Dört ayda Konya'ya dördüncü gelişi Ahmet Davutoğlu'nun. 28 Mart'ta yerel seçimlerden iki gün önce Bakan sıfatıyla, sesi kısılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerine kürsüye çıkmıştı. Sonra Erdoğan ile teşekkür ziyaretine geldi. 9 Ağustos'ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir gün önce Erdoğan Konyalılardan oy istemeye geldiğinde ondan önce kürsüdeki isimdi. Daha o gün "Başbakan Davutoğlu" sloganlarıyla karşılanmıştı, Konya Kent Meydanı'nda. 6 Eylül'de ise, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde her 4 kişiden üçünün Erdoğan için oy verdiği Konya'ya bu kez Başbakan sıfatıyla geldi. Kendi deyimiyle, 'hem teşekküre, hem hemşehrilerinin şahitliğine, hem de sığınmaya'.
"Hiçbir mevkinin Konya'ya hizmetten ali olmadığının şuuruyla huzurundayım. Sana geldim. Teşekkür etmeye geldim. Selam vermeye geldim. Ama en önemlisi aziz Konya, sana sığınmaya geldim, seni şahit kılmaya geldim….Teşekkür etmeye geldim. Bütün zerrelerimle bütün bilincimle teşekkür etmeye geldim. Çünkü Konya bu sene hep bizi bağrına bastı. Her zaman olduğu gibi bağrına bastı… Biz Konya'ya sığınmaya geldik. Sizin dualarınıza sığınmaya geldik. Sizin o şefkatli yüreğinize sığınmaya geldik. O ışıl ışıl parlayan gözlerinize, gözlerinizin arkasındaki gönlünüze sığınmaya geldik. Allah Konya'yı sığınacak bir makam olarak bizim gönlümüzden hiç eksik etmediği gibi sizlerin gönlünden de bizi eksik etmesin. Nihayet sizi şahit kılmaya geldik. Şahit ol ey Konya. Şahit ol. Şahit ol ki bu beden, bu dünyada yürüdükçe sadece ve sadece milletimizin hizmetinde olacak. Bu ağır emaneti omuzlarımızda taşırken, milletimizin iradesi dışında hiçbir iradeyi geçerli ve makbül görmeyeceğiz."
Ağır toplarla birlikte geldi
Davutoğlu Konya'daki ilk programı temel atma ve toplu açılış törenine AK Parti'nin ağır topları olarak anılan isimlerle katıldı. Parti'de Abdullah Gül'e yakın 'ağabeyler' olarak da bilinen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Başbakan Yardımcılığını kendi isteği ile bırakan, ancak aynı gün parti sözcülüğüne getirilen Beşir Atalay Davutoğlu'nun yanındaydı. Parti'nin ikinci adamı olan, Hukuk ve Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan, AKP Dış ilişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay ve milletvekilleri de Davutoğlu'na eşlik etti. Konya'ya verilen önem de böylece gösterildi.
Erdoğan'lı pankartlar
Başbakan Davutoğlu'nun ilk şehir dışı programında her iki koltuğunu da devraldığı Recep Tayyip Erdoğan ile kıyaslanmaması mümkün değil. Davutoğlu için hazırlanan pankart ve afişler Erdoğan'ınkilerden geride kalmadı.
"Bu toprakların sevdalısı", "Konya'nın gururu Davutoğlu dualarımız seninle", "Ümmetin dostu mazlumların umudu" ve "Yolun yolumuzdur hocam.. Ey ömrü bir gayeye vakfeyleyen insan, Göğsündeki imanına mazi bile hayran" yazılı pankartlar Kent Meydanı'na yüzlerce metre öteden okunacak şekilde yerleştirilmişti. Afişlerde sarılan ve tebessüm eden Davutoğlu fotoğrafları kullanılmıştı. 2 gün boyunca konuşma yaptığı tüm alanlarda ise en az bir tane Erdoğan ile birlikte fotoğrafının olduğu "Memleket Sevdalıları" yazısının olduğu afiş yer aldı. Alan coşkusunu yakalayıp diri tutmakta Davutoğlu'nun, Erdoğan'a erişebilmesi için zamana ihtiyacı olacak.
Alanı 'hazırlamak'
Erdoğan'ın mitinglerinde alan o kürsüye çıkmadan en az 1, bir buçuk saat önce 'hazır hale getirilir'. Bunu sağlayan Erdoğan'ın şahsı için olduğu kadar parti için de hazırlanan tempolu müziklerdir. Erdoğan'ın yıllarca anonsçuluğunu yapan Orhan Karakurt'un da sloganlarla, şiirlerle alanı hazırlama konusunda deneyimi buna eklenir. Erdoğan kürsüye çıktığında coşkunun, motivasyonun en üst noktaya çıktığı, yağmurda ya da sıcağın altında kendini saatlerce beklemiş ve beklemeye hazır bir kitle bulur.
Davutoğlu'nun mitinginde eksik olan tek şey buydu. Alan tıpkı Erdoğan'ın mitinglerinde olduğu gibi doldu. Ancak 'hazır hale getirilememişti. Tempolu, sözlerine eşlik edilebilir, slogan cümlelerin yer aldığı şarkılar yerine, sadece enstrümantal iki şarkı meydanda yankılandı. Karakurt'un Davutoğlu'na kendi yerine bıraktığı yardımcısı ise büyük olasılıkla ilk mitingin heyecanına kapıldı.
Uzun ama etkili selamlama
Başbakan Davutoğlu, tıpkı adaylığının açıklandığı 21 Temmuz'da ve Genel Başkanlık koltuğuna oturduğu 1. Olağanüstü Kongre'de olduğu gibi uzun bir girizgahla Konyalılara seslenmeye başladı. Konuşması sık sık "Konya seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla kesildi, o da "Sizler bizim gururumuzsunuz" diye yanıtladı.
Davutoğlu hem Konya'da, hem de Hadim ve Taşkent'te meydanlarında ailesini andı. Onlar için dua istedi. Konya'da babaannesinin, "Oğlunla ordu, kızınla oba olasın. Koç koç oğlanların ardına düşe. Dünyalar ayaklarına gele. Herkes sana akıl danışa" duasının yazılı olduğu pankartın açıldığında yaptığı gibi.
"O duayı hiçbir zaman unutmadım, hiçbir zaman unutmayacağım. Babaannemi hatırlayan Konyalılara, gençlere de selam olsun. Ona bir Fatiha bağışlayın ki onun irfanını her yerde egemen kılabilelim."
Epistemoloji, restorasyon, korozyon
"Hoca" lakaplı Davutoğlu'nun, Kongre'de kullandığı 'epistemoloji' ifadesi bir anda anlamı en çok aranan sözcükler arasına girmişti. Konya'da 'restorasyon' ile kastının ne olduğunu açıklarken de, dinleyenlerine yine anlamı araştırmayı gerektirebilecek sözcüklere başvurdu.
"Özellikle akademik çevrelerde restorasyon kavramından hareketle bizi geriye dönmekle itham ve Fransız Devrimi sonrasında Napolyon sonrasındaki Bourbon Hanedanı'nın geri dönüşüyle ilgili restorasyon dönemine atıf yapanlara, 'Kusura bakmayın, siz bu ülke ve bizim zihnimize Fransız kaldınız' demek düşer bize. Restorasyon tabirini biz, Fransa'ya göre kullanmayız. Kendi ifademizle kastettiğimiz şey şudur: Biz, nevzuhur değiliz. Dolayısıyla yeni bir bina, yeni bir Türkiye inşa ederken kastımız bu. Nevzuhur bir devlet inşa ediyor değiliz. Arkamızda çok köklü bir gelenek var. Onu ihya edeceğiz. Yani canlandıracağız. Yani ona hayat suyu vereceğiz. Yani onu ayağa kaldıracağız. Restorasyondan kastettiğimiz de o. Estetiği ile kudreti ile gelen geleneği restore etmek. Korozyona uğramışsa o duvarlar veya yıpranmaya uğramışsa zamanla onları telafi edeceğiz, tamir edeceğiz, yıkmayacağız."
"Çekinmeden hatırlatın"
Davutoğlu 'sığınmaya' geldiğini söylediği Konya'da, hemşehrilerinden gerektiğinde kendisini uyarmalarını da istedi.
"Eğer bir gün bize tevdi edilen emanet dolayısıyla üzerimizde herhangi bir kibir ve güç belirtisi görür, merhamet ve şefkatten özellikle de adaletten ayrıldığımızı hissederseniz hiç çekinmeden bize Hazreti Mevlana'yı hatırlatın, hiç çekinmeden 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyen Şeyh Edebali'yi hatırlatın. Bu zilletten uzak kalmamız için bize dua edin. Siyasetin esası bu anlamda bütün bu değerleri aziz kılmaktır."
Hadim'in anlamı
Ahmet Davutoğlu Konya'da geceyi Meram semtindeki evinde geçirdi. Gece Kürden Mahallesi'ndeki evine girerken gece komşuları karşıladı. Sabah ise Konya'dan komşularına taziye ziyaretlerini yapıp ayrıldı.
Davutoğlu'nun Konya'dan sonra ikinci durağı yaklaşık 120 kilometre uzaklıktaki, Toros Dağlarının arasındaki Hadim ilçesiydi. 13 bin 600 nüfuslu Hadim'de mahalle berberlerinden, bakkala birçok dükkanda "Torosların evladı hoşgeldin" pankartlarıyla karşılandı.
Davutoğlu babasının ve dedesinin tavsiyesi üzerine Taşkent'e her gelişinde Hadim'e uğramadan geçmiyor. Hadim'de 1701 – 1762 yılları arasında yaşamış, alim ve müderris Ebu Sait Muhammet Hadimi'nin türbesini ziyaret ediyor. Kent meydanında Hadim sakinlerine seslendikten sonra da aynısını yaptı.
Taşkentlileri ağlattı
Ahmet Davutoğlu'nun son durağı ise sarp kayalıkların üzerine kurulu memleketi Taşkent oldu. İlçe merkezindeki konuşmasına 4 yaşında kaybettiği annesini anarak başladı. "Bugün sizinle kucaklaşmışsam bunun arkasında babaannemin duası, annemin helal sütü, Sefure annemin ayrım gözetmeyen ahlakı vardı" vardır sözleri üzerine, Taşkentliler ağladı.
Kendisi için verilen yemeğe, Taşkent'i bir baştan bir başa yürüyerek gitti. Taşkentliler onunla birlikte yürüdü. Güvenlik önlemi alan korumalarını vatandaşla arasına girmemeleri konusunda uyardı. Akrabalarıyla birlikte 'Davutların Ahmet' olarak yemek yedikten ve aile kabristanını ziyaret ettikten sonra Taşkent'ten ayrılırken, Davutoğlu'nun ziyaretini bir yakınına anlatan hemşehrisi telefonda şöyle diyordu:
"Mustafa bir görecektin, mahşer yeri gibi oldu burası. Kocaman kocaman arabalar geldi. Görürsün bak, Reis-i Cumhur'u da getirir buraya, günübirlik de olsa getirir."
Son Dakika › Güncel › Taşkent'ten Başkent'e Davutların Ahmet' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?