayatındaki düzenlemelerde önemlidir. Yarı gün çalışma ve diğer günün çocukla geçirilmesi gelecek nesillerin daha sağlıklı oluşturulması açısından önemlidir. Kadına da hem çalışma hakkı tanınacak ve hem de çocuğuna ilgi göstermesi sağlanmış olacak. Düzenleme nüfus dinamizmi açısından da genç nüfusun oluşumu ve teşviki açısından da önemlidir. Gelecekte genç nüfusumuzun sayısı artacak ve inşallah daha sağlıklı bireylerle ülke daha iyi konumlara ulaştırılacaktır. Belki bu özel sektör açısından sıkıntı oluşturulabilir. Çünkü özel sektör daha çok iş daha çok para anlamında eleman çalıştırıyor. Dolayısıyla bu hesabın iyi yapılması gerekiyor. Denetim mekanizmasının daha iyi olması gerekiyor."diye konuştu.
ÖZBİNGÖL: KADININ OLDUĞU YERDE KREŞ OLMALI
Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Avukat Sevda Çelik Özbingöl ise, kreş konusundaki çalışmayı olumlu bulduklarını ancak kadının olduğu her yerde kreşin yaygınlaşması gerektiğini belirtti. Özbingöl, "Çalışan kadınların sorunlarının çözümü için ciddi bir mesai harcanması gerekiyor. Kadının gerek toplum içerisinde gerekse iş hayatındaki sistemin değiştirilmesinden yanayız. Ama bunu kadını çalışma yaşamından sürükleyecek veya uzaklaştıracak bir politika bildirisi içinde yapmak yanlıştır. Başbakan Davutoğlu'nun bugün açıkladığı gibi kreş benzeri çalışmalar kadının çalışma hayatını kolaylaştıran uygulamalardır. Biz sadece kurumlarda değil belirli bir sayıda kadın işçiyi istihdam eden her yerde kreş zorunluluğunun uygulanmasından yanayız. Belediyelerde ve 50'nin üzerinde çalışan kadının olduğu yerde kreş olması zorunludur. Bu çalışan kadının sosyal yaşamın içinde var olmasını, çalışan kadına yönelik uygulanan bir politika olarak düşünüyoruz." dedi.
'KADININ İŞSİZLİĞİ PEKİŞECEK'
Dernek olarak önerilerini de sıralayan Özbingöl, şunları kaydetti: "Kadına yönelik bir çalışma yürütülürken kadın sorunu ile ilgili asıl konu merkezi politikaların geliştirilmesidir. Bunlardan biri de devlet eliyle geliştirilecek bu tür hizmetlerdir. Ama kadını doğurganlığa teşvik eden, kadını sosyal yaşamdan ve ekonomik yaşamdan uzaklaştıran politikaları desteklemiyoruz. Mesela çocuk doğuran kadına bir çeyrek altın vermenin,sosyalleştirilme ve toplumsallık yönünden somut bir sebep ve açıklaması yok. Onu mantıklı bir çerçeveye oturtamıyoruz. Bu kadını sosyal yaşamın içine iten bir politika değil tam aksine dışına sürükleyen bir mantıktır. Kadını yarım gün çalışma sistemine gelince o da aynı sorunu ortaya çıkaracaktır. Ülkemizde bilindiği gibi işsizlik sorunu var. Kadınlarla ilgili işsizlik sorunu erkeğe nazaran daha yüksektir. Part-time uygulaması da kadının işsizlik sorununu daha da büyüteceğini düşünüyorum. Kadının işsizliğini pekişecektir.
Özetle bakıldığı zaman kısmen olumlu ancak genel çerçeve açısından da iş hayatının içinde kolaylaştıran değil kadını iş hayıtının dışına itecek bir düzenlemedir. İçinde kreş benzeri gibi görünürde olumlu çalışma olabilir ama genel anlamda öyle değil."
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Güncel › Paket En Çok Urfalı Aileleri Sevindirdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?