Urfa Dev Buluşmalara Hazır Değil! - Son Dakika
Güncel

Urfa Dev Buluşmalara Hazır Değil!

Urfa Dev Buluşmalara Hazır Değil!

MÜSİAD Şanlıurfa Şubesi Başkanı Yetkin, sanayi anlamındaki dev buluşmalar için kongre merkezi sıkıntısı yaşadıklarını söyledi.

26.10.2014 14:12  Güncelleme: 14:15

Güneydoğu'nun yıldızı parlayan şehri Şanlıurfa, son yıllardaki teşvik paketleriyle yatırımcıların gözdesi oldu.

Birçok yatırımcı teşvikler ve sağlanan imkanlar nedeniyle yatırımlarını bölgeye kaydırdı. Buna paralel olarak her ne kadar Urfa merkezde otellerin sayısı artmış olsa da otellerin kapasitelerinin yetersiz olması, büyük salonların ve kongre merkezlerinin olmaması yapılan toplantıları gölgede bırakıyor.

Müstakil ve Sanayici İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Şanlıurfa Şubesi de 31 Ekim-02 Kasım tarihleri arasında MÜSİAD 88. Genel İdare Kurulu Toplantısı'na ev sahipliği yapacak. Toplantıya, MÜSİAD'ın yurt içi ve yurt dışındaki temsilcilerinin yanı sıra Genç MÜSİAD üyeleriyle birlikte yaklaşık bin kişinin katılması bekleniyor. Ancak otellerin salonlarının büyük organizasyonlar için yetersiz olması yüzünden toplantıları farklı otellerde yapmayı düşündüklerini belirten MÜSİAD Şanlıurfa Şubesi Başkanı Abdurrahman Yetkin bu durumun Urfa için büyük bir eksiklik olduğunu ifade etti.

Bu önemli toplantı öncesi MÜSİAD Şanlıurfa Şubesi Başkanı Abdurrahman Yetkin'le yapılacak olan toplantının önemini, son dönemde bölgede yaşanan olayları, gelen Suriyelilerin bölge ekonomisine katkısını, Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerine paralel olarak Urfa'nın konumunu, Urfa'daki konut rantının önüne nasıl geçilebileceği ve Urfa'da ortak aklın neden yaratılamadığını konuştuk.

Örneğin Türkiye'nin 2023 hedefiyle başlarsak, birçok kurum ve kuruluş bu hedefe yönelik stratejilerini ve hedeflerini belirliyorlar. Yani kendi yollarını çiziyorlar bir nevi. Bu 2023 hedefine paralel olarak siz MÜSİAD olarak neler yapıyorsunuz?

Ben öncelikle size teşekkür ediyorum. Böyle bir konuyla ilgilendiğiniz için. 2023 hedefinin Türkiye 5-6 yıl önceden koymuştu. Türkiye 2023 hedefini belirlemişti. Tabi bütün iller de bu 2023 hedefini kendine hedef olarak bildi ve kendi sürecini belirlemeye çalıştı. Bizim derneğimizin de böyle bir hedefi ve gayreti var 2023 hedefleriyle ilgili olarak.

Peki, Urfa açısından bakacak olursak 2023 hedefleriyle ilgili nasıl bir öngörünüz var. Çünkü sürekli Urfa'nın potansiyeli konuşuluyor.

Urfa'nın bu hedeflerin gerisinde kalmayacağına biz inanıyoruz. Neden inanıyoruz? Çünkü hükümet olarak, iktidar olarak Urfa'ya çok büyük önem veriliyor. Bölgeye çok büyük önem veriliyor. Gerek bu barış süreciyle ilgili gerek bu çözüm süreciyle ilgili gerekse de yaptığı ekonomik teşviklerle ilgili önem verildiğini görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin koymuş olduğu 2023 hedefinde Urfa'nın geri kalmayacağına bizim inancımız tamdır bu konuda. Biz düşen ne peki? Bize düşen de bu görevi yerine getirmektir. İşadamlarını Urfa'ya davet etmektir. Urfa'da sanayinin gelişmesi için ön ayak olmaktır. Çalışmalara destek olmaktır. Hem valimiz sağ olsun, sanayiye çok büyük önem veriyor. Dolayısıyla üçüncü sanayi bölgesinin açılmasıyla ilgili çok büyük katkıları var. Hem belediyemizin yapmış olduğu çalışmalar var hem kurumlarımızın yapmış olduğu çalışmalar var. Biz de sivil toplum kuruluşu olarak onlara destek anlamında, işadamlarıyla görüşerek Urfa'ya davet etmek, gittiğimiz toplantılarda Urfa'yı anlatmak gibi bir niyetimiz var, bir derdimiz var. Bunu dert edinmişiz. Dolayısıyla Türkiye'nin 2023 hedefinde Urfa'nın geride kalacağına biz inanmıyoruz. Daha da üste çıkacağına inanıyoruz.

Bu 2023 hedefinde Urfa'da daha çok hangi sektörlerin ön plana çıkacağını tahmin ediyorsunuz? Bu konuda bir öngörünüz var mı?

Aslında bunun da planlamasının yapılması gerekiyor. Onun planlaması da yapılıyor zaten. Urfa şimdi bir tarım şehri. Sanayiyi ne kadar zorlarsanız zorlayın, su akarını bulur. Urfa'nın da akarı tarım şehri.

Şimdi bazıları eleştiri yapıyor, 'biz sanayileşmeden bu hedeflere ulaşamayız' şeklinde.

Tamam, sanayileşelim ama sanayimizi de buna göre kuralım. Bir ağır sanayiyi getirip Urfa'da kurmaya kalksanız başarılı olmaz. Ama siz tarıma dayalı bir sanayi geliştirirseniz, çok daha kısa zamanda ve çok kısa ve tez zamanda yol alırsınız. Neden? Çünkü bütün işlemleriniz yerleşmiş olacak. Bütün imkanlarınız sağlanmış olacak. Bütün veriler elinizde olacak. Dediğim gibi su akarını bulur. Siz istediğiniz kadar yapmayın ve deyin ki, biz turizmle hiçbir yere gitmeyiz. Yine Urfa'nın turizm potansiyeli kendi kendini geliştirecektir. Yeter ki, biz buna biraz destek olalım. Yeter ki, biz biraz buna eğilelim, bu konuda bir çalışma yapalım. Onun için Urfa'nın sanayisi, tarıma dayalı sanayinin gelişmesinde daha kısa zamanda yol alacağına inanıyorum.

MÜSİAD Şanlıurfa Şubesi olarak genel yapıyorsunuz yerel olarak?

Biz 2023 hedefinde gittiğimiz toplantılarda Urfa'yı anlatıyoruz. Gelin burada iş yapın diyoruz. Devletin vermiş olduğu, hükümetin vermiş olduğu teşvikleri anlatıyoruz. Urfa'ya çok büyük bir ayrımcılık yapıldı. Pozitif anlamda bir ayrımcılık yapıldı. Neden? Çünkü bir Hakkari, bir Kars, bir Van, Urfa'yla bir tutuldu. Bunlara baktığınız zaman Urfa'nın çok daha farklı, çok daha önde, çok daha ilerde. Bugün Antep yanı başımızda üçüncü bölge sahibi, Adıyaman beşinci bölge olmasına rağmen biz altıncı bölgeyiz. Bu bize pozitif anlamda bir ayrımcılıktır. Dolayısıyla biz de gittiğimiz yerlerde bunu anlatıyoruz. Biz de gittiğimiz yerlerde, hem Urfa'nın potansiyelini, hem devletin birçok fırsat sağladığını, birçok teşvikin sağlandığını onlara anlatıyoruz. İmkanları anlatıyoruz. Hem belediyenin hem valiliğin hem bakanımızın çok büyük destek oldukları anlamında herkese yardımcı olduklarını anlatıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz. Onları da getirmeye çalışıyoruz. Bu konuda sanayide iş yapan arkadaşlarımız var, üyelerimiz var. Onlar sanayilerini geliştiriyorlar. Bizim MÜSİAD ailesinin kurmuş olduğu yurt dışındaki temsilcilikler olsun, yurt içindeki temsilcilikler olsun, şubelerimiz olsun, onlarla devamlı irtibat halindeyiz, istişare halindeyiz. Dolayısıyla biz de Urfa için neler yapabiliriz bu konuda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.

Peki, bu çağrılarınız karşılık buluyor mu?

Buluyor. Tabi çağrılarımız karşılık buluyor genellikle. Bizim mesela bu ayın sonunda yapacağımız bir toplantımız var. Yine bunun yanında başka toplantılar da yapıyoruz. Ama bu ay sonunda büyük bir toplantımız var. Tarih olarak da 31 Ekim-02 Kasım arasında Sosyal ve Güvenlik Kurumu Çalıştayı yapılacak. Ben şöyle izah edeyim: İş hayatı, iş güvenliği, iş güvencesi dediğimiz bu konularda çalıştay yapacağız. Bu çalıştayda çıkan sonuçları da bakanlara, dolayısıyla hükümete aktarılmış olacak. Onun için bu anlamda büyük bir hizmet yaptığımız düşünüyoruz. Bütün Türkiye genelindeki MÜSİAD üyeleriyle beraber, Avrupa'daki MÜSİAD üyeleriyle beraber aşağı yukarı bin kişilik bir heyet olmuş olacak. Genç MÜSİAD üyeleri de dahil bin kişilik bir heyet gelmiş olacak. Ve Urfa'yı hem gezdirmiş olacağız hem bu çalıştayı yapmış olacağız hem Urfa'yı anlatmış ve göstermiş olacağız. İnşallah faydalı olacağımıza inanıyorum. Çok da büyük bir fayda olacağı kanaatindeyim.

Bu toplantıyla ilgili bir açıklamanızda hotel ihtiyacının olduğunu belirtiyorsunuz. Örneğin büyük bir kongre merkezimiz yok. 'Urfa olarak biraz geride kalmış durumdayız' diyor musunuz? Urfa bu tür toplantılara ev sahipliği yapma noktasında nasıl bir durumda?

Bu tür konularda biz çok gerideyiz. Biz, bazen dışardaki toplantılara katıldığımız zaman bunu görüyoruz. Hiçbir yerde problem yaşanmıyor ama maalesef biz bu 31 Ekim-02 Kasım arası tarihlerinde misafirleri ağırlama konusunda hotellerle yaptığımız görüşmelerde baktık ki, otellerimiz yeterli değil. Ben bu toplantıyı tek bir otelde veya iki otelde yapamıyorum şu anda. Dört tane otele bölmek zorunda kalıyorum. Dört tane otelde yapılan toplantının verimliliği haliyle düşüyor. Bir kongre yapayım diyorum, bir gala yemeği vereyim diyorum, aşağı yukarı bin kişilik bir yemek vereyim diyorum, hiçbir yerimiz yok. Otellerde maalesef müsait değil. Otelin bir tanesi müsait diyelim yemek veriyor ama o gün akşama kadar toplantı yapacaksam ikisini bir anda karşılayamıyor. Onun için biz bu işin gerisindeyiz. Hem otel bazında hem kongre merkezleri bazında hem de büyük restoranlar bazında. Bizim çok eksiğimiz var. Bunların tamamlanması lazım. İnşallah tamamlanır diyorum.

Biliyorsunuz hem Suriye'de hem Irak'ta devam eden bir çatışmalar var ve bu çatışmalar yüzünden yüzbinlerce insan Türkiye'ye sığınmak zorunda kaldı. Bu sığınan insanların çoğu da Urfa'da ikamet etmeye başladı. Bütün bunlara baktığımızda nasıl bir tablo görüyorsunuz? Bu gelişmeler bölge ekonomisini nasıl etkiledi?

İki yıldan beri komşumuz Suriye'de yaşanan bir savaş var. Halkı içinde birbiriyle savaşan bir komşumuz var. Allah yardımcıları olsun. Allah bir an önce bu kanın akmasını durdursun. İnşallah kendi içlerinde kendileri çözerler bunu. Kendi vatandaşlarının dışarıya gitmelerine engel olmuş olurlar. Bizim komşumuzda böyle bir iç savaş olurken oradan kaçan mültecileri almamamız gibi bir konu olamaz. Birçok toplantıya katıldığımda bu tür sorular bana soruldu. Şöyle anlamamız lazım: Bir yerde bir çatışma var. O çatışmada ölmek üzere olan insanlar senin sınırına dayanmış. Sen bunları alır mısın, almaz mısın? Türkiye kendisine yakışanı yaptı ve bu insanları aldı ve almaya da devam ediyor. Yalnız bu işte daha sonra biraz siyaset karıştı. Dış ülkeler karıştı. Suriye kendi iç savaşıyla uğraşırken bir de baktık ki, Ceylanpınar'ın karşısında Rasulayn'da, Akçakale'nin karşısında Talebyad'ta kendi aralarında veya etnik gruplar çatışmaya başladı. Tabi bunlar bizim ülkemizi rahatsız ediyor. Son zamanda da Suruç'ta başladı, Kobani'de başladı. Şimdi buradaki savaşla, Suriye'nin iç savaşı farklı bir şey. Bu bizim anladığımız kadarıyla Türkiye'yi de bu sürecin içine çekmenin yollarını arıyorlar. İnşallah devletimiz, inşallah hükümetimiz, başbakanımız, cumhurbaşkanımız bu konuda çok ayık olduğunu düşünüyoruz. Ve bu oyuna gelmeyeceklerini düşünüyoruz. En son Kobani'de Kürt kardeşlerimizle beraber, onları kullanma adına ülkemizde de bir şeyler yapıldı. Bir takım gösteriler yapıldı. Bir takım olaylar yaşandı. Bu konuda kendileriyle de konuşuyoruz ki, bunun kendilerine de zarar verdiğini görüyoruz. Kürtlere de zarar veriyor. Neden zarar verdi? Çünkü cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş'ın güzel bir çıkışı vardı. Ve herkes konuştuğu zaman, 'ya bayağı da birikimliymiş' gibi tepkiler oluşmaya dönüştü. Ama son zamanlarda bu beklentinin yarısı gitti. O seçim döneminde verdikleri o emek, o çaba bu son olaylarla kendi kendilerine bitirmiş oldular. Yazık oldu. Barış süreci devam ederken bu tür olayların olması hem onlara zarar veriyor hem ülkeye zarar veriyor. Bakın şöyle diyeyim. Biz bu toplantıyı yapmak için otellerle konuşurken 'şu kadar sayıda oda verebiliriz' şeklinde cevaplar alıyorduk. Ama şimdi 'istediğiniz kadar oda verebiliriz' diye bize teklifler geliyor. Niye? Rezerveler iptal edildi. Bu onlara da zarar veriyor, bize de zarar veriyor, herkese zarar veriyor. Yani eğer bu iş çözülecekse masa başında çözülmesi lazım. Sokaklarda bu işin çözülmesi mümkün değil. Bunlar provokatör oyunları. Ne onlara yarar ne de ülkeye yarar. Bir zamanlar başka bir şey öne çıkarken, şimdi IŞİD adı altında başka bir şey çıktı. Nereden çıktı bu? Yerden mi bitti? Şimdiye kadar neredeydiler bunlar? Belli ki, bu işin içinde birileri oynamaya başladı.

Sığınmacıların durumuna gelirsek, bazı kesimler sığınmacıların gelmesiyle kira fiyatlarının yükseldiğini, ucuz işçiliğin yaygınlaştığını öne sürüyorlar. Örneğin Antep'te 50 bin kişinin kayıt dışı çalıştığı söyleniyor. Urfa'nın bu durumdan nasıl etkilendiğini görüyorsunuz?

Bunlar tabi ki, ekonomiyi etkiliyorlar. Evet kiralar artarken, işçilerin istihdam edilmesi de arttı. İşverenler de ucuza çalışan Suriyeli işçi bulabiliyor. O anlamda da bir etkilenme var. Neticede biz bu arkadaşlarımıza sahip çıkacağız ama bunların bir disiplin altına alınması lazım. Biz vatandaş olarak Türk vatandaşı olarak T.C. kimlik numaramız olmadan eğer sokakta dolaşamıyorsak veya polis istediği zaman kimliği vermek zorunda isek bu insanlarında böyle bir düzenlemeye bağlanmaları gerek. Kayıt altına alınması gerekiyor. Neden? Eğer ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kayıt altında isem, onlar da madem bize mülteci olarak sığınmışlar, misafir olarak gelmişler kayıt altında olmaları gerekiyor. İşte araba plakaları olsun, diyelim ki, bir kaza yaptı. Ne olacak? Kim hesap verecek? Onlara ayrı bir numara verilmesi lazım. Onlara ayrı bir plaka şeklinde bir şey verilebilir. Bunların hepsinin kayıt altına alınması gerekiyor. Ve disiplin altına alınması gerekiyor. Hem bir taraftan sahip çıkacağız hem de kendimizi sağlama alacağız.

Urfa'da sürekli eleştirilen konulardan bazıları da ortak aklın yaratılamaması, ortak girişimlerin olmaması. Siz de buna katılıyor musunuz? Urfa'da gerçekten birlikte hareket etme, ortak hareket etme kültürü yok mu? Bunun olması için neler yapıyorsunuz veya neler yapılmalı?

Orası doğru. Urfa'da ortak bir aklın olmaması, ortak bir işin yapılamaması, becerilememesi doğru. Urfa'da paranın mevduat olarak yattığını çok önceden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu geldiğinde, '2 milyon dolar burada bankada mevduat olarak yatıyor' dedi. O da doğru. Ama ne yaparsak bir türlü bunu piyasaya çekemiyoruz. Yapamıyoruz, bu da bizim eksikliğimiz bu diyelim

Siz kurumlar olarak bir araya gelemiyor musunuz?

Kurumlar olarak bir araya geliyoruz. Konuşuyoruz ama bu konuşmada kalıyor. İş icraata geldiği zaman, insanların bakış açısı farklı oluyor. İnsanların bu işe biraz daha kendisini zorlaması lazım. 'Ben ortak iş yaparsam, yorulurum' evet yorulursun ama bunu göze alman lazım. Evet ortak yapacağın işler rast gitmezse yorulursun. Ama bu riski göze al. Memleketin için bunu göze al. Birlikten güç ve kuvvet doğar. Tek başına yapacağın işlerde belki rahat edersin ama ortaklık olarak yapacağın işlerde de güç olarak rahat edersin. Daha büyük işlere imza atarsın. Bu konuda Urfa'da biraz çaba göstermemiz lazım. Bir türlü bu Urfa'da alışkanlık olmadı. Alıştırmak için bizim elimizden geleni yapmamız lazım. Maalesef bu tür eksiklikler var Urfa'da.

İnsanların ortaklık işlerinde risk almak istemediklerini söylediniz? Bunda Urfa'daki konut rantının, kolay para kazanmanın etkisi var mı?

Tabi var. Diyelim adam 'ben iş kuracağım, fabrika kuracağım, bilmem kaç milyon dolar bağlayacağıma öbür tarafta arsa alırım, arsadan daha fazla para kazanmak varken niye ben gidip başka işe gireyim ki' diyor. Adam haklı. Onun için bizim artık, arsadır, evdir, dairedir gibi rantları durdurmamız lazım. Bunları bir anlamda aşağı çekmemiz lazım. Bunun yolları nedir? Yeni imar yerlerinin açılması lazım. Bunun yolları var. Bunlar aşağı çekilebilir ama bunun tedbirlerinin alınması lazım. Urfa'da imar sıkıntısı yaşanıyor. Yeni imar alanlarının açıldıktan sonra alt yapının götürülmesi gerekiyor. Falan yeri imara açtım demekle olmuyor, oraya alt yapı götürmeniz lazım. Kanalizasyonu gidecek, yolu gidecek, suyu gidecek. Buraya bina yapacak vatandaş da 'tamam yolum yapıldı, yolum yapılacak' diyecek. Bu tür çalışmaların Urfa'da hızlandırılması lazım ki, bunun önüne geçilsin.

Örneğin son dönemde Urfa'ya çok iyi teşviklerin verildiğini söylediniz. Urfa'ya gelen yatırımcı herhangi bir bürokratik engelle karşılaşıyor mu? Bu konuda zorluk yaşanıyor mu?

Ben duymadım. Gelenler çok da memnun kalıyorlar, geliyorlar. Başta sayın bakanımız olmak üzere, çünkü bakanımızın işadamlarıyla ilgili bir toplantısında konuşmasını dinledim, 'eğer gelecek işadamı gelip de bir zorlukla karşılaşırsa benim telefonum 24 saat açık, arayabilirler' şeklinde bir konuşması oldu. Hakeza sayın valimiz, belediye başkanımız yatırımcıyı çekmek için ellerinden gelen her türlü gayreti gösteriyorlar. Bu konuda yatırımcının bir engelle karşılaşacağını zannetmiyorum. Ama hukuk gereği, kanun gereği eğer bir engel varsa yetkili kurumlarımız o engelleri en kısa sürede kaldırmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar.

Yatırımcı neden Urfa'ya gelsin? Urfa'nın yatırım konusunda cazibesi nedir?

Yatırımcı Urfa niçin gelsin? Yatırımcı Urfa'ya teşvik anlamında gelsin. Burada kendisine sunulacak imkanlar anlamında gelecek. Burada işçi istihdamını daha kolay bulacak. Bugün sanayisi gelişmişler yerler istihdam edece işçi bulamazken burada çok rahat bulabilecek. Onu bilecek.

Ucuz işçilik mi bu?

Ucuz işçilik değil bu. Ucuz işçilik değil, pahalı işçiliği de bulabilecek. Kalifiye eleman bulmakta belki burada zorlanabilir. Ama şimdi bunun da imkanları var. Devlet imkan veriyor. Devlet, 'her firma kendi kalifiye elemanını yetiştirmek isterse ben kendisine destek olurum, açtım ben böyle bir kursu' diyor. Yani devletin her türlü imkanı var. Onun için gelen firmaların çok büyük menfaatleri var. Bizde de dezavantaj olarak bu son yaşanan olaylar dezavantaj. Urfa'nın reklamının dışarda kötü yapılıyor olması dezavantaj. Bunları kırmak da bizim görevimiz.

10 yıl sonra nasıl bir Urfa hayal ediyorsunuz, görmek istiyorsunuz?

10 yıl sonra, 2023 hedeflerinde başta da söylediğim gibi Türkiye'nin 2023 hedefini yakalayacağına inanıyorum ve Urfa'nın da o 2023 hedefini geçeceğine inanıyorum. İnşallah 10 sonra sanayimizin daha çok geliştiği, daha düzenli ve güvenlik açısından daha güvenilir bir memleket olacağını ümit ediyorum. Çözüm sürecinin etkisiyle çok yatırımlar oldu. Barış süreciyle Güneydoğu'ya Urfa'ya çok rağbet arttı. Ama bu son olaylar çok kötü bir intiba uyandırdı. İnşallah 10 yıl sonra bütün bunların çözülmüş olacağını göreceğiz. İnşallah çok daha modern ve güzelleşmiş bir şehir olarak Urfa'yı görmek istiyoruz.

(Kaynak: Gazeteipekyol)

Kaynak: Temsilci

Son Dakika Güncel Urfa Dev Buluşmalara Hazır Değil! - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement