Başbakan Davutoğlu: (2) - Son Dakika
Politika

Başbakan Davutoğlu: (2)

BAKÜ/ Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmenin medeni bir ortamda geçtiğini belirterek, "Bir görüşmede hemen her meselenin çözülmesi zor. Psikolojik boyutu gittikçe artan dozda bir krizle karşı karşıyayız" dedi.

04.12.2015 17:53

BAKÜ/ Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmenin medeni bir ortamda geçtiğini belirterek, "Bir görüşmede hemen her meselenin çözülmesi zor. Psikolojik boyutu gittikçe artan dozda bir krizle karşı karşıyayız" dedi. Davutoğlu, Türkiye ile Rusya arasındaki krize ilişkin olarak, "Öncelikle bu psikolojik kıskaçtan, çıkmazdan bir an önce uzaklaşmak lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Rusya ile kriz konusunda hangi noktada bulunulduğunun sorulması üzerine, "Bir, krize sebep teşkil eden olgusal boyutu var, bir de o krizi tırmandıran psikolojik boyutu var" ifadelerini kullanarak, her zaman bunun olabileceğini, bazen psikolojik boyutun, olgusal boyutun çapını aşabileceğini söyledi.

"Öyle bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla öncelikle bu psikolojik kıskaçtan, çıkmazdan bir an önce uzaklaşmak lazım" diyen Davutoğlu, olayın oluş seyri hakkında da bilgi verdi. Davutoğlu, şunları belirtti:

" Suriye'deki kriz bağlamında, Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi sonrasında Türkiye-Suriye sınırını ihlal eden Rus uçağı uyarıları rağmen tutumunu değiştirmediği için angajman kuralları gereği, Rusya uçağı olduğu bilinmediği, milliyeti de bilinmediği bir anda düşürüldü. Bu öyle bir psikolojik sonuç doğurdu ki her gün yeni açıklamalarla bu kriz derinleşiyor. Şimdi o zaman önce psikolojileri kontrol etmek lazım, sonra söylemi kontrol etmek lazım, sonra oturup bu olgu, yani krizi çıkartan olguda eğer farklı kanaatler varsa, onu paylaşmak lazım. Sonra da ilişkilerin nasıl rayına gireceğini konuşmak lazım. Fakat bir haftadır Rusya medyasında ve Rus yetkililer tarafından öylesine psikolojik boyut tırmandırılıyor ki olayın olgusal boyutuna gidip onun ne olduğu konusunda ve sonrası ile ilgili atılacak adımlar konusunda görüşme imkanı hasıl olmuyor."

"Suriye krizinin de bir an önce çözülmesi lazım"

Türk ve Rus Dışişleri Bakanlarının dün görüştüğünü ve orada da görüşlerin tekrar edildiğini hatırlatan Davutoğlu, "Şimdi bizim için önemli olan bir, Rusya ile ilişkilerde iletişim kanallarını açık tutmak ve karşılıklı olarak gerçekleştirilecek açık yürekli, samimi diyaloglarla krizi aşmak. İkincisi Suriye alanında da her an böyle yeni krizlerle karşılaşılabilecek durumlar söz konusu. Çünkü Suriye hava sahasında o kadar çok ülke artık operasyon yapıyor ki bu ülke uçaklarının karşılıklı olarak birbirine herhangi bir şekilde zarar vermemesi gittikçe güçleşiyor" ifadelerine yer verdi. Davutoğlu, Suriye krizinin de bir an önce çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye-Rusya ilişkilerinin, ikili ilişkiler olmasının yanı sıra Kafkasya, Karadeniz başta olmak üzere birçok bölgedeki istikrarı da etkileyecek boyutlar taşıdığına dikkati çeken Davutoğlu, "Dolayısıyla Rus yetkililerine bir kez daha Bakü'den de çağrıda bulundum, açık yüreklilikle ve bir masa etrafında oturarak, bu sorunlarımızı konuşmamız ve en uygun yöntemlerle, sorunların çözümü bağlamında da karşılıklı siyasi iradelerimizi devreye sokmamız lazım" dedi.

