Korsan Conrad'ın çeşitli mallar ve esirlerin satıldığı pazarda aşık olduğu ancak Seyd Paşa'nın haremi için seçtiği Medora'yı kaçırma mücadelesini anlatan "Le Corsaire/Korsan" balesi, akıcı ve hareketli sahneleriyle seyirciden tam not aldı.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen klasik balenin büyük eserlerinden "Korsan"ın prömiyeri, Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi'nde yapıldı.
İngiliz şair Lord Byron'un aynı adlı şiirinden esinlenilerek Jules-Henri Vernoy de Saint-Georges ve Joseph Mazilier'in metnini yazdığı "Korsan", yaşayan bale efsanelerinden biri olarak tanımlanan Kanadalı bale sanatçısı Anna-Marie Holmes'in koreografisiyle sunuldu.
Adolphe Adam, Cesare Pugni, Leo Delibes, Riccardo Drigo ve Prince Oldenbourg'un müzikleriyle sahnelenen eserde orkestrayı Svetoslav Borisov yönetti.
Zeki Sarayoğlu'nun dekoru önünde Çimen Somuncuoğlu'nun tasarladığı kostümlerle sahne alan sanatçılar, Müfit Özbek'in yönettiği ışıklar altında izleyiciyi büyüledi.
Eserde "Medora" rolünde Gizem Atik, "Conrad" rolünde Batur Büklü, "Gülnare" rolünde Müge Bayramoğlu, "Lankendem" rolünde Mutlu Cankup, "Ali" rolünde Ali Türkkan", Birbanto" rolünde M. Nuri Arkan, "Seyd Paşa" rolünde Oktay Keresteci ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçıları dans etti.
Hareketli, renkli ve akıcı sahneleriyle öne çıkan "Korsan", Türk bale seyircisinden tam not aldı. Klasik balelerde kadın ve erkek başrol dansçılarının birlikte ve solo danslarla hünerlerini sergiledikleri "grand pas de deux" denilen bölüm, 3 başrol yani Medora, Conrad ve Ali tarafından dans edilerek farklılık gösterdi. Eserin ikinci perdesinde Medora'yı oynayan Gizem Atik'in 32 kez tekrarladığı fouette dönüşü ise büyük alkış aldı.
Teknik açıdan güçlü, artistik bakımdan Hollywood filmlerini aratmayan "Korsan" bugün 3, 5, 8,10 ve 12 Mart ile 6 ve 8 Nisan'da Süreyya Opera Sahnesinde bale severlerle buluşmaya devam edecek.
"Odaklanmayla üstesinden gelebiliyorsun"
Eserde "Medora"yı yorumlayan baş kadın dansçı Gizem Atik, AA muhabirinin "İkinci perdede seyirciye hiç bitmeyecekmiş hissi veren 32 fouette dönüşünü yaparken neler düşünüyorsunuz? Bu gibi zor bölümlerde balerinler paniğe kapılırlar mı?" sorusu üzerine, bunun balenin en teknik ve en zor hareketlerinin başında geldiğini söyledi.
Konservatuvardan itibaren aldıkları bale eğitiminin balerinleri bu tür zorlu hareketlere hazırladığını anlatan Atik, "O yüzden bir bakıma alışkanlık haline geliyor. Hareket ve vücut güçlendikçe, bedene iyice yapışıyor. Sahnede o heyecanla birleşince fouette hareketi biraz daha zorlaşıyor ama tamamen konsantre olup vücudun yapması gerekeni ve odaklanmayı yani aynı noktada başlayıp bitirmeyi düşündüğün zaman üstesinden gelebiliyorsun. Baledeki her teknik hareketin yapılabilmesi, tamamen iyi bir eğitim ve çalışmaktan kaynaklanıyor bu da onlardan biri" diye konuştu.
Batur Büklü'nün ilk başrolü
"Conrad"ı oynayan baş erkek dansçı Batur Büklü de "23 yaşındasınız. Bu kadar büyük bir eserde daha önce prömiyerde başrol dans etmiş miydiniz? Bu size nasıl bir sorumluluk yükledi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"İlk defa böyle önemli bir eserde başrol olarak dans ediyorum. İnanılmaz büyük bir heyecan ve sorumluluk. Çocukluğumdan beri başrol oynamak istemiştim. İzlediğim dansçılara hep imrenerek bakmıştım. Her zaman bunun için çalıştım. Böyle bir fırsat bulduğum için de kendimi açıkçası çok şanslı hissediyorum. Zor bir eser Le Corsaire. Eserin başından sonuna kadar odaklanmayı hiç kaybetmemek, her anında hikayeyi yaşamak, hissetmek gerekiyor."
Conrad'ın arkadaşı "Birbanto"yu canlandıran Mehmet Nuri Arkan da "Eserin teknik ve artistik bakımdan çok güçlü olduğunu biliyoruz. Siz rolünüzü dans ederken hangi tarafı daha çok düşündünüz?" sorusu üzerine, 20'li yaşlarda, genç ve biraz daha deneyimsizken tekniğe önem verildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Ne kadar döndüğünüz, nasıl uçtuğunuz… 30'dan sonra artık nasıl bardağı uzattığım, çiçeği nasıl verdiğim konusuna daha çok bakıyorum. Teknik zaten ister istemez oturmuş oluyor. Tabii ki hiçbir zaman 'eksiksiz, tam oldu' diyemiyorsunuz, kendinizi izlediğinizde hiçbir zaman beğenmiyorsunuz. Ama belli zamandan sonra artistiğe önem veriyor, işin ruhunu yakalamaya çalışıyorsunuz. Eserin içine girip tadını çıkarmaya, atmosferi yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyorum. Yapabiliyorsam ne mutlu."
"Eğleniyorum"
Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi baletlerinden Oktay Keresteci ise eserde "Seyd Paşa" rolüyle seyirciyle buluştu.
Keresteci, 1979'dan beri sahneye çıkmaya devam ettiğini belirterek, "Bunun sonucunda duymak istediğim o alkışlar. Hem sahneye çıkmanın verdiği zevk hem de o duyulan alkışlar beni orada tutuyor. Belki çok tekrar olacak ama inşallah kötü bir son olan ölümü sahnede tadarım" dedi.
"Seyd Paşa rolü gerçekten de bu kadar eğlenceli mi? Yoksa siz sahne üzerindeki deneyiminiz ve rahatlığınızla karakteri bu şekilde mi yorumladınız? Siz de çok eğleniyor gibisiniz?" sorusuna "Eğleniyorum, doğru. Gerçeği söylemek gerekirse Seyd Paşa karakterini hiç araştırmadım. Ancak eserin koreografı Anna Marie'ye yapmış olduğum yorumlardan kişinin ve karakterin doğru olduğunu anladım ve bu şekilde bir Seyd Paşa çıkardım" karşılığını verdi.
"Korsan"ın konusu
Holmes'in koreografisiyle Amerikan Bale Tiyatrosunda her iki senede bir sahne alan "Korsan"ın konusu özetle şöyle:
"Conrad tarafından idare edilen bir grup korsan ve Conrad'ın arkadaşı Birbanto, bir korsan gemisiyle Osmanlı İmparatorluğu'na doğru yol almaktadır. Çeşitli malların yanı sıra esirlerin satıldığı bir pazar yeri meydanı tüccarlar ve müşterilerle dolup taşmaktadır. Conrad ve adamları, pazar sahibi ve esir tüccarı Lankendem'in bulunduğu yere gelirler. Conrad, esir kızlardan biri olan Medora'ya görür görmez aşık olur. O sırada Seyd Paşa meydana gelir. Lankendem, Paşa'ya Medora'yı sunar; herkes onun güzelliği karşısında büyülenir. Paşa, Medora'yı da satın alır. Conrad'ın işareti üzerine köyü basan korsanlar Medora'yı, diğer esirleri ve Lankendem'i kaçırırlar. Medora, aşklarının hatırına, Conrad'a tüm esirleri serbest bırakması için yalvarır. Conrad bunu kabul eder ancak Birbanto bu fikri benimsemez ve korsanları Conrad'a karşı ayaklandırır. Yaşanan karmaşada Lankendem, Medora'yı kaçırır. Lankendem, Medora'yı Seyd Paşa'ya getirir. Gezgin kılığına giren Conrad, Birbanto ve korsanların gelişiyle paşanın sarayına gelir. Birden korsanlar üstlerindeki gezgin kıyafetlerini atıp gerçek kimliklerini ortaya çıkarırlar ve Medora'yı kaçırırlar."
Renkli ve canlı bir bale olan Korsan balesi, dünyada ilk kez 23 Ocak 1856'da Paris'te Joseph Mazilier'in koreografisiyle sahnelendi, sonrasında Avrupa'da ve Rusya'da pek çok koreograf tarafından yorumlandı.
Son Dakika › Kültür Sanat › İstanbul'da 'Korsan' Rüzgarı Esiyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?