AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Marmaray'ın açılışına değinerek, "Biz, Japonya Başbakanı dahil olmak üzere Marmaray'ın açılışında hayır duaları yaparken, birilerinin de bu hayır dualarının aksine temennilerde bulunduğunu üzülerek müşahade ettik. Maalesef sayıları az da olsa, kendi ülkesinin başına gelecek felaketten haz duyacak kadar gözü dönmüş hazımsızlar var" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul'da 31 Ekim Cuma günü Türkiye ekonomisi adına önemli bir buluşma gerçekleştiğini,11 yıl boyunca Türkiye'deki yatırım ortamını iyileştirmek için önemli adımlar attıklarnı, önemli reformlar yaptıklarını anlattı. Bu reformlara paralel olarak yaptıklarnı değerlendirmek ve yol haritası çıkarmak üzere 2004 yılından itibaren her yıl 'Yatırım Danışma Konseyi' adı altında bir buluşmayı sürekli düzenlediklerini hatırlatan Erdoğan, başta Dünya Bankası olmak üzere en üst düzeyde ekonomi otoritelerinin yanı sıra dünyanın çok büyük şirketlerinin üst kademe yöneticilerini ağırlayarak tam gün boyunca değerlendirmelerini aldıklarını söyledi.
İlk değerlendirmelere katıldığını, değerlendirmelerini aldıklarını, soru-cevap şeklinde müzekere yaptıklarını belirten Erdoğan, öğleden sonra Ekonomi Bakanı'nın süreci devam ettirdiğini söyledi.
Erdoğan, 2004 yılından itibaren her yıl yapılan bu toplantıların tamamına bizzat başkanlık ettiğini, ilgili bakan ve bürokratlarla katılımcıların görüş ve tavsiyelerini dikkatle not ettiklerini, konuları takip ettiklerini, her yıl ilerleme raporlarını da toplantılarda müzakere ettiklerini kaydederek, Yatırım Danışma Konseyi toplantılarından uluslararası yatırımlar noktasında çok ciddi şekilde istifade ettiklerini bildirdi. Erdoğan, şöyle devam etti:
-"131 milyar dolar uluslararası yatırım çekti"
"Bakın bizim dönemimize kadar Türkiye'de bazı itstisnalar dışında, yıllık uluslararası yatırım tutarı 1 milyar dolar seviyesini aşamıyordu. 2002 yılına kdar Cumhuriyet tarihi boyunca, 79 yıl içinde Türkiye'nin çekebildiği toplam uluslararası yatırım tutarı, sadece 15 milyar dolar olmuştur. 2002 ile 2013 Ağustos ayı arasında ise Türkiye gerçekleştirdiği reformlar sayesinde 131 milyar dolar uluslararası yatırım çekti. 79 yılda 15 milyar dolar, 11 yılda 131 milyar dolar....Her yıl yaptığımız Yatırım Danışma Konseyi toplantılarında Türkiye'nin bu performansından övgüyle söz edildi, daha yüksek seviyelere ulaşılabilmesi için öneriler dile getirildi. Bu yıl sekizincisini gerçekleştirdiğimiz toplantıda, Türkiye ekonomisine yönelik ilgi ve takdirin hiç yoğunluk kaybetmeden devam etiğini de müşahade ettik. Gerek büyüme oranlarıyla gerek makro ekonomi göstergelerle gerekse sergilediğimiz disiplinle Türkiye, küresel ekonomik kriz ortamında farklı bir istikamette ilerlemeye devam ediyor."
-"Merkez Bankası rezervi rekor seviyede"
Erdoğan, Merkez Bankası rezervinin yeniden rekor seviyeye ulaştığını işaret ederek, kendilerinden önce iktidarda olan MHP-DSP-ANAP iktidarında 2002 yılında 27, 5 milyar dolar olan döviz rezervinin, şu anda 134 milyar dolar seviyesine çıktığını hatırlattı.