"Suriye'nin kantonlaşmasına olumlu bakmayız"

Suriye'de kantonlaşma konusuna değinilerek, Türkmenlerin de Türkmen bölgelerinde kantonlaşma istemeleri durumunda Türkiye'nin tavrının ne olacağının sorulması üzerine Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Biz Suriye'nin kantonlaşmasına prensip olarak olumlu bakmayız. İster Türk, ister Kürt, ister Arap bu şekilde kantonlaşmalar, etnik temelli kantonlaşmalar bir müddet süre sonra o etnik toplumların birbirinden uzaklaşması sonucunu doğurur. Aksine bu etnik gruplar birbirine daha çok yakınlaşmalı, daha çok kaynaşmalı. Zaten Ortadoğu'da sınırları tekrar böyle sarsmak isteyenler böyle bir kantonlaşma fikrine yakın duruyorlar. Tekrar etnik ve mezhebi temelli her parçalanma, kardeşi kardeşten ayırır. Onun için burada bütün halkların da toplulukların da haklarını gözeten, Suriye'nin birliğini, beraberliğini kollayan, şehirlerin mahalleleri birbirinden koparmayan bir yeni siyasal anlayışa ihtiyaç var. Bu nihayetinde Suriyelilerin karar vereceği bir husus ama Türkiye olarak Suriye'yi daha fazla parçalamaya dönük çabalara karşı uyanık olmak lazım. Ama bir taraftan da bir grup, 'Ben kanton kuracağım' derse karşı grup da kendinde bu hakkı görmeye başlar. Mesela Halep şehrinde bütün bu etnik unsurlar bir arada yaşıyor. Halep'te Arap da Kürt de var, Türkmen de var. Şimdi bu tür kantonlaşmanın şehirleri nasıl böleceği de aşikar. Biz Halep'in o tarihi özelliğini, birçok mezhebi, dini, etnik grubu bünyesinde barındıran tarihi özelliğini korumasına büyük önem veririz."

Çavuşoğlu-Lavrov görüşmesi

Başbakan Davutoğlu, Çavuşoğlu'nun Lavrov ile görüşmesinden çıkar çıkmaz kendisine bilgi verdiğini aktararak, "Nazik, medeni karşılıklı olarak görüşlerin paylaşıldığını bir toplantı olmuş. Ama bundan sonra atılacak adımlar önemli. Bu ilk görüşme sonrasında da görüşmelerin devam ederek ilgili yetkililer arasında öncelikli iletişim kanallarının açık tutulup, görüşmelerin devam etmesinde fayda var. Bir görüşmede hemen her meselenin çözülmesi zor. psikolojik boyutu gittikçe artan dozda bir krizle karşı karşıyayız" diye konuştu.

Öncelikle psikolojik boyuttan çıkmak gerektiğini belirten Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye sınırlarının terör unsurlarından arındırılmasının öncelikli hedeflerinden birisi olduğunu bildirdi.

Davutoğlu, Türkiye'nin, sınırlarını korumak için her türlü tedbiri alma hakkına sahip olduğuna işaret ederek, şunları dile getirdi:

"DAEŞ unsurlarının bulunduğu 98 kilometrelik alanın, Suriye halkının meşru temsilcisi olarak gördüğü ılımlı muhalefet tarafından kontrol edilmesi bizim her zaman öncelikli tercihimiz olmuştur. Bu bağlamda birçok çalışmalar yapıldı. Buradaki en önemli aksaklık DAEŞ'e karşı operasyon yapan ülke ve ülke gruplarının birbirinden kopuk hareket etmesinin doğurduğu sıkıntılardır. Bu bölgenin DAEŞ'ten arındırılması gerektiğini hemen herkes kabul ediyor. Ancak diğer yandan, Azaz gibi bu bölgede DAEŞ'e direnen bir şehrin Rus jetleri tarafından bombalanması kabul edilebilecek bir tutum değil."

DAEŞ ile mücadelede koordinasyonun önemine dikkati çeken Davutoğlu, "DAEŞ'ı durduracak unsurlar Azaz'da. Dolayısıyla Azaz'ı bombalamasının hangi gerekçesi olabilir. Muhalefeti bir taraftan İdlib'te, bir taraftan Halep ve Azaz'da baskı altında tutup, sonra da DAEŞ'e karşı mücadele ediyoruz denmesi çelişki oluşturuyor" ifadelerini kullandı.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement