DHA YURT BÜLTENİ-6 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ-6

DHA YURT BÜLTENİ-6

5 bin 600 yıllık Troya efsanesini yapraklara işliyor Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behram köyünde yaşayan Hülya Kalaycı Unutur, Hollanda'dan ithal ettiği ve 2 yıl boyunca özel bir sistemle kuruttuğu difenbahya bitkisi yapraklarına, ilmik ilmik işlediği çeşitli eserleri çiziyor.

16.11.2019 11:18

5 bin 600 yıllık Troya efsanesini yapraklara işliyor

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behram köyünde yaşayan Hülya Kalaycı Unutur, Hollanda'dan ithal ettiği ve 2 yıl boyunca özel bir sistemle kuruttuğu difenbahya bitkisi yapraklarına, ilmik ilmik işlediği çeşitli eserleri çiziyor. Bugüne kadar yapraklar üzerine yüzlerce eser çizen Unutur, 5 bin 600 yıllık Troya efsanesine de difenbahya bitkisinin yapraklarına işledi.

Çanakkale'de savaş, deprem ve yangın nedeniyle yıkılıp, tekrar tekrar kurulan ve 10 katmandan oluştuğu bilinen 5 bin 600 yıllık Troya efsanesi, difenbahya bitkisinin yapraklarına işlendi. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Çini Bölümü mezunu evli ve 2 çocuk annesi Hülya Kalaycı Unutur (46), yaprak çalışmasına 1999 yılında İstanbul'da başladı. 2009 yılında Ayvacık ilçesine bağlı Behram köyü Assos'ta açtığı atölyede çalışmalarına devam etti. 20 yıldır Hollanda'dan ithal ettiği difenbahya bitkisi yapraklarını ilmik ilmik işleyerek çeşitli eserler çizdi. Bugüne kadar difenbahya bitkisinin yaprağı üzerine yüzlerce çeşitli eserler çizen Hülya Kalaycı Unutur, yapraklarda 5 bin 600 yıllık Troya efsanesini de işledi.

Difenbahya bitkisi yaprağına 2 yıl önce Troya efsanesini anlatan çizimlere başlayan Hülya Kalaycı Unutur, Troya'nın Kuruluşu, Homeros, Tanrı Zeus, Athena ve Poseidon, Achilles ve Hector savaşı başta olmak üzere Troya'nın kuruluşu, o dönemki tanrı ve tanrıçaları, savaş sahnelerini ve Troya kazılarında bulunan bazı objeleri kendi motifleriyle işleyerek eser haline getirdi. Unutur, Troya'nın kuruluşu'nu 15 gün, Homeros'u 5 gün, Tanrı Zeus'u 10 gün, Athena ve Poseidon'u 3 hafta, Achilles ve Hector savaşı eserini ise 1 ay içinde altın ile kendi özel boya karışımı ve ışık görmeden özel bir yöntemle 2 yıl boyunca kuruttuğu difenbahya bitkisi yaprağı üzerine yaptı.

'TROYA İLE İLGİLİ ESERLERİ 2 YILDA ORTAYA ÇIKARDIM'

Troya'nın anlatıcısı olan ünlü tarihçi Homeros'tan başlayarak Troya'yı anlatan ve simgeleyen motifleri yapraklara işlediğini belirten Hülya Kalaycı Unutur, "Troya'nın kuruluşu, o dönemki tanrı ve tanrıçaları, savaş sahnelerini ve Troya kazılarında bulunan bazı objeleri kendi motiflerimle işleyerek birçok eser ürettim. Dini ve mitolojik konular üzerine çalışıyorum. Troya da bunlardan bir tanesi. Troya ile ilgili eserleri 2 yılda ortaya çıkardım.  Ön hazırlık aşamam oldu. Araştırmalarım oldu. Çalışmaları hazırlamam 2 yıl sürdü. Ayrıca birçok konuda çalışmalar yapıyorum. Çalışmalarımın süresi genellikle konulara bağlı oluyor. Yeni oluşturacağım bir çalışma oluyorsa, çalışmayı ortaya çıkarmam uzun bir süre alabiliyor" dedi.

YURT DIŞINDAN TALEP GÖRÜYOR

Yurt içinde bütün illerden yerli turistlerin atölyesindeki eserleri görmeye geldiğini kaydeden Unutur, yurt dışından Almanya, Amerika, Fransa, Japonya, İsrail, Avusturalya ve Yeni Zelanda'dan gelen yabancı turistlerin eserleri incelediğini ve sipariş verdiğini de belirtti.

ESERLER SERGİLENİYOR

Hülya Kalaycı Unutur'un, difenbahya bitkisinin yaprakları üzerine hazırladığı 49 çerçeve içindeki 53 eserinin yer aldığı 'Yapraklarda Troya Efsanesi' sergisi 1-15 Kasım tarihleri arasında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Güzel Sanatlar Galerisi'nde sergilendi. Sergi, 16-22 Kasım tarihleri arasında ise Troya Müzesi'nde sergilenecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Hülya Kalaycı Unutur'un atölyesi ve çizdiği eserlerden genel ve detay görüntüler.

- Hülya Kalaycı Unutur'un atölyesinde Troya efsanesi çizim çalışmasından genel ve detay görüntü.

-Difenbahya yaprağında Troya efsanesi çizimlerinden genel ve detay görüntüler.

-Hülya Kalaycı Unutur ile röp.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ-İpek YAVAŞ/AYVACIK(Çanakkale),

==========================

Kars'taki Alman evi harabeye döndü

Kars'taki Çarlık Rusya döneminde 1911 yılında Alman Pfeiffer tarafından yapılan Mehmet Tekel'e ait evin tescilli odası adeta dökülüyor. Tekel, tescilli olduğu için dokunamadığı evin restore edilmesi için Almanya Büyükelçiliği'ne çağrıda bulundu. Elinden geldiğince evi koruduğunu fakat her geçen gün duvarlarının zarar gördüğünü, sıvaların döküldüğünü belirterek eve sahip çıkılmasını istedi.Paşaçayırı Mahallesi Rauf Denktaş Caddesi üzerinde dini lider Alman Pfeiffer tarafından yaptırılan ev, döneminde hem okul, hem de Alman köyü ibadethanesi olarak kullanıldı. Oturma odasının duvarlarında Zebur ve İncil'den ayetlerin yer aldığı evi kullananlar, 1'nci Dünya savaşının başlangıcıyla ülkelerine döndüler. 3 oda bir salondan oluşan evi devralan aile, odayı da muhafaza ederek korumaya devam etti. 2010 yılında Almanya büyükelçiliği vasıtasıyla evin dış yüzeyleri restore edildi.Evin üçüncü kuşak sahibi Mehmet Tekel, o dönemde Volga olarak tabir edilen Güney Almanlar'ın Kars'ta iki köy kurduklarını hatırlattı. Onlardan birisinin şuan kendi evlerinin bulunduğu Paşaçayırı Mahallesi olduğunu söyleyen Tekel, yaşadığı tarihi evi kendi imkanlarıyla korumaya çalıştığını söyledi. Tekel, "2010 yılında Almanya büyükelçiliği vasıtasıyla dış yüzeyler restore edildi. O zaman bana denildi ki 'İçini de kesinlikle biz restore edeceğiz.' O gün bu gündür bir haber çıkmadığı gibi yakın zamanda da evler benim bilgimin dışında tescil edildi. Şimdi göründüğü gibi her taraf dökülüyor. Duvarlar çatlamış, oyuklar açılmış, sıvalar dökülmüş durumda. Tamam ben buranın tarihine bir şey demiyorum ama ben ne zamana kadar burayı böyle koruyacağım. Ben zaten el de vuramam bir şey de yapamam. Bu benim tamamen gücümün dışında olan bir şey. Ne yapacağımı ben de şu anda şaşırmış vaziyetteyim. Kültür ve Turizm Bakanlığı mı, Almanya Büyükelçiliği mi kim buraya ne yapacaksa yapsın. Burayı ne kullanabiliyorum ne de burada oturabiliyorum. Oda öylece duruyor. Emekliyim, yani buranın ne restorasyonunu yaptırabilirim ne de buraya masraf edebilirim" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜAlman evinin dış görüntüsüTabelaEvin iç genel ve detaylarıMehmet Tekel ile röp.Evin içindeki dökülen yerlerHaber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS, ==========================

Erzurum'un 'sakin kenti'nde yazın 30 bin, kışın 3 bin kişi yaşıyor

ERZURUM'un Karadeniz bölgesine komşu ilçelerinden biri olan ve Uluslararası Sakin Kentler Birliğince 'sakin kent' seçilen Uzundere'de yaz aylarında 30 bine çıkan nüfus kışın ise 3 bine kadar düşüyor. Erzurum'a 87 kilometre uzaklıkta ve 1140 metre rakımıyla kentin en düşük rakımlı ilçesi olan Uzundere, tarihi, doğal güzellikleri ve tarıma elverişli yapısıyla öne çıkıyor. 21 metre genişlik ve 48 metre yüksekliğiyle dünyanın en büyük şelalelerinden birine sahip olan Uzundere, yetiştirilen sebze ve meyvelerle başta Erzurum olmak üzere çevresindeki il ve ilçelerin ihtiyacını karşılıyor. Tortum Gölü, Tortum Şelalesi ve Öşvank Kilisesi bulunan Uzundere, Türkiye'nin de 18'inci sakin kent, ünvanıyla son zamanlarda yerli ve yabancı turistlerin de ilgi odağı haline geldi.KIŞIN 3 BİNE KADAR DÜŞÜRNüfusa kayıtlı 55 bin kişi bulunan Uzundere'de Türkiye İstatistik Kurumu'nun adrese dayalı nüfus kayıt sistemi 2018 yılı verilerine nüfusu 8 bin 744. İlkbaharla birlikte tersine göçle nüfusu 30 bine kadar çıkan Uzundere'nin nüfusu kışın ise 3 bine kadar düşüyor. İlçenin küçük marka bir yerleşim birimi olduğunu söyleyen Uzundere Belediye Başkanı Hilmi Aktoprak, "Adından da anlaşılacağı üzere sakin bir kent. Nüfusumuz 8 bin 744, yazın 30 bin kişinin yaşadığı ilçede kışın nüfus 3 bine kadar düşüyor. Erzurum'un kuzeyinde yumuşak bir iklimi barındırıyor. Mikro klima etkisi gösteren ilçemizde bağ-bahçe, üzüm, elma, incir, meyve sebze üretimi noktasında ciddi bir potansiyelimiz var. Yazın tarlasında bağında bahçesinde çalışan insanımız kışın gurbete çoluk çocuğunun yanına gidiyor. 8 ay hem kendi hem de ilçe ekonomisine katkı sağlayan vatandaşlar, hasat dönemi sonrası başta İstanbul olmak üzere batı illerine gidiyor. Nüfustaki değişkenlik buradan kaynaklanıyor" diye konuştu.İLÇE TURİZME KAZANDIRILACAKİlçeyi turizmde önemli bir bölge haline getirmeyi amaçladıklarını vurgulayan Aktoprak, şunları söyledi: "Uzundere tek başına büyük bir rotanın parçası olabilir. Özellikle İsveç ve Kanada'dan gelen seyyahlar, bir rota içinde bizleri de ziyaret ediyor. Bunun yanında Karadeniz turunun lokasyonu olma arzusundayız. Bir gün dahi olsa konaklama yapılabilecek potansiyele sahibiz. Tortum Gölü, Tortum Şelalesi ve Öşvank Kilisesi bunun için yeterli alanlar. 'Sakin kent' bizim için bir markadır. Türkiye'de 18 sakin kentten biri olmak gurur verici. İlçemize gelecek Avrupa Birliği hibe fonlarının ciddi anlamada katkıları olacak. Bunların kısa sürede hayata geçeceğini düşünüyorum."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Uzundere ilçesinin drone kamerasıyla görüntüsü-İlçeden genel ve detay görüntüler-Tortum Şelalesi ve gölün drone görüntüsü-Uzundere Belediye Başkanı Hilmi Aktoprak ile röpHaber-Kamera: Salih TEKİN/ ERZURUM, ==========================

Evlerinde ölüm korkusuyla yaşıyorlar

Kocaeli'nin Çayırova ilçesinde, Saygın ailesinin yaşadığı eve pompalı tüfekle ateş açıldı. Saygın çifti evlerinde korku içerisinde yaşadıklarını belirterek, evlerine ateş eden kişilerin yakalanmasını istedi.

Önceki gün gece saatlerinde, Çayırova Özgürlük Mahallesi'nde 5 katlı binanın giriş katında oturan Saygın ailesinin evine pompalı tüfekle ateş açıldı. Fabrika işçisi Cengiz Saygın (37), eşi Hanım Saygın (35) ve kızları Ayfer Saygın'ın yaşadığı eve pompalı tüfekle 3 el ateş edilirken, saçmalar evin camlarına hasar verdi. Ateş edildiği sırada odada bulunan Ayfer Saygın büyük korku yaşadı. Aile polise haber verirken, ekipler incelemede bulundu.

Hanım Saygın ateş edildiği sırada kızının odada bulunduğunu belirterek, "Olay gecesinde kızım odada yatıyordu. Kızım bir anda yanıma gelerek 'anne evimize ateş edildi' dedi. Yerde camları gördüm, perdeyi açıp baktığımda camda iki yerde silah izi gördüm, karşı duvarda da iz vardı. Hemen polisi aradım. Polisler geldi baktı. Eğer bir milim daha olsaydı kızımın yaralanabilirdi. Kim olduklarını bilmiyorum. Saldırganların yakalanmasını istiyorum." dedi.  Hanım Saygın ölüm korkusu yaşadıklarını söyleyerek, şöyle konuştu: "Daha önce de şikayette bulunmuştum, bu seferde şikayette bulundum. Daha önce güvenlik kamerasında birisinin geldiğini gördük. O an kapıya vuruluyor sandık ama kameraya saldırıyorlardı. Kapıya çıktık korkup kaçtı. Polisi aradık yine ama o gün tekrar saldırdılar. Bu benim evime 3'ncü saldırı, niçin saldırdıklarını öğrenmek istiyorum. Benim kimseyle bir düşmanlığım yok, sıkıntım yok. Polise defalarca bildirdim, bu insanların bulunup niçin yaptıklarını öğrenmek istiyorum. Gerekli mercilerin duymasını istiyorum. Öldükten sonra bir şey yapılmasının bir anlamı yok. Ben eşimin de çocuğumun da yanımda olmasını istiyorum. Adalet istiyorum, ölüm istemiyorum."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜHasar gören camdan görüntüEvden detaylarHanım Saygın ile röp.HABER-KAMERA: Haluk TURGUT/ÇAYIROVA(Kocaeli),


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ-6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement