TBMM Anayasa Komisyonu'nun Toplantıya Çağırılması

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, MHP'li üyelerle TBMM Anayasa Komisyonunu toplantıya çağırdıklarını, ancak yeter sayısının olmasına karşın toplantının yapılamadığını belirterek, komisyonun başkanı, başkanvekili ve sözcüsü hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.

Kart, CHP'nin Anayasa Komisyonu üyeleriyle Meclis'te yaptığı toplantıda, "Cuma gününden bu yana Adalet Komisyonunda, HSYK'nın yapılanmasını değiştiren, doğrudan iktidara bağımlı hale getiren bir tasarının" görüşüldüğünü anımsattı.

Orada CHP'li 6 üye ve MHP'li 3 üyenin müşterek imzasıyla, İç Tüzüğün ilgili maddesi uyarınca Anayasa Komisyonunun toplantıya çağrılması teklifinde bulunduklarını belirten Kart, şöyle konuştu:

"Çünkü bizim değerlendirmemize göre bu tasarının mutlaka Anayasa Komisyonunda da görüşülmesi gerekiyor. Burada İç Tüzüğün 26 taksim son fıkrası amir bir düzenleme getiriyor. Komisyon başkanının bu toplantıyı mutlaka hayata geçirmesi gerekiyor. Biz o yaklaşımla, o sorumlulukla bugün saat 15.30'da 9 üye komisyon salonunda bir araya geldik, ancak AKP Grubuna mensup hiçbir üye bulunmadığı gibi, yine iç tüzüğün 27. maddesine göre, aslında Komisyon Başkanı'nın veya başkan vekilinin ya da sözcünün de bulunması gerekirdi orada o toplantının bir çalışmaya dönüşebilmesi için."

Toplantı yeter sayısının sağlanmasına rağmen, toplantının yapılamadığını bildiren Kart,  bu durumu bir tutanakla tespit edip, Meclis Başkanı ile paylaştıklarını aktardı.

Meclis Başkanı ile doğrudan görüştüklerini ve gelişmeleri de kendisiyle paylaştıklarını ifade eden Kart, "Enteresan olan şu; Sayın Meclis Başkanı'nın bana doğrudan yaptığı açıklama, 'Sayın Burhan Kuzu ile ben görüştüm hazır olacaktı, haber var' dedi. Ancak biz Sayın Burhan Kuzu'nun akıbeti  hakkında saat 15.00'ten bu yana bilgi sahibi değiliz. Burhan Kuzu'nun akıbeti meçhul. Anayasa Komisyonu salonunda yoktu, şu ana kadar kendisinden de haber alabilmiş değiliz" dedi.

Kart, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çok açık bir şekilde AKP'nin orada o milletvekili kimliği dışında, komisyon başkanı, başkanvekili, sözcü olarak görev ve sorumluluğu bulanan o üyeler, o sıfat ve sorumluluklarını unutmuşlar, AKP'li milletvekili olma kimliği ile hareket etmişlerdir. Orada öncelikle onlar öncelikle komisyon başkanı olarak, başkan vekili, komisyon sözcüsü olarak üstlerine düşen bir görev var, ama nedir; Türkiye'de demokrasi maalesef yukarıdan birilerinin verdiği kanunsuz emir ve talimatlar üzerine inşa edildiği içindir ki komisyon başkanlığı, başkan vekilliği, sözcülüğü ayaklar altına alınıyor. Yukarıdan bir diktatörün söyledikleri hayata geçiyor. Komisyon başkanı, başkan vekili ve sözcünün görev ve yetkisini çok açık bir şekilde kötüye kullandığını, Meclis Başkanına ifade ettik. Sayın Meclis Başbakanını İç Tüzüğün 14. maddesinden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmeye davet ettik."

"Bunun yaptırımı nedir?" şeklindeki bir soru üzerine Kart, "Daha çok bir etik yaptırımı, siyasi yaptırımı var. Bana göre burada çok açık bir şekilde görevi kötüye kullanma, görevden kaçma vardır. Dolayısıyla bunu değerlendireceğiz ve muhtemeldir ki bunu da ayrıca suç duyurusuna konu yapacağız. Cumhuriyet savcılığı mekanizması üzerine düşeni yapar, yapmaz o ayrı bir bahis. Ama bu mekanizmayı da elbette değerlendireceğiz ve gereğini yapacağız. Türkiye kimsenin çiftliği değildir. Bunu herkese göstereceğiz" şeklinde yanıtladı.

Kart, bir soru üzerine suç duyurusunda müşterek irade olduğu için hem başkanın, hem başkanvekilinin hem de sözcünün yer alacağını kaydetti.

Kart, yasa dışı dinlemelerle ilgili bir soruyu yanıtlarken de Türkiye'de paralel devletin ötesinde 2004-2005 yılından bu yana Meclis'e bir kilometre mesafede "illegal karargah" olduğunu savundu. Kart, "O illegal karargahın içinde, hükümetin sorumluluğunda görev yapan resmi organlar var onların yanında görev yapan grup cemaat her neyse var. Bir de ne var? Yabancı istihbarat var. Onlar daha sonra yabancı uzman adıyla himaye altına alınmıştır" dedi.

Kart,  Oda tv, KCK, Ergenekon gibi davaların çalışmalarının illegal olarak o karargahta yapıldığını da iddia ederken, yeniden yargılanmanın amacına ulaşılabilmesi için adil yargılamanın yapılabilmesi için bu suç ilişkilerinin ortaya çıkması gerektiğini söyledi.

İzmir Milletvekili Rıza Türmen de AK Parti'nin verdiği mücadelenin, "hukuka karşı" olduğunu ve operasyonun üzerini örtme amacı taşıdığını savundu.

Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ise MHP'li komisyon üyeleriyle bu konuda aynı görüşü paylaştıklarını dile getirdi. Batum, "görevi kötüye kullanma suçunun oluştuğunu" düşündüklerini bildirdi.