AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, "AB'nin düzensiz göç krizi, terör tehdidi ve ekonomik kriz ile karşı karşıya bulunduğu bu süreçte, birliğin geleceği ve istikrarı bakımından Türkiye'nin önemi her zamankinden daha fazla ön plana çıkmıştır. Türkiye'nin, Avrupa Projesi'ni ileriye taşıyabilecek vazgeçilmez aktörlerden biri olduğu açık bir biçimde görülmüştür" dedi.
Bozkır, TBMM Genel Kurulunda, 2016 yılı Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinde bakanlığının bütçesine ilişkin konuşmasında, Avrupa Projesi'nin geleceği ve Türkiye-AB ilişkileri açısından son derece tarihi bir dönemden geçildiğini söyledi.
Uluslararası platformda önemli değişimlerin yaşandığı, yakın coğrafyada etkisi uzun süre hissedilecek dönüşümlerin gerçekleştiği kritik süreçte olunduğuna işaret eden Bozkır, bu sürecin Avrupa kıtasını da çetin sınamalarla karşı karşıya bıraktığını anlattı.
2015'in, Avrupa bütünleşmesinin en temel politikalarının dahi sorgulanır hale geldiği bir yıl olduğuna dikkati çeken Bozkır, ekonomik kriz, düzensiz göç akınıyla mücadele ve Avrupa'nın en büyük şehirlerini vuran terör saldırıları gibi sorunların AB'nin adeta varoluşsal krizlerle yaşamaya başlamasına yol açtığını kaydetti.
"AB'nin düzensiz göç krizi, terör tehdidi ve ekonomik krizle karşı karşıya bulunduğu bu süreçte, birliğin geleceği ve istikrarı bakımından Türkiye'nin önemi her zamankinden daha fazla ön plana çıkmıştır. Türkiye'nin, Avrupa Projesi'ni ileriye taşıyabilecek vazgeçilmez aktörlerden biri olduğu açık bir biçimde görülmüştür" diyen Bozkır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AB'nin yaşamakta olduğu zorlu sınamalar karşısında Türkiye ile her zamankinden daha da fazla yakınlaşması, Avrupa bütünleşmesinin kurucularının, "Avrupa, krizlerden geçecektir ancak Avrupa, bu krizlere bulacağı çözümlerle Avrupa olacaktır' sözü hatırlandığında daha da anlam kazanmaktadır.
Hep vurguladığımız üzere, AB'nin gelecekteki bölgesel ve küresel rolünü ve gücünü belirleyecek en temel unsurlardan biri Türkiye olacaktır. Bugünkü sınamalar, bir süredir göz ardı edilen ortak hedefler ve ortak çıkarları yeniden gündeme taşıyarak bu öngörünün haklılığını kanıtlamıştır. Köklü demokrasi geleneği, işleyen piyasa ekonomisi ve jeostratejik konumuyla Türkiye, Avrupa Birliğinin küresel ve bölgesel gücünü diriltmesi ve mevcut sınamalar karşısında etkili olabilmesi için en önemli aktörlerden biridir.
Bu gelinen noktada Türkiye'nin AB üyeliği stratejik bir zeminde ele alınıyor ve ortak çıkarlar temelinde samimiyetle yoğun ve sonuç odaklı bir çaba gösteriliyor. Deyim yerindeyse Türkiye-AB ilişkilerinde paradigma değişmiştir ve kartlar yeniden dağıtılıyor. Nitekim, son dönemde Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde ortak başlıkların geçmişe dönük değil, gelecek perspektifinden konuşulmasına olanak verecek yeni bir zemin yakalamış bulunuyoruz. Bu zemin, Türkiye-AB ilişkilerinde gerçekten önümüzdeki dönemde görüntüsünü kuvvetle hissettirecek ve önümüze daha güvenle bakmamızı sağlayacak bazı unsurları da içermektedir."
Bozkır, Türkiye ile AB ilişkilerinde gelinen nokta ve buna yönelik çalışmalar hakkında bilgi de verdi.
"Belki de tarihimizin gördüğü en büyük göçlerden biriyle karşı karşıyayız"
Volkan Bozkır, 2016 sonlarında vizelerin kalkacak olmasının yeni paradigma değişikliğiyle ortaya çıkan tabloda önemli unsurlardan biri ve bir kazanım olduğunu dile getirerek, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları inşallah vizelerin kalkmasıyla Schengen bölgesindeki ülkelere vize almadan, pasaportlarını dahi göstermeden kimlik kartlarıyla girme imkanına kavuşacaklardır" değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek dönemde en önemli konulardan birinin de yasa dışı göçle mücadele konusunda yapılacak iş birliği olduğunun altını çizen Bozkır, "Gerçekten, bir deprem meydana gelmiştir ve bu depremin arkasından tsunami etkisindeki, belki de tarihimizin gördüğü en büyük göçlerden biriyle karşı karşıyayız" diye konuştu.
Türkiye'nin yasa dışı göçle mücadelede önemli adımlar attığını belirten Bozkır, geçen yıl 146 bin yasa dışı göçmenin, 4 bin 500 civarında göçmen kaçakçısının yakalandığı bilgisini paylaştı.
Avrupa Birliği rakamlarına göre 2015'in son aylarında yasa dışı yollardan günde 3 bin kişinin Avrupa'ya geçtiğini, bu sayının şubatta 300'e kadar gerilediğini anlatan Bozkır, "Dolayısıyla, gerçekten, önemli bir çaba içerisinde hareket edilmektedir" dedi.
"İllegal göç dünyada 6 milyar avroluk bir ekonomidir"
Suriye sorununun ortaya çıkmasıyla başlayan ve sorun çözülemediği takdirde devam edecek çok önemli bir durumla karşı karşıya olunduğuna dikkati çeken Bozkır, şu görüşleri paylaştı:
"Dünyada 6 milyar avroluk bir ekonomidir bu illegal göç. Gerçekten, uyuşturucu, silah kaçakçılığı gibi insanlığa zarar verici bütün bu organizasyonları yapanlar, bu kez bu illegal göçten, düçar durumdaki insanların sırtından bu paraları kazanmak için korkunç bir örgütlenme içindedir. Bütün insanlık camiasının birlikte hareket ederek çözebileceği ancak ortak sorumluluk alarak, paylaşılarak bunun üstesinden gelinebilecek nitelikte bir önemli sorunla karşı karşıyayız.
Dolayısıyla inşallah, önümüzdeki günlerde Avrupa Birliğine, bu yeni aile içinde hareket ederek ortaya çıkarttığımız yeni tablo içerisinde hem illegal göçün legal göç haline gelmesi hem büyük bir insaniyet örneği göstererek, ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin hem Türkiye'deki hem gittikleri ülkelerdeki konumlarını daha iyi şartlara ulaştırmak için önemli çabalar sarfedilmektedir."
Bozkır, "Avrupa Birliği, Suriyeli kardeşlerimize 3 milyar avro katkıda bulunmayı taahhüt etmiştir. Bu para bu yıl için harcanacaktır ve bununla ilgili karar alınmıştır. Öyle illerimiz, ilçelerimiz var ki oradaki Suriyeli kardeşlerimizin sayısı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısını geçmiştir" şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, uzun yıllardır 2,5 milyondan fazla Suriyeli kardeşini misafir ederken, ekmeğini, evini paylaşırken bir kere olsun, "Niye ekmeğimi paylaşıyorum? Niye geldiler? Niçin işimi paylaşıyorum?" demeden gerçekten tarihe geçeceğini, uzun yıllar hatırlanacak çok önemli bir insanlık dersi verdiklerini belirten Bozkır, 3 milyar avrodan söz konusu ilçelerdeki altyapı imkanlarının geliştirilmesi için yararlanacakları bilgisini verdi.
Bozkır, geriye doğru bakıldığında 2,5 milyondan fazla Suriyeli kardeşini insaniyet adına misafir eden Türkiye'nin hatırlanacağını anlatarak, şunları kaydetti:
"800 kişi için referandum yapan ülkeler de hatırlanacaktır, ülkesine giren göçmenlerin üzerindeki takılara varıncaya kadar alıp bunları ihalelerde satıp, bu parayla bu masrafları karşılamak için Meclis'ten karar çıkaracak ülkeler de hatırlanacaktır, dörtlü nizamda önlerinde atlı polislerle savaş esiri muamelesi gören insanlar da hatırlanacaktır. Bir duvarın bu tarafında soğuk içinde veyahut da zor şartlarda, açlık içinde bekleyen insanlar da hatırlanacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, her zaman, bu insanlık adına yaptığı çok önemli katkıyla hatırlanacaktır ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak da bundan herhalde hepimiz gurur duyacağız ve bize yakışan bir davranışı bu şekilde yerine getirmiş olacağız."
Özdiş'in sözlerine tepki
Öte yandan, Bozkır'ın ardından bütçe üzerinde şahsı adına söz alan CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesinin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği karara ilişkin yaptığı açıklamayı eleştirerek, "Düşünün ki bir ülkenin başı, ordunun komutanı, Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesini tanımadığını söylüyor. Ben de bu parlamentonun milletvekili olarak Sayın Cumhurbaşkanı'nı tanımıyorum. Ne diyeceksiniz buna peki? " ifadelerini kullandı.
Özdiş'in bu sözlerine AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi.
Son Dakika › Politika › 2016 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?