"27,5 milyar dolardan 134 milyar dolara..." diyen Erdoğan, IMF ile görüşmelerin tamamlandığını, Türkiye'den 5 milyar dolar borç alma imkanını kendilerine sağladıklarını, gerekiğinde IMF'nin bu borcu Türkiye'den alabileceğini söyledi. Erdoğan, "Yani o borçlu olacak, biz alacaklı olacağız. Peki IMF ile durum neydi? Yine DSP-MHP-ANAP iktidarında IMF'e olan borç 23,5 milyar dolardı, 14 Mayıs itibarıyla borcumuzu sıfırladık ve şimdi borç verir duruma geldik. Kim milliyetçi, kim milli değerlere sahip, kim ülkesine, milletine daha düşkün hepsi ortada. Birileri lafını yapıyor biz icratı yapıyoruz. Onlar borçlandı biz ödedik. Geldiğimiz nokta bu" dedi.
-"Marmaray'ın kaza yapması temenilerini gördük"
Türkiye'nin dış borcunun milli gelire oranla yüzde 73-74 seviyesinde olduğunu, şimdi yüzde 36'ya düştüğünü belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye'deki her meselede olduğu gibi, ekonomide de zaman zaman sergilenen bir art niyetin üzerinde özellikle durmak istiyorum. Bakın, Marmaray seferlere başladığında, bazı çevrelerde Marmaray'ın başarısız olmasında, hatta Allah korusun kaza yapması konusunda temennilerin açık açık dile getirildiğini gördük. Olur mu böyle şey ya? Hale bakın. Biz, Japonya Başbakanı dahil olmak üzere Marmaray'ın açılışında hayır duaları yaparken, birilerinin de bu hayır dualarının aksine temennilerde bulunduğunu üzülerek müşahade ettik. Maalesef sayıları az da olsa kendi ülkesinin başına gelecek felaketten haz duyacak kadar gözü dönmüş hazımsızlar var. Marmaray'da sergilenen bu hazımsızlık, 11 yıldır Türkiye ekonomisine ilişkin sürekli olarak sergileniyor. Aynı hazımsızlığı terör meselesinde de görüyoruz. Siyasi iktidarı sandıkta alt edemeyenler, bunun için hiçbir çaba sarf etmeyenler, her alanda kriz çıkmasını temenni ederek, iktidarın yıpranmasını istiyor, buradan nemalanmak istiyorlar. Sandıkta başarı umudu olmayanlar, ülkenin felaketinden medet umuyor. Bakıyorsunuz, 'terör bitmesin, hatta terör eylemleri olsun da şehitler gelsin de böylece Hükümet yıpransın' diye temennide bulunanlar, siyasi ikbalini böyle bir felakete bağlayanlar var. İşte bunu son Van seyahatinde açık net gördük. Orada yine vatandaşlarımızın bir çoğunun endişelerini taşıdığını gördüm. Yani bir taraftan artık bu cenazelerin gelmemesi orada umut ışığını yakıyor ama hala belli yerlere tehditler var. Hala...Şimdi biz Parlamento'da bu işin mücadelesini verdiğini söyleyen partilere sesleniyorum; Eğer teröre karşıysanız, bu konuda samimiyseniz lütfen şiddetin eşliğinde oy değil, silahin eşliğinde oy değil, demokratik mücedeleyle kalemin, sözün ışığında oy almaya gayret edin.
Aynı hazımsızlığı dış politikada da görüyoruz. Bakıyorsunuz, 'Türkiye dış politikada başarısız olsun da Hükümet yıpransın' diye Türkiye'nin başarısızlığında kendi ikbaline pay çıkaranlar var. Yine bakıyorsunuz '11 yıldır ekonomi çöksün de bir kriz çıksın da Hükümet yıpransın' diye dua edenler, felaket tellalığı yapanlar zihinleri bulandırmaya çalışanlar var. Bu tavır tehlikeli olduğu kadar hastalıklı bir tavır. 'Ben iktidarda değilsem bu ülke batsın, bitsin, krizler içinde kıvransın' tavrı bencilce bir tavırdır, adeta bir ihanettir. Kendi istikbalini, geleceğini, ikbalini başkalarının felaketine, hele hele mensubu olduğu ülkenin, milletin felaketine bağlayanlar millet nezdinde asla itibar göremezler. Bakın bizdeki muhalefetin temel sorunu da budur. Artık bunları yakından tanıyorsunuz; bunlarda plan derseniz yok, proje derseniz yok, çözüm önerisi derseniz yok, sandıkta rekabet kültürü hiç mi hiç yok. 11 yıldır bütün temennileri ülkenin başarısız olması, böylece iktidarın yıpranması üzerine kuruludur. Terörün bitmesini bunun için istemiyorlar. İşte bunun için ellerini taşın altına koymuyor, bu mücadelede yer almıyor. Olimpiyatların Türkiye'ye gelmemesinden memnuniyet duyuyorlar. Hatta bunu açıkça söylüyorum; Dış politikada Türkiye'nin başarılı olmasını istemiyor, işte onun için Türkiye düşmanlarıyla aynı safta yer alabiliyor, Türkiye düşmanlarının dilini kullanıyor, hatta onlarla fotoğraf çektirebiliyorlar. Türkiye'nin ekonomide başarılı olmasını hazmedemiyorlar, onun için istikrar ve güven ortamının zedeleme noktasında her yola, her yönteme başvuruyor. İşte bu tavır, eski Türkiye'ye ait bir tavırdır. 'Türkiye bizim olsun da ne olursa olsun'. Anlayış bu...'Küçük olsun ama bizim olsun', anlayış bu. 'Yeter ki Türkiye'yi biz idare edelim, müdahalelerle Türkiye'yi ele alalım, ne zarar verilirse verilsin, hiç önemli değil. Çeteler bize dokunmasın da varsın faili meçhuller olsun, kışkırtmalar, baskılar, dayatmalar olsun' hep bunu söylüyor. 'Bizim zenginliğimiz, kazancımız artısın da geri kalana ne olursa olsun, varsın halk yoksulluk içinde kıvransın' dediler. Yıllarca böyle gitmedi mi? 'Bize, bizim çocuklarımıza dokunmasın da varsın terör devam etsin, varsın yoksul halkın çocukları şehit olsun' dediler. 'Biz özgür olalım da Türkiye'nin geri kalanı aman başını kaldırmasın, aman bir talepte bulunmasın' dediler. 'Hukuk her zaman lehimize karar versin, geri kalanlara hukuk, adalet, demokrasi lazım değil' dediler. Yapılan buydu. Bunu bizzat yaşadık. İşte biz AK Parti olarak en başta eski Türkiye'nin bu köhnemiş bencilliğine son verdik. Çetelere, mafyaya, karanlık suç örgütlerine, cuntaya biz hayır dedik, onlar değil. 'Türkiye zenginleşecekse, hep birlikte 76 milyonla zenginleşecek' dedik. 'Türkiye büyüyecekse 76 milyon büyüyecek' dedik. Sadece belli kesim için değil, belli zümreler için değil 76 milyon için özgürlük, adalet, hukuk, demokrsi dedik. Eski Türkiye'de belli zümrelerin, belli çevrelerin işleri tıkır tıkır yürüyor ama halk kan ağlıyordu."
-"20 yaşındaki genç vita yağını, sana yağını bilmez"-
Erdoğan, kendisini dinleyenlerin eski Türkiye'ye dönüp bakmalarını isteyerek, "Allah aşkına benzin, ekmek, yağ, tuz kuyruklarında bekleyenler biz değil miydik? Bunlar bu ülkede yaşandı mı, yaşandı. Ama şu anda 20 yaşındaki genç bunları bulmuyor, onlar kuyrukları görmedi. Onlar sadece AK Parti iktidarını gördüler, zannettiler ki Türkiye hep böyleydi. Hiçbir zaman böyle değildi. Şu anda 20 yaşındaki gençler, 'hangi mağazaya girersem dünyanın en meşhur markaları rahatlıkla bulabiliyoruz' zannediyorlar. Bırakın onu biz yerli ürünlerimizi bile bulamıyorduk. Bakın eskiden Vita yağı...Şimdi gence sor, Vita yağı nedir bilir misin diye? İnanın yüzde 100'e yakını bilmez. Sana yağı nedir diye sorsan onu da bilmez. Ama bunun için kuyruğa giriyorduk" dedi.
Bütün bunların karşısında Türkiye'de yeni bir dönemin başladığına işaret eden Erdoğan, sağlıklı ürünlerin hepsinin ülkede son 10 yılda üretilmeye başladığını belirti. Yeni Türkiye'de fakir zengin arasında ayrımın ortadan kalktğını ifade eden Erdoğan, "Ah benim 20 yaşındaki genç kardeşim, şimdi sana sesleniyorum; Bak biz kitabımızı bulamıyorduk, defter, kalem alabilmek için kırtasiyeci dükkanlarında sırada kuyrukta bekliyorduk" diye konuştu.
-"Emekli Sandığı hastanelerinde kuyruklar yaşanıyordu"
Erdoğan, sağlıkla ilgili durumun hep söylediğini, söylemeye devam edeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu andaki Anamuhalefet'in başındaki genel müdürlerinin de yaşattığı bir zulümdür; kuyruk zulmü...O dönemde de SSK hstanelerinde kuyruklar yaşanıyordu. Emekli Sandığı hastanelerinde kuyruklar yaşanıyordu. Soralım 'Emekli Sandığı Hastanesi nedir' diye, 20 yaşındaki genç bunu da bilmez. Çünkü o zaman bu hastaneler de biliyorsunuz ayrıydı. Ama o yavrularamız 9-10 yaşındaydı o zaman., Şimdi bütün bu hastaneler birleştirildi ve istediğin hastaneye gidiyorsun. Aynı zamanda devletle anlaşması olan bütün özel sektör hastanelerine gidiyorsunuz. Böyle bir dönemde artık istediğin yerinden, istediğin hizmeti alıyorsun. Hastaneye gidersin doktor ilaç verir, bu ilaçları bulamazsın. Şimdi istediğin eczaneden gidip ilacını alabiliyorsun. Dolayısıyla doktorun vermiş olduğu ilaçla da tedavine dönebiliyorsun. Bunda biz bedel filan düşünmedik. 'Sağlığa şu kadar para gidiyor' diye düşünmedik. İnsanımızı düşündük, vatandaşımızı düşündük. İstedik ki onlar huzurlu bir Türkiye'de, sağlıklı bir ortamda en güzel şekilde yaşayabilsinler. Yeni Türkiye'de eskisi gibi imtiyazlar yok. Ama öğrenciye imtiyaz var. Harçlarını kaldırdık. Bizden öncekiler niye kaldırmadı? İşte biz geldik 45 lira burs veriyorlardı o zaman üniversite gençliğine. Ben üniversite gençliğine de sesleniyorum; 45 lira burs, biz ise şu anda 280 lira burs veriyoruz, bunun yanında 200 lira Kredi Yurtlar Kurumu'nda kalıyorsa beslenme yardımı veriyoruz, 480 lira...Şu anda devletten burs alanların sayısı 380 bin, karşılıksız bu burs. Bunun yanında kredi alanlar var. Kredi alanlarla birlikte rakam 1 milyon 200 bini aşıyor. Nedir o kredi? Okuldan mezun olup sigortalı bir işe yerleştikten sonra faizsiz ödemeyi yapacağı bir süreç. Bunları sağlayan bizim ikidarımız. Bizden önce her başvurana burs veya kredi vermek, böyle bir şey yok. İlk defa bizim iktidarımızda bu var. Ben gençlerimizin özellikle bunu da bilmesini istiyorum. 10 yıllardır ellerinde tuttukları imtiyazları tek tek yitirenler, Türkiye'nin felaketi için şu anda gayret ediyorlar. Allah'ın izniyle bu gayret, bu temenni gerçeğe dönüşmeyecek. Milletin hayır duası tüm bu dua ve temennilere inşallah galebe çalacaktır."
- TBMM
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?