Bingöl, Üniversiteye Göre Yeniden Şekilleniyor

ABDULLAH ÇELİK - Fırat Üniversitesine bağlı bir yüksekokul iken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "her ile bir üniversite" talimatıyla 2007'de kurulan Bingöl Üniversitesi, gerek fiziki gerekse personel ve öğrenci sayısı bakımından 11 yılda gerçekleştirdiği gelişmeyle kentin büyümesine de katkı sağladı.

Kurulduğunda ilk olarak Ziraat Fakültesi binasında eğitim öğretime başlayan Bingöl Üniversitesi, daha sonra inşa edilen rektörlük, fakülte, yüksek okul, meslek yüksek okulu binalarıyla büyük bir kampüse dönüştü.

Yerleşkenin bulunduğu Selahaddin-i Eyyubi Mahallesi Aydınlık ile Şehit Mustafa Gündoğdu Caddelerinde açılan alışveriş merkezleri, kafeler ve diğer iş yerleriyle canlanan bölge, kentin ikinci merkezi durumuna geldi.

Bingöl Üniversitesi, Fen Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, İlahiyat, Mühendislik-Mimarlık, Sağlık Bilimleri, Veteriner, Ziraat ve Diş Hekimliği Fakülteleri, Fen ve Sosyal Bilimler, Yaşayan Diller ve Sağlık Enstitüleri, Beden Eğitimi ve Spor ile Yabancı Diller Yüksekokulları, Sağlık Hizmetleri, Sosyal ve Teknik Bilimler, Genç ve Solhan Meslek Yüksekokulları ile yaklaşık 16 bin öğrenciyi çatısı altında barındırıyor.

Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversitenin yeni olmasına rağmen gerek akademik başarı gerekse fiziksel yapılaşmada büyük gelişme göstererek, kentin kalkınmasına adeta yön verdiğini söyledi.

Kuruluşunun 11. yılında evrensel bilimin, teknolojik gelişmelerin, topluma katkı sağlayan projelerin öncüsü olduklarını anlatan Çapak, yeni olmasına rağmen üniversitenin kentin çehresini değiştirdiğini belirtti.

Çapak, "Bingöl Üniversitesi bünyesinde bin 400'ü personel 17 bin 500 insan var. Ekonomik olarak bakıldığı zaman bu insanların her birinin şehre katkısı var. Basit hesapla her birinin bir ekmek alması günlük 17 bin 500 ekmek demektir. Bu sadece personelin katkısı. Kentin üniversiteye göre şekillendiğini görüyoruz. Özellikle üniversitenin bulunduğu alanın çevresinde alışveriş merkezleri, kafeler ve diğer iş yerleri açıldı. Üniversite olmasaydı bunlar olmazdı." ifadelerini kullandı.

Üniversitenin kentin gelişmesine katkısının yanı sıra Ziraat ve Veteriner Fakültesi öğretim elemanlarının ziraatçılarla diyalog halinde tarım ve hayvancılığın daha sağlıklı ve verimli olması, ilahiyat fakültesinin daha ahlaklı ve dindar insan yetiştirme gayretinde olduğunu dile getiren Çapak, sosyoloji ve psikoloji gibi alanların da sosyal doku, insan ve ruh sağlığı üzerinde çalıştıklarını aktardı.

Hayvan Hastanesi

Rektör Prof. Dr. Çapak, bölge insanının geçim kaynağı olan hayvancılığın daha sağlıklı yapılabilmesi için Veteriner Fakültesi bünyesinde bölgenin en büyük, en donanımlı, acil girişi ve yoğun bakım ünitesi olan hayvan hastanesi projesi hazırladıklarını belirtti.

Hastane inşaatının sürdüğü anımsatan Çapak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Veteriner Fakültesinde kliniğimiz var, gerek evcil gerekse yabani hayvanlar olsun burada tedavileri yapılıyor. Hayvan Hastanemiz 1 yıl içinde faaliyete geçecek. Bu hastane sadece Bingöl'e değil bölgeye katkı sağlayacak çünkü geniş kapsamlı bir hastane. Aynı zamanda ilimizde kurulacak SÜTAŞ'a da hizmet etmiş olacak. SÜTAŞ ile hayvancılık da ciddi anlamda gelişmiş olacak."

"Üniversite şehre güç katıyor"

Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı kapsamında Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma alanında pilot üniversite olduklarını hatırlatan Çapak, arı ve arı ürünleri ile ekonomik değeri yüksek bitkilerin tespiti için hazırlanan 50 projeye, Kalkınma Bakanlığınca 60 milyon lira kaynak ayrıldığını belirtti.

Kırşehir'den doğuya bakıldığında tek pilot üniversite olduklarına dikkati çeken Çapak, şöyle konuştu:

"Arı ve arı ürünleri ve endemik bitkiler anlamında iyi bir uzmanlaşma sürecine girdik. Bu noktada 50'ye yakın proje var. Her projenin yürütücüleri var, arıcılarımızla birlikte hareket ediyorlar. Dolayısıyla balın kalitesi, tescillenmesi ve pazarlanması, bal ürünlerinden olan polen, propolis, arı zehri, arı sütü gibi ürünlerin de elde edilişi ve pazarlamasıyla ilgili pilot üniversite ciddi katkı sağlayacak. Pilot üniversiteye ayrılmış 60 milyon lira bir bütçe var. Bu bütçenin de şehre ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Üniversitenin hem kültürel hem ekonomik hem sosyal hem de psikolojik olarak çok katkıları var. Üniversiteyle birlikte özel yurtlar, apart evler var. Bu şekilde şehre bir yön vermiş üniversite. Üniversiteden hareketle şehir şekilleniyor. Üniversite şehre güç katıyor."

Prof. Dr. İbrahim Çapak, üniversite bünyesinde kurulacak 75 bin kitap kapasiteli modern bir kütüphane binasının inşaatının sürdüğünü, ayrıca her fakültenin bağımsız kütüphanesi bulunduğunu hatırlattı.

Bir kente yapılacak en büyük yatırımın eğitim, eğitimin kaynağının da üniversiteler olduğunu dile getiren Çapak, üniversitelerin kaliteli olmasının kentte güç kattığını aktardı.

Her şeyin üniversitenin merkezde tutulmasıyla geliştiğini ifade eden Çapak, "Üniversite şehrin her alanına katkı sağlıyor. Kalkınma diyoruz, eğer üniversiteye göre şehir şekilleniyorsa, eğer üniversitenin çevresindeki emlak ve diğer yapılar değer kazanıyorsa bu üniversitenin şehrin kalkınmasına katkısıdır." diye konuştu.

"Çok memnunuz üniversitemizden"

Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Zaza Dili ve Edebiyatı Bölümü 1. sınıf öğrencisi Beyza Özdemir de kendi memleketinde üniversite okumanın rahatlığını yaşadığını belirtti.

Bingöl Üniversitesinin hem kente hem insanlara hem de gençlere yönelik güzel bir etkisinin olduğunu dile getiren Özdemir, şöyle devam etti:

"Çok memnunuz üniversitemizden. Ben bir kadın olarak dışarıya gitmektense memleketimi tercih ederim. Şehrimizde üniversite var. Ulaşım rahat. Devletin üzerimizdeki etkiler çok fazla. Allah razı olsun üniversitemizi yapandan, yaptırandan, devletimizden, cumhurbaşkanımızdan."

Elif Nur Aybir de Bingöl'deki en güzel yerin üniversite kampüsü olduğunu belirterek, "Her tarafı yeşilliklerle dolu, gün geçtikçe gelişiyor, yeni fakülteler açılıyor. O yüzden tercih edilmesi gereken bir üniversite." dedi.

Gökhan Çelik ise Bingöl Üniversitesinde okumanın ayrıcalığını yaşadığını vurguladı.