Sismik İzalosyon Sistemleri Çalıştayı

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından düzenlenen Sismik İzolasyon Sistemleri Çalıştayı'nda, depreme dayanıklı yapı tasarım amacıyla kullanılan sismik izolasyon sistemlerinin kullanım amaçları, standartları ve kalite kontrolleri tartışıldı.

İTÜ Maslak Kampüsü'nde gerçekleştirilen çalıştayın açılında konuşan TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Şahin, depremle ilgili önemli bir konuda toplantı yapıldığını belirterek, çalışmaların sadece akademik anlamda değil, uygulamayı ilk elden yapan kurumlar tarafından da yakından takip edildiğini söyledi.

Çalışmayı, üniversite ve kamu yatırımlarının ne denli iş birliği içerisinde olduğunu da belirtmek adına önemli bulduğunu ifade eden Şahin, şöyle devam etti:

"Daha önce herhangi bir deprem olduğu zaman ülkemizde ilk yıkılan ve hasar alan binalar kamu binaları olurdu. Ancak kurumumuzun özellikle son 10 yıldaki çalışmaları neticesinde depreme karşı en dayanıklı binalar tarafımızdan üretiliyor. Hem kamu binaları hem konutlar için bu böyle. Bunun son dönemdeki tecrübesi Van ve ilçesi Erciş'te 2011'de meydana gelen depremde yaşandı. Birçok bina depremden az, orta ve fazla hasar alırken, bizim orada yapmış olduğumuz konutlarda hiçbir hasar görülmedi. Bununla ilgili deprem fay hatları üzerinde bulunan ülkemizde de yeni bir bilinç olduğunu görüyoruz. Bunu idrak ediyoruz. Ben bu çalışmanın hem üniversitemize hem de kurumlarımıza faydalı olmasını diliyorum."

"Taban yalıtım elamanlarının testleri hayati önem taşımaktadır"

İTÜ Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ünal Aldemir de Türkiye'nin büyük bir bölümünün aktif fay hatları üzerinde olduğunu anımsatarak, bu nedenle ülkede gerçekleşen depremlerde birçok insanın kaybedildiğini, bunun yanında maddi ve manevi yıkımlar yaşandığını söyledi.

Aldemir, dileklerin temenni seviyesinde kalmasıyla afetlere dayalı yıkımların devam edeceğini anlatarak, depremin de doğrudan afet olarak nitelendirilmesinin yanlış olduğunu dile getirdi. Prof.Dr. Aldemir, bireyin, toplumun ve ilgili kurumların ön hazırlık ve tedbir konusunda yeterli düzeye erişememiş olmasının, bilinç eksikliğinin, yetersiz teknoloji ve yaşananlardan ders alınmamasının buna yol açtığını kaydetti.

Taban yalıtım elamanları testlerinin hayati önem taşıdığını, şu anda bunların yurt dışında üretilerek, test edildiğini, bu nedenle de maliyetlerin arttığını belirten Aldemir, şöyle devam etti:

"Hem ülkemizin, hem de komşu ülkelerin bu konuda artan talepleri dikkate alındığında yetkin bir test merkezinin ülkemizde kurulması büyük önem taşımaktadır. Böyle bir test merkezi kurulduğu taktirde toplam maliyetler önemli derecede düşecek, proje sürelerindeki gecikmeler en aza inecek, mevcut ileri teknolojiler ülkemizde de yaygınlaşacak, bu konudaki bilimsel çalışmalar artacak, deneysel altyapımız güçlenecek, uzun vadede bu yalıtım elamanlarının üretimi ülkemizde de söz konusu olacak ve çevre ülkelerin de talepleri karşılanabilecektir. Enstitü olarak böyle yetkin bir test merkezinin kurulmasına yönelik çok yönlü bir çalışma başlatmış bulunmaktayız."

Bu kapsamda başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, diğer bakanlıklar, kamu kurumları ve özel sektörle görüşmeler yapıldığını, yurt dışındaki test merkezlerinin ziyaret edildiğini vurgulayan Aldemir, bugünkü çalıştayın çok yönlü olarak sürdürülen çalışmaların önemli bir ayağını oluşturduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye'nin yanı sıra, ABD, Japonya, Yeni Zelanda ve Avrupa'dan akademisyenlerin katıldığı çalıştayda, toplantının yapılmasına destek olan kurum ve kuruluş temsilcilerine plaket verildi.

Çalıştay, yapılacak sunum ve oturumlarla gün boyu devam edecek. - İstanbul