DHA YURT BÜLTENİ-3 - Son Dakika
Yerel

DHA YURT BÜLTENİ-3

DHA YURT BÜLTENİ-3

Yunan polisinin darbettiği genç kıza Türkiye sahip çıktı Ülkelerindeki savaş ve yoksulluktan kaçarak daha iyi bir yaşam hayaliyle Avrupa yollarına düşen kaçak göçmenlerin, yasa dışı yollardan geçtikleri Yunanistan'da maruz kaldıkları insanlık dışı tavır bitmiyor.

22.11.2019 10:30

Yunan polisinin darbettiği genç kıza Türkiye sahip çıktı

Ülkelerindeki savaş ve yoksulluktan kaçarak daha iyi bir yaşam hayaliyle Avrupa yollarına düşen kaçak göçmenlerin, yasa dışı yollardan geçtikleri Yunanistan'da maruz kaldıkları insanlık dışı tavır bitmiyor. Tüm ailesini Suriye'deki iç savaşta kaybeden Türkmen asıllı Behiye S. (18), Yunan polisi tarafından dövülüp, tüm parası ve eşyalarına el konulduktan sonra denize atıldı. Boğulmaktan son anda kurtarılan genç kız, kendisine sahip çıkan Türk askeri ve yetkililere minnettar olduğunu söyledi.

Göç rotasının en önemli duraklarından Yunanistan'ın, yasa dışı yollardan topraklarına giren kaçak göçmenlere karşı uyguladığı şiddet sürüyor.

Suriye'nin Azez kentindeki bombalı saldırıda ailesini kaybeden Behiye S., amcasının yanına gitmek için kaçak yollardan girdiği Yunanistan'da hem dövüldüğünü hem de parası ile eşyalarına el konulduğunu söyledi.

'TÜM AİLEMİ KAYBETTİM'

Yunan polisinin cebindeki paraları yedirerek işkence uyguladığını öne süren Behiye S., kendisine sahip çıkan Türk askeri ve göç idaresi yetkililerine minnettar olduğunu ifade etti. Behiye S., "Suriye'den geldim, ailem, tarlamıza düşen bombalı saldırıda öldü. Tek başıma kaldım. Yunanistan'a gidiyordum. Bizi yakaladılar ve çok dövdüler. Sonra beni Türkiye'ye gönderdiler. Türk askerleri sağ olsun bana yardımcı oldu" diye konuştu. Behiye S., sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizi çok dövdüler. Telefonumuzu, paramızı aldılar. Türk paralarını yırtıp, ağzıma soktular. Sonrasında da bizi suya atıp, Türkiye tarafına geri attılar. Orada bir abi bana yardımcı oldu ve boğulmaktan kurtuldum. Yunanistan'da bir gün hapiste tuttular. Yemek vermedikleri gibi yanımızdaki yemeklere de el koydular."

'TÜRKİYE'YE MİNNETTARIM'

Geri itildikten sonra kendisine sahip çıkıp, ilgilenen Türk yetkililere minnettar olduğunu kaydeden Behiye S., tek isteğinin Türkiye'de kalarak bir hayat kurmak olduğunu söyledi. Behiye S., "Türkiye'ye döndükten sonra askerler bana çok yardımcı oldu ve bizi kurtardılar, bize yemek verdiler. Midem çok ağrıyordu, hastaneye götürdüler, yatacak sıcak bir yer sağlandı. Gerçekten çok minnettarım Türk yetkililere. Ben artık Türkiye'de kalıp, çalışıp bir hayat kurmak istiyorum. Bir daha Yunanistan'a gitmeyi düşünmüyorum, tövbe ettim" diye konuştu.

ACIDIĞINI DUYUNCA DAHA ÇOK VURDULAR

Öte yandan Pakistan'dan gelerek yasadışı yollardan Yunanistan'a geçen Muhammed Babır (37) da yeni ameliyat olduğu sol ayağına Yunan polisinin özellikle vurup, "Acıyor mu?" diye sorduğunu, kendisinin "Evet" demesi üzerine daha çok vurduklarını anlattı. Babır, Türk askeri ve yetkililerinin kendilerine kucak açmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Görüntü Dökümü-------------Göçmenlerin gelşi-Göçmenlerden detay-Farp edilen göçmenlerden detay-Muhammed Babır ile röp.-Detay görüntü-Behiye S.ile röp.-Farklı açılardan detay

HABER: Ali Can ZERAY - Olgay GÜLER/ EDİRNE,

===============================

Sosyal medyadaki ilandan römork satın aldı, dolandırıldı Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde, maden işçisi Tamer Arslan(42), sosyal paylaşım sitesindeki ilandan görüp, alıcı olduğu ve sahibine 3 bin 200 lira gönderdiği römorku başka bir sitede de satılık görünce savcılığa giderek şikayetçi oldu. Dolandırıldığını söyleyen Tamer Arslan, "Ben hep duyardım gülerdim, böyle enayilik olmaz diye. Benim boşluğumu çok iyi değerlendirip, paramı aldı. Başkaları bu duruma düşmesin" dedi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda(TTK) maden işçisi olan Tamer Arslan, Çaycuma'daki evinin bahçesinde kullanmak için halk arasında patpat olarak bilinen tarım aracına römork almak istedi. Sosyal medyadaki ilanları inceleyen Arslan, 1 Kasım günü gördüğü, Sakarya'nın Hendek ilçesinden satılık römorkör için satıcı E.K. ile iletişime geçti. İkili 3 bin 200 liraya anlaştı. E.K., Arslan'a cep telefonu kamerasını açarak, römorku kamyona yüklediklerini gösterdi.

Tamer Arslan da verilen hesap numarasına 3 bin 200 lira gönderdi. Römork gelmeyince Arslan, E.K.'yi aradı ancak yanıt alamdı. Başka bir internet sitesinde aynı römorkun yine E.K. tarafından satışa sunulduğunu gören Arslan savcılığa gitti.  E.K. ve arkadaşı T.Ö.D. hakkında suç duyurusunda bulunan Arslan, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Bundan 10 gün önce patpat kasası gördüm. Şahısla iletişime geçip, para konusunda anlaştık. Bana canlı yayın yaptı. Römorku yüklediğini, kamyonla bana ulaştıracaklarını söyledi. Ben kamyon göndermek istedim. Bana güvenemeyeceğini söyledi, ben ona güvendim. Parayı da gönderdim. Sonra telefon ettim. Beni oyaladı ardından da engelledi. Aynı ilanı başka bir sitede gördüm. Bu sitede bu kişiyi ifşa ettim. Sonra bana ulaştılar. Bana küfür ederek, tehdit ettiler. Ben iki şahıs olduğunu tespit ettim. İkisini de şikayet ettim. Bana satış yapan kişi çay ocağı sahibiymiş. Savcıya evrakı teslim ettim. Hep duyar gülerdim. 'Böyle enayilik olmaz' diye. Bana, 'Bunu satıp büyüğünü alacağım bununla geçiniyorum' dedi. Benim boşluğumu çok iyi değerlendirip, paramı aldı. Başkaları bu duruma düşmesin."

Görüntü Dökümü--------------Tamer Arslan'ın telefonundan römorku göstermesi-Telefondaki yazışmaları göstermesi-Tamer Arslan ile röp.

Haber-Kamera:  Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,

===============================

Eskişehir'de uyuşturucu şüphelileri adliyede

Eskişehir'de uyuşturucu madde ticareti yaptıkları iddia edilen kişilere yönelik 200 polisin katılımıyla düzenlenen 'şafak operasyonu'nda gözaltına alınan 7 şüpheli, adliyeye sevk edildi.

Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, sokakta uyuşturucu sattığı belirlenen şüphelilere yönelik dün şafak vakti operasyon düzenledi. Yaklaşık 200 polisin katıldığı operasyonda, kent merkezindeki 12 adrese eş zamanlı baskın yapıldı. Operasyonda uyuşturucu sattığı tespit edilen 7 şüpheli gözaltına alınırken, baskın yapılan evlerde, çamaşır makinesi gibi çeşitli yerlere gizlenmiş 638 sentetik hap, 16 gram skunk, 10,82 gram metamfetamin, 5 gram esrar, 0.13 gram bonzai, ecstasy hap ile tüfek, 4 kurusıkı tabanca, 3 bıçak ve 49 fişek ele geçirildi. Gözaltına alınan 7 şüpheli bu sabah geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü--------------Şüpheliler adliyeye getirilirken-Adliyenin dışarıdan çekilen görüntüsü

Haber-Kamera: ESKİŞEHİR-DHA

===============================

Kanser hastası Yasemin, down sendromlu çocukların koruyucu meleği Konya'da iş insanı Uğur Devecioğlu, down sendromlu oğlunun hayatını kendi olanakları ile sürdürebilmesi için, aynı durumdaki çocukları da düşünüp rehabilitasyon merkezi kurdu. Çocukların meslek sahibi olup, kendi paralarını kazanabilmeleri için kafeterya ve restoran açan Develioğlu, 4 yıl önce faaliyete giren iş yerinde kendi oğlunun da aralarında bulunduğu zihinsel engelli ve down sendromlu 11 genç istihdam ediyor. Çocukların koruyucu meleği olan ve kanser tedavisi gören eşi Yasemin Devecioğlu, "Burada yapılan şey sadece para kazandırmak, çalıştırmak değil. Biz o insanların hayatlarını geri veriyoruz. Onlara hak ettikleri hayatı veriyoruz" dedi.

Konya'da 10 yıldır faaliyet gösteren Gökçem Down Özel Çocuklar Eğitim ve Spor Kulübü Derneği, yaklaşık 4 yıl önce zihinsel engelli ve down sendromlu çocukların meslek sahibi olmalarını sağlamak için Gökcem Konya Down Cafe Restoran'ı açtı. Şu anda 1'i stajyer olmak üzere 11  zihinsel yetersiz ve down sendromlu gencin çalıştığını belirten Yasemin Devecioğlu, "Buradaki gençlerimize toplum içinde yaşanabilir kuralların hepsini kazandırıyoruz. Bu kurallar onları harcamayacak, onlara zarar vermeyecek ve karşı tarafın bakış açısını değiştirecek şekilde öğrenimler. Şu an 10 özel gereksinimli birey kadrolu olarak çalışıyor. 1 tane de stajyerimiz var. Sıcak-soğuk bölümü, mutfak bölümü ve serviste çalışıyorlar. İnanın normal vasıflı dediğimiz personelden bir tık üstte iş yapabiliyorlar "dedi.

ASIL SORUN İNSANLARI BURAYA GETİREBİLMEKTE

İnsanları kafe-restorana getirmekte zorlandıklarını belirten Devecioğlu, "Buraya gelmek sorun. Buraya geldikten sonra insanların bakış açısı değişiyor. Bizim sorunumuz insanlar buraya gelinceye kadar. Geldiklerinde çocukların herkes kadar normal bir birey olduğunu görüp ya sürekli misafirimiz oluyorlar ya da ben uğraşmak istemiyorum deyip uzaklaşıyorlar. Önemli olan toplumun tutumlarını değiştirebilmek. O önyargıları yıkmak. Biz asıl mücadeleyi orada veriyoruz. Zorlanıyoruz. Olumlu olarak çok destek olan insanlarımız da var, olumsuz şekilde bir şeyleri değiştiremediğimiz insanlarda var "diye konuştu.

ONA BAKINCA BENİM ÇOCUĞUM DA ÖYLE OLUR MU DİYE DÜŞÜNENLER VAR

İnsanların hiç alakası olmayan olumsuz düşüncelere sahip olduğunu belirten Devecioğlu, "Bana olmayan şey çok da umurumda olmaz diye bir algı var. 'Benim çocuğum öyle değil ki bana ne', 'ben öyle değilim ki bana ne', 'bize zarar verir mi?', 'onlara bakınca üzülürsem karnımdaki çocuğum da öyle mi olur?' 'acaba  pis midir?', 'devlet bakıyor zaten ne gerek var bu çocukların çalışmasına?', 'bu çocuklardan ne bekleniyor ki?' gibi düşünceler var" şeklinde konuştu.

ONLARA HAK ETTİKLERİ HAYATI GERİ VERİYORUZ

Çocuklara hak ettikleri hayatı geri verdiklerini belirten Yasemin Devecioğlu, "Herkesin hayatındaki eşit payda bu çocuklarda da var. Herkes bu haktan faydalanmak zorundadır. Neden onları annelerinin babalarının dizlerinin diplerine hapsedip, hayatlarını köreltme gibi bir çabamız var? Neden onların hayatlarını özgürleştirip herkes kadar bu haktan faydalanmalarına izin vermiyoruz. Buraya gelmeden önce annesinin dizinin dibinde, annesi bana bir şey olursa ne olacak kaygısını taşıyan anne bugün, şükürler olsun oğlum olmasa ailem ayakta duramayacak bütün maddi desteğimi o sağlıyor, onun gücüyle ayakta duruyorum diyen bir anneye dönüşüyor. Burada yapılan şey sadece para kazandırmak, çalıştırmak değil. Biz o insanların hayatlarını geri veriyoruz. Onlara hak ettikleri hayatı geri veriyoruz" dedi.

KİMSENİN BİR GARANTİSİ YOK

Toplumun bu tür konularda bilinçli olması gerektiğinin de altını çizen Devecioğlu, "Halkımız bu gözle baktığında toplum daha bilinçli daha duyarlı bir hale gelecek. Belki çocukları yaşamadı ama torunlarının yaşamayacaklarının garantisi var mı? Kendilerinin alzheimer olmayacakları konusunda bir garantileri var mı? Yada her şeyi geçin bizler bu kadar savaştığımız zaman hak ettiğimiz değeri görüyor muyuz? Görmüyoruz. Onlar da hak ettikleri değeri görmüyor" ifadelerine yer verdi.

Görüntü Dökümü-------------Yasemin Devecioğlu röportajGençlerin iş yerinde çalışmalarıMüşterilere yapılan servis

Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA-DHA


Kaynak: DHA

Son Dakika Yerel DHA YURT BÜLTENİ-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